Eğitim ve Ahlak Şurası
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yardımcısı Halil Etyemez, "Sayın Başkanımız, konuşmasında öğretmenlerimizin maaşlarıyla ilgili bir talepte bulundu.
Ben de toplu sözleşme masasında artırmak üzere masaya bırakıyorum" dedi.
Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) Türkiye Yazarlar Birliği ile birlikte Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı, eğitimci, yazar ve şair Mehmet Akif İnan anısına ortaklaşa düzenlediği "Eğitim ve Ahlak Şurası", Ankara Bera Oteli'nde başladı.
Şuranın açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yardımcısı Halil Etyemez, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun öğretmen maaşlarına yönelik sözlerine cevap verdi. Etyemez, "Sayın Başkanımız, konuşmasında öğretmenlerimizin maaşlarıyla ilgili bir talepte bulundu. Ben de toplu sözleşme masasında artırmak üzere masaya bırakıyorum. Bugün eğitim ve ahlakla ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum" dedi.
Eğitim ve Ahlak Şurası'nın ele aldığı iki önemli mesele olduğunu belirten Etyemez, bunlardan birinin ahlak, diğerinin ise eğitim, yani maarif olduğunu söyledi.
Modem eğitim ve okulun toplumu şekillendirme, bireylerin yaşamını dönüştürme ve yeni bir ahlak düzeninin inşası hususunda başarısız olduğunu kaydeden Etyemez, "Modern okul, insan zihnini, akılını, gönlünü ve nefsini terbiye etme yerine egemen sınıfların kurulu amaçlarına hizmet eden bir araç durumuna dönüştürülmüştür. Türkiye olarak yeryüzünün en zengin eğitim birikimine sahip olmamıza rağmen son iki yüz yıldır kendi medeniyet kodlarımıza dayalı, özgün eğitim ve okul modelleri maalesef geliştiremedik. Eğitimde bir istikamet ve gaye problemi olduğu Türkiye'nin önde gelen entelektüelleri tarafından da dile getirilmektedir. Bunların yanı sıra, günümüzde eğitim ve okul insan yaşamını bir bütün olarak kavrayamamakta, insan gönlüne ve zihnine birlikte hitap edememekte, öğrencileri sıraya dizmekte ve elemektedir. Kısacası eğitimsel aklımız, maarif mefkuremiz bulanık gözükmektedir" ifadelerini kullandı.
Etyemez, şura vesilesiyle çözüm üretilmesi gereken hususları şöyle sıraladı:
"Eğitimin amacı ne olmalıdır? Ne tür bir insan yetiştirmek istiyoruz? Maarife ilişkin özgün bir model geliştirebilir miyiz? Maarif davamız, maarif mefkûremiz ne olmalıdır? Bu sorular ışığında okulun ve eğitimimizin yeniden düşünülmesi ve aynı zamanda ‘iyi ödev insanı yetiştirme’ ülküsü etrafında yeniden analiz edilmesi gerekmektedir."
Şuranın ele aldığı ikinci önemli başlığın "ahlak" olduğuna dikkat çeken Etyemez, ahlakın duygu ve akıl ile inşa edildiğine dair farklı görüşler olduğunu dile getirdi. Etyemez, eğitimi insani değerler yani erdem ve ahlaki donanımlar ile bilgi, beceri ve teknik donanımlar olmak üzere iki boyutta değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin son yıllarda önemli gelişmeler kaydeden bir ülke konumunda olduğunu dile getiren Etyemez, "Nüfusumuzun yüzde 65'i 35 yaşının altında olup, diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda genç bir nesle sahibiz. 2040'lı yıllardan sonra nüfuzumuzun yaşlanacağı göz önünde bulundurulursa, gelecek 25 yılı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Gelecek 25 yıl içinde bu nesli kendi medeniyet kodlarımızdan hareketle iyi eğitir ve iyi ödev insanları olarak geleceğe hazırlarsak, yarınlarımızın bugünden daha iyi olacağı yönündeki iyimserliğimizi koruyabiliriz" diye konuştu.
Entelektüel düşünce düzeyinin, bilimin problem çözüm teknikleri ve yüksek ahlak seviyesinin birleşmesiyle ortaya çıkacak hayat tarzının insanlığın bütün dertlerine deva olacağını söyleyen Etyemez, şunları kaydetti:
"Türkiye bütün dünyada bunu başarmaya aday tek ülkedir. Türkiye, bunu başararak ya insanlığın kurtuluş ümidi olacak ya da modem görüntüye bürünmüş bir ilkel hayat sürerek bütün insanlıkla birlikte belirsiz bir geleceğe doğru yürüyecektir. Bu süreçte temel olarak her bir çocuğumuzu, ülkemizin ve milletimizin geleceği açısından bir potansiyel olarak görüp hiçbirinin sınavlarda elenmediği, sıraya dizilmediği ve onları stratejik bir varlık olarak göreceğimiz bir yapıyı kurmamız gerekiyor. Kısaca kendine ve ülkesine güvenen, medeniyeti yeniden inşa etme yolunda farklı bir nesil yetiştirmek zorundayız. Hükümet olarak göreve geldiğimiz günden bu yana en çok önemi eğitime verdiğimiz gibi, bu alandan yaptığımız her çalışma ve icraat kendi medeniyetimizin kodlarıyla oluşturulan talim ve terbiyeye doğru atılmış önemli adımlardır. Bu bağlamda Şura boyunca şu sorunun etraflıca ve derinlikli bir biçimde ele alınması ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Medeniyet, insan, maarif ve mektep telakkimiz, talim ve terbiyenin neresindedir? Sonuç olarak modem eğitimin ve okulun açmazlarına dikkat çekerek ahlakın, eğitimin ve kendi medeniyet kodlarımızın bugünkü Şura'da etraflıca ele alınacak olmasını takdirle karşılıyorum. Şuranın ülkemize, milletimize, maarif ve eğitim dünyamıza faydalı olacağına canı gönülden inanıyorum."
Kaynak: İHA
Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) Türkiye Yazarlar Birliği ile birlikte Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı, eğitimci, yazar ve şair Mehmet Akif İnan anısına ortaklaşa düzenlediği "Eğitim ve Ahlak Şurası", Ankara Bera Oteli'nde başladı.
Şuranın açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Yardımcısı Halil Etyemez, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun öğretmen maaşlarına yönelik sözlerine cevap verdi. Etyemez, "Sayın Başkanımız, konuşmasında öğretmenlerimizin maaşlarıyla ilgili bir talepte bulundu. Ben de toplu sözleşme masasında artırmak üzere masaya bırakıyorum. Bugün eğitim ve ahlakla ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum" dedi.
Eğitim ve Ahlak Şurası'nın ele aldığı iki önemli mesele olduğunu belirten Etyemez, bunlardan birinin ahlak, diğerinin ise eğitim, yani maarif olduğunu söyledi.
Modem eğitim ve okulun toplumu şekillendirme, bireylerin yaşamını dönüştürme ve yeni bir ahlak düzeninin inşası hususunda başarısız olduğunu kaydeden Etyemez, "Modern okul, insan zihnini, akılını, gönlünü ve nefsini terbiye etme yerine egemen sınıfların kurulu amaçlarına hizmet eden bir araç durumuna dönüştürülmüştür. Türkiye olarak yeryüzünün en zengin eğitim birikimine sahip olmamıza rağmen son iki yüz yıldır kendi medeniyet kodlarımıza dayalı, özgün eğitim ve okul modelleri maalesef geliştiremedik. Eğitimde bir istikamet ve gaye problemi olduğu Türkiye'nin önde gelen entelektüelleri tarafından da dile getirilmektedir. Bunların yanı sıra, günümüzde eğitim ve okul insan yaşamını bir bütün olarak kavrayamamakta, insan gönlüne ve zihnine birlikte hitap edememekte, öğrencileri sıraya dizmekte ve elemektedir. Kısacası eğitimsel aklımız, maarif mefkuremiz bulanık gözükmektedir" ifadelerini kullandı.
