Ekonomi Bakanı Çağlayan Denizli'de
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'ye hasta adam diyen Avrupa'nın şimdi yoğun bakım çadırında olduğunu söyledi.
Denizli Ticaret Odası'nda (DTO) düzenlenen 'Yeni Teşvik Sistemi, Yatırımlarda Devlet Yardımları' konulu toplantıya, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, AK Parti Denizli milletvekilleri Nihat Zeybekci, Mehmet Yüksel ve Bilal Uçar, Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, DTO Başkanı Necdet Özer, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve işadamları katıldı.
Türkiye'nin 1996'da gümrük anlaşmasını yaptığı zaman, gümrük anlaşmasının Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ortaklığınıgetireceğinin söylendiğini belirten Bakan Çağlayan, "Türkiye bu konuda türünün son örneği. AB iki yüzlü adeta. Hıristiyan olma özelliğini devam ettirdiği için, çifte standart yaptığı için, Türkiye'yi AB'ye sokmamak için diretiyor. Bu konuda biz gümrük birliği anlaşmasını yaparken bir maddeyi çıkarmışız. 1996 yılından bu yana AB, ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapıyor. AB, serbest ticaret anlaşması yaptıktan sonra devreye giriyoruz. Karşıdakinin keyfi olursa bizimle görüşmeye başlıyor. Biz 18 ülkeyleserbest ticaret anlaması yapıyoruz. Şili, Güney Kore başta olmak üzere yapıyoruz. 3 ülke bizimle müzakere yapmıyor. Bunlar Güney Afrika, Cezayir ve Meksika. Biz 1996'da yediğimiz kazığın ızdırabını çekiyoruz. Resmen bir ticaret diplomasisi yaşıyoruz. Avrupa Birliğine haksızlık yaptıklarını söylüyoruz. Her tarafınız ofsayt, faul diyoruz. İşadamına vize uygularsın. Ama AB'ye üye olmayan Gümrük Birliği anlaşması yapmayan Hırvat girer, Makedonyalı girer, Karadağlı, Brezilyalı girer ama biz gümrük birliğianlaşması yaptığımız halde bana vize uyguluyorsun. Mallarımı serbest dolaştırmasın. Biz tam üyelik konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye'yi yapılan haksızlığı sona erdirmek istiyoruz. Samimiyetsizliklerini biliyoruz. AB geçen yıl yüzde 1.5 büyüdü. Biz AB üyesi olsaydık bu rakam 1.8 olacaktı. Oraya güç katacağız. Biz standartlarımızı yükselteceğiz. İhracatımızı arttıracağız. Kişi başına gelirimizi 25 bin dolara çıkaracağız. Ondan sonra AB'ye girip girmeme konusunda onlar bize yalvaracak biz kararvereceğiz. Geçmişte Türkiye'ye hasta diyen Avrupalılar şimdi yoğun bakım çadırında. Allah şifa versin onlara. Avrupa'da 10 ülkede hükümetler değişti. Biz şükürler olsun dimdik ayaktayız. Biz yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Denizli'nin kendisi için özelliği ve önceliği olan bir il olduğunu belirterek, "Denizli sanayisi ülke sanayisi için çok önemli. Türkiye'de bazı sektörlerde denizli bir marka şehir. Denizli kendi potansiyelini yansıtmıyor. Denizli'nin ihracatı Türkiye ihracatında yüzde 2 değil, yüzde 5-10 olmalı. Temel problem, ileri teknoloji ve yüksek katma değerdir" dedi.
Geçen yıl Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırdıklarını belirten Bakan Çağlayan, "İhracatımızın yarısını yaptığımız Avrupa, şu anda komada. İhracat yaptığımız bölgelerin yüzde 75'inde kriz var. Buna rağmen Türkiye ihracatını arttırdı. Yaptığımız ihracat tüm beklentilerimizin üzerine çıktı. İhracatımız 135 milyar dolara ulaşırken, bizim detaylandırdığımız bir problemi anlatmak istiyorum. İhracat yapmadığımız hiçbir ülke yok, 246 ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye bir kilogram ihracatı 1 dolar 41cente yapmış, Almanya 4 dolara. Bizim de Almanya'nın rakamlarına ulaşmamız gerekir. 2011'in yüzde 8.5'luk büyümesi ihracattan kaynaklanıyor. Ama ihracatımız ileri teknoloji ve yüksek katma değerli değil. Türk özel sektörü gerçek başarıyı gösterdi. Türkiye bugün 2002 yılındaki durumuyla asla mukayese edilemez. Başbakan'la Slovenya'daydık. Burada bize Türkiye mucizesini sordular. Gittiğimiz her yerde ekonomik başarımızı anlatıyoruz. İtalya'da yeni bir ismi göreve getirdiler. İtalya'yı nasıl kurtaracaklarınıdüşünüyorlar. Bu kriz öyle bir krizdi ki, 10 Avrupa ülkesinin hükümetini değiştirdi. Sadece 3 ülke yüzde 1'den fazla büyüyeceğini bekliyor. Bütçe açıkları, kamu borçlarında dünyaya bir tarih yazdık. Kamu borçlarında 21 ülkeden çok daha iyiyiz. Bu hükümetimizin ekonomik istikrara verdiği önemin göstergesi. Ne çektiysek 3 oy fazla almak isteyenlerden çıktık. 3 oy daha fazla almak için devletin parasını peşkeş çekenlerin cezasını çekiyoruz. Artık Türkiye'nin böyle bir lüksü yok. Türkiye'nin bu başarıyı eldeettiği dönem, bir genel seçimin yapıldığı dönemdir. Herkese para vereceğiz demedik. Çünkü milletin parasını kendi namusumuz kadar kutsal bildik. Milletimiz artık popülizme cevap vermiyor. Kimseye eyvallah etmeden kendi gücümüz ve inancımızla ekonomik başarıyı yakaladık. Bu siyasi istikrardan kaynaklandı" dedi.
"EKONOMİDEKİ BU BAŞARININ KAHRAMANI ÖZEL SEKTÖR"
Siyaseten kendilerine prim çıkarma gayretinde olmadığını belirten Çağlayan, "Türkiye ekonomide bu başarıyı elde etmişse, bunun tek kahramanı özel sektördür. Bunu Türk özel sektörü yaptı. Devlet artık bira, kibrit, şarap üretmiyor. Özel sektörün önündeki engelleri kaldırdığınızda başarı geliyor. Gidilmedik yerlere gittik, çalmadık kapı bırakmadık. Buna mecburduk. İhracatçılarımızla işadamlarımızla gece gündüz demeden gezdik ve semeresini gördük. Yüksek katma değerli yüksek teknolojili mallar üretmeliyiz.Son 8 yılda 110 milyar dolar yatırım sermayesi geldi. Bu bizim kara kaşımıza gelmiyor. Bunlar Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrarına geliyor. Türkiye'nin lokasyonuna geliyor. Türkiye'nin, dünyanın yatırım yapılabilen en güvenli ülkelerden biri olmasına geliyor. Türkiye sanayi stratejisi olan, ithalatı nerde nasıl yapması gerektiğini bilen, bir yapıya sahip olduğu için bir teşvik sistemi getirildi.
İlk defa bir teşvik sisteminin yüzde 90'nının kabul gördüğünü gördüm. İller ve bölgeler arasındaki haksızlığıortadan kaldıracak. Türkiye'yi bir yatırım cennetine çevirecek bir teşvik sistemi olması gerekiyordu. Tüm kesimlerle görüşüldü. Bugün bizim elimizdeki teşvik sistemi 800 kurumun görüşü alınarak yapıldı. Yaptığımız uzun tartışmalardan sonra teşvik sistemini tüm dünyaya ilan ettik. Teşvik sisteminde özel sektör var. Avantajlarımız var çünkü çok güçlüyüz ve gücümüzü kontrol edeceğiz. Beyin gücümüz, akademisyenlerimiz var. Onlarla birlikte entegre şekilde çalışacağız" dedi.
DTO Başkanı Necdet Özer ise, "Daha önce çıkarılan Teşvik yasasının iyi niyetle yapıldığını biliyoruz ancak bazı aksaklıklar oldu. Yeni çıkan yasa için Denizlililer adına teşekkür ediyorum. Biz yaşadığımız o sıkıntılı dönemlerde, yaşanan ekonomik krizde, kamu ve tüm özel sektörle yeni sektörlerle buluştuk. Yeni yasada nerede olduğumuz önemli değil. Yeni sektörler açısından teşvik yasası çok önemli. Denizli'deki var olan potansiyeli ortaya çıkaracaktır. 2023 yılı hedefimizi daha iyi yakalama anlamında buyasa çok önemli" dedi.
Denizli Valisi Abdülkadir Demir da, Denizli'nin başarısızlığı asla kabul etmeyen bir il olduğunu belirterek, "Yeni Teşvik ile getirilen desteğin önemini herkes biliyor. Denizli'de kağıt üzerinde 7 organize sanayi bölgesi görünüyor ama bunlardan sadece bir tanesi faaliyette. Çok başarılı sektörler var. Kent olarak termal gelişim bölgelerinde çalışmalar son noktaya geldi. Denizlili ihracatçılara verdiğiniz destekten dolayı tüm ihracatçılarımız adına teşekkür ediyorum" dedi.
