Mümtaz'er Türköne: Görüntüleri Ergenekon temin etti

Samanyolu TV'de canlı yayına katılan Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntülerin Ergenekon örgütü tarafından ortaya çıkarıldığını savundu.

İşte o konuşma:

Dün istifa beklediğimi yazmıştım. Tavsiye ve telkin olarak değil Baykal’ın tavrının bu olacağını düşündüğüm için yazmıştım. Toplum olarak böyle belden aşağı yöntemlerin siyasette sonuç almasına karşı çıkmamız lazım. Bu ahlaki bir yöntem değil, siz bir siyasetçiyi kongre öncesi makamından uygunsuz yöntemler kullanarak ediyorsanız bu yöntemin işe yaramaması gerekirdi. O yüzden Baykal’ın istifa etmemesini, bu vakayı atlatmasını bekliyordum. Bu tür gayri ahlaki yöntemlerin işe yaramadığını göstermek önemliydi. Bundan sonra bu yöntemlerle iş göreceklerin bu hadise iştahını da açmış olacak. İkincisi de bu görüntüler ne zamandır vardı, Baykal’ın bu görüntülerle ne zamandır ilgisi vardı. Farklı bir muhakemeyi yürüterek varmamız gerekiyor. Baykal’ın bu görüntülerle şantaja uğradığı ihtimali yabana atacak bir ihtimal değil. Ben kesin olarak bu görüntülerin Ergenekon örgütü tarafından temin edildiğini ve bu görüntüler üzerenden Ergenekon davası boyunca Baykal’a şantaj yapıldığı iddiasını mutlaka ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Son olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi geçiyordu. Daha adı telaffuz edilirken genel başkan olma ihtimali ortadan kalkmıştır. Çünkü böyle bir komplonun mimarı veya bu komplodan ilk anda avantajlı çıkacak olan kişi doğrudan doğruya mahkûm edilir.

Bu görüntüleri elde edenlerin ve bu görüntülerle şantaj yapanların Ergenekon örgütüyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bu görüntülerle Baykal’ın Ergenekon’un avukatlığına soyunmuş olabileceğini düşünüyorum. Sebep – sonuç ilişkisini tersinden kurmamız lazım. Baykal neden Ergenekon’un avukatlığını yaptı bunu düşünmek lazım. Çünkü Ergenekon’un avukatlığı CHP’ye oy kaybettirir. CHP tabanında partiyi de Baykal’ı da sevimsiz hale getirdi. Buna rağmen ısrarla bir suç örgütünün avukatlığını üstenmek ve bunun her fırsatta davasını gütmek sanırım bu komplolarla bağlantılıydı.

Baykal verdiği beyanatlardan birinde Kutlu Doğum haftası nedeniyle yaptığı konuşmanın bu görüntülerin ortaya çıkmasında önemli olduğunu söylemişti. Sanırım orada da bize anlatmaya çalıştığı başka bir şey var. ‘Ben kendi rotamı belirlemiştim, yalpalamalardan vazgeçmiştim, doğru bir istikamette ilerliyordum, bu istikametten rahatsız oldular. Bu istikamette toplumun değerleriyle uzlaşmak, bu toplumun inançlarına saygı göstermek ve ortak bir sağduyuyu inanç temelinde oluşturmak. Böyle bir çabaya niyetlendim ve hemen infaz edildim’ tarzında bir açıklamaydı.

Sonuç itibariyle Türkiye’nin en eski siyasi partisinin lideri olan bir kişinin bu şekilde siyasi hayatının sona ermesi, sona erdirilmesi çok uzun dönemlerde ortaya çıkacak, kalıcı etkiler yaratacaktır. Objektif bir gözle bakıp şunu söylemek lazım; bu CHP’nin dibe vurduğu an, buradan çıkışının hepimiz için, Türkiye için faydalı olmasını arzu ederiz. Onun için CHP’nin başına toparlayıcı, derleyici, siyasi hayata barış getirecek, katkı sağlayacak bir liderin gelmesini bekleriz. Türkiye’de her zaman iktidarlar üzerlerine düşeni yaptılar ancak muhalefetler muhalefet etmeyi her zaman beceremediler. Deniz Baykal’ın da son dönemdeki politikası da muhalefet boşluğunun ulaştığı boyutları gösterdi. Bu boşluğun doldurulup demokrasinin işleyebilmesi için muhalefet ayağının Türkiye’yi taşıması gerekiyor. Çok önemli bir olay bu olay, bir skandaldan yola çıkarak Türk siyasal hayatında kalıcı izler bırakacak bir olay.

Baykal daha önce de istifa etti sonra geri döndü. Fakat bu senaryonun işlemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü Baykal’ın ve CHP’nin taşıyamayacağı, altında ezileceği, açıklayamayacağı ve diğer partilerle rekabette her zaman kendisini dezavantajlı göreceği bir konu haline gelecik. Daha fazla ısıtılmasının CHP’nin başına sorun açacağını düşünüyorum. Bu konuyu önce CHP’nin sonra da bizlerin kısa zamanda kapatması lazım. CHP’nin yeni bir liderle yoluna devam etmesi lazım.
Bu pilav daha çok su götürür. Fakat kendi dünyasında paramparça olmuş bir Baykal var. Hükümete karşı sertlik göstermesi normal. Hükümetle hiç ilgisi olmayan bir konuda kendini savunmakta haklı. Çünkü böyle bir operasyonu hükümetin düşünmesi imkansız bir şey. Bundan bugüne keder haberi olan ve bunu bekleten devlet içindeki çeteler. Zaten Baykal da devlet işi derken hükümet işi demediğine göre onu kastetmiştir. Kalıcı olan sanırım Baykal’ın olmadığı bir siyaset olacak.