'Türkiye'deki Kadın Nüfusunun 5'te 1'i Obez'
Amasya Tabip Odası Başkanı Dr. Öner Nergiz, Türkiye'deki kadın nüfusunun 5'te 1'inin obez olduğunu açıkladı.
Obezitenin besinlerle alınan enerji miktarının metabolizma ve fizik aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıktığını, insan vücudunda kalp ve damar, solunum sistemleri ile hormonal dengeleri etkileyip birçok önemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalık olduğunu vurgulayan Nergiz, "Kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş
oluşumu ve bazı kanser türleri, obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkaçıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre obezitenin özellikle son 20 yılda bütün dünyada süratle arttığını ve bir salgın hastalık gibi yayılmakta olduğunu belirten Nergiz, Türkiye'deki kadın nüfusunun yaklaşık 5'te 1'inin obez olduğunu söyledi. Dr. Nergiz, "Obezite oluşmadan korunmak, büyük önem arz etmektedir. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocukluk ve adolesans döneminde oluşan obezite, yetişkin dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı
kaybı hedeflenerek bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir" diye konuştu.
Beslenmenin anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu hatırlatan Nergiz, "İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan, besin öğelerini, yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Günlük yaşamda gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu gibi bireylerin kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastaları, solunum yolu hastalıkları gibi yaşa, cinsiyete, yaptığı işe ve
hastalık durumuna göre değişen günlük ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşam sağlamak için alınan enerjiyle harcanan enerjinin dengede tutulması gerekir. Yağ dokusunun erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 25'i, kadınlarda yüzde 30'unun üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obeziteye neden olmaktadır" şeklinde konuştu.
oluşumu ve bazı kanser türleri, obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkaçıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre obezitenin özellikle son 20 yılda bütün dünyada süratle arttığını ve bir salgın hastalık gibi yayılmakta olduğunu belirten Nergiz, Türkiye'deki kadın nüfusunun yaklaşık 5'te 1'inin obez olduğunu söyledi. Dr. Nergiz, "Obezite oluşmadan korunmak, büyük önem arz etmektedir. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocukluk ve adolesans döneminde oluşan obezite, yetişkin dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı
kaybı hedeflenerek bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir" diye konuştu.
Beslenmenin anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu hatırlatan Nergiz, "İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan, besin öğelerini, yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir. Günlük yaşamda gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu gibi bireylerin kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastaları, solunum yolu hastalıkları gibi yaşa, cinsiyete, yaptığı işe ve
hastalık durumuna göre değişen günlük ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşam sağlamak için alınan enerjiyle harcanan enerjinin dengede tutulması gerekir. Yağ dokusunun erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 25'i, kadınlarda yüzde 30'unun üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obeziteye neden olmaktadır" şeklinde konuştu.