Gerekirse Golan'a kadar gideriz

AK Parti'nin asker kökenli milletvekili Şirin Ünal'dan tartışılacak açıklamalar...

Gerekirse Golan'a kadar gideriz
AK Parti Milletvekili emekli Tümg. Şirin Ünal'dan çok konuşulacak sözler... Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven'in çıkışına da itiraz eden Ünal'ın değerlendirmeleri şöyle:

- Diyarbakır Emniyet Müdürü Güven'in yaptığı çıkışı siz nasıl yorumladınız?
Ben vatana ihanet eden insanlara ağlamam, katılmıyorum. Herkesin, ekmeğini yediği, suyunu içtiği bu vatana bu millete asgari düzeyde de olsa sadakatini göstermesi lazım.

- 'Her dağa çıkanda payımız var' özeleştirisi yapıyor...
Terörle mücadelede geçmiş iktidarların çok fazla hata yapmış olabileceğine inanmıyorum. Onlar da, o gün ellerindeki bilgi, belge ve kendilerine sunulan öneriler doğrultusunda terörle mücadeleyi sürdürmeye çalıştılar. Belki 15-20 sene sonra birileri kalkıp, bugün bizim yaptığımız terörle mücadelenin şekline laf söyleyebilirler.

- Neden çözülmüyor bu sorun?
Terörü çözemeyiz. Çünkü bizim terörist dediklerimize Batılı ülkeler ve bazı müttefiklerimiz 'özgürlük savaşçısı' gözüyle bakıyor. Terörün tarifi konusunda hemfikir olamadık daha. Almanya, Fransa, Kuzey Avrupa ülkelerinin çoğu hala maddi destek sağlanmasına olanak tanıyorlar. Etrafta oluşan istikrarsızlığın da etkisi var. Suriye'nin istikrarsızlaşması, ABD çekildikten sonra Irak'ta oluşan durum. İran'ın da el altından kaşıması, İsrail zaten 'one minute' olayından bu yana örgüte destek veriyor. Ama bizim terörle ve teröristle mücadelemiz devam edecek.

ÖCALAN'IN ETKİSİ YOK
- İmralı ile görüşme veya Oslo benzeri bir süreçle çözülebileceğine inanıyor musunuz?
Bazı şeylerden kaçınamazsınız. Suriye'deki rejimi tanımıyoruz ve büyükelçimizi çektik. Onlar da çektiler. Ama nota vereceğiniz zaman o süreci işletiyorsunuz. Son 6 ayda teröristbaşının bu işte etkisi, yetkisi kalmadı gibi gibi. Sonuçta, ABD'nin CIA'sı veya İsrail'in MOSSAD'ı da her şeyi resmi kanallar yoluyla yapmıyor.

- Bir yandan terörist elebaşlarıyla görüşülürken, diğer yandan partinizin BDP'lilere yönelik tavrı bir çelişki değil mi?
Adamlar, ettiği milletvekili yeminine sadık kalmıyor ki, teröristle kucaklaşıyor. Ben ona niye maaş vereyim, niye Mecliste tutayım?

- BDP'lilerle Meclis'te yan yana duruyor olmaktan rahatsızlık duyuyor musunuz?
Bir yıldır, hayatımın en sıkıntılı dönemini geçirdim. Çoğu zaman onlar kürsüye çıkıp konuşurken mecburen dışarı çıktım, sigara çay içmeyi bahane ederek. Sırf onların millete olan kinlerini, nefretlerini dinlememek için. Ama maalesef demokrasilerde bu tür şeylere katlanmak zorunda kalıyoruz. Teröristlerle kucaklaşan insanların Meclis'te yeri yok.

BAŞBAKAN KOMUTAN
- Başbakan hem emekli komutanlar hem cezaevindekileri sıkça eleştiriyor?
Hem askerliğin temeli itaattir hem siyasetin. Başbakan, hem sivil hem askeri idarenin amiridir, komutanıdır. Dolayısıyla herkes ona itaat edecek. Etmeyen, hesabını yargı önünde verir. Hakim ve savcılarımızın elinde hangi bilgiler var bilmeden konuşmamız etik olmaz.

- Size yönelik tepkiler nasıl?
Aşırı solcu, ateist ve bazı mezheplerden bazı insanlar kabullenemiyor.

ASKERi NOKTALARI HEDEF ALIYORUZ
- Türkiye uyardı ama hala Suriye'nin top mermileri sınırlarımızın içine düşmeye devam ediyor. Sizce bu sorun nereye gidiyor?
Oradaki zalim iktidar ne yaptığının farkında değil veya duruma hakim değil. Komuta kontrol konusunda zaafiyetleri var. Verilen emirler, disiplinsizlik nedeniyle yerine gelmiyor olabilir. Biz, misliyle mukabele ediyoruz. Onlar rastgele atıyor, biz sınıra yakın füze ve radar mevzileriyle muhabere tesislerine hedef alıyoruz.

- Savaş ihtimali var mı, çıkarsa ne olur?
Tezkere kendimizi korumaya yönelik. Silahlı Kuvvetlerimizin anında mukabelede bulunabilmesi için önünün açılması ve caydırmaya yönelik. Uçakların kalkıp kalkmayacağı noktasında kesin konuşamayız. Karşı tarafın restine bağlı. Suriye'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'yle başetmesi mümkün değil. Biz Suriye'yi işgal mi edeceğiz? Hayır. Aynı kıbleye yönelen, aynı yemekleri yiyen insanlarız. Vaktiyle ülkeyi Şam Valimiz yönetiyordu. Sıkıntımız, tepedeki yüzde 15-16'lık bir azınlığa dayanan ve halkına zulmeden zalim iktidarın değiştirilmesi noktasında.

- Süreç, misillemelerle mi devam edecek?
En kötü ihtimal savaş. Savaş çıkarsa, başlarına yıkarız orayı. Ama oraya geleceğini sanmıyorum.

- 'Güvenli bölge', 'tampon bölge' tartışılıyor.
İnşallah oraya gelmez ama gelirse bunlarla uğraşmayız. Doğrudan Şam'a yürürüz, bayrağı indiririz. Mısır'da, Tunus'ta, Libya'da olduğu gibi onları (muhalifler) oraya getiririz. İşbaşına gelecek insanlar için süreç 3 ay mı sürer, 6 ay mı ondan sonra çekilir geliriz.

- 'Şam'a kadar gideriz' diyorsunuz yani...
Deler geçeriz ya inşallah. Golan'a kadar gideriz belki. Maksatımız Suriye'yi bütünlük içerisinde tutmak, sadece iktidarı değiştirmek. Parçalanmış Suriye, Türkiye'nin işine yaramaz, İsrail'in işine yarar.

- Uluslararası camiadan endişeniz yok mu?
Kasıt zaten ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi sömürgecilikten nemalanan ülkeler. Orada doğalgaz, petrol olsaydı, çoktan işgal etmişlerdi. Böyle bir kaynak olmadığı için, sorunun bizim üzerimizden çözülmesi onların da işine gelir. Tabii Başbakanımız çok zeki, akıllı bir insan. 'Hemen oraya girelim' diye bir düşünce yok.

- Suriye'nin kuzeyinde de, Irak'takine benzer bir yapı oluşması endişeniz var mı?
Ciddi bir tehlike görmüyorum. Çünkü Irak'taki kadar belirgin bir nüfus yoğunluğu yok.

- Esad yönetimine ne kadar ömür biçiyorsunuz?
Kuran'daki ayetlerle sabittir, zalimler uzun süreli olmuyor.