'İsrail Aksa'da 2000'Den Önceki Statüyü Uygulamalı'

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Mescid-i Aksa Külliyesi'nin statüsü hakkında Mescid-i Aksa Vakfı'nın tek söz sahibi olduğunu ifade etti. Abbas, İsrail yönetimine de "Külliyenin statüsü hakkında 2000 yılından önceki duruma dönme" çağrısı yaptı.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu toplantısında basın mensuplarına konuşan Mahmud Abbas, "İsrail'in, bugün uygulanan gerçeklerin tahrif edildiği statüyü değil, Mescid-i Aksa'nın 2000 yılından önceki statüsünü uygulaması gerekiyor" dedi.

Abbas, "Biz ve Ürdünlü kardeşlerimiz, kutsal mekanların Yahudi yerleşimcilerin saldırılarından korunması amacıyla Mescid-i Aksa'daki statünün 2000'den önceki haline döndürülmesi için çalışıyoruz" diye konuştu.

- UCM'deki İsrail dosyası

Büyük devletlerden ve uluslararası kurumlardan Filistin halkı için koruma talebini yineleyen Abbas, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) İsrail aleyhine sunulan dosyayı takip ettiklerinin altını çizdi.

Abbas, bugün İsrail'le ilişkilerin yeniden kurulmasına ilişkin FKÖ Siyasi ve Merkez Komitesi'nin kararları doğrultusundaki tavsiyelerini görüşeceklerini kaydetti.

FKÖ bünyesindeki Merkez Komitesi, 5 Mart'ta İsrail'e olan güvenlik koordinasyonunun tüm yönleriyle iptal edilmesi yönünde karar vermişti. Söz konusu karar fiili olarak uygulanmamıştı.

İsrail-Filistin arasında imzalanan 1993 Oslo ve 1995'teki Taba antlaşmalarına göre güvenlik koordinasyonu, İsrail'le karşılıklı bilgi paylaşımını öngörüyor.

- Mescid-i Aksa'nın statüsü

İsrail, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs'ü 1967 yılında işgal etti. Bu tarihten itibaren 2000 yılına kadar, Ürdün'e bağlı Mescid-i Aksa Vakfı, Harem-i Şerif'in yönetiminde tek söz sahibi oldu. Müslüman olmayan turistlerin Aksa'nın avlusuna düzenledikleri ziyaretler de Aksa Vakfı'nın kontolünde gerçekleşti.

İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa’yı ziyaret edince İkinci İntifada başladı. Ayaklanan Filistinliler, Şaron’un kutsal Mescid-i Aksa’ya girmesini protesto etti. Aksa Vakfı Şaron'un ziyaretine tepki olarak bu ziyaretleri yasakladı ve İsrail'in "ziyaretlerin yeniden başlaması" yönündeki taleplerini reddetti. Bunun üzerine 2003 yılının Nisan ayında, İsrail hükümeti, Aksa Vakfı'nın itirazına rağmen Müslüman olmayan turistleri tek taraflı olarak Harem-i Şerif'in avlusuna almaya başladı. O tarihten bu yana Mescid-i Aksa'nın statüsü Müslümanların aleyhine bozulmuş oldu.

İsrail yönetimi 2003'ten itbaren Yahudi yerleşimcileri polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanlar'ın girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor.  İsrail yönetimi ise Aksa'nın avlusuna girmesine izin verdiği Yahudilerin burada ibadet etmesine müsaade etmiyor.

İsrail'in sürekli artan sayıda radikal Yahudi yerleşimciyi Aksa'ya alması ve Müslümanların girişine sınırlamalar getirmesi, Harem-i Şerif'in de, tıpkı daha önce El Halil şehrindeki Hz İbrahim Camisin de olduğu gibi Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmek istendiği yönündeki endişeleri arttırdı.

Kaynak: AA