16 Ekim Dünya Gıda Günü
Düzce Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Şerif Ali Karanfil, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeni ile yaptığı açıklamada, ``Dünya Gıda Günü`nün amacı; dünyada yaşanan ve küresel boyut kazanan açlığa karşı insanlığın ilgisini uyandırmak, duyarlı olmasını sağlamak, bitkisel ve hayvansal gıdaların üretiminin arttırılmasına dikkat çekmektir`` dedi.
Düzce Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Şerif Ali Karanfil, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeni ile yaptığı açıklamada, Dünya Gıda Günü`nün amacı; dünyada yaşanan ve küresel boyut kazanan açlığa karşı insanlığın ilgisini uyandırmak, duyarlı olmasını sağlamak, bitkisel ve hayvansal gıdaların üretiminin arttırılmasına dikkat çekmek olduğunu ifade ederek ``Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 16 Ekimi Dünya Gıda Günü olarak kabul etmiştir. Dünya Gıda Günü`nde Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde açlık, gıda üretimi ve tüketimi gibi konular incelenir. Günümüzde bir insanlık ayıbı olarak değerlendirdiğimiz açlık sorunu "21. yüzyılın en önemli, en temel ve en öncelikli sorunu" dur. Tüm insanların fiziksel, mental ve ruhsal gelişimleri için yaşamları boyunca yeterli gıdaya ulaşmaları ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması temel bir haktır. Dünyadaki kaynaklar mevcut nüfustan çok daha fazlasını besleyebilecek potansiyele sahip olmasına karşın, dünyanın birçok bölgesinde yüz milyonlarca insan açlıkla ve gıdalara ilişkin hastalıklarla karşı karşıyadır. Hızlı kentleşme, turizmin artması, hayvan ve gıda ticaretinin artması, gıda üretim teknikleri ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimler ve sosyoekonomik koşullar, tüm dünyada ve Türkiye`de görülen başta hayvansal gıdalar olmak üzere gıda kaynaklı infeksiyon ve intoksikasyonların insidensini arttırmakta ve önemli kayıplara neden olmaktadır. İstatistiksel verilere göre her yıl geri kalmış ülkelerde 15 milyon çocuğun açlıktan öldüğü bildirilmektedir. Dünya nüfusu 2004 yılı itibarıyla 6.37 milyara ulaşmış bulunmaktadır. Dünya nüfusunun 2025 yılında 8.47 milyara ulaşacağı ve bunun da % 61`inin büyük şehirlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. FAO`nun tahminlerine göre de 2025 yılında dünya gıda üretimi % 75`ten fazla artarak yaklaşık 8.4 milyar insanı besleyecek düzeye ulaşacaktır. Dünyada yeterli miktar ve uygun kalitede gıda üretiminin sürekliliği sağlanarak, insanların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi vazgeçilemez öneme sahiptir. Nüfusa göre dünya gıda üretimi irdelendiğinde, mevcut üretimin ve dolayısıyla kaynakların dünyadaki tüm insanları besleyecek düzeyde olduğu görülmektedir. Ancak, Avrupa, K. Amerika, Asya ve Afrika`da mevcut nüfus ile bu bölgelerdeki gıda üretimi karşılaştırıldığında Afrika ve Asya`da özellikle et, süt gibi insan gelişiminde vazgeçilmez öneme sahip hayvansal gıdalar başta olmak üzere toplam gıda üretiminde önemli ölçüde yetersizliklerin olduğu ortaya çıkmaktadır. Ülkemiz nüfusunun yarısının yoksulluk sınırı altında, 10 milyondan fazla yurttaşımızın da açlık sınırı altında yaşadığı göz önüne alınırsa, açlık ve yetersiz beslenmeyi ulus olarak ne kadar derinden yaşadığımız ortaya çıkacaktır.Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt ve yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. Yaşanabilir başka bir dünyanın olmamasından hareketle, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında doğal kaynakların rasyonel kullanılması ve çevrenin korunmasıyla uzun dönemli bir strateji olan sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesi gerekmektedir. Buna yönelik olarak çevreyi tahrip etmeyen, teknik ve sosyal olarak uygun, ekonomik olarak yapılabilir politikalar geliştirilmelidir. Sonuç olarak; Dünyada ve Türkiye`de bir yandan gıda üretimini arttırmak, diğer yandan yoksulluğu yenmek ve bölgeler arasındaki gelir dağılımındaki dengesizlikleri yok etmek hedeflenmelidir. Türkiye`de özellikle hayvansal protein açığının ulaştığı boyut dikkate alınarak ulusal hayvancılık politikası oluşturulmalıdır. İnsanlar yeterli ve dengeli beslenme konusunda eğitilmelidir. Gıda kayıpları en az düzeye indirgenmeli, üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda uygun hijyenik ve teknolojik koşullar sağlanarak istenilen kalitede üretim yapılmalıdır. İnsanlarda ortaya çıkan gıda hastalıkların % 75 `nin herhangi bir hayvandan ya da hayvansal üründen bulaşan patojenlerden kaynaklandığı göz önüne alındığında, veteriner hekim kontrolü dışında gayrı sıhhi sartlarda üretilerek tüketilmesi durumunda yaratacağı tehlikeler önemsenmelidir. Gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesi ve kontrolü için ulusal/uluslararası mevzuat çerçevesinde gıda kontrolü en etkin şekilde yapılmalıdır. Toplum sağlığını ilgilendiren hizmetleri yerine getirirken veteriner hekimlik mesleği mevzuat düzenlemeleri ile hayvansal gıdaların kontrolünde tam yetkili ve hakim kılınması zaruridir. Hayvansal gıdalarla alınan ilaç ve hormon kalıntılarının insan sağlığı açısından kanıtlanmış geriye dönüşümsüz zararları göz önüne alınarak bu maddelerin veteriner hekim tedavi hizmetleri dışında, ticari kar amaçlı satışı ve kullanımı önlenmelidir. Kamu sağlığının daha etkin şekilde korunması ve ekonomik kayıpların önlenmesi için Türk Veteriner Hekimler Birliği ve Veteriner hekimler odalarının yasal düzenlemelerle yetkilerinin artırılması sağlanmalıdır. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak sağlıklı toplum için ; sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda, sağlıklı çevrenin vazgeçilmez unsurları oluşturduğunu vurgulamaktayız`` dedi.
Kaynak: İHA