Memur-sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Konya'da

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Sütçü İmam'ın torunlarının, onun adıyla kurulan üniversiteye alınmadığı sürece demokratikleşmeden asla söz edilemeyeceğini söyledi

Memur-sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Konya'da
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Sütçü İmam'ın torunlarının, onun adıyla kurulan üniversiteye alınmadığı sürece demokratikleşmeden asla söz edilemeyeceğini söyledi.
Eğitim Bir-Sen Konya Şubesi tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere Konya'ya gelen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Mevlana Kültür Merkezi'nde sendika üyelerine seslendi. Dünyanın ve Türkiye'nin önündeki en büyük sorunun demokratikleşememe olduğunu belirten Ahmet Gündoğdu, "Dünyada demokratikleşme konusunda ilerlemiş ülkelere bile baktığımızda çifte standartlarla karşılaşıyoruz. Bunun en güzel örneği Birleşmiş Milletler'dir. Toplam 202 daimi üyesi bulunan BM'de 5 üyenin veto hakkı bulunuyor. Yani 197 ülke Doğu Türkistan'da Çin zulüm yapıyor diye karar almaya kalksa, ya da Gazze'de terörist devlet İsrail'in kan döktüğü kararı almaya kalksa bu 5 ülkeden birisi veto etse o karar çıkmıyor. Batının demokrasi anlayışı İslamiyet öncesi cahiliye toplumunun çifte standardından başka bir şey değildir" dedi.
1960 yılından beri Türkiye'de çok sayıda darbe ve muhtıra olayının yaşandığına dikkat çeken Gündoğdu, "İhtilallere, muhtıralara bakın, demokrasiyi ıslatarak, demokrasinin ıslanmasıyla millet iradesini hiçe sayanlara, Kafes planlarına, kozmik odalara, Balyoz darbe planlarına bakın. Bunların tamamı demokratikleşmenin önündeki engellerdir. Anayasamızda devletimiz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanıyor. Ama demokratikleşmenin önünü darbe planlarıyla keserseniz, darbe hukukunu hukukun üstünde tutarak üstünlerin hukukunu savunan bir yargıç devletine kapı aralarsanız, laiklik adı altında laikliğin çıktığı Fransa'da bile başörtülü kızların okuması laiklik güvencesi altına alınmışken siz Sütçü İmam'ın torunlarını Sütçü İmam'ın üniversitesine başörtülü diye almayıp laiklik adıyla sürgün ederseniz bu ülkenin adı demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olamaz" şeklinde konuştu.


TABLDOT DEMOKRASİYE KARŞIYIZ
Memur-Sen olarak katılımcı demokrasiyi desteklediklerini ve tabldot demokrasiyi kabul etmediklerini ifade eden Gündoğdu, "Demokrasinin önündeki en büyük engellerden birisi de mevzuat. Bunun başında da iç hizmet kanunları geliyor. Türk silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, ordunun her ne koşulda olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma ve kollama göreviyle yükümlü olduğunu yazar. Dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinde asker cumhuriyeti korumaz. Ordunun görevi, cumhuru iç ve dış tehditlere karşı korumak ve kollamaktır. Ama bizde cumhura güvenilmediği için toplum mühendisleri tarafından cumhuriyeti koruma görevi askere verilmiştir. Bir partimiz de parti tüzüğüne Genelkurmay'ı korumak maddesini koyabiliyor" dedi.
Anayasadaki bazı geçici hükümlerin anti-demokratik olduğunun altını çizen Gündoğdu sözlerine şöyle devam etti: "Anayasadaki bir geçici maddeye göre Danışma Meclisi'nin aldığı her türlü karar ve kararı çıkaranlar hakkında ceza-i işlem uygulanamaz. Yani Kenan Paşa darbeyi yapar, anayasaya geçici maddeyi koyar ve kendini koruma altına alır. Bugün darbe karşıtı söylemlerde bulunanlar, darbecileri yargılamadığınız sürece darbe karşıtı söylemlerinizin hiçbir hükmü yoktur. Darbeyi rüyasında görenler bile cezalandırılmalıdır ki, ülkemiz gerçekten demokratikleşebilsin. Bugün ülkenin Başkomutanı sayılan Cumhurbaşkanı kozmik odaya giremiyorken o oda bir yüzbaşıya açık. Hakim o odaya giremezken, o oda evrakları yakan askere açık. Şeffaf devlette devletin başına sır olmaz. Siz Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Yüksek Askeri Şura kararlarını yargı denetimine açmadığınız sürece şeffaflıktan asla bahsedemezsiniz."