Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Nişanyan’a Tepki

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yazar Sevan Nişanyan'ın Hz.Muhammed hakkında yazdıklarına ilişkin, “Bu, sadece bir düşünce değil, bir fikir değil, hatta bir nefret de değil; bir nevrotik hezeyandır' dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, engelliler için özel tasarlanan Tuzla Müftülüğü Çiçekçiler Camisi'nin açılışının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Görmez, basın mensuplarının, 'Yazar Sevan Nişanyan'ın, Hz. Muhammed'e ağır hakaretler içeren filmi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?' sorusuna, “Doğrusu ben ilk duyduğumda hem bir mümin olarak, hem de bir insan olarak hicap duydum. Çünkü her mümin Hazreti Peygamberi canından aziz bilir. Ancak biz her türlü nevrotik hezeyanı da dikkate almak zorunda değiliz. Özellikle bunu altını çizmek istiyorum. Bu bir sadece bir düşünce değil, fikir değil, hatta bir nefrette değil, bir nevrotik hezeyandır. Bu tür nevrotik hezeyanlar karşısında sadece şifa dilemek ve dua etmektir. Islama yönelik batıda doğuda pek çok eleştiriler yapılmıştır. Hatta Hz. peygambere yöneltilen eleştirileri içeren kitaplardan dünyanın en büyük kütüphanelerini birisi oluşturulabilir ama eleştiri ayrı bir şeydir mukaddes değerleri aşağılamak ayrı bir şeydir” dedi.

Dünyanın İslamofobi'yi, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleyi tartıştığını hatırlatan Görmez, İslam Peygamberine yönelik bu tür ifadeler kullanmayı, “psikolojik bir hastalık” olarak gördüğünü söyledi.

Görmez, herkesi sağduyuya davet ederek, “Tıpkı sevgili peygamberimizin kendi hayatında, kendisine yönelik her türlü iftiraya, haksızlığa nasıl 'Allah'ım bunlar cahildir, bilmiyorlar' dediği gibi, büyük bir sağduyu ile bu tür şeylere yanlış karşılıklar vermememiz gerekiyor” diye konuştu.

Görmez, toplumların mukaddes değerlerine hakaret ederek aşağılamanın bireysel bir ifade olmadığını belirterek, “Bizatihi Batılı filozofların eserleriyle değerlendirilecek olursa, bu, hem kültürel bir işkencedir hem soyut bir işkencedir hem de küresel bir provokasyondur. Dolayısıyla bu tür mukaddes değerlere hakaret ederek, toplumları aşağılamanın ifade olarak değerlendirilmesi mümkün değil. İfade, Arapça bir kelimedir, aklın ürünü olan söz demektir. Bunlar, aklın, kalbin ürünü olan sözler değildir. Bunları bırakın özgürlük, ifade olarak değerlendirmek, fikir olarak değerlendirmek dahi doğru değildir” dedi.

Kaynak: İHA