Başbakan Yıldırım Açıklaması (5)

'2019'dan sonra fiilen, yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek' 'Ocak ayı sonlarına kadar Meclisteki komisyonlardaki çalışmaları tamamlamayı hedefliyoruz. Takvim bu. Artık referandumumuzu da inşallah yapacağız, önümüze bakacağız, işimizi gücümüzü yapacağız' 'Burada açıkça söylüyorum, katiyen bir erken seçim yok. Seçimler 2019'da yapılacak. Milletvekilleri seçimi ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak ve 2019'da olacak. Yerel seçimler ayrı. Onlar kendi tarihinde. Onlar da 2019 Mart sonu biliyorsunuz' 'Diyelim ki bütçe kabul edilmedi. O zaman, bir yılın, önceki bütçeyi yeniden değerlendirme oranı dikkate alınarak yürürlüğe giriyor. O devam ediyor, ne zaman anlaşılırsa. Yıl boyu anlaşılmazsa o bütçe ile gidiyor” 'Meclis, tamamen yasamayla daha da güçlenecek. Kanun teklifini milletvekilleri veriyor. Meclis faaliyetleri biraz yürütme faaliyetlerinden de bağımsız hale gelecek'

Başbakan Binali Yıldırım, '2019’dan sonra fiilen, yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek.” dedi.

Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, TRT 1 ve TRT Haber ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Anayasa yapım sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, 1982 Anayasası’nda cumhurbaşkanının geniş yetkileri bulunduğunu, cumhurbaşkanının bu yetkiyi doğal olarak kullandığını dile getirdi.

Mevcut durum da ikili bir yapının bulunduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Seçimle iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanı var. Biz bunun ortadan kaldırılması gerektiğini, bu konu, önümüzde bir sorun alanı... Devam edemeyeceğini söylüyoruz, yıllardır. Milliyetçi Hareket Partisi de bunu gördü. Açıkça her türlü siyasi hesapları bir kenara bırakarak sayın Bahçeli dedi ki ‘Biz her ne kadar parlamenter sistemi benimsiyorsak da bu durum sürdürülebilir değil. Biz milletimizden vekalet aldık, bizim görevimiz sorunları çözmek. Bunu da siyasi hesaplara kurban etmek istemiyoruz.’ dediği budur. Bu yolu açınca biz de oturduk, konuştuk, daha değişik bir değişiklik teklifi ile gittik. Haklı olarak, ‘Şu anda ihtiyacımız olan kadarını yapalım, daha sonra gerekirse diğerleri için de yine zemin hazırlarız, çalışırız’ diye bir öneri de bulundu. Biz de bunu hay hay... Şu anda yoğunlaştığımız tek şey, büyük ana hatlarıyla yürütme, yani icranın şekillendirilmesi. Bu ne demektir? Cumhurbaşkanı, altında başkan yardımcısı, altında bakanlar kurulu, diğer yandan Meclis...”

- “Bir ya da iki başkan yardımcısı olabilir, henüz kararlaştırılmadı”

“Başkan yardımcısı iki olabilir mi?” şeklindeki soru üzerine Yıldırım, bir ya da iki başkan yardımcısının olabileceğini, henüz kesin bir karara bağlanmadığını belirtti.

Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliğinde, meclisin bulunacağını, meclisin bir irade, cumhurbaşkanının başka bir irade olacağını, ikisinin de aynı anda seçime gideceğini ve aynı anda seçileceğini söyledi.

Yıldırım, “Birisi, memleketin iki seçim arasında işlerini görüyor. Günlük işlerini, projelerini, milletin refahı, kalkınması, güvenliği, sağlığı vesaire.... Biri de ihtiyaç olan denetlemeyi yapıyor, icrayı bir şekilde denetliyor, ihtiyaç olan kanunları çıkarıyor, cumhurbaşkanının, yürütmenin getirdiği bütçeyi görüşüyor, karara bağlıyor, yasama faaliyetleri sürüyor.” diye konuştu.

- “Başka yerlerde olmayıp bizim geleneklerimize mahsus düzenlemeler de içeriyor”

Başbakan Binali Yıldırım, “Partili cumhurbaşkanlığı eksenini muhafaza ediyor musunuz?” sorusuna karşılık da “Evet. Partili olarak seçime giriyor. Parti ile ilişiği de devam ediyor. Bizim öngördüğümüz modelde.” açıklamasında bulundu.

“Bütçe konusunda, Türkiye’de başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken bütçe üzerinden Amerika’daki gibi bir sorun yaşanmaması için bir tedbiriniz var mı?” sorusu üzerine Yıldırım, anayasa değişikliğine ilişkin metnin şekillendiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

“Bütçeyi, cumhurbaşkanı yürütmenin başı olarak meclise sunuyor. Meclis görüşüyor, karara bağlıyor. Tabii, bu bütçe görüşülürken planları alt üst edecek birtakım değişiklere gidilmemesini sağlayacak tedbirler de var. ‘Ben vergileri sıfıra indirdim, ücretleri yüzde 150 artırdım’ gibi ipe sapa gelmeyen, kararlar olmasın diye tedbirler de var. O da anayasa da öngörülüyor. Bir başka tedbir de diyelim ki bütçe, kabul edilmedi. O zaman, bir yılın, önceki bütçeyi yeniden değerlendirme oranı dikkate alınarak yürürlüğe giriyor. O devam ediyor, ne zaman anlaşılırsa. Yıl boyu anlaşılmazsa o bütçe ile gidiyor. Sistem kendi içerisinde birbirini, iki siyasi iradeyi diyelim, dengeleyecek bir yapı öngörüyor. Burada gayet güzel bir planlama yapıldı. Diğer sistemlerin, başkanlık sistemlerinin tıkanan yönleri de dikkate alınarak ona da çözüm üretildi. Başka yerlerde olmayıp bizim geleneklerimize mahsus düzenlemeler de içeriyor. Açıkçası prensip olarak başkanlık sistemi olmakla beraber ülkemizin şartlarını ve mevcut olan, uygulanmakta olan ülkelerdeki aksaklıkları da asgariye indirecek tedbirler var.

- “Adı cumhurbaşkanlığı”

“Adı cumhurbaşkanlığı değil mi?” sorusuna Yıldırım, “Cumhurbaşkanlığı. MHP ile ortak kararımız. Niye başkanlık diyelim? Başkan çok. Yoldan geç, herkes başkan. Dernek başkanı, vakıf başkanı, belediye başkanı... Cumhurbaşkanı, çok anlamlı bir şey. Cumhurun başkanı, milletin başkanı. Dolayısıyla cumhurbaşkanı olarak ismin devam etmesi ortak bir benimsemeyle, MHP ile bizim aramızda karar alındı.” dedi.

- “Türkiye’de tek başına iktidar çıkaran bir siyasal sisteme ihtiyaç var”

“Tek parti iktidarının yapamadığı neyi, daha iyi yapacak cumhurbaşkanlığı sistemi ki ekonomiyi daha da yukarıya taşıyabilecek?” sorusu üzerine Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

“Tek parti iktidarının garantisi var mı? 7 Haziran’da gördük. O, beş buçuk ayda Türkiye nelerle karşılaşacağını gördü. Her kafadan bir ses çıkıyor. Türkiye’nin geçmiş tarihine baktığımızda, istikrar ve güven olduğu dönemlerde büyüme olmuş, refah artışı olmuş. İstikrarın kaybolduğu dönemlerde kazanımlarını kaybetmiş. Tamam AK Parti 14 yıldır iktidar ama bunun ilanihaye devam etmesi gerçekçi değil. Dolayısıyla kim gelirse gelsin ama Türkiye’de tek başına iktidar çıkaran bir siyasal sisteme ihtiyaç var. Bu cumhurbaşkanlığı sisteminin ana gayesi, hedefi budur. Çünkü istikrar ancak tek başına güçlü siyasi bir iktidarla sağlanır. Meclis, tamamen yasamayla daha da güçlenecek. Kanun teklifini milletvekilleri veriyor. Meclis faaliyetleri biraz, yürütme faaliyetlerinden de bağımsız hale gelecek. Dengeleyici bir yapı da oluşacak ama iki seçim arasında kesintisiz yürütme, önündeki vaatlerini, planlarını gerçekleştirecek. Bu az bir şey değil. Bu önemli bir kazanım. Bunun sürekli olması önemli. Biliyorsunuz ki Türkiye’de artık koalisyon yok, filan seçimde şu olacak diye bir endişe taşımayacaksınız. Getirdiği bu cumhurbaşkanlığının... Bu tabii ekonomi de öngörülebilirliği getirir, büyük projelerin planlanmasında da ciddi anlamda bir rahatlamayı getirir.”