Bu arada, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, teşvik sistemi ile ilgili konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün telefonu üzerine dinleyicilerden izin alarak salondan ayrılıp, telefon görüşmesi yaptı.Toplantıda, DTO Başkanı Necdet Özer, Bakan Zafer Çağlayan'a Şişecam'da özel üretilen cam vazo hediye etti .
Kaynak: İHA
Türkiye'nin 1996'da gümrük anlaşmasını yaptığı zaman, gümrük anlaşmasının Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ortaklığınıgetireceğinin söylendiğini belirten Bakan Çağlayan, "Türkiye bu konuda türünün son örneği. AB iki yüzlü adeta. Hıristiyan olma özelliğini devam ettirdiği için, çifte standart yaptığı için, Türkiye'yi AB'ye sokmamak için diretiyor. Bu konuda biz gümrük birliği anlaşmasını yaparken bir maddeyi çıkarmışız. 1996 yılından bu yana AB, ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapıyor. AB, serbest ticaret anlaşması yaptıktan sonra devreye giriyoruz. Karşıdakinin keyfi olursa bizimle görüşmeye başlıyor. Biz 18 ülkeyleserbest ticaret anlaması yapıyoruz. Şili, Güney Kore başta olmak üzere yapıyoruz. 3 ülke bizimle müzakere yapmıyor. Bunlar Güney Afrika, Cezayir ve Meksika. Biz 1996'da yediğimiz kazığın ızdırabını çekiyoruz. Resmen bir ticaret diplomasisi yaşıyoruz. Avrupa Birliğine haksızlık yaptıklarını söylüyoruz. Her tarafınız ofsayt, faul diyoruz. İşadamına vize uygularsın. Ama AB'ye üye olmayan Gümrük Birliği anlaşması yapmayan Hırvat girer, Makedonyalı girer, Karadağlı, Brezilyalı girer ama biz gümrük birliğianlaşması yaptığımız halde bana vize uyguluyorsun. Mallarımı serbest dolaştırmasın. Biz tam üyelik konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye'yi yapılan haksızlığı sona erdirmek istiyoruz. Samimiyetsizliklerini biliyoruz. AB geçen yıl yüzde 1.5 büyüdü. Biz AB üyesi olsaydık bu rakam 1.8 olacaktı. Oraya güç katacağız. Biz standartlarımızı yükselteceğiz. İhracatımızı arttıracağız. Kişi başına gelirimizi 25 bin dolara çıkaracağız. Ondan sonra AB'ye girip girmeme konusunda onlar bize yalvaracak biz kararvereceğiz. Geçmişte Türkiye'ye hasta diyen Avrupalılar şimdi yoğun bakım çadırında. Allah şifa versin onlara. Avrupa'da 10 ülkede hükümetler değişti. Biz şükürler olsun dimdik ayaktayız. Biz yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Denizli'nin kendisi için özelliği ve önceliği olan bir il olduğunu belirterek, "Denizli sanayisi ülke sanayisi için çok önemli. Türkiye'de bazı sektörlerde denizli bir marka şehir. Denizli kendi potansiyelini yansıtmıyor. Denizli'nin ihracatı Türkiye ihracatında yüzde 2 değil, yüzde 5-10 olmalı. Temel problem, ileri teknoloji ve yüksek katma değerdir" dedi.
Geçen yıl Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırdıklarını belirten Bakan Çağlayan, "İhracatımızın yarısını yaptığımız Avrupa, şu anda komada. İhracat yaptığımız bölgelerin yüzde 75'inde kriz var. Buna rağmen Türkiye ihracatını arttırdı. Yaptığımız ihracat tüm beklentilerimizin üzerine çıktı. İhracatımız 135 milyar dolara ulaşırken, bizim detaylandırdığımız bir problemi anlatmak istiyorum. İhracat yapmadığımız hiçbir ülke yok, 246 ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye bir kilogram ihracatı 1 dolar 41cente yapmış, Almanya 4 dolara. Bizim de Almanya'nın rakamlarına ulaşmamız gerekir. 2011'in yüzde 8.5'luk büyümesi ihracattan kaynaklanıyor. Ama ihracatımız ileri teknoloji ve yüksek katma değerli değil. Türk özel sektörü gerçek başarıyı gösterdi. Türkiye bugün 2002 yılındaki durumuyla asla mukayese edilemez. Başbakan'la Slovenya'daydık. Burada bize Türkiye mucizesini sordular. Gittiğimiz her yerde ekonomik başarımızı anlatıyoruz. İtalya'da yeni bir ismi göreve getirdiler. İtalya'yı nasıl kurtaracaklarınıdüşünüyorlar. Bu kriz öyle bir krizdi ki, 10 Avrupa ülkesinin hükümetini değiştirdi. Sadece 3 ülke yüzde 1'den fazla büyüyeceğini bekliyor. Bütçe açıkları, kamu borçlarında dünyaya bir tarih yazdık. Kamu borçlarında 21 ülkeden çok daha iyiyiz. Bu hükümetimizin ekonomik istikrara verdiği önemin göstergesi. Ne çektiysek 3 oy fazla almak isteyenlerden çıktık. 3 oy daha fazla almak için devletin parasını peşkeş çekenlerin cezasını çekiyoruz. Artık Türkiye'nin böyle bir lüksü yok. Türkiye'nin bu başarıyı eldeettiği dönem, bir genel seçimin yapıldığı dönemdir. Herkese para vereceğiz demedik. Çünkü milletin parasını kendi namusumuz kadar kutsal bildik. Milletimiz artık popülizme cevap vermiyor. Kimseye eyvallah etmeden kendi gücümüz ve inancımızla ekonomik başarıyı yakaladık. Bu siyasi istikrardan kaynaklandı" dedi.
