Uludağ Ekonomi Zirvesi Devam Ediyor

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Uludağ Üniversitesi (UÜ) İktisat Topluluğu'nun bu yıl ikincisini düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin son günkü oturumunda konuşan GESİAD Başkanı Bahadır Özgür, krizin dış kaynaklı olmasının Türkiye'nin gardını almasını sağladığını belirterek, "Bu yüzden biz bu krizi hafif atlatmış olduk" dedi

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Uludağ Üniversitesi (UÜ) İktisat Topluluğu'nun bu yıl ikincisini düzenlediği Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin son günkü oturumunda konuşan GESİAD Başkanı Bahadır Özgür, krizin dış kaynaklı olmasının Türkiye'nin gardını almasını sağladığını belirterek, "Bu yüzden biz bu krizi hafif atlatmış olduk" dedi.
"Dünyadaki Ekonomik Modeller ve Türkiye'nin Krizden Çıkış Süreci" başlığıyla bu yıl ikincisi düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin dördüncü oturumunda "Küresel kriz sırasında şehir ekonomisi: Bursa örneği" konusu masaya yatırıldı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Hazır moderatörlüğündeki oturuma Kamil Koç Yönetim Kurulu Başkanı Sena Kaleli, BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer ve GESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Özgün katıldı. Bu oturuma konuşmacı olarak davet edilen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ise gelmedi.
Genç Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Özgün, bu krizin dış kaynaklı olması Türkiye'nin gardını almasına sebep olduğunu ifade ederek, "Daha önceki yıllarda biz krizi, krizin olduğu anda algılamıştık. Bizim de sanayiciler olarak gardımızı alma şansımız yoktu. Ama bu kez kriz yabancı ülke kaynaklı olduğu için gardımızı aldık. Bu yüzden de krizi hafif atlatmış olduk" dedi.
Türkiye'nin dördüncü büyük sanayisine sahip Bursa'nın üretim çeşitliliği sebebiyle krizi aşma noktasında diğer şehirlerden daha şanslı olduğunu belirten Özgün, "Bursa'da tekstilden otomotiv ana ve yan sanayine, metal, makine sektörlerinden, tarım ve tarıma dayalı gıda yan sanayiine kadar bir çok alanda üretim faaliyeti yapılıyor. Ürün çeşitliliği sebebiyle krizin aşılması diğer şehirlere göre daha kolay olmuştur" dedi.
İhracat oranlarına göre son 3 yılın ilk dört aylık rakamlarını karşılaştıran Özgür sözlerini şöyle sürdürdü:
"2008'in ilk dört ayında 9.7 milyar dolar olan ihracat tutarımız, 2009'un ilk dört aylık dönemine göre yüzde 51'lik bir azalmayla 4.7 milyar dolara kadar geriledi. Bu çok ciddi bir düşüştü. 2010'un ilk dört ayında da yüzde 35 lik artışla 6.4 milyar dolara yükselmiştir. Bursa bütçe fazlası veren eski haline gelmiştir" diye konuştu.
Kamil Koç Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sena Kaleli, sosyal, ekonomik anlamda kapalı bir toplum anlayışının belirlenmesi durumunda Bursa ve Türkiye'nin kalkınmada çok fazla şansı olmayacağını söyledi. Topyekun zihniyet değişimi gerektiğini ifade eden Kaleli, insanlar tarafından her anlamda izole hayatların tercih edildiğini belirtti. Toplumun şehir, ülke ve kendisi ile alakalı ortak bir irade ortaya koyamadığını ifade eden Kaleli, "Sizin, bizim hepimizin süreçlere katılmadaki tembelliğimizden hem ekonomik, hem sosyal, hem siyasi süreçlere katılmıyoruz. Hepimiz rahat yaşamaktan yana tercihte bulunuyoruz. Şehirlerin, ülkelerin böyle gelişmesi mümkün mü? Aslında bir birimizle empati kurarak, bir birimizi dışlamadan, samimiyetle mantıklı tartışma zeminleri ve uzlaşma zeminleri oluşturmamız gerekiyor. Bugün ne yazık ki ülkemizde de, Bursa'da da, doğudaki gettosunda, batıdaki gettosunda, kendi içinde kopuk şehrin tüm nimetlerini görmeden yararlanmadan kültür sanat üretmeden yaşıyoruz" dedi.
Bursa'nın ulaşımında en büyük sıkıntı yaşayan kentlerin başında geldiğini belirten Kaleli, "Ben kara ulaşımı yapan bir şirket sahibi olarak konuşuyorum. Türkiye'nin tüm şehirlerinde kolay ulaşım sağlanırken, Bursa hala İstanbul'un arka bahçesi konumunda. Bursa'da güzel bir kongre merkezi açılıyor. Ancak ulaşım konusunda Bursa'nın ciddi sıkıntı yaşayacağı belli. Bursa şehir içi ulaşımda da en pahalı kentlerin başında geliyor. Gelişmek, kalkınmak isteyen şehirde bu meseleyi çözmek gerekiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'de tüm girdilerde en fazla maliyet artışının ulaşımda olduğuna dikkati çeken Kaleli, mazotun yüzde 33'ünün rafineri çıkış fiyatı, yüzde 67'sinin ise KDV ve ÖTV olmasının sektörde sıkıntı oluşturduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü.
"Dolayısıyla kültüre, sanata veya herhangi bir sosyal etkinliğinize ulaşamıyorsunuz. Sizi koparıyor. Bunun yanında kayıt dışı ekonomi ortaya çıkıyor. Kendimden emin olduğu için bunu çok rahat söyleyebiliyorum. Benim şirketimde böyle kaçak mazot hadisesi yok. Ama bütün rakiplerimde var. Benim rekabet gücüm böyle gidiyor. Ben size sizin güvenliğinizi sağlamak için fiyatları minimumda tutmak zorunda kalıyorum. Çünkü daha ucuz mazot bulan onu kullanıyor ve çok ucuza yolcu taşıyabiliyor".
Girişimcilerden iş yerlerine birer işçi alınmasının istendiğini hatırlatan Kaleli, Türkiye'de yaklaşık yüzde 86 işyerinin 1 ile 9 arasında işçi çalıştıran küçük ölçekli firmalar olduğunu sözlerine ekledi.
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arif Özer ise, krizden başarıyla çıkan şirketlerin en önemli özelliğinin iletişim olduğunu belirterek, bu dönemde eğitimin de çok önemli olduğunu söyledi.