Güçlerini birleştiren yerel marketler, maliyetine ürün satacak

Yerel marketler, neredeyse her mahallede şube açan ulusal ve uluslararası marketlerle rekabet edebilmek için güç birliği yaptı. Samsun‘da 36 mağazaya sahip 8 şirketin bir araya geldiği oluşum, tüketicilerin ulusal marketlere yönelmesinin önüne geçebilmek için proje hazırladı. Proje kapsamında, mağazalarda ve marketlerde satılmayan ancak insanların ihtiyacı olan gıda dışı spot ürünlerin toptan alınarak, belirlenen tarihlerde ve fiyattan tüketicinin beğenisine sunulması, bu sayede ilave müşteri çekilmesi hedefleniyor. Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Karadeniz Perakendeciler Derneği (Perder) Genel Koordinatörü Ahmet Yılmaz, ilk 6 aylık sürecin başarıyla tamamlanması halinde, bu organizasyona tüm marketleri dahil etmeyi planladıklarını belirtiyor. Dünya‘da çok yaygın olan parekende sektörü Avrupa‘da durma noktasına gelirken, Türkiye, büyük şirketler tarafından bakir bir bölge olarak görülüyor. Marmara Bölgesi‘nde doyuma ulaşan büyük şirketler, yatırımlarını sektörün en bakir bölgelerinden Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine götürüyor. Avrupa‘da mağaza açmak için aranan, 600 metrekareden büyük olanların şehir dışına kurulmalarına izin verilmesi, belli şube sayısı ve nüfusun baz alınması gibi kriterlerin Türkiye‘de uygulanmaması sebebiyle kontrolsüz büyüyen uluslararası şirketler, yerel marketleri bitirme noktasına getirdi. Sayıları günden güne artan uluslararası market zincirleriyle rekabet edemeyen yerel firmalar, çareyi güç birliği yapmakta buldu. Merkezi Samsun olan Perder çatısı altında bir alan 8 yerel market, müşteri çekebilmek ve rekabet edebilmek için toplu alımla promosyonlu ürün satışı yapma kararı aldı. Uluslararası şirketlere karşı yapılan güç birliği ile pazarlama ve promosyonlu ürün satışı politikaları hakkında bilgi veren Perder Genel Koordinatörü Ahmet Yılmaz, en büyük kozlarının toptan alım ve satım olacağını söyledi. Mağazaların şube açmasını, tabaktan bir kaşık yemek çalmak olarak değerlendiren Yılmaz, ‘‘Her ulusalın gelmesi, şube açması zayıf ve güçsüz olan yerel marketleri vuruyor. Kendi bazında alım yaptıkları için ürünleri uygun şartlarda satın alamıyor, rekabet edemiyorlar. Ulusalların kullandıkları en büyük silah da bu. Üreticiden toptan mal aldıkları için istedikleri iskontoyu, indirimi uygun şartlarda yaptırıp mal alıp satmaya çalışıyorlar. Bütün yerel marketlerin tek kalemden satın alma yaparak satın alma güçlerini artırması lazım ki almış olduğu malı tekrardan ufak kar marjı ile tüketiciyle buluşturabilsin. İşte biz de bu projemizle bunu yapmaya hazırlanıyoruz.‘‘ dedi. Yerel market sahiplerini bir araya getirip, birleşme sağladıktan sonra ortak alım avantajını nasıl kullanacaklarını belirlediklerini ifade eden Yılmaz, ‘‘Her markette satılmayan ürünleri toptan alımını yaparak, aynı tarihte ve fiyattan yerel marketlerde satarak tüketicinin beğenisine sunmayı istiyoruz. Amacımız, tüketicilerin dikkatini çekecek bir fiyat yapısıyla, ürün seçimi temin edilerek gıda dışı spot ürünlerle ilave müşteri çekmek ve yerel marketlerin fiyat ve kalite imajını güçlendirmektir. 16 şubatta start vereceğiz. İlk kral ürünümüz LCD ekran televizyon olacak. Bunun dışında ev gereçleri ve tekstillerini de müşterilerimizin beğenisine sunacağız. Her ayın ikinci haftasında da 7 ile 14 kalem arasındaki promosyon ürününü doğru fiyatta ve doğru zamanda satışa sunacağız. Maliyetine satacağımız bu ürünleri afişe ettiğimizde tüketiciler, mağazalarımızdaki fiyat ve ürün kalitesini de görme fırsatı bulacak.‘‘ şeklinde konuştu. Oluşuma katılmak isteyenlerin ise sayısı her geçen gün arttığına da değinen Ahmet Yılmaz, ilk 6 aylık süreçte kampanyadan muvaffak olmaları halinde her marketin oluşuma katılabileceğini sözlerine ekledi.