Kılıçdaroğlu Siyaset Meydanı‘na Katıldı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘‘Bir ülkenin Başbakanı çıksın, yasadışı kasetleri kendi siyasi malzemesi olarak kullansın, hem de ahlaktan bahsetsin, böyle bir ahlak anlayışı olabilir mi? Yasa dışı yollardan elde edilen deliller de delil sayılmaz. Bir başbakan bu noktaya geldiyse o ülkede demokrasi olamaz‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu, Show TV‘de yayımlanan ‘‘Siyaset Meydanı Seçim Özel‘‘ programına katılarak, Ali Kırca ve Tuba Atav‘ın sorularını yanıtladı.
Siyasette üslup tartışmalarına yönelik bir soru üzerine, ‘‘Ben hangi sert ifadeyi kullandım, benim kullandığım en sert ifade, ‘Recep Bey.‘ Sonra, ‘Zamcı Recep‘dedim. O kadar‘‘ dedi.
Bunun sert bir üslup olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘‘Ben şunu hiç kullanmadım, ‘Şerefsiz‘, ‘cibilliyetsiz‘, ‘alçak‘, bunların hiçbirini kullanmadım. Ama o kullanıyor. Ona kimse hiç bir şey demiyor. Ama ben, ‘Recep Bey‘, diyorum, ‘vay efendim Başbakan‘a bunu neden söylüyorsun?‘. Benim sözlerimde hakaret içeren bir şey kesinlikle söz konusu değil. Ama onun sözlerinin tamamında... Mesela dün, ‘Alçak‘ dedi‘‘ şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın son zamanlarda sinirlerini kontrol edemediğini, ülkenin de bu nedenle sağlıklı yönetilemediğini savundu. Televizyonda canlı yayında bir araya gelme davetine ilişkin Erdoğan‘ın, ‘‘Ustayla çırak tartışır mı?‘‘ dediğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ‘‘Kendisi usta mı çırak mı? Bir çırağa ülkeyi teslim eder misiniz? Ülke deneme tahtası mı? ‘Ben ülkeyi yönetirken çıraktım, şimdi usta oldum.‘ Hem demokrasiden söz edeceksiniz, ana muhalefet partisi lideriyle bir araya gelmekten çekineceksiniz. Açıkça söyleyeyim, korkacaksınız‘‘ dedi.
Kendisinin daha çok devlet bilgisi olması nedeniyle Başbakan Erdoğan‘ın bir araya gelmekten korktuğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu çağrıyı yapmaya her zaman devam edeceğini belirtti.
‘‘Statükonun Allah‘ı Ankara‘dadır‘‘ sözlerini Başbakan Erdoğan‘ın ‘‘Bu Allah‘a hakaret etmektir‘‘ sözleriyle eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, ‘‘Statükonun Allah‘ı Ankara‘dadır cümlesi, halk arasında çok sık kullanılan, gücü, büyüklüğü vurgulayan bir söylem. Bunun dini bir söylem olmadığını herkes biliyor. Bu bir deyim‘‘ dedi.
Başbakan Erdoğan‘ın kendisini eleştirecek bir şey bulamadığını savunan Kılıçdaroğlu, yüzde 10 barajını indirme davetinden kaçtığını, koalisyon olacağını, istikrarsızlık olacağını gerekçe gösterdiğini, ‘faili meçhulleri araştıralım‘ önerisini de reddettiğini ifade etti.
AK Parti‘nin 12 Eylül‘ün bedelini ödemediğini, acılarını istismar ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, onun için AK Parti‘nin statükonun partisi olduğunu öne sürerek, ‘‘Bir Başbakan derdini anlatacak çiftçiye, ‘al ananı git‘ diyor. Bir siyasetçinin en çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Ben AKP‘nin samimi olduğuna inanamıyorum. Onlar, kendilerini iktidardan gitmemek üzere programlamıştır‘‘ diye konuştu.
-‘‘ERGENEKON‘‘ SANIKLARININ ADAYLIĞI-
Kılıçdaroğlu, ‘‘Ergenekon‘‘ davası sanıkları olan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal‘ın milletvekili adayı olmalarına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine de bu isimlerin tamamen davadan bağımsız olarak, kişisel özelliklerinden dolayı aday gösterildiklerini ifade etti.
Bazı adayların Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel‘in tavsiyesiyle aday gösterilip gösterilmediğine yönelik soruya bunun doğru olmadığı cevabını veren Kılıçdaroğlu, ‘‘ Demirel eğer böyle bir şey deseydi de değerlendirirdik. Demirel sıradan bir insan değil. Ama hayır, öyle bir önerisi olmadı‘‘ dedi.
-‘‘BETON DÖKMEK MAFYANIN SÖYLEMİDİR‘‘-
Başbakan Erdoğan‘ın, ‘‘Ecevit‘i üzerine beton dökerek öldürmek istediler. Bu isimler Ecevit‘i tasfiye hareketinin içinde yer almıştır‘‘ yönünde sözlerine ilişkin de Kılıçdaroğlu, ‘‘Beton dökmek kimin söylemidir? Mafyanın söylemidir. Sayın Başbakan mafya mı? Bir insana beton neden dökülür, suya atacaksınız yüzeye çıkmasın diye. Böyle bir anlayışla yola çıkıp Ecevit‘i CHP‘yi eleştirmek onun haddi değildir. O haddini bilecek‘‘ diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, hem o dönemin yakın tanığı Emrehan Halıcı‘nın hem de Rahşan Ecevit‘in bu iddianın gerçekdışı olduğunu söylediklerini belirterek, ‘‘Hükümet sizsiniz bütün devletin arşivleri sizin elinizde, çıkarın ortaya. Dedikoduyla siyaset olur mu? Varsa öyle bir şey çıkarırsınız belgesini koyarsanız mesele biter. O söylemler bizim için ciddiye alınacak söylemler değil‘‘ dedi.
-BAŞÖRTÜSÜ-
Başörtüsüyle ilgili CHP‘nin net tavrının ne olduğu sorusuna da Kılıçdaroğlu, üniversitelerde başörtüsü konusunda konsensüs sağlayanın CHP olduğunu ancak kamunun kendi kuralları bulunduğunu, o kurallara herkesin uyması gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu,‘‘Askerin, polisin, devlet memurunun bir kıyafeti vardır. Sonuçta devletin kuralları vardır, bu kurallara herkesin uyması gerekir. Eğer uymazsak bu kaosu kendimiz yaratmış oluruz. Türkiye‘de artık yasaklarla bir yere gitmek mümkün değil‘‘ dedi.
Türbanlı milletvekili adayı konusunda da Kılıçdaroğlu, ‘‘Türbanlı aday olabilir, bir engel yok aday olmasında ama parlamentoya girerken o kurallara uyacak. Kadın milletvekili de parlamentoya pantolonla giremez.‘‘ dedi.
Terör konusunun hatırlatılması üzerine, Kastamonu‘da konvoydaki polis otosuna yapılan saldırıyı kınadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, terör sorununun aşılması için uzlaşı gerektiğini anlattı.
‘‘Biz sizin bakış açınızı merak ediyoruz bu konuda, nasıl çözeceksiniz?‘‘ sorusuna da Kılıçdaroğlu, ‘‘Önce yüzde 10 barajı kalkacak. İkincisi bölgeye fabrikalar, okullar, bunları sağlayacağız. Eğer kimliğinden kaynaklanan sorun varsa onu da çözeceğiz‘‘ dedi.
Seçimde kendileri için başarı kriterinin ne olduğu sorusuna, ‘‘İktidar olmak‘‘ cevabını veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
‘‘Neden istediğimizi de söyleyeyim, özgürlüğü ve demokrasiyi getirmek. AKP‘yle bu gelmez. Basılmamış kitaba yasak getiren anlayış hangi ülkelerde var? Bir ülkenin başbakanı çıksın yasadışı kasetleri kendi siyasi malzemesi olarak kullansın hem de ahlaktan bahsetsin böyle bir ahlak anlayışı olabilir mi. Yasa dışı yollardan elde edilen deliller de delil sayılmaz. Bir başbakan bu noktaya geldiyse o ülkede demokrasi olamaz. Onun için diyorum iktidar olmak durumundayız. Bu ülkenin CHP iktidarına ihtiyacı var. Medya üzerindeki baskıları, otosansürü en iyi siz bilirsiniz. Dün akşam karikatüristlerle yemek yedim. Onlar da kendi üzerlerindeki baskıdan bahsediyorlar. Hangi çağda yaşıyoruz? Bunu yıkacağız. Ben kararlıyım, bunu yıkacağız ki demokrasi diyenlerin maskesini ortaya çıkaralım.‘‘
Kılıçdaroğlu, ‘‘Sosyal devlet giderek yok oluyor. Bunu ayağa kaldıracak politikalar üretmeliyiz, ciddi bir yoksul sayımız var. Dört çocuktan biri aç yatıyorsa bu soruna çözüm üretmeliyiz‘‘ diye konuştu.
Aile sigortası konusuna da vurgu yapan Kılıçdaroğlu, ‘‘Aile sigortası, dokuz sigorta dalından biridir, sekizi uygulanıyor ama birisi uygulanmıyor. Yani aile sigortası. Biz kırk yıldır uygulanmayan bir kararı uygulayacağız‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu, aile sigortasının bu güne kadar uygulanmamasının nedeninin yoksulluğun sömürülmesi olduğunu, halka bunun yerine beyaz eşya ve yiyecek verildiğini belirterek, CHP‘nin bu sömürü sistemini değiştireceğini anlattı.
Emekliler için intibak yasası çıkaracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘‘Yüksek prim ödeyenler az aylık alıyor. Bu adaletsizliği önleyeceğiz. ‘Milli gelirden emekliler yararlanamaz‘ dediler. Bu haksızlıktır, bu bir ayrışmadır. Milli gelirden emekliye hak vereceğiz‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu askerlik uygulaması konusuna ilişkin ise, ‘‘Bu konuyu emekli askerlerle de tartıştık. Dünyada uygulamalara baktık. Biz ordumuzun daha aktif olmasını isteriz. On beş ay uzun bir süre, dokuz ayda da aynı eğitimi verebilirsiniz. Her projenin maddi boyutu da düşünüldü. Gençler kısa dönem askerlik istiyorlar. Bedelliyi bir kez getireceğiz ama elde ettiğimiz geliri milli eğitime aktaracağız ve yurt yapacağız‘‘ diye konuştu.
-YSG VE ÖSYM‘DEKİ SÜRPRİZ-
YGS ve ÖSYM konusunda önemli bir sürprizin olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
‘‘Savcı benim bildiğim bir sürprizi açıklarsa Türkiye için de çok önemli bir sürpriz açıklanmış olacak. Ama önce sayın savcı açıklasın. Ben yargıya müdahale etmeyeyim. Polis silinen bilgileri öğrendiğinde bazı maillere rastladı. Sürpriz o maillerle ilgili. Üniversiteye yerleştirmeyle ilgisi var. Sayın savcının bu bilgileri saklamaya hakkı yok. 1 milyon 700 bin kişinin hakkını yiyenin o koltukta oturması Başbakan‘ı rahatsız etmiyorsa o çocukların günahı onun boynunadır. Şifre varsa kopya vardır.‘‘
Kılıçdaroğlu hedeflerinin tek başına iktidar olmak olduğunu belirterek, ülkenin sorunlarının çözümünün CHP‘nin tek başına iktidarında olduğunu söyledi.
-USAME BİN LADİN-
Kılıçdaroğlu, Usame Bin Ladin‘nin öldürülmesi konusuna da değinerek, ‘‘Silahsız bir insanın öldürülmesi doğru değil. Tutuklarsınız, yargılarsınız. Silahsız bir insanı öldürülmesini doğru bulmuyoruz. Demokrasi bunu gerektiriyor‘‘ dedi.
Kaynak: AA
Siyasette üslup tartışmalarına yönelik bir soru üzerine, ‘‘Ben hangi sert ifadeyi kullandım, benim kullandığım en sert ifade, ‘Recep Bey.‘ Sonra, ‘Zamcı Recep‘dedim. O kadar‘‘ dedi.
Bunun sert bir üslup olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ‘‘Ben şunu hiç kullanmadım, ‘Şerefsiz‘, ‘cibilliyetsiz‘, ‘alçak‘, bunların hiçbirini kullanmadım. Ama o kullanıyor. Ona kimse hiç bir şey demiyor. Ama ben, ‘Recep Bey‘, diyorum, ‘vay efendim Başbakan‘a bunu neden söylüyorsun?‘. Benim sözlerimde hakaret içeren bir şey kesinlikle söz konusu değil. Ama onun sözlerinin tamamında... Mesela dün, ‘Alçak‘ dedi‘‘ şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın son zamanlarda sinirlerini kontrol edemediğini, ülkenin de bu nedenle sağlıklı yönetilemediğini savundu. Televizyonda canlı yayında bir araya gelme davetine ilişkin Erdoğan‘ın, ‘‘Ustayla çırak tartışır mı?‘‘ dediğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ‘‘Kendisi usta mı çırak mı? Bir çırağa ülkeyi teslim eder misiniz? Ülke deneme tahtası mı? ‘Ben ülkeyi yönetirken çıraktım, şimdi usta oldum.‘ Hem demokrasiden söz edeceksiniz, ana muhalefet partisi lideriyle bir araya gelmekten çekineceksiniz. Açıkça söyleyeyim, korkacaksınız‘‘ dedi.
Kendisinin daha çok devlet bilgisi olması nedeniyle Başbakan Erdoğan‘ın bir araya gelmekten korktuğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu çağrıyı yapmaya her zaman devam edeceğini belirtti.
‘‘Statükonun Allah‘ı Ankara‘dadır‘‘ sözlerini Başbakan Erdoğan‘ın ‘‘Bu Allah‘a hakaret etmektir‘‘ sözleriyle eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, ‘‘Statükonun Allah‘ı Ankara‘dadır cümlesi, halk arasında çok sık kullanılan, gücü, büyüklüğü vurgulayan bir söylem. Bunun dini bir söylem olmadığını herkes biliyor. Bu bir deyim‘‘ dedi.
Başbakan Erdoğan‘ın kendisini eleştirecek bir şey bulamadığını savunan Kılıçdaroğlu, yüzde 10 barajını indirme davetinden kaçtığını, koalisyon olacağını, istikrarsızlık olacağını gerekçe gösterdiğini, ‘faili meçhulleri araştıralım‘ önerisini de reddettiğini ifade etti.
AK Parti‘nin 12 Eylül‘ün bedelini ödemediğini, acılarını istismar ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, onun için AK Parti‘nin statükonun partisi olduğunu öne sürerek, ‘‘Bir Başbakan derdini anlatacak çiftçiye, ‘al ananı git‘ diyor. Bir siyasetçinin en çok eleştiriye ihtiyacı vardır. Ben AKP‘nin samimi olduğuna inanamıyorum. Onlar, kendilerini iktidardan gitmemek üzere programlamıştır‘‘ diye konuştu.
-‘‘ERGENEKON‘‘ SANIKLