Ak Parti Mkyk Üyesi Can Açıklaması
AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Osman Can, "Türkiye bugün itibariyle artık yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapım süreci içerisinde ve artık önünde çok fazla engel yok" dedi.
Can, Memur-Sen Çankırı İl Temsilciliği tarafından 100. Yıl Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Anayasa ve Hükümet Modeli Arayışları" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'de dağdaki çoban ile bir profesör arasındaki farkın ortadan kalkmaya başladığını ifade ederek, aklı selim açısından bakıldığında o farkın zaten hiç olmadığını belirtti.
1982 ve 1961 Anayasalarını hazırlayanların ürettikleri iktidarları devirenlerin, dağdaki çobanlar olduğunu savunan Can, şöyle konuştu:
"Umarım dağdaki çoban gibi aklı selimi hiçbir zaman kaybetmem. Onların tabiatı ve hayatı okumasıyla elde ettiği tecrübe, doğru hakikat. İnşallah hiçbir zaman bizimde hakikatimiz olmaktan uzaklaşmaz. Bunu niye böyle diyorum. Çünkü yıllar önce bir köye gittik. Köyde bir amca bir kelime kullandı. Yıllardır okuduğumuz kitaplardan zihnimizde kalan bir kelimeyi amcamız bize söyledi.
Bu aklı selim, Türkiye'nin demokratlaşması açısından önemli bir aklı selim oldu. Bu aklı selim, Türkiye'de tek partili dönemi deviren aklı selim oldu. Bu aklı selim 1961 seçimlerinde darbeyi yapanlara gerekli dersi verdi. 1965'te ise bunu pekiştirdi. Bu aklı selim 1983 yılında darbeciler dönemini önemli ölçüde sona erdiren Turgut Özal'ı iktidara taşıyan aklı selim oldu. Bu aklı selim 2002 tarihinden bu yana Türkiye'nin kaderini önemli ölçüde değiştiren, milletten aldığı güçle bir sivil iradeyi de önemli ölçüde hakim kılan aklı selim oldu. Yine aynı şekilde milletin iradesi ile sivil toplum örgütlerine destek verdi. Türkiye bugün itibariyle artık yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapım süreci içerisinde ve artık önünde çok fazla engel yok."
Türkiye'de bugünlerde sivil bir anayasa için mücadele yürütüldüğüne dikkati çeken Can, sivil anayasayı çıkarmanın kolay olmadığını, eskinin alışkınlıkları ve korkularının sürdüğünü vurguladı.
Can, darbe ürünü anayasadan kurtulacaklarını belirterek, "Kurtulma konusunda azimliyiz. Milletin gücü ve akli selimi bize bu enerjiyi, gücü veriyor. Bu gücün farkında oldukça da çok büyük bir sorumluluk altında olduğumuzu biliyoruz. Bu sorumluluk omuzlarımızı çökertiyor. Ama biz çöktükçe millet yükseliyorsa, biz yükseliyoruz. Biz yükseldiğimizi çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
-"Parlamentomuz milletin aynası olacak"
Türkiye'nin ya parlamenter sistem ya da başkanlık sistemi tercihinde bulunması gerektiğini savunan Can, şöyle devam etti:
"Öyle bir model geliştirmek zorundayız ki temsilcilerimiz barajsız şekilde parlamentoda temsil edilsin. Dolayısıyla parlamento milletin aynası olsun. Hem de bir hükümet çıksın, o hükümet istikrarlı bir şekilde 4 yıl boyunca bir politika yürütsün. 4 yıl boyunca bu politikanın başarılı bir şekilde yürüyeceğini görebilelim. Hem ekonomi yürüsün, hem istikrar olsun. Aynı zamanda milletin bütün farklılıklarının temsil edildiği bir meclisimiz olsun. Millet meclisinde konuşsun, millet meclisinde politika üretsin, millet meclisinde hükümeti kontrol edebilsin.
Bu düşüncelerle, bu tartışmalarla, Türkiye'de başkanlık sistemi çok önemli. Çünkü başkanlık sisteminde başkan parlamentonun içerisinden çıkmıyor. Parlamentonun içerisinden çıkmadığı için istikrar sorunu yok. İstikrar sorunu olmadığı için de yüzde 10'luk barajlara ihtiyacımız kalmayacak. Parlamentomuz milletin aynası olacak.