- “Katiyen bir erken seçim yok”

Cumhurbaşkanının da meclisin de beş yıl da bir seçilmesinin öngörüldüğünü aktaran Yıldırım, ekonomiyle de bunun bağdaştırılması durumunda, takvimin de önem kazandığını söyledi.

Yıldırım, Türkiye’nin küresel şoklardan kaynaklı bugün yaşadığı bir durumun bulunduğunu, bir de gelecek kısa ve orta vadede Türkiye’nin kendi şartlarından kaynaklı bir durumun olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin anayasa değişikliği için adımların atıldığını ifade eden Yıldırım, şu ifadelere yer verdi:

“Öyle zannediyorum ki çok kısa sürede bir mutabakata aksilik olmazsa varacağız ve bu teklif Meclise gelecek. Mecliste geçmiş tecrübelere baktığımız zaman bir hafta ya da iki hafta komisyonda görüşülür daha sonra Genel Kurula gelir, Genel Kurulda 330’u bulup kabul edilirse Cumhurbaşkanı'nın onay süreci var ve ondan sonra referandum süreci var. Referandum için yasaya göre 60 gün. Dolayısıyla 60 günden geriye doğru geldiğimiz zaman, referandumu da diyelim ki mart sonu yapacağız, mevsim şartları itibarıyla, geri geldiğimiz zaman, ocak ayı sonlarına kadar Meclisteki komisyonlardaki çalışmaları tamamlamayı hedefliyoruz. Takvim bu. Artık referandumumuzu da inşallah yapacağız, önümüzde bakacağız, işimize gücümüze yapacağız. Burada açıkça söylüyorum, katiyen bir erken seçim yok. Seçimler 2019’da yapılacak. Milletvekilleri seçimiyle cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak ve 2019’da olacak. Yerel seçimler ayrı. Onlar kendi tarihinde. Onlar da 2019 mart sonu biliyorsunuz.”

- “Cumhurbaşkanının filen göreve başlaması 2019 seçimlerinden sonra olacak”

Yıldırım, “2019’da sisteme geçmiş oluyor muyuz?” sorusuna, “2019’dan sonra fiilen, yüzde 100 cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak ama bu arada geçiş süreci tamamlanmış olacak. Yüzlerce, binlerce mevzuat yenilenecek.” diye konuştu.

“Eğer referandum tamamlanırsa 2019’a kadar o arada, mevcut şekilde mi devam edecek?” sorusu üzerine Yıldırım, “Mevcut sistem devam edecek. Belki bazı maddeler bakımından, o konuşulacak, uygulanabilecek yeni sistem ama yeni sisteme göre, seçilmiş cumhurbaşkanının filen göreve başlaması 2019 seçimlerinden sonra olacak.” ifadesini kullandı.

Değişikliğin kaç maddeyi içerdiği sorusuna Yıldırım, “12 artı, iki-üç tane de geçici madde olur. 15 civarında.” dedi.

“MHP ile pürüzlü madde kaldı mı?” şeklindeki sorusu üzerine de Yıldırım, görüşmelerin hala devam ettiğini, maddeler üzerine konuşulduğunu ifade etti.

Başbakan Yıldırım, “Fesih yetkisi konusu da netleşti mi?” sorusuna cevap verirken, “Ben çok büyük sorun olacağını düşünmüyorum.” dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA