Güney Afrikalı Hintlilerin 150. yıl kutlamalarına 'Osmanlı bandosu' damgasını vurdu
Hint kökenli Güney Afrikalılar, ülkeye gelişlerinin 150 yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladı. Aradan bir buçuk asır geçmesine rağmen kimliklerini
Başkent Pretoria'nın Lodium bölgesinde yaşayan Hindular, Müslümanlar ve Hıristiyanlar etkinlikleri beraber hazırladı. Her dinin temsilcisi törene başlarken kendi duasını etti. Mahalledeki Hindu tapınağı da töreni ayinlerle kutladı.
Kutlamaların ilk gününde, Güney Afrika Hint toplumunun önde gelen simaları söz aldı. Nelson Mandela ile Robben adasında 12 yıl hapis yatan Hint kökenli Mac Maharaj, Güney Afrika Cumhurbaşkanını temsilen geceye katıldı.
Kutlamalar ağırlıklı olarak, Hintlilerin Güney Afrika'ya ilk ayak bastığı Durban şehri ile göçlerin hemen ardından çoğunluğunun yerleştiği idari başkent Pretoria'da organize edildi.
Başkent'te Hint mahallesi olarak tanınan Lodium'daki programın ikinci gününde, geleneksel Hint mutfağı tanıtıldı ve dans grubu sahne aldı.
Son gün etkinliklerinde, Osmanlı'dan esinlenen, 'Türk fesleri'yle dikkat çeken bando takımı ana caddelerde yürüyünce, Hintliler pazar sabahının uyuşukluğunu üzerlerinden atarak ailecek yol kenarlarını doldurarak, bandoyu selamladı.
Programa Güney Afrika Cumhurbaşkanını temsilen katılan Mac Maharaj, Cihan'a konuşmasında, "150 yıl önce ayak bastığımız Güney Afrika'da ırkçılığa karşı büyük mücadele verdik, demokrasinin yerleşmesinde, ekonominin kuruluşunda ve ülkenin kalkınmasına çok önemli katkılarımız oldu. Büyük sıkıntıların ardından bugün demokrasinin meyvelerini yiyoruz. 150 yıldır bu topraklardayız, artık Güney Afrika vatandaşıyız." dedi.
1947 yılından beri aralıksız çalışmalarına devam eden Osmanlı Bandosu Başkanı Ahmet Hasan da konuşmasında, "Büyük dedelerimizin İngilizlerden vatandaşlık hakkı alarak toprak sahibi olduğu, kendi işletmelerini kurma hakkı aldığı 1884'te bu şehre yerleştik. O dönemde Müslümanlar Halife'ye bağlıydı. Hiç kimse bizlere sahip çıkmazken Osmanlı sahip çıkıyordu. Bugün bu bandonun mazisi Osmanlı'ya dayanır. Bu bando Osmanlı'yı temsil eder. Başlarımıza taktığımız bu kırmızı fesler Osmanlı fesidir. Türkiye bizim ülkemizdir." şeklinde bandonun tarihine ışık tuttu.
Programın organizatörü "1860 Legacy Foundatinon"un üyesi Zeynep Davut ise Hintlilerin Güney Afrika'ya gelişlerini şöyle anlattı: "İngiltere sömürgesinde yaşayan Hintlilerin Güney Afrika macerası, 1860 yılının Kasım ayında, şeker kamışı tarlarında çalıştırılmak üzere 342 kişilik işçi grubunun pek de iyi olmayan koşullarda Madras şehrinden kalkan bir gemi ile Durban limanına gönderilmeleri ile başladı. 10 gün geçmeden Kalküta'dan hareket eden ikinci 342 kişilik grup da aynı limana ulaştı. Hintliler, ilerleyen yıllarda kendi paraları ile Güney Afrika'ya gelerek küçük çapta ticarete başladı."
Bugün ekonomisi ve dev nüfusu ile dünya devleri arasına giren Hindistanlılar için Güney Afrika'nın ayrı bir anlamı var.
Hindistan'ın bağımsızlığına öncülük eden Mahatma Gandi, Hintlilerin Satyagraha adlı felsefesinden esinlenen pasif direniş yöntemini ilk defa, Güney Afrika'da zulüm gören Hintli göçmelerin vatandaşlık haklarını elde etmek için kullandı. Gandi, 1893'te bir yıl kontratla geldiği Güney Afrika'da, 1914'e kadar yaşadı.
Güney Afrika'ya 150 yıl önce gelen Hintliler, ülkenin beyazlara karşı verdiği özgürlük mücadelesinde siyahların yanında yer aldılar. 26 yıllık hapis hayatının 18 yılını Nelson Mandela ile beraber Roben adasında geçiren Hint kökenli Ahmed Kathrada, Güney Afrika'nın yaşayan efsane isimlerinden.
Güney Afrika'da bugün sayıları 1.5 milyonu bulan Müslümanların ataları, Hollandalıların Endonezya sömürgelerinden sürgün olarak gönderdikleri Malaylar ile İngilizlerin Güney Asya'dan getirdikleri Hintiler.
Güney Afrika Müslümanları arasındaki dini anlaşmazlıkları çözmek için İngilizlerin isteği üzerine Sultan Abdülaziz tarafından Güney Afrika'ya gönderilen, hayatını Afrika'da tamamlayan Osmanlı alimlerinden Ebu Bekir Efendi'nin bölge Müslümanları üzerindeki etkisi halen devam ediyor.