Devlet Bakanı Çağlayan'dan Merkez Bankası Eleştirisi

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, aşırı değerlenen TL karşısında ihracatçının kendisini devam ettiremeyeceğini belirterek, "Dolar'ın ve Euro'nun bu seviyeye gelmesi artık ihracatçının meselesi olmaktan çıkmıştır

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, aşırı değerlenen TL karşısında ihracatçının kendisini devam ettiremeyeceğini belirterek, "Dolar'ın ve Euro'nun bu seviyeye gelmesi artık ihracatçının meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye'nin meselesi olmuştur" dedi.
Zafer Çağlayan, Çin Başbakanı Wen Jiabao ile Türk işadamlarının İstanbul'da gerçekleşen toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu. Çağlayan, Çin ile yeni bir altın sayfa açıldığını belirterek, iki ülke arasında dün imzalanan anlaşmalara ilişkin bilgi verdi. "Anlaşmaların amacı birbirimize daha fazla mal satmak, birbirimizin pazarlarını daha fazla tanımak, ve en başta alım heyetlerini, özellikle ilk etapta Çin'den Türkiye'ye getirerek bizim iş adamlarımızla bir araya getirilmesi, Çin'in
Türkiye'yle olan ithalatını dengeli bir hale getirmek ve Türkiye'nin Çin ile olan ihracatını artırmaktır" diyen Çağlayan iki ülkenin toplam 2 buçuk trilyon dolarlık bir dış ticareti olduğunu vurgulayarak, "Böyle bir ekonomide 50 milyar doları yapmamak için bir sebep yok" dedi.
Çağlayan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde bir Türk sanayi bölgesi kurma konusunda çalışmalar olduğunu bildirerek, Çin hükümetinin bölgeye 300 milyar dolar civarında yatırım planladığını ifade etti. Çağlayan, "Arkadaşlarımız şu anda o bölgenin büyüklüğünün, alt yapısının, planlamasının nasıl olacağını değerlendirecekler. Sonra ben Türkiye'den alacağım işadamlarıyla beraber Urumçi'ye giderek oradaki kardeşlerimizle toplantı yapacağım. Uygur Sincan Özerk Bölgesi bizi yakından ilgilendiren bir yer. O bölgenin
kalkınmasına Türkiye olarak biz de özel önem veriyoruz" şeklinde konuştu.
Sadace Çin değil, Çin ve etrafındaki coğrafyanın pazarlarına hakim olmak için de böyle bir çalışma yapacaklarını vurgulayan Çağlayan, Çinli firmaların da Türkiye'de bir Çin bölgesi kurulmasıyla ilgili talepleri olduğunu bildirdi. Çağlayan, "Bununla ilgili de süratle çalışmaya başlayacağız. Çinli firmaların Türkiye'ye geldikleri zaman belli bir sanayi bölgesi içinde yatırım yapmaları konusunda onlara bir yer tahsis edilmesi noktasında bir çalışmayı da biz gerçekleştireceğiz" dedi.
"Yeni İpek Yolu"na ilişkin bilgi veren Çağlayan, "Pekin'den Londra'ya kadar uzanacak olan bu yol üzerinde özellikle Türkiye ve Çin arasındaki bağlantılarda biz Çin ile beraber ortak çalışma başlatıyoruz. Bu çerçevede Çin'den Türkiye'ye gelen birkaç hat var. Bu hatlardan hangisinin uygun olacağını değerlendireceğiz" diye kaydetti. Çağlayan, Türkiye olarak yaklaşık 5 bin kilometrelik bir tren yolu çalışması yapılacağına dikkat çekerek, "Biz Edirne'den Kars'a hızlı treni bağlamak istiyoruz ve bu konuda
yıllardır ihmal edilmiş olan demir yollarımızı, demir yolu taşımacılığını en modern şekilde yeniden gündeme getirecek bir çalışma arifesindeyiz. Bu son derece önemli bir yatırım" dedi.
Konuşmasında değerlenen Türk lirası'na da değinen Çağlayan, bu konudan duyduğu rahatsızlığı belirterek şöyle devam etti: "Türk lirasının aşırı değerlenmesi ihracatçıyı üzen bir noktaya gelmiştir. 100 bin dolar ihracat bundan üç ay önce Haziran ayında ihracatçıya 160 bin lira Türk parası karşılığı getiriyordu. İhracatçı fiyatını yaparken buna göre yapıyordu. Yani 1.60 dolar kuruna göre yapıyordu. Maalesef bugün bu rakam 1.40'lara inmiş durumda. Ve şimdi 100 bin dolara karşılık 160 bin TL alacağını hesap
eden, hizmetini teslim eden ihracatçı buna karşılık 140 bin lira almaktadır. Bu sistemle ihracatçının kendisini devam ettirmesi mümkün değil. İhracatımız açısından son derece kaygılı bir durum. Maalesef Merkez Bankası ve para politikası kurulu testinin kırılmasını beklemiştir. Oysa ben çok uyardım, ihracatçılar çok uyardı. Bu uyarıları yaparken onlar bunu anlamamazlıktan geldiler. Ve bu konuda seyirci oldular."
Bu durumun ithalat açısından da çok olumsuz etkisi olduğuna dikkat çeken Çağlayan, "İthalatı kolaylaştıracak, ithalatı artıracaktır. Dolar'ın ve Euro'nun bu seviyeye gelmesi artık ihracatçının meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye'nin meselesi olmuştur. Merkez Bankası Sayın Başbakanın açıklamasına rağmen beklenti yönetimini de iyi yapamamıştır. Sayın Başbakanımız döviz rezervinin en az 100 milyar dolar olması gerektiğini söylediği zaman Merkez Bankası'nın değerli başkanı hemen bir gün sonra ihracatçılar
meclisinde 100 milyar değil 120 milyar dolarlık alım yapsak bile bunun bir şey ifade etmeyeceğini söyleyerek, maalesef böyle bir talihsiz açıklamayla bu konudaki beklentileri peşinen kırmış oldu. Yani bir taraftan söyledikleriyle bir taraftan yaptıklarıyla TL'nin aşırı değerlenmesine bir anlamda çanak tuttular" şeklinde konuştu.
(MH-SB-E)