'Otomotiv üreticileri nereye giderse gitsin biz Türkiye'de kalmaya devam edeceğiz'

ABD'li otomotiv üreticisi Ford'un Koç Holding ortalığıyla kurduğu Ford Otosan, 50. yılını kutluyor. Otomotiv devinin CEO'su Bill Ford, Türkiye'deki faaliyetlerinin geleceğinden e...

 

ABD ' li otomotiv üreticisi Ford ' un Koç Holding ortalığıyla kurduğu Ford Otosan , 50 . yılını kutluyor . Otomotiv devinin CEO ' su Bill Ford , Türkiye ' deki faaliyetlerinin geleceğinden emin . Üretimin Çin ve Hindistan ' a kaymasını değerlendiren Ford , " Otomobilin nereye gittiği değil , katma değerin kimler tarafından üretilip kontrol edildiği önemlidir . Türkiye ' de yatırımlarımız sürecek . " diyor .

Koç Grubu ' na bağlı olarak 1959 yılında kurulan Ford Otosan ' ın , dün Çırağan Sarayı ' ndaki 50 . kuruluş yıldönümü tanıtım kokteyline katıldım . Masada tam karşımda Ford şirketinin şimdiki yönetim CEO ' su torun Bill Ford oturuyordu . Sağımda da Koç Grubu ' nun Yönetim Kurulu Başkanı torun Mustafa Koç vardı .
Ford Otomobil şirketi , Henry Ford tarafından ABD Michigan ' da 1903 yılında kuruldu . Şirket Türkiye ' ye 1928 yılında Vehbi Koç ' un aldığı distribütörlük anlaşmasıyla girdi ve 82 . senedir burada . Hem Amerika , hem de Türkiye ' de dedeler ve babalar aşağı yukarı sahneden çekildi , iş torunlara kaldı . Samimi bir havada geçen yemekli toplantıda torunlar Bill Ford ve Mustafa Koç kısa konuştular , sorulara yer açıldı . Ford , " 82 sene sadece bir ortaklığı devam ettirmedik , sürekli büyüttük ve bunu bir güven ve itibara da dayandırdık . " dedi . Gerçekten bu önemli , Büyük Buhran , 2 . Dünya Savaşı , soğuk savaş , sıcak savaşlar , birçok irili ufaklı ekonomik krizler bu süreci kesintiye uğratamamış . Ortaklığın ' O ' sunu beceremeyen bizim ülkemizdeki bazı kardeşlere ' kapak ' olsun!
Ford Otosan ' ın üzerinden 50 sene geçti ancak Bill Ford anlamlı konuştu : " Biz burada geçmiş 50 seneyi değil , gelecek 50 seneyi kutluyoruz . " Böylece Ford ' un patronu Türkiye ' ye bakışını da ortaya koymuş oluyor . Tam da bu noktada Ford ' a soruyorum : " Her ne kadar Ford küresel bir şirket ise de , tekstil sektörüne benzer bir şekilde otomotiv de Doğu ' ya kayıyor . Birçok ünlü marka kriz ve öncesinde Çinli ve Hintli şirketlerce satın alındı . Birçok dev şirket kamunun enjekte ettiği paranın gücüyle adeta oksijen çadırında . Böyle bir ortamda Ford ' un geleceğini ve Türkiye ' deki devamlılığınızı nasıl görüyorsunuz? " Sorunun ikinci kısmını ise Sayın Koç ' a soruyorum : " Böyle bir dünyada Türkiye Doğu ' nun en batısı , Batı ' nın da en doğusu olarak bu kadar emeklerden sonra otomobilde nerede olacak? "
Soruma ikisi de itiraz ediyor . Ford diyor ki , " Biz dünyanın her yerinde olduğumuza göre otomobilin nereye gittiği değil , o katma değerin kimler tarafından üretilip kontrol edildiği önemlidir . Kritik girdilerde , bilgide , inovasyonda , Ar-Ge ' de hep Ford vardır . Nitekim bu krizde satışlarını artıran ve devlet yardımı alma gereği duymayan nadir kuruluşlardan biriyiz . Öte yandan Türkiye ' ye olan vizyonumuz da çok açık . Ford Otosan ' ın ortağıyız . Türkiye ' nin büyüme potansiyeli , demografik yapısı , artan alım gücü , mühendislik ve işçilik kalitesi , Ford Otosan ' ın ürün kalitesi ve ihracat performansı bizi etkiliyor . Yatırımlarımız kesintisiz devam edecek . Dolayısı ile otomotiv sektörünün bir yere gittiği yok ve biz hep Türkiye ' de olacağız . " değerlendirmesi yapıyor .
Mutsa ve Ali Koç da zaman zaman devreye giriyor . Koç , " Gölcük tesislerimizi gezseydiniz galiba bu soruyu sormazdınız . " diye üstü kapalı sitem ediyor . Oysa ben Japonya ' da ve Kore ' de dünyaya meydan okuyan ne kadar ünlü otomotiv şirketli varsa hepsinin tesislerini çok gezmiş görmüş bir akademisyenim . Bir defa sektörün göç zamanı geldiğinde onu ailelerin büyük adları da durduramıyor . Bu yüzden büyük markaların el değiştirdiğini söylüyorum . Kaldı ki Ford , dünyaya bir adet bile prestij markası sunabilmiş değil . Ayrıca satın aldığı prestij markalarını da yaşatabilmiş değil , aldığından çok daha ucuza elden çıkartmış bir marka . Neyse geçelim .
Bilhassa Ford Otosan olarak Ar-Ge ' de Ford ailesinin en önde gelenlerinden olmak iradesine sahip olmaları en azından Ford ' un Türkiye serüveni açısından bana güven ve moral verdi . Nitekim birkaç sene önce 250 Ar-Ge elemanı çalıştırırken bu sene sonuna kadar 800 ' e çıkacaklarmış . Hedef 1 . 000 .
Tabii otomotivin Türkiye ' deki geleceği sadece Ford ' a ve Koç ' a bağlı değil . Sektörleri çekmek ve rekabetçi kılmak için devletler kıran kırana yarışıyor . Hükümetlerin bu bağlamda sektöre geleceğe yönelik bir vizyon vermesi gerekir . AK Parti hükümeti tarihte emsali görülmemiş desteği , ortamı ve vizyonu dışa açılacak tüm şirketlere sağladı .
Ford Otosan Kocaeli tesislerini açtığında Türkiye 2001 krizine gömülmüştü . Ancak 2009 yılında küresel krizin ortasında ABD ' ye ilk otomobilini ihraç ettiğinde ise Türkiye , dünyanın ' fırsatlar ülkesi ' olarak yıldızı parlıyordu . Ve bu ilk ihracat seferinin kurdelesini Başbakan olarak Recep Tayyip Erdoğan kesmektedir .

Zaman