Özbekler Tekkesi`ndeki Hırsızlığın Boyutu Sayımdan Sonra Ortaya Çıkacak

Geçtiğimiz cumartesi gecesi tekkenin arka camındaki demir parmaklıkları keserek içeriye giren hırsızların ilk belirlemelere göre 3 adet el yazması Kur’an-ı Kerim ve çok sayıda tarihi eseri aldıkları belirtildi.
Edinilen bilgiye göre hırsızlık olayı pazar sabahı ortaya çıktı. Çok sayıda tarihi eserin çalındığı hırsızlıkla ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Hangi tarihi eserlerin çalındığı ise Vakıflar Genel Müdürlüğü`nün yapacağı sayımdan sonra belli olacağı belirtildi.

GÜVENLİK KAMERASI YOK
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bakıma alınan ve 2 yıldır onarımı devam eden Özbekler Tekkesi’nde güvenlik kamerasının bulunmadığı belirtildi. Hırsızlıkla ilgili gazetecilere açıklama yapan İbrahim Ethem Efendi`nin torunlarından son Şeyh Nejmettin Efendi`nin oğlu Ethem Özbekkangay , tekkeden hangi eserlerin çalındığını henüz net olarak bilmediklerini söyledi. Gerekli sayımların yapılmasından sonra hırsızlık boyutunun net bir şekilde ortaya çıkacağını belirten Özbekkangay,`Tekke daha önce vakıflara devredilmişti. Bütün sorumluluk onlardaydı. Yaklaşık 2 yıldır burada tadilat vardı. Güvenlik kameraları bulunmuyor. Alarm sistemi ise tadilat nedeniyle sökülmüştü. Hangi eserlerin çalındığını tam olarak bilmiyoruz. Gerekli çalışmalar polis tarafından yapılıyor. Çok üzgünüz.` diye konuştu. bulunuyor

SAKAL-I ŞERİF DE VAR
Tekkede yapılan İlk incelemelerde zanlıların koruma altında bulunan Sakal-ı Şerif’i bulunduğu yerden alamadıkları belirlendi. Demir parmaklıkları keserek içeriye giren hırsızların Şeyh Ethem Efendi’nin pergeli ile Ebru eserlerini de almadıkları açıklandı.

ERTEGÜN AİLESİ`NİN MEZARLARI BULUNUYOR
Özbekler Tekkesi’ndeki aile mezarlığında dünya müzik endüstrisinin en önemli isimlerinden Ahmet Ertegün ile ağabeyi Nasuhi Ertegün’ün, Atatürk ile İnönü döneminin Washington Büyükelçisi olan babaları Münir Ertegün’ün ve büyükbabaları evkaf nazırlarından Mehmet Cemil Bey’in de kabirleri

TEKKE TARİHİ
Özbekler Tekkesi, 1755’te Maraş Valisi Abdullah Paşa tarafından kuruldu. 19. Asırda Sultan Abdülmecid ve Abdülhamid tarafından restore ettirildi, büyütüldü ve tam teşekküllü bir dergâh hâline getirildi. Tekke, Orta Asya’dan İstanbul’a gelenlerin konakladıkları bir yer olmasının yanı sıra, İstanbul’da pek bilinmeyen ve Orta Asya’ya mahsus “Ahmed Yesevî” sistemini de temsil etti. Tekkenin altıncı şeyhi, dönemin önemli ebrucularından Mehmet Sadık Efendi oldu. Daha sonra ise “hezârfen” yani “bin fen sahibi” diye bilinen oğlu İbrahim Edhem Efendi şeyh olarak tekkenin başına geçti. Tekkede 49 yıl şeyhlik yapan İbrahim Ethem Efendi, burayı bir ilim ve sanat merkezi haline getirdi. Tekkelerin 1925’te kapatılmasından önceki son şeyhi olan Atâ Efendi ile Özbekler Tekkesi, Millî Mücadele tarihinde önemli bir yer edindi.Kuvayı Milliye’ye katılmak isteyen çok sayıda milliyetçi, Anadolu’ya Özbekler Tekkesi’ni merkez olarak kullanan gizli direniş teşkilâtı tarafından gönderildi. Özbekler Tekkesi’ni kullanarak Anadolu’ya gidenler arasında İsmet İnönü, Mehmed Âkif Ersoy, Celâleddin Ârif Bey, Ali Fuad Cebesoy’un babası İsmail Fazıl Paşa ve Halide Edip Adıvar ile eşi Adnan Adıvar da bulunuyor.