Kıbrıs Rum Yönetimi 4, 5, 6 ve 7 Numaralı Parsellere De Ruhsat Vermeyi Tasarlıyor

Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de “münhasır ekonomik bölgesi” ilan ederek parsellediği deniz bölgesindeki 4, 5, 6 ve 7 numaralı parsellerle ilgili hiçbir şeyin henüz bitmediği, büyük şirket ve konsorsiyumların Türkiye’nin tartışmalı bulduğu parsellerde ısrar ederek bu konuda Rum Yönetimi'nden yana tavır aldıkları haber verildi.

Kıbrıs Rum Kesiminin en yüksek tirajlı gazetesi olan Fileleftheros geniş yer verdiği enerji ve doğalgaz konulu haberlerini “Kıbrıs Hidrokarbon Yatakları Satranç Tahtasında... Türkiye’den Güç Gösterisi... Amerikan Senaryoları... Kriz Yabancılara Türk Boru Hattını İleri Götürme Fırsatı Veriyor... İsrail Enerji Parsellerini Zırhlandırıyor” başlık ve spotları altında topladı.

Habere göre ABD, İsrail ve Güney Kıbrıs şirketlerinden oluşan konsorsiyumdan bir heyet, dün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e, ruhsatı İtalyan ENI şirketine verilen ve Dikelya açıklarına kadar dayanan 3’üncü parselde süratle sondaj yapma, kurulacak elektrik santrali ile üç yıl içerisinde 2 bin megavat gücünde elektrik üretme ve bunu denizaltı kablo hattıyla İsrail’e aktarma projelerini sundu.

Gazete aynı bilgileri “Lobi... Kıbrıs MEB’indeki Parsele İlgi” başlıklı haberinde de Jewish Committee (Yahudi Lobisi) Dış İlişkiler Müdürü Jason Isaacson’un Güney Kıbrıs’ı ziyaret ederek dün Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüştüğünü bildirirken de işledi.

Isaacson’un ziyaretinin Rum Dışişleri ve Enerji bakanlarının Tel Aviv ziyaretinin hemen öncesinde gerçekleşmesinin tesadüf olmadığını yazan gazete bu projenin hem İsrail’in enerji güvenliğini sağlayacağı hem de Güney Kıbrıs’ın güvenliğini İsrail’in güvenliğiyle doğrudan bağlantılı kılacağını belirtti.

Politis “Konsorsiyum Dün Başkana MEB’le İlgili Öneri Sundu... ENİ’nin 3 Numaralı Parselini İstiyorlar” başlıklı haberinde, Amerikan, İsrail ve Rum şirketlerinin oluşturduğu konsorsiyumun, Rum yönetiminin ruhsatını ENI şirketine verdiği 3 numaralı parselden 3 yıl içerisinde doğalgaz çıkartma, bununla elektrik üretip denizaltı kablo hattıyla İsrail’e aktarma önerisini götürdüğü Anastasiadis’in; öneri sahiplerine 3 numaralı parselin ruhsat sahibi ENI şirketini adres gösterdiğini bildirdi.

RUHSATI ENI’YE VERİLEN 3’ÜNCÜ PARSEL İÇİN PROJELER Gazete edindiği bilgilere dayanarak yapılan öneriyle ilgili şu detayları aktardı: “Anastasiadis’e yapılan öneri, Oak Delta NG Exploration şirketinin Mayıs 2012’de ikinci tur ihale kapsamında sunduğu önerinin tıpatıp aynıdır. Yani, Kıbrıs sahillerindeki 3 numaralı parselde süratle sondaj yapılarak doğalgaz çıkarılması ve taşınması, kurulacak 2 bin megavat gücündeki santralde elektrik üretimi için kullanılması ve elektrik enerjisinin deniz altı kablo hattıyla, enerji ihtiyacı artan İsrail’e nakledilmesini öngörüyor.

