Hayat Şimdi Başlıyor
İzmir’de, biri eşinden, diğeri değiş-tokuşla gerçekleşen çapraz böbrek nakliyle hayat buldu. Organ nakli ile hayata yeniden başlayan İzmirli iki isim, “Nakilden sonra çalışabilir miyim?” sorusunun da yanıtı oldu.
Kadavradan bağış çıkmadığı için canlı vericilerden böbrek nakli yapılan Murat Karaöz (47) ve Ali Kaya (29) hem yeni bir hayata başladı, hem de işlerinin başına dönerek kaygılı hastalara moral oldu. Hastaların nakil öncesinde sorduğu ilk sorunun “Nakil olduktan sonra çalışabilecek miyim?” olduğunu belirten Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok, Karaöz ve Kaya’nın bu soruların cevabı olduğunu söyledi.
Ok, “Bu hastalarımız dışında çiftçilik, hayvancılık, TIR şoförlüğü, iş makinesi operatörlüğü yapan hastalarımız var” dedi.
Eşi sayesinde yeni bir hayat buldu
Çelik kapı işinden tavukçuluğa kadar çeşit çeşit işlerle geçimini sağlayan iki çocuk babası Murat Karaöz, 1997’de üniversite öğrencisiyken rahatsızlandı. Bademcikleri iltihaplanan, el ve ayakları şişen Karaöz doktora başvurdu. Nefrotik Sendrom tanısı koyulan Karaöz bademcik ameliyatı oldu. Sevk edildiği Ege Üniversitesinde böbrek biyopsisi yapılan Karaöz’e ileride önemli sağlık sorunları yaşayabileceği uyarısı yapıldı, ilaç tedavisi verildi, tuzdan sakınması gerektiği belirtilerek diyet verildi.
Ancak tedavi ve diyetine dikkat etmeyen Karaöz’ün böbrekleri 21 yılın sonunda iflas etti. İzmir Kent Hastanesine başvuran Karaöz’e, Op. Dr. Işık Özgü, Op. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan ekip tarafından 16 Mayıs 2018’de eşi Berrak Karaöz’den (41) alınan böbrek nakledildi. Sağlığına kavuşan Karaöz, yeni yaşamında turşu işine girdi.
Babası verici oldu, uygun çıkmayınca çapraz nakil yapıldı
14 yaşında kuaförlüğe başlayan, boş zamanlarında spor yapan, sigara ve alkol kullanmayan 19 yaşındaki Ali Kaya kendini “sapasağlam” sanırken, Kasım 2015’te anlam veremediği halsizlik yüzünden doktora gitti. Vitamin talebiyle gittiği doktorda tansiyonunun 26, böbreklerinin ise iflas ettiğini öğrenen Kaya, bir anda makineli yaşama başladı.
Yaklaşık 7 ay diyalize bağımlı bir hayata mahkum olan Kaya, böbrek sağlığının ne kadar önemli olduğunu o süreçte öğrendi, böbrek nakli kavramıyla tanıştı. Sosyal yaşam diye bir şeyi kalmayan Kaya, nakil için İzmir Kent Hastanesine başvurdu. Kadavradan bağışların yetersiz olması nedeniyle babası Mahmut Kaya, oğluna gönüllü verici oldu. Ancak yapılan tetkikler sonucu baba Kaya uygun çıkmadı. Bunun üzerine çapraz nakle başvuruldu. Eşi Yavuz Selim Urhan’a (57) uygun verici olmayan Ferhan Urhan’ın (49) Ali Kaya’ya böbreğinin uyduğu belirlendi. Aynı ekip tarafından 20 Haziran 2016’da gerçekleştirilen operasyonla Ferhan Urhan’dan alınan bir böbrek Ali Kaya’ya nakledildi. Diyalizden kurtulan, sağlığına kavuşan Kaya, mesleği olan kuaförlüğe geri döndü.
Organ nakli haftası için mesaj verdiler
Kadavradan bağışların yetersiz olması sebebiyle eşinden böbrek nakledilen Karaöz ile değiş-tokuşla gerçekleşen çapraz böbrek nakliyle hayat bulan Kaya, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası’nı fırsat bilerek hastalar adına bağış çağrısında bulundu.
“Benim şansım oldu”
Prostat olduğunu sanarak gittiği doktorda böbreklerini iflas ettiğini belirten Karaöz, “Bu hastalığa yakalanmadan önce 2013’te bütün organlarımı bağışlamıştım. Yıllar sonra bana da organ nakli gerekecekmiş. Beklemeye vaktim yoktu. Kız kardeşim gönüllü oldu ama sürpriz hamileliği gündeme gelince eşim böbreğini verdi. Herkese organlarını bağışlamasını tavsiye ediyorum. Türkiye’de en çok ihtiyaç duyulan organ böbrek. Eşimin donör olarak uyması benim şansım oldu” dedi.
Eşinin kansızlığına çare ararken, turşucu oldu
Nakilden bir ay sonra eşinde kansızlık çıktığını, ona çare ararken turşuculuğa başladığını kaydeden Karaöz şunları söyledi:
"Kansızlık için doğal yollarla ne yapabileceğimi düşündüm. Kırmızı lahana ve pancarın iyi geldiğini öğrendim. Her sabah eşime bu sebzelerin suyunu hazırlayıp içirdim. Bir ay sonra eşimin bütün değerleri normale döndü. Az tuzlu ve tuzsuz salatalık, biber turşusu, köz patlıcan ve kırmızı biber, kırma zeytin yapmaya başladım. Çok beğenildi. Çevremdekiler satmayı önerince yavaş yavaş bu işe giriştim. Bu iş tutkum haline geldi.”
“Sağlıklıyım sanıyordum, böbreklerim iflas etmiş”
Vitamin almak için başvurduğu doktordan böbrek nakline giden bir süreç yaşayan Ali Kaya da duygularını ve mesajını şöyle dile getirdi:
"Nakille birlikte yeniden doğdum. 2016’da hayata yeniden başladım. Her şey bir anda olmuştu. Sağlıklıydım, spor yapıyordum, enerjim çok yüksekti. Rahatsızlık sürecim zordu. Cebinizde para var ama su içemiyorsunuz. Arkadaşlarınızla bir yere gidemiyorsunuz. Hayatı kısıtlı yaşadım. Dışarıda yemek yiyemiyorsunuz, asitli içecek, su içemiyorsunuz. İnanılmaz kötü bir süreçti. Hep evdeydim. En korktuğumuz hastalık kanserdir. Ben böbreğin bu kadar önemli olduğunu hasta olduktan sonra öğrendim. Diyaliz nedir, nasıldır hiçbir bilgim yoktu. Allah tüm hastalara yardım etsin. Organ bağışının önemini daha çok anladım. Hayatımda yapacağım en iyi şey, herkesi organ bağışına davet etmek olur. 15 yıldır kadın kuaförüyüm. Nakil olur olmaz mesleğimin başına geçtim. Sürekli ayakta olduğum bir iş ama hiçbir sorun yaşamıyorum. Nakilden sonra hiçbir zorluk yaşamadım. Her şeye tekrar başladım.”
Hastaların ilk sorusu, “Nakilden sonra çalışabilir miyim?” oluyor
Kent Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok kendileri için en önemli şeyin hastalarının normal hayata dönmesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Nakil olacak kişilerin en büyük korkuları da bu oluyor. Pek çok hastanın ortak soruları, ‘nakil olduktan sonra çalışabilecek miyim, çocuk yapabilecek miyim?’ oluyor. Biz organ nakli adayı olan kişilere bunun çok güzel bir şekilde olabileceğini söylüyoruz. Pek çok değişik iş yapan hastalarımız var. İki hastamız dışında çiftçi olan var, hayvan besiciliği yapan hastalar var. Nakilli olan hastalar bu işleri hiçbir sıkıntı olmadan yapabiliyor. Hastamız hayatlarını başarılı bir şekilde sürdürüyor. Bir hastamız kuaförlüğe devam ediyor, diğer hastamız da kendi işini kurdu. Hastalarımızın en büyük sorunlarından biri turşu yiyememeleriydi. Çünkü hastalara tuzlu şeyler yedirmiyoruz. Bu hastamız tuzsuz turşular yaparak hem kendini hem de diğer hastaları mutlu etmeyi başardı. Bu iki hastamız da canlı donörden nakil oldular. Oysa kadavradan nakil çok önemli. Kadavra bağışının artması için duyarlılaşarak organ bağışı konusunda harekete geçilmesi gerekiyor.”
Kaynak: İHA
Ok, “Bu hastalarımız dışında çiftçilik, hayvancılık, TIR şoförlüğü, iş makinesi operatörlüğü yapan hastalarımız var” dedi.
Eşi sayesinde yeni bir hayat buldu
Çelik kapı işinden tavukçuluğa kadar çeşit çeşit işlerle geçimini sağlayan iki çocuk babası Murat Karaöz, 1997’de üniversite öğrencisiyken rahatsızlandı. Bademcikleri iltihaplanan, el ve ayakları şişen Karaöz doktora başvurdu. Nefrotik Sendrom tanısı koyulan Karaöz bademcik ameliyatı oldu. Sevk edildiği Ege Üniversitesinde böbrek biyopsisi yapılan Karaöz’e ileride önemli sağlık sorunları yaşayabileceği uyarısı yapıldı, ilaç tedavisi verildi, tuzdan sakınması gerektiği belirtilerek diyet verildi.
Ancak tedavi ve diyetine dikkat etmeyen Karaöz’ün böbrekleri 21 yılın sonunda iflas etti. İzmir Kent Hastanesine başvuran Karaöz’e, Op. Dr. Işık Özgü, Op. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan ekip tarafından 16 Mayıs 2018’de eşi Berrak Karaöz’den (41) alınan böbrek nakledildi. Sağlığına kavuşan Karaöz, yeni yaşamında turşu işine girdi.
Babası verici oldu, uygun çıkmayınca çapraz nakil yapıldı
14 yaşında kuaförlüğe başlayan, boş zamanlarında spor yapan, sigara ve alkol kullanmayan 19 yaşındaki Ali Kaya kendini “sapasağlam” sanırken, Kasım 2015’te anlam veremediği halsizlik yüzünden doktora gitti. Vitamin talebiyle gittiği doktorda tansiyonunun 26, böbreklerinin ise iflas ettiğini öğrenen Kaya, bir anda makineli yaşama başladı.
Yaklaşık 7 ay diyalize bağımlı bir hayata mahkum olan Kaya, böbrek sağlığının ne kadar önemli olduğunu o süreçte öğrendi, böbrek nakli kavramıyla tanıştı. Sosyal yaşam diye bir şeyi kalmayan Kaya, nakil için İzmir Kent Hastanesine başvurdu. Kadavradan bağışların yetersiz olması nedeniyle babası Mahmut Kaya, oğluna gönüllü verici oldu. Ancak yapılan tetkikler sonucu baba Kaya uygun çıkmadı. Bunun üzerine çapraz nakle başvuruldu. Eşi Yavuz Selim Urhan’a (57) uygun verici olmayan Ferhan Urhan’ın (49) Ali Kaya’ya böbreğinin uyduğu belirlendi. Aynı ekip tarafından 20 Haziran 2016’da gerçekleştirilen operasyonla Ferhan Urhan’dan alınan bir böbrek Ali Kaya’ya nakledildi. Diyalizden kurtulan, sağlığına kavuşan Kaya, mesleği olan kuaförlüğe geri döndü.
Organ nakli haftası için mesaj verdiler
Kadavradan bağışların yetersiz olması sebebiyle eşinden böbrek nakledilen Karaöz ile değiş-tokuşla gerçekleşen çapraz böbrek nakliyle hayat bulan Kaya, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası’nı fırsat bilerek hastalar adına bağış çağrısında bulundu.
“Benim şansım oldu”
Prostat olduğunu sanarak gittiği doktorda böbreklerini iflas ettiğini belirten Karaöz, “Bu hastalığa yakalanmadan önce 2013’te bütün organlarımı bağışlamıştım. Yıllar sonra bana da organ nakli gerekecekmiş. Beklemeye vaktim yoktu. Kız kardeşim gönüllü oldu ama sürpriz hamileliği gündeme gelince eşim böbreğini verdi. Herkese organlarını bağışlamasını tavsiye ediyorum. Türkiye’de en çok ihtiyaç duyulan organ böbrek. Eşimin donör olarak uyması benim şansım oldu” dedi.
Eşinin kansızlığına çare ararken, turşucu oldu
Nakilden bir ay sonra eşinde kansızlık çıktığını, ona çare ararken turşuculuğa başladığını kaydeden Karaöz şunları söyledi:
"Kansızlık için doğal yollarla ne yapabileceğimi düşündüm. Kırmızı lahana ve pancarın iyi geldiğini öğrendim. Her sabah eşime bu sebzelerin suyunu hazırlayıp içirdim. Bir ay sonra eşimin bütün değerleri normale döndü. Az tuzlu ve tuzsuz salatalık, biber turşusu, köz patlıcan ve kırmızı biber, kırma zeytin yapmaya başladım. Çok beğenildi. Çevremdekiler satmayı önerince yavaş yavaş bu işe giriştim. Bu iş tutkum haline geldi.”
“Sağlıklıyım sanıyordum, böbreklerim iflas etmiş”
Vitamin almak için başvurduğu doktordan böbrek nakline giden bir süreç yaşayan Ali Kaya da duygularını ve mesajını şöyle dile getirdi:
"Nakille birlikte yeniden doğdum. 2016’da hayata yeniden başladım. Her şey bir anda olmuştu. Sağlıklıydım, spor yapıyordum, enerjim çok yüksekti. Rahatsızlık sürecim zordu. Cebinizde para var ama su içemiyorsunuz. Arkadaşlarınızla bir yere gidemiyorsunuz. Hayatı kısıtlı yaşadım. Dışarıda yemek yiyemiyorsunuz, asitli içecek, su içemiyorsunuz. İnanılmaz kötü bir süreçti. Hep evdeydim. En korktuğumuz hastalık kanserdir. Ben böbreğin bu kadar önemli olduğunu hasta olduktan sonra öğrendim. Diyaliz nedir, nasıldır hiçbir bilgim yoktu. Allah tüm hastalara yardım etsin. Organ bağışının önemini daha çok anladım. Hayatımda yapacağım en iyi şey, herkesi organ bağışına davet etmek olur. 15 yıldır kadın kuaförüyüm. Nakil olur olmaz mesleğimin başına geçtim. Sürekli ayakta olduğum bir iş ama hiçbir sorun yaşamıyorum. Nakilden sonra hiçbir zorluk yaşamadım. Her şeye tekrar başladım.”
Hastaların ilk sorusu, “Nakilden sonra çalışabilir miyim?” oluyor
Kent Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok kendileri için en önemli şeyin hastalarının normal hayata dönmesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Nakil olacak kişilerin en büyük korkuları da bu oluyor. Pek çok hastanın ortak soruları, ‘nakil olduktan sonra çalışabilecek miyim, çocuk yapabilecek miyim?’ oluyor. Biz organ nakli adayı olan kişilere bunun çok güzel bir şekilde olabileceğini söylüyoruz. Pek çok değişik iş yapan hastalarımız var. İki hastamız dışında çiftçi olan var, hayvan besiciliği yapan hastalar var. Nakilli olan hastalar bu işleri hiçbir sıkıntı olmadan yapabiliyor. Hastamız hayatlarını başarılı bir şekilde sürdürüyor. Bir hastamız kuaförlüğe devam ediyor, diğer hastamız da kendi işini kurdu. Hastalarımızın en büyük sorunlarından biri turşu yiyememeleriydi. Çünkü hastalara tuzlu şeyler yedirmiyoruz. Bu hastamız tuzsuz turşular yaparak hem kendini hem de diğer hastaları mutlu etmeyi başardı. Bu iki hastamız da canlı donörden nakil oldular. Oysa kadavradan nakil çok önemli. Kadavra bağışının artması için duyarlılaşarak organ bağışı konusunda harekete geçilmesi gerekiyor.”