Türk Çayının Markalaşması ve Uluslararası Tanıtımı 2023 Vizyonu Çalıştayı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, son üç yılda 8 bin 400 ton kaçak çay ele geçirildiğini söyledi.
Rize Ticaret Borsası ve Rize Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından tertip edilen Türk Çayının Markalaşması ve Uluslararası Tanıtım 2023 Vizyonu Çalıştayı, bugün Rize Ticaret Borsası Salonu`nda başladı
Çalıştay`ın açılışında konuşan Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, Rize Çayı`nı bir dünya markası yapmanın önemine değinerek şöyle konuştu: "Bölgemizde çay tarımı yapan 200 bin aile için çay geçim kaynağı olmaktan uzaklaşmış ve giderek bir külfete dönüşmektedir. Ne yazık ki, insanımız gün geçtikçe çaydan umudunu kesiyor. 70-80 yıl önce başlayan Türk çaycılığı bugün bir yol ayrımındadır. Ya yüksek gümrük duvarlarıyla korumaya devam edeceğiz ve `Biz kaliteli üretim yapıp dünyaya satamıyoruz, kendivatandaşımıza zorla satmaya devam ediyoruz` diyeceğiz ya da dünyadaki değişime paralel olarak, gerçekçilikten uzaklaşmadan, ekonomik realiteler ışığında harekete ederek iklim avantajımızı kullanacağız ve kaliteli Türk Çayı`nı dünyaya yüksek fiyatla satacağız. Hedef 50 bin ton ihracat, 500 milyon dolar gelir." Üç yıl önce göreve geldiği arkadaşlarıyla birlikte Rize Ticaret Borsası olarak kendilerine bir hedef koyduklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Dedik ki, 2023 yılında ülkemiz neden 300 bin ton çay üretmesin? Ürettiği 300 bin ton çayın 50 bin tonunu ihraç eden bir ülke neden olmasın? Neden ülkemiz bu ihracattan 500 milyon dolar döviz kazanmasın? Neden bölgemizin refahını bu yolla yükseltmeyelim." TÜRK ÇAYININ GEN HARİTASI ÇIKARILIYOR Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz da, Rize çayının rehabilite edilmesinde Rize Üniversitesi olarak çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Türk çayının gen yapısının haritasını çıkarıyoruz. Çayın rehabilite edilmesi açısından bu bizim için bir basamak olacaktır" dedi.
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu da, Türk çayının zararlı kimyasallar içermeyen dünyanın en sağlıklı çayı olduğunu belirterek özellikle Güneydoğu Bölgesi`nde tüketilen kaçak çayların kanserojen içerikli pestisis taşıdığını söyledi.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ise konuşmasında, yerli çayın özellikle Güneydoğu Bölgesi`nde damak tadı oluşturması için oluşturulacak özel ekiplerin bölgede çay demlemesinden içimine kadar çayın tanıtımını yapması gerektiğini belirtti. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu da, çay üreticisinin çaya olan saygısını yitirdiğini bu saygının yeniden sağlanması gerektiğini vurguladı. ALTERNATİFİ OLMAYAN İÇECEK OLACAK Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da konuşmasında, sektördeki aksayan yönleri doğru tespit edip, mükemmel üretim ve pazarlama sisteminin oluşturulması gerektiğini belirtti. Bakan Hayati Yazıcı, hedefin hem üretiminde hem de dünya pazarlarına sunumunda Türk Çayını alternatifi olmayan bir içecek haline getirmek olduğunu söyledi
Ülkemizde sudan sonra en çok içilen, sağlık yönünden bilimsel olarak yararları kanıtlanan organik Türk çayını bir marka olarak dünyaya tanıtmanın hepimizin ortak gayesi olduğunu anlatan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet olarak 2023 yılına kadar, dünya çapında en az 10 marka üretme hedefi koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka `Rize Çayı-Türk Çayı` olmalıdır. Biz de organik tarıma elverişli topraklarıyla dünyanın en lezzetli ve sağlıklı çayı olmaya aday Rize çayını dünyanın en prestijli çay markasıhaline gelmesi, çayımızın tanınması ve pazarlanmasının çok ötesinde manalar da ihtiva etmektedir. Çünkü, dünya çapında marka üretmek aynı zamanda kendi kültürünü tanıtmak ve transfer etmek demektir. Çay da, diğer içeceklerden farklı olarak kültürel kodları en fazla taşıyan ürünlerden biridir. `TurkishTea` olarak adlandırılacak Türk çayı ve altında oluşacak markalarla, Türk çay içme kültürü ve diğer geleneksel unsurlarımız dünyaya tanıtılacaktır." DEĞİŞİME AYAK UYDURUN Konuşmasında Türk çay sektörünün üreticilerine değişime ayak uydurmaları önerisinde bulunarak bir Çin Atasözü ile örnek veren Hayati Yazıcı, şunları söyledi: "2009 yılı itibariyle 3 milyon 14 bin hektar olarak ölçülen çay ekim alanlarının yüzde 47`sinin Çin`de bulunduğunu görüyoruz. Ülkemizde 75 bin 851 hektar olarak ölçülen çay ekim alanları ise dünya çay ekim alanlarının yüzde 2.51`ini oluşturmaktadır. 2009 itibariyle 198 bin 601 tonluk net kuru çay üretimi yapan Türkiye, dünya üretiminde 5. sırada yeralmıştır. Çayın ülke ekonomilerindeki konumu ve çay tarımının verimliliğiyle ilgili önemli göstergelerden biri hektar başına elde edilen ürün bazında Türkiye 2 bin 618 kilogram ürünle dünya birincisi konumunda bulunmaktadır." Kişi başına çay tüketiminde de yine dünyada ilk sırada olduklarını anlatan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada çay üretim trendlerine baktığımızda tüm çay üreticisi ülkelerdeki çay üretim miktarlarının yıllar içinde arttığını görüyoruz. Özellikle Çin ve Hindistan`ın üretim değerlerinde önemli artış söz konusudur. Bu bakımdan çayımızın kalitesini daha da artırarak pazarda daha iyi yer almalı, dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmeliyiz. Bir Çin atasözündeki gibi `değişim rüzgarları esmeyebaşladığında duvarlar örmek yerine yel değirmenleri kurmayı tercih etmelidir` Gelecekte tarım ve tarımsal faaliyetler çok daha önemli olacak. Organik tarım çok daha öne geçecek ve insanlar organik ürünlerin üretim alanlarını arar duruma gelecek." ÜÇ YILDA 8 BİN 400 TON KAÇAK ÇAY ELE GEÇİRİLDİ Son üç yıl içerisinde 8 bin 400 ton kaçak çay yakalandığını belirten Bakan Hayati Yazıcı, kaçak çayla yaptıkları mücadeleyi anlattı. Bakanlık olarak yasal ticareti kolaylaştırmak için gerekli tedO`dd OLMAYAN İÇECEK OLACAKbirleri aldıkları gibi yasa dışı ticareti önlemek için de yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Gümrük kapılarında iyileştirme yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğümüz gümrük kapılarında, girişlerde aldığı tedbirlerle kaçak çay faaliyetlerini önlemeye çalışmaktadır. Çay kaçakçılığı ile mücadele anlamında 2010 yılında gümrük muhafaza ekiplerimiz ve diğer kolluk kuvvetlerince yakalanan miktar 3 bin 200 tondur. Son 3 yılda toplam 8 bin 400 ton kaçak çay yakalanmıştır. Çay kaçakçılığında ve bunların yakalanmasında 2009 en yoğun yıl olmuştur." Ülke ekonomisinin geliştirilmesinin önündeki en önemli engellerden birininde çay kaçakçılığı olduğunu anlatan Yazıcı, şunları söyledi: "Bu bağlamda, Çay Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı`nı hazırladık. Bu plan ile kurumlar arası istihbarat paylaşımını, ortak mücadele yöntemlerini geliştirmeyi ve koordinasyonu artırmayı hedefliyoruz. Yine çay kaçakçılığını engellemeye yönelik çalışmalar yürüten Bakanlığımız ile Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü arasında 31 Mart 2010`da `Sahte ve Kaçak Çay Ticareti ileMücadelede İşbirliği Protokolü`nü imzaladık." Gümrük ve Ticaret Bakanlığı personelinin çay kaçakçılığı ile mücadelede bilgi ve etkinliğinin artırılması amacıyla Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünce belirli dönemlerde, eğitim faaliyetleri düzenlendiğini anlatan Yazıcı, şöyle konuştu: "Bu çerçevede 2010 yılı içerisinde, Mersin, İskenderun, Antep, Habur, Hakkari, Gürbulak, Hopa, İstanbul, Edirne, Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüklerinde görevli 20 muhafaza memuruna Çay Kaçakçılığının Önlenmesi konulu eğitim verilmiştir. Yine 2010 yılı içerisinde çaykaçakçılığı ile mücadelede faydalanılmak üzere çay kokusuna duyarlı üç çay dedektör köpeği kullanılmaya başlanmıştır. Çay dedektör köpeklerinden çok kısa sürede yüksek verim aldık, sayılarını artırıyoruz." Bakan Hayati Yazıcı, konuşmasının ardından çay sektöründeki önde gelen kuruluşların temsilcilerine plaket sundu.
Kaynak: İHA
Çalıştay`ın açılışında konuşan Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, Rize Çayı`nı bir dünya markası yapmanın önemine değinerek şöyle konuştu: "Bölgemizde çay tarımı yapan 200 bin aile için çay geçim kaynağı olmaktan uzaklaşmış ve giderek bir külfete dönüşmektedir. Ne yazık ki, insanımız gün geçtikçe çaydan umudunu kesiyor. 70-80 yıl önce başlayan Türk çaycılığı bugün bir yol ayrımındadır. Ya yüksek gümrük duvarlarıyla korumaya devam edeceğiz ve `Biz kaliteli üretim yapıp dünyaya satamıyoruz, kendivatandaşımıza zorla satmaya devam ediyoruz` diyeceğiz ya da dünyadaki değişime paralel olarak, gerçekçilikten uzaklaşmadan, ekonomik realiteler ışığında harekete ederek iklim avantajımızı kullanacağız ve kaliteli Türk Çayı`nı dünyaya yüksek fiyatla satacağız. Hedef 50 bin ton ihracat, 500 milyon dolar gelir." Üç yıl önce göreve geldiği arkadaşlarıyla birlikte Rize Ticaret Borsası olarak kendilerine bir hedef koyduklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Dedik ki, 2023 yılında ülkemiz neden 300 bin ton çay üretmesin? Ürettiği 300 bin ton çayın 50 bin tonunu ihraç eden bir ülke neden olmasın? Neden ülkemiz bu ihracattan 500 milyon dolar döviz kazanmasın? Neden bölgemizin refahını bu yolla yükseltmeyelim." TÜRK ÇAYININ GEN HARİTASI ÇIKARILIYOR Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz da, Rize çayının rehabilite edilmesinde Rize Üniversitesi olarak çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Türk çayının gen yapısının haritasını çıkarıyoruz. Çayın rehabilite edilmesi açısından bu bizim için bir basamak olacaktır" dedi.
Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu da, Türk çayının zararlı kimyasallar içermeyen dünyanın en sağlıklı çayı olduğunu belirterek özellikle Güneydoğu Bölgesi`nde tüketilen kaçak çayların kanserojen içerikli pestisis taşıdığını söyledi.
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ise konuşmasında, yerli çayın özellikle Güneydoğu Bölgesi`nde damak tadı oluşturması için oluşturulacak özel ekiplerin bölgede çay demlemesinden içimine kadar çayın tanıtımını yapması gerektiğini belirtti. Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu da, çay üreticisinin çaya olan saygısını yitirdiğini bu saygının yeniden sağlanması gerektiğini vurguladı. ALTERNATİFİ OLMAYAN İÇECEK OLACAK Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da konuşmasında, sektördeki aksayan yönleri doğru tespit edip, mükemmel üretim ve pazarlama sisteminin oluşturulması gerektiğini belirtti. Bakan Hayati Yazıcı, hedefin hem üretiminde hem de dünya pazarlarına sunumunda Türk Çayını alternatifi olmayan bir içecek haline getirmek olduğunu söyledi
Ülkemizde sudan sonra en çok içilen, sağlık yönünden bilimsel olarak yararları kanıtlanan organik Türk çayını bir marka olarak dünyaya tanıtmanın hepimizin ortak gayesi olduğunu anlatan Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet olarak 2023 yılına kadar, dünya çapında en az 10 marka üretme hedefi koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka `Rize Çayı-Türk Çayı` olmalıdır. Biz de organik tarıma elverişli topraklarıyla dünyanın en lezzetli ve sağlıklı çayı olmaya aday Rize çayını dünyanın en prestijli çay markasıhaline gelmesi, çayımızın tanınması ve pazarlanmasının çok ötesinde manalar da ihtiva etmektedir. Çünkü, dünya çapında marka üretmek aynı zamanda kendi kültürünü tanıtmak ve transfer etmek demektir. Çay da, diğer içeceklerden farklı olarak kültürel kodları en fazla taşıyan ürünlerden biridir. `TurkishTea` olarak adlandırılacak Türk çayı ve altında oluşacak markalarla, Türk çay içme kültürü ve diğer geleneksel unsurlarımız dünyaya tanıtılacaktır." DEĞİŞİME AYAK UYDURUN Konuşmasında Türk çay sektörünün üreticilerine değişime ayak uydurmaları önerisinde bulunarak bir Çin Atasözü ile örnek veren Hayati Yazıcı, şunları söyledi: "2009 yılı itibariyle 3 milyon 14 bin hektar olarak ölçülen çay ekim alanlarının yüzde 47`sinin Çin`de bulunduğunu görüyoruz. Ülkemizde 75 bin 851 hektar olarak ölçülen çay ekim alanları ise dünya çay ekim alanlarının yüzde 2.51`ini oluşturmaktadır. 2009 itibariyle 198 bin 601 tonluk net kuru çay üretimi yapan Türkiye, dünya üretiminde 5. sırada yeralmıştır. Çayın ülke ekonomilerindeki konumu ve çay tarımının verimliliğiyle ilgili önemli göstergelerden biri hektar başına elde edilen ürün bazında Türkiye 2 bin 618 kilogram ürünle dünya birincisi konumunda bulunmaktadır." Kişi başına çay tüketiminde de yine dünyada ilk sırada olduklarını anlatan Yazıcı, sözlerine şöyle devam etti: "Dünyada çay üretim trendlerine baktığımızda tüm çay üreticisi ülkelerdeki çay üretim miktarlarının yıllar içinde arttığını görüyoruz. Özellikle Çin ve Hindistan`ın üretim değerlerinde önemli artış söz konusudur. Bu bakımdan çayımızın kalitesini daha da artırarak pazarda daha iyi yer almalı, dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmeliyiz. Bir Çin atasözündeki gibi `değişim rüzgarları esmeyebaşladığında duvarlar örmek yerine yel değirmenleri kurmayı tercih etmelidir` Gelecekte tarım ve tarımsal faaliyetler çok daha önemli olacak. Organik tarım çok daha öne geçecek ve insanlar organik ürünlerin üretim alanlarını arar duruma gelecek." ÜÇ YILDA 8 BİN 400 TON KAÇAK ÇAY ELE GEÇİRİLDİ Son üç yıl içerisinde 8 bin 400 ton kaçak çay yakalandığını belirten Bakan Hayati Yazıcı, kaçak çayla yaptıkları mücadeleyi anlattı. Bakanlık olarak yasal ticareti kolaylaştırmak için gerekli tedO`dd OLMAYAN İÇECEK OLACAKbirleri aldıkları gibi yasa dışı ticareti önlemek için de yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Gümrük kapılarında iyileştirme yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğümüz gümrük kapılarında, girişlerde aldığı tedbirlerle kaçak çay faaliyetlerini önlemeye çalışmaktadır. Çay kaçakçılığı ile mücadele anlamında 2010 yılında gümrük muhafaza ekiplerimiz ve diğer kolluk kuvvetlerince yakalanan miktar 3 bin 200 tondur. Son 3 yılda toplam 8 bin 400 ton kaçak çay yakalanmıştır. Çay kaçakçılığında ve bunların yakalanmasında 2009 en yoğun yıl olmuştur." Ülke ekonomisinin geliştirilmesinin önündeki en önemli engellerden birininde çay kaçakçılığı olduğunu anlatan Yazıcı, şunları söyledi: "Bu bağlamda, Çay Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı`nı hazırladık. Bu plan ile kurumlar arası istihbarat paylaşımını, ortak mücadele yöntemlerini geliştirmeyi ve koordinasyonu artırmayı hedefliyoruz. Yine çay kaçakçılığını engellemeye yönelik çalışmalar yürüten Bakanlığımız ile Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü arasında 31 Mart 2010`da `Sahte ve Kaçak Çay Ticareti ileMücadelede İşbirliği Protokolü`nü imzaladık." Gümrük ve Ticaret Bakanlığı personelinin çay kaçakçılığı ile mücadelede bilgi ve etkinliğinin artırılması amacıyla Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünce belirli dönemlerde, eğitim faaliyetleri düzenlendiğini anlatan Yazıcı, şöyle konuştu: "Bu çerçevede 2010 yılı içerisinde, Mersin, İskenderun, Antep, Habur, Hakkari, Gürbulak, Hopa, İstanbul, Edirne, Ankara Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüklerinde görevli 20 muhafaza memuruna Çay Kaçakçılığının Önlenmesi konulu eğitim verilmiştir. Yine 2010 yılı içerisinde çaykaçakçılığı ile mücadelede faydalanılmak üzere çay kokusuna duyarlı üç çay dedektör köpeği kullanılmaya başlanmıştır. Çay dedektör köpeklerinden çok kısa sürede yüksek verim aldık, sayılarını artırıyoruz." Bakan Hayati Yazıcı, konuşmasının ardından çay sektöründeki önde gelen kuruluşların temsilcilerine plaket sundu.