Edinilen bilgiye göre Anastasiadis’e, 3’üncü parselden taşınacak doğalgazın bir miktarından AİK’in (Elektrik İdaresi) de kendi elektrik üretimi için yararlanabileceği söylendi. öneri sahibi yatırımcılar, 3’üncü parselde sondajı tamamlayıp çıkaracakları doğalgazı 3 yıl içerisinde Kıbrıs’a nakledebileceklerini kastederek kendi önerilerinin, DEFA’nın 2015-2018 dönemi için aradığı (doğalgaz) ara çözümüne alternatif tercih olabileceğini belirttiler. Yatırımcılar İsrail’e elektrik kablo hattı döşenmesi konusunda teknik incelemelerini yaptıklarını ve bu projenin başarı şansını teyit ettiklerini savundular. Öğrendiğimiz kadarıyla bu önerinin, DEİ-Quandum’un Interconnector (İsrail ve Kıbrıs’ı ve Yunanistan üzerinden Avrupa’yı birbirine bağlayacak denizaltı kablo hattı yatırım ilanıyla bir bağlantısı yoktur.” RUM YÖNETİMİ 4, 5, 6 VE 7 NUMARALI PARSELLERE DE RUHSAT VERMEYİ TASARLIYOR Gazete son günlerde Rum Enerji ve Dışişleri bakanlıkları tarafından yapılan diğer bir stratejik hazırlığın da, Lübnan’daki ruhsat dağıtımı aracılığıyla Türk şirketlerinin, Rumların tek yanlı ilan ettiği “MEB”in sınırları etrafında dolaşmasını engellemekle alakalı olduğunu belirtti.

Rum Yönetiminin, 2’inci tur imtiyaz hakkı ihalesi çerçevesinde yapılan, ihale kapsamı dışındaki parsellerle ilgili taleplere de ruhsat verme olanak ve şartları üzerinde çalışmakta olduğu belirtilen habere göre 4, 5, 6 v 7 numaralı parseller için ayrı ayrı veya tamamı için birilerine ruhsat verilmesi ihtimalinden söz ediliyor. Türkiye’nin, Rumların tek yanlı ilan ettiği “MEB”ine dahil olduklarını kabul etmemesi nedeniyle bahse konu parseller, bugüne kadar, Türkiye ile çatışma ve maceraya girilecek ortam yaratılmaması için kapsam dışında tutulmuştu.

Gazete İtalyan ENI, Amerikan RX-Drill şirketleri bu parsellerden bazılarını talep etmesinin, adı geçen şirketlerin bütün ihtimalleri önceden düşünmüş olduğu gösterdiğine işaret etti.

Gazete “Türk Tehditleri Devleri Etkiledi... Rusya, İngiltere, ABD, Norveç Kıbrıs’a ‘İlgisiz’ Kalıp Lübnan’a Gitti” başlıklı haberinde Lübnan’ın, Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde 1’inci tur imtiyaz(ruhsat) dağıtım ihalesinin, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın 2’nci tur ihalesine olan ilgiyi olumsuz etkilediğini gösterdiğini yazdı.

Haberde Lübnan MEB’indeki doğalgaz rezervinin 24 trilyon ayak küp olduğu tahmin edilirken Rumların tek yanlı ilan ettiği “MEB”indeki rezervin 60 trilyon akak küp tahmin edildiğine ve Lübnan’da Güney Kıbrıs’takinden çok daha büyük siyasi istikrarsızlık olduğuna işaret edildi.

Güney Kıbrıs’ın 2’nci tur ihalesine 15 başvuru yapılırken Lübnan’ın çıktığı ve başvuru süresi Salı günü dolan 1’inci tur ihaleye 25 ülkeden 52 şirket başvurduğuna işaret edilen haberde Lübnan ihalesine başvuranlar arasında Rus devlet şirketi Rosneft, özel şirket Lukoil ve Novatek; yani Rusya’nın en büyük üç enerji devi bulunuyor.

Güney’in ihalesine Rusya’dan yalnızca Novatek, o da Fransız Total’le birlikte başvurmuştu. İngiliz-Hollanda şirketleri olan Exxon Mobil ve Royal Dutch Shell Güney’in değil Lübnan’ın ihalesine ilgi gösterdi. Aynı şey Amerikan Chevron Crop ve Norveç’in Statoil ASA için de geçerli.

Bu şirketlerin daha çok şey vadeden Rumların tek yanlı ilan ettiği “MEB”i yerine neden Lübnan MEB’ini tercih ettiklerini soran gazete buna cevap olarak Türkiye’nin, özellikle Rusya, ABD, Norveç ve İngiltere-Hollanda’ya yönelik caydırıcılık rolüne vurgu yaptı. Sözde Rum parselleri için ruhsat alan ENI ve Total isimli Avrupa şirketlerinin Lübnan parsellerinde de önemli oyuncular olduğuna vurgu yapılan haberde bu iki şirketin Rumlara sınır olan parsellerle ilgili önerilerinin ve siyasi konjonktürün elvermesi halinde, işbirliği ve hidrokarbonlardan müşterek istifade olanakları meydana gelebileceği kaydedildi.