"EKONOMİDEKİ BU BAŞARININ KAHRAMANI ÖZEL SEKTÖR"
Siyaseten kendilerine prim çıkarma gayretinde olmadığını belirten Çağlayan, "Türkiye ekonomide bu başarıyı elde etmişse, bunun tek kahramanı özel sektördür. Bunu Türk özel sektörü yaptı. Devlet artık bira, kibrit, şarap üretmiyor. Özel sektörün önündeki engelleri kaldırdığınızda başarı geliyor. Gidilmedik yerlere gittik, çalmadık kapı bırakmadık. Buna mecburduk. İhracatçılarımızla işadamlarımızla gece gündüz demeden gezdik ve semeresini gördük. Yüksek katma değerli yüksek teknolojili mallar üretmeliyiz.Son 8 yılda 110 milyar dolar yatırım sermayesi geldi. Bu bizim kara kaşımıza gelmiyor. Bunlar Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrarına geliyor. Türkiye'nin lokasyonuna geliyor. Türkiye'nin, dünyanın yatırım yapılabilen en güvenli ülkelerden biri olmasına geliyor. Türkiye sanayi stratejisi olan, ithalatı nerde nasıl yapması gerektiğini bilen, bir yapıya sahip olduğu için bir teşvik sistemi getirildi.
İlk defa bir teşvik sisteminin yüzde 90'nının kabul gördüğünü gördüm. İller ve bölgeler arasındaki haksızlığıortadan kaldıracak. Türkiye'yi bir yatırım cennetine çevirecek bir teşvik sistemi olması gerekiyordu. Tüm kesimlerle görüşüldü. Bugün bizim elimizdeki teşvik sistemi 800 kurumun görüşü alınarak yapıldı. Yaptığımız uzun tartışmalardan sonra teşvik sistemini tüm dünyaya ilan ettik. Teşvik sisteminde özel sektör var. Avantajlarımız var çünkü çok güçlüyüz ve gücümüzü kontrol edeceğiz. Beyin gücümüz, akademisyenlerimiz var. Onlarla birlikte entegre şekilde çalışacağız" dedi.
DTO Başkanı Necdet Özer ise, "Daha önce çıkarılan Teşvik yasasının iyi niyetle yapıldığını biliyoruz ancak bazı aksaklıklar oldu. Yeni çıkan yasa için Denizlililer adına teşekkür ediyorum. Biz yaşadığımız o sıkıntılı dönemlerde, yaşanan ekonomik krizde, kamu ve tüm özel sektörle yeni sektörlerle buluştuk. Yeni yasada nerede olduğumuz önemli değil. Yeni sektörler açısından teşvik yasası çok önemli. Denizli'deki var olan potansiyeli ortaya çıkaracaktır. 2023 yılı hedefimizi daha iyi yakalama anlamında buyasa çok önemli" dedi.
Denizli Valisi Abdülkadir Demir da, Denizli'nin başarısızlığı asla kabul etmeyen bir il olduğunu belirterek, "Yeni Teşvik ile getirilen desteğin önemini herkes biliyor. Denizli'de kağıt üzerinde 7 organize sanayi bölgesi görünüyor ama bunlardan sadece bir tanesi faaliyette. Çok başarılı sektörler var. Kent olarak termal gelişim bölgelerinde çalışmalar son noktaya geldi. Denizlili ihracatçılara verdiğiniz destekten dolayı tüm ihracatçılarımız adına teşekkür ediyorum" dedi.
Bu arada, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, teşvik sistemi ile ilgili konuşması sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün telefonu üzerine dinleyicilerden izin alarak salondan ayrılıp, telefon görüşmesi yaptı.Toplantıda, DTO Başkanı Necdet Özer, Bakan Zafer Çağlayan'a Şişecam'da özel üretilen cam vazo hediye etti .