Çin: Yuan Kurunda Dengeye Yaklaşıldı
Çin Başbakanı Wen Jiabao, ülkesinin dış ticaretinde esasen denge sağlandığını ve yuan (RMB) kurunda da dengeli bir seviyeye yaklaşıldığını söyledi.
Wen, Pekin 'de 11. Çin Milli Halk Meclisi 5. Toplantısı'nın kapanış töreninin ardından yerli ve yabancı basının sorularını cevapladı. Gelecek yıl görevi devredecek olmasından dolayı meclisteki yıllık olağan toplantılarına son kez katılan Wen, konuşmasına duygusal bir konuşmayla başladı.
Wen, Çin 'in ticaret sistemi reformuna ilişkin bir soruyu cevaplayarak, ülkesinin serbest ticaretten yana olduğunu ve ticarette korumacılığa karşı çıktığını söyledi. Şu an Çin'in dış ticaretinde esasen denge sağlandığını ve yuan kurunda da dengeli bir seviyeye yaklaşıldığını anlatan Wen, yuan kurunda reformun başlandığı 2005 yılından bu yana, yuanın efektif bazda yüzde 30 değerlendiğini kaydetti. Geçen Eylül ayından bu yana Hong Kong'daki NDF işlemlerinde iki yönlü dalgalamanın başladığını ve bunun yuan kurunun büyük olasılıkla dengeli bir seviyeye yaklaştığını gösterdiğini ifade eden Wen, 2011 yılında Çin'deki cari fazlanın gayri safi yurtiçi hâsıladaki oranının yüzde 2,8'e ulaşarak, yüzde 3 olan uluslararası standarttan küçük olduğuna işaret etti. Çin Başbakanı, bunun Çin'in dış ticaretinde dengenin esasen sağlandığını gösterdiğini dile getirdi.
BÜYÜME RAKAMININ DÜŞÜRÜLMESİNİN AMACI HALKIN KALKINMADAN SOMUT YARARLANMASI
Wen Jiabao, büyüme hedefinin düşürülmesinin amacının ekonomide yapısal düzenlemelerle vatandaşların kalkınma meyvelerinden somut biçimde faydalanması olduğunu belirterek, bunun dünya ekonomisinin kalkınmasına faydalı olacağını söyledi. Konuşmasında Wen, bu yıl büyüme hızı hedefinin yüzde 7,5'e indirilmesinin, teknolojik ilerleme ve işgücü kalitesinin yükseltilmesine dayalı niteliksel büyümeyi hedeflediğini aktardı. Wen, 'Bu yapısal ekonomik düzenleme ve kalkınma modelinin değiştirilmesine yararlı olacaktır. Böylece vatandaşlar, ekonomik büyümeden yararlanabilecek. ' ' şeklinde konuştu.
Çin Başbakanı Wen Jiabao ayrıca, gelir dağılımındaki farklılıkların azaltılması için, maliye ve gelir dağılımı sistemindeki reformlara önem verilmesi, ortak zenginlik sistemi temelinde inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
TİBET 'TE KENDİNİ YAKANLAR
Yabancı bir gazetecinin Tibet 'te son dönemde rahiplerin kendilerini yakması olaylarıyla ilgili sorusuna verdiği cevapta Wen, toplumsal ahengi zedelemeyi hedefleyen aşırı eylemlerin kabul edilemeyeceklerini belirtti. Tibet Özerk Bölgesi'nin, Çin'in ayrılamaz bir parçası olduğuna vurgu yapan Wen, Hindistan'daki Drahamsala'da bulunan Tibet 'in sürgün hükümetinin, Tibet 'in ruhani lideri Dalay Lama tarafından doğrudan kontrol edilmesi yada dolaylı olarak etkilenmesiyle din ve devlet işlerinin birbirine karıştığını, amacının da Tibet'in Çin'den ayrılması olduğunu ileri sürdü.
Tibet 'te bölgesel özerklik sisteminin uygulandığı savunan Wen, Tibet'te son yıllarda büyük kalkınma kaydedilmesine rağmen, ülkenin iç kesimine göre yine geri kalındığını, dolayısıyla merkezi hükümetin köylü ve çobanların yaşam seviyesini yükseltmeyi amaçlayan önlemler aldığını dile getirdi. Çin 'in Tibet'te ekonomik büyüme, ekolojik ortam ve 'geleneksel kültürün korunmasına önem verdiğini ' aktaran Wen, Tibetlilerin din özgürlüğüne 'saygı göstererek ', bu özgürlükleri yasalara göre koruduğunu da iddia etti.
Wen, Çin 'in ticaret sistemi reformuna ilişkin bir soruyu cevaplayarak, ülkesinin serbest ticaretten yana olduğunu ve ticarette korumacılığa karşı çıktığını söyledi. Şu an Çin'in dış ticaretinde esasen denge sağlandığını ve yuan kurunda da dengeli bir seviyeye yaklaşıldığını anlatan Wen, yuan kurunda reformun başlandığı 2005 yılından bu yana, yuanın efektif bazda yüzde 30 değerlendiğini kaydetti. Geçen Eylül ayından bu yana Hong Kong'daki NDF işlemlerinde iki yönlü dalgalamanın başladığını ve bunun yuan kurunun büyük olasılıkla dengeli bir seviyeye yaklaştığını gösterdiğini ifade eden Wen, 2011 yılında Çin'deki cari fazlanın gayri safi yurtiçi hâsıladaki oranının yüzde 2,8'e ulaşarak, yüzde 3 olan uluslararası standarttan küçük olduğuna işaret etti. Çin Başbakanı, bunun Çin'in dış ticaretinde dengenin esasen sağlandığını gösterdiğini dile getirdi.
BÜYÜME RAKAMININ DÜŞÜRÜLMESİNİN AMACI HALKIN KALKINMADAN SOMUT YARARLANMASI
Wen Jiabao, büyüme hedefinin düşürülmesinin amacının ekonomide yapısal düzenlemelerle vatandaşların kalkınma meyvelerinden somut biçimde faydalanması olduğunu belirterek, bunun dünya ekonomisinin kalkınmasına faydalı olacağını söyledi. Konuşmasında Wen, bu yıl büyüme hızı hedefinin yüzde 7,5'e indirilmesinin, teknolojik ilerleme ve işgücü kalitesinin yükseltilmesine dayalı niteliksel büyümeyi hedeflediğini aktardı. Wen, 'Bu yapısal ekonomik düzenleme ve kalkınma modelinin değiştirilmesine yararlı olacaktır. Böylece vatandaşlar, ekonomik büyümeden yararlanabilecek. ' ' şeklinde konuştu.
Çin Başbakanı Wen Jiabao ayrıca, gelir dağılımındaki farklılıkların azaltılması için, maliye ve gelir dağılımı sistemindeki reformlara önem verilmesi, ortak zenginlik sistemi temelinde inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
TİBET 'TE KENDİNİ YAKANLAR
Yabancı bir gazetecinin Tibet 'te son dönemde rahiplerin kendilerini yakması olaylarıyla ilgili sorusuna verdiği cevapta Wen, toplumsal ahengi zedelemeyi hedefleyen aşırı eylemlerin kabul edilemeyeceklerini belirtti. Tibet Özerk Bölgesi'nin, Çin'in ayrılamaz bir parçası olduğuna vurgu yapan Wen, Hindistan'daki Drahamsala'da bulunan Tibet 'in sürgün hükümetinin, Tibet 'in ruhani lideri Dalay Lama tarafından doğrudan kontrol edilmesi yada dolaylı olarak etkilenmesiyle din ve devlet işlerinin birbirine karıştığını, amacının da Tibet'in Çin'den ayrılması olduğunu ileri sürdü.
Tibet 'te bölgesel özerklik sisteminin uygulandığı savunan Wen, Tibet'te son yıllarda büyük kalkınma kaydedilmesine rağmen, ülkenin iç kesimine göre yine geri kalındığını, dolayısıyla merkezi hükümetin köylü ve çobanların yaşam seviyesini yükseltmeyi amaçlayan önlemler aldığını dile getirdi. Çin 'in Tibet'te ekonomik büyüme, ekolojik ortam ve 'geleneksel kültürün korunmasına önem verdiğini ' aktaran Wen, Tibetlilerin din özgürlüğüne 'saygı göstererek ', bu özgürlükleri yasalara göre koruduğunu da iddia etti.