ENERJİ KONUSUNDA GÜNEY KIBRIS’LA YUNANİSTAN’IN ÇIKARLARI ÖRTÜŞMÜYOR Türkiye’nin, Güney Kıbrıs’ı kendi politikasını ileri götürmemeye ve Türk çıkarlarına hizmet edecek faaliyetlerde bulunmaya zorlayacak şartlar yaratma politikası güttüğü, Yunanistan’ın da bu meseleye müdahil olma yönünde belirgin bir çabası olduğuna işaret edilen haberde özetle şunlar belirtildi: “Ancak Kıbrıs’ın ve Yunanistan’ın bu konudaki çıkarları tam olarak örtüşmüyor -Yunanistan’ın enerji zenginleri kâr etmek için Kıbrıs doğalgazının oraya boru hattıyla ulaşmasını istiyorlar- ki bu sıvılaştırma terminali politikasıyla uyuşmaz. Türk dostu çıkarların en üst hedefi olan Kıbrıs sorunuyla ilgili baskı çabası tam da doğalgaz üzerinden gerçekleştiriliyor. Bunu, geçen hafta ‘Yunanistan’ın Türkiye ile iyi işbirliği gelecekteki Kıbrıs’ın da faydalanması gereken bir işbirliğine götürür’ diyen İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt gibi Türk çıkarlarına hizmet eden örgütlü ağızlar takip ediyor.” "DOĞALGAZ GELİRLERİNDE SÖZ SAHİBİ TROYKA DEĞİL, RUM YÖNETİMİ" Gazete başka bir haberinde Troyka’yla memorandumun, özellikle de hidrokarbonlarla ilgili konuların tamamlanmasının artık Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’e projelerini ileri götürme olanağı tanıdığını belirti.

Habere göre önceki memorandumda yer alan; “devletin, memorandum maddeleri dışında kalan ilave gelirlerinin -hidrokarbonlar- kamu borcunun ödenmesine aktarılmasıyla” ile ilgi “tuzak”, “hidrokarbonlarla alakalı öngörülemeyen (ruhsat harçları ve imza bonusları bunların dışında) gelirler hidrokarbonların değerlendirilmesinden elde edilecek gelirlerin akışıyla ilgili maddeye tabidir” (yani Rum yönetiminin denetimindedir) şeklindeki dipnotlarla bertaraf edildi.

“Bu da örneğin hükümet halen ruhsatlandırdığı 6 parseldeki payını veya payının bir bölümünü kullanmaya karar verirse bunların gelirinin Troyka’ya değil devletin denetiminde (borç dışında başka maksatlara kullanabileceği) olacağı anlamına geliyor” ifadesini kullanan gazete Rum yönetiminin enerji stratejisini kendisinin geliştireceğini, Troyka’nın ilgili yasalarda ‘review’ (gözden geçirme) hakkına sahip olmayacağını, sadece ‘consultation’ (konsültasyonlar) hakkında bilgilendirileceğini belirtti.

Rum Yönetiminin ana hedefi doğalgaz sıvılaştırma terminalini ileri götürmek ve hidrokarbon gelirlerini artırmak olduğuna işaret eden gazete özetle şunları yazdı: “Muhtemel bir çözümden sonra dahi Türkiye üzerinden boru hattı Kıbrıs’ı, muhtemelen İsrail’i de Türk çıkarlarının kapanına kıstırır. Hidrokarbon nakli Türkiye üzerinden yapılacağından bunlar sanki Kıbrıs’ın değil Türkiye’nin doğal zenginliğiymiş gibi olur. Aynı zamanda Kıbrıs’ın değil Türkiye’nin jeopolitik rolünü artırır. Aksine sıvılaştırma terminali, doğalgazın işlenmesi nedeniyle daha çok gelir ve bunun yanında siyasi ve ticari özgürlük sağlar.” “TÜRKİYE ENERJİ BAŞLIĞININ AÇILMASI İÇİN TEKNİK KRİTERLERE SAHİP” Fileleftheros “Kıbrıs MEB’ini ‘Egeleştirmeyelim’... Komisyon Türk Tehditleri Karşısında Pontius Platus Tavrı Sergiliyor... Füle’den Theoharus’a cevap” başlıklı haberinde Avrupa Komisyonu’nun, Türkiye’nin 15 numaralı Enerji başlığının müzakereye açılması, Rumların tek yanlı ilan ettiği “MEB”i içerisindeki “tehditleri” ve TPAO’nun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile KKTC toprağında ve deniz bölgesini konu alan anlaşmalar yapması konusunda “Pontius Platus” tavrı sergilediğini savundu.

Gazete Rum Avrupa Milletvekili Eleni Theoharus’un konuyla ilgili sorularına muhatap olan AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri Stefan Füle’nin cevap mektubunda Türkiye’nin teknik açıdan 15 numaralı “Enerji” başlığının müzakereye açılması için bütün kriterleri yerine getirdiğini belirttiğini yazdı.

Yine Fileleftheros “MEB Konusunda Lübnan İle Hiçbir Sorun Yok... Müşterek İstifade Anlaşması İçin Teknik Gruplar” başlıklı haberinde Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in Tumazos Çelebis eşliğinde Lübnan’a gerçekleştirdiği kısa ve olağanüstü ziyaret sırasında Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Süleyman, Başbakan Nacip Migkati ve Enerji Bakanı Gerban Bassil ile görüştüğünü yazdı.

ORTAK HİDROKARBON YATAKLARININ PAYLAŞIMI KONUSUNDA İLKE ANLAŞMASI Habere göre Lakkotripis Lübnan’da Güney Kıbrıs ile bu ülke arasında yapılan MEB sınırlarının belirlenmesi anlaşmasının Lübnan meclisi tarafından onaylanması prosedürünün hızlandırılması olanaklarını araştırdı. Her iki ülke de, Lübnan ile İsrail arasındaki anlaşmazlığın kendi ilişkilerinde herhangi bir sorun yaratmasının söz konusu olmadığı ve birbirlerinin hassasiyetlerine saygı gösterdikleri teyidinde bulundu.

İki taraf arasında, ortak hidrokarbon yataklarının paylaşımı konusunda ilke anlaşması yapılmasının Lakkotripis’in Beyrut ziyaretinin çok olumlu sonucu görüldüğüne işaret eden gazete Lübnan Enerji Bakanı’nın Rum tarafından gelen bu öneriye özellikle olumlu yaklaştığını yazdı.

LÜBNAN GÜNEY KIBRIS’A SU SAĞLAMAYI ÖNERDİ Habere göre Güney Kıbrıs Lübnan MEB’ine komşu olan parsellerinde 2014’te arama faaliyetlerine başlayacak, Lübnan da kendi komşu parsellerini aramalara açacak bu nedenle böyle bir paylaşım artık ihtiyaç halini aldı. Ziyaret sırasında hidrokarbonlar alanında işbirliği niyeti de belirtildi. Lübnan Enerji ve Su Kaynakları Bakanı Lakkotripis’e Lübnan’ın, baraj inşaatları programı tamamlandığında Güney Kıbrıs’a su sağlama olasılığını incelemesini önerdi.

ANASTASİADİS, KASULİDİS, LAKKOTRİPİS VE FOTİU İSRAİL YOLCUSU Alithia “İsrail’e Büyük Açılım... Doğalgazla İlgili Umut Verici Mesajlar” başlıklı haberinde Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in 6-8 Mayıs’ta İsrail’i ziyaret edeceğini, bunun öncesinde (bu Pazartesi) Dışişleri Bakanı Kasulidis ve Enerji Bakanı Lakkotripis’in, ardından da (Anastasiadis’in ziyaretinden önce) Rum Savunma Bakanı Fotis Fotiu’nun Tel Aviv’e gideceğini haber verdi.

Rum Yönetiminin İsrail ve Lübnan’ın işbirliğinde doğal zenginliği değerlendirme planlarını ileri götürme çabaları üzerine yoğunlaşmasıyla enerji alanında ümit verici gelişmeler kaydedilmekte olduğunu belirten gazete İsrail Başbakanı Netanyahu’nun önceki akşam Anastasiadis’le ile yaptığı ve enerji ve Anastasiadis’in İsrail ziyaretiyle ilgili konuların ele alındığı telefon görüşmesinin çok olumlu gelişme addedildiğini yazdı .
Kaynak: İHA