Etyemez, şura vesilesiyle çözüm üretilmesi gereken hususları şöyle sıraladı:
"Eğitimin amacı ne olmalıdır? Ne tür bir insan yetiştirmek istiyoruz? Maarife ilişkin özgün bir model geliştirebilir miyiz? Maarif davamız, maarif mefkûremiz ne olmalıdır? Bu sorular ışığında okulun ve eğitimimizin yeniden düşünülmesi ve aynı zamanda ‘iyi ödev insanı yetiştirme’ ülküsü etrafında yeniden analiz edilmesi gerekmektedir."
Şuranın ele aldığı ikinci önemli başlığın "ahlak" olduğuna dikkat çeken Etyemez, ahlakın duygu ve akıl ile inşa edildiğine dair farklı görüşler olduğunu dile getirdi. Etyemez, eğitimi insani değerler yani erdem ve ahlaki donanımlar ile bilgi, beceri ve teknik donanımlar olmak üzere iki boyutta değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin son yıllarda önemli gelişmeler kaydeden bir ülke konumunda olduğunu dile getiren Etyemez, "Nüfusumuzun yüzde 65'i 35 yaşının altında olup, diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda genç bir nesle sahibiz. 2040'lı yıllardan sonra nüfuzumuzun yaşlanacağı göz önünde bulundurulursa, gelecek 25 yılı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Gelecek 25 yıl içinde bu nesli kendi medeniyet kodlarımızdan hareketle iyi eğitir ve iyi ödev insanları olarak geleceğe hazırlarsak, yarınlarımızın bugünden daha iyi olacağı yönündeki iyimserliğimizi koruyabiliriz" diye konuştu.
Entelektüel düşünce düzeyinin, bilimin problem çözüm teknikleri ve yüksek ahlak seviyesinin birleşmesiyle ortaya çıkacak hayat tarzının insanlığın bütün dertlerine deva olacağını söyleyen Etyemez, şunları kaydetti:
"Türkiye bütün dünyada bunu başarmaya aday tek ülkedir. Türkiye, bunu başararak ya insanlığın kurtuluş ümidi olacak ya da modem görüntüye bürünmüş bir ilkel hayat sürerek bütün insanlıkla birlikte belirsiz bir geleceğe doğru yürüyecektir. Bu süreçte temel olarak her bir çocuğumuzu, ülkemizin ve milletimizin geleceği açısından bir potansiyel olarak görüp hiçbirinin sınavlarda elenmediği, sıraya dizilmediği ve onları stratejik bir varlık olarak göreceğimiz bir yapıyı kurmamız gerekiyor. Kısaca kendine ve ülkesine güvenen, medeniyeti yeniden inşa etme yolunda farklı bir nesil yetiştirmek zorundayız. Hükümet olarak göreve geldiğimiz günden bu yana en çok önemi eğitime verdiğimiz gibi, bu alandan yaptığımız her çalışma ve icraat kendi medeniyetimizin kodlarıyla oluşturulan talim ve terbiyeye doğru atılmış önemli adımlardır. Bu bağlamda Şura boyunca şu sorunun etraflıca ve derinlikli bir biçimde ele alınması ve tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Medeniyet, insan, maarif ve mektep telakkimiz, talim ve terbiyenin neresindedir? Sonuç olarak modem eğitimin ve okulun açmazlarına dikkat çekerek ahlakın, eğitimin ve kendi medeniyet kodlarımızın bugünkü Şura'da etraflıca ele alınacak olmasını takdirle karşılıyorum. Şuranın ülkemize, milletimize, maarif ve eğitim dünyamıza faydalı olacağına canı gönülden inanıyorum."