Türkiye köklü bir tarihe ve çeşitliliğe sahiptir. Hem o çeşitliliği sağlamalıyız, hem de çeşitliliğin talep ettiği bu politikaları hayata geçirecek istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız vardır. Bu iddiayı dünyada temsil edebilecek güçlü, onurlu istikrarlı bir hükümet modeline ihtiyacımız vardır. AK Parti olarak başkanlık modelinin Türkiye'nin gündemine gelmesi ve tartışılması gerektiğini söylüyoruz. Bunun Türkiye açısından tarihi bir mesele olduğunu düşünüyoruz."
-Çözüm sürecinin yeni anayasaya bağlantısı-
Konferansın sonunda bir gazetecinin çözüm sürecinin yeni anayasaya etkilerini sorması üzerine ise Can, yeni anayasayı çözüm süreci ile doğrudan bağlantı kurmanın yanlış olacağını ifade etti.
Yeni anayasanın bir demokrasi hamlesinin ifadesi olduğunu vurgulayan Can, şunları kaydetti:
"Yeni anayasa, bugüne kadar bastırılmış vesayet sistemi ile darbeci bir anayasal düzenle bastırılmış olan özgürlüklerin, yeniden yaşam bulması için atılmış bir adımdır. Yeni anayasa, demokratik katılımı ifade eder. Türkiye'nin siyasal sisteminden dışlanmış kesimlerin, farklılıkların yeniden 1920 barışı üzerine, Misak-ı Milli anlayışı üzerine yeniden siyasal sistemin sahibi haline gelmesi, özgür bir şekilde bu memlekette kendi tercihlerini yaşayabilmesinin ifadesidir. Zaten şunu söylüyoruz, şu an çözüm bağlamında tartıştığımız problemlerin büyük bir kısmı, eski anayasal düzenin ürettiği problemlerdir. Yani anti-demokratik yapının, vesayetçi ve ideolojik yapının ürettiği sorunlardır. Demokratik bir anayasa ortaya koyduğumuz zaman, çözüm dediğimiz asıl mesele ve asıl hamle haline gelecektir. Bununla zaten bu sorunları önemli ölçüde ortadan kaldırmış olacağız."
Muhabir: Ferhat Barulay/Sinan Özmüş
Yayıncı: Atakan Çelik
Kaynak: AA
1982 ve 1961 Anayasalarını hazırlayanların ürettikleri iktidarları devirenlerin, dağdaki çobanlar olduğunu savunan Can, şöyle konuştu:
"Umarım dağdaki çoban gibi aklı selimi hiçbir zaman kaybetmem. Onların tabiatı ve hayatı okumasıyla elde ettiği tecrübe, doğru hakikat. İnşallah hiçbir zaman bizimde hakikatimiz olmaktan uzaklaşmaz. Bunu niye böyle diyorum. Çünkü yıllar önce bir köye gittik. Köyde bir amca bir kelime kullandı. Yıllardır okuduğumuz kitaplardan zihnimizde kalan bir kelimeyi amcamız bize söyledi.
Bu aklı selim, Türkiye'nin demokratlaşması açısından önemli bir aklı selim oldu. Bu aklı selim, Türkiye'de tek partili dönemi deviren aklı selim oldu. Bu aklı selim 1961 seçimlerinde darbeyi yapanlara gerekli dersi verdi. 1965'te ise bunu pekiştirdi. Bu aklı selim 1983 yılında darbeciler dönemini önemli ölçüde sona erdiren Turgut Özal'ı iktidara taşıyan aklı selim oldu. Bu aklı selim 2002 tarihinden bu yana Türkiye'nin kaderini önemli ölçüde değiştiren, milletten aldığı güçle bir sivil iradeyi de önemli ölçüde hakim kılan aklı selim oldu. Yine aynı şekilde milletin iradesi ile sivil toplum örgütlerine destek verdi. Türkiye bugün itibariyle artık yeni, sivil, demokratik bir anayasa yapım süreci içerisinde ve artık önünde çok fazla engel yok."
Türkiye'de bugünlerde sivil bir anayasa için mücadele yürütüldüğüne dikkati çeken Can, sivil anayasayı çıkarmanın kolay olmadığını, eskinin alışkınlıkları ve korkularının sürdüğünü vurguladı.
Can, darbe ürünü anayasadan kurtulacaklarını belirterek, "Kurtulma konusunda azimliyiz. Milletin gücü ve akli selimi bize bu enerjiyi, gücü veriyor. Bu gücün farkında oldukça da çok büyük bir sorumluluk altında olduğumuzu biliyoruz. Bu sorumluluk omuzlarımızı çökertiyor. Ama biz çöktükçe millet yükseliyorsa, biz yükseliyoruz. Biz yükseldiğimizi çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
-"Parlamentomuz milletin aynası olacak"
Türkiye'nin ya parlamenter sistem ya da başkanlık sistemi tercihinde bulunması gerektiğini savunan Can, şöyle devam etti:
"Öyle bir model geliştirmek zorundayız ki temsilcilerimiz barajsız şekilde parlamentoda temsil edilsin. Dolayısıyla parlamento milletin aynası olsun. Hem de bir hükümet çıksın, o hükümet istikrarlı bir şekilde 4 yıl boyunca bir politika yürütsün. 4 yıl boyunca bu politikanın başarılı bir şekilde yürüyeceğini görebilelim. Hem ekonomi yürüsün, hem istikrar olsun. Aynı zamanda milletin bütün farklılıklarının temsil edildiği bir meclisimiz olsun. Millet meclisinde konuşsun, millet meclisinde politika üretsin, millet meclisinde hükümeti kontrol edebilsin.
Bu düşüncelerle, bu tartışmalarla, Türkiye'de başkanlık sistemi çok önemli. Çünkü başkanlık sisteminde başkan parlamentonun içerisinden çıkmıyor. Parlamentonun içerisinden çıkmadığı için istikrar sorunu yok. İstikrar sorunu olmadığı için de yüzde 10'luk barajlara ihtiyacımız kalmayacak. Parlamentomuz milletin aynası olacak.
Türkiye köklü bir tarihe ve çeşitliliğe sahiptir. Hem o çeşitliliği sağlamalıyız, hem de çeşitliliğin talep ettiği bu politikaları hayata geçirecek istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız vardır. Bu iddiayı dünyada temsil edebilecek güçlü, onurlu istikrarlı bir hükümet modeline ihtiyacımız vardır. AK Parti olarak başkanlık modelinin Türkiye'nin gündemine gelmesi ve tartışılması gerektiğini söylüyoruz. Bunun Türkiye açısından tarihi bir mesele olduğunu düşünüyoruz."
-Çözüm sürecinin yeni anayasaya bağlantısı-
Konferansın sonunda bir gazetecinin çözüm sürecinin yeni anayasaya etkilerini sorması üzerine ise Can, yeni anayasayı çözüm süreci ile doğrudan bağlantı kurmanın yanlış olacağını ifade etti.
Yeni anayasanın bir demokrasi hamlesinin ifadesi olduğunu vurgulayan Can, şunları kaydetti:
"Yeni anayasa, bugüne kadar bastırılmış vesayet sistemi ile darbeci bir anayasal düzenle bastırılmış olan özgürlüklerin, yeniden yaşam bulması için atılmış bir adımdır. Yeni anayasa, demokratik katılımı ifade eder. Türkiye'nin siyasal sisteminden dışlanmış kesimlerin, farklılıkların yeniden 1920 barışı üzerine, Misak-ı Milli anlayışı üzerine yeniden siyasal sistemin sahibi haline gelmesi, özgür bir şekilde bu memlekette kendi tercihlerini yaşayabilmesinin ifadesidir. Zaten şunu söylüyoruz, şu an çözüm bağlamında tartıştığımız problemlerin büyük bir kısmı, eski anayasal düzenin ürettiği problemlerdir. Yani anti-demokratik yapının, vesayetçi ve ideolojik yapının ürettiği sorunlardır. Demokratik bir anayasa ortaya koyduğumuz zaman, çözüm dediğimiz asıl mesele ve asıl hamle haline gelecektir. Bununla zaten bu sorunları önemli ölçüde ortadan kaldırmış olacağız."
Muhabir: Ferhat Barulay/Sinan Özmüş
Yayıncı: Atakan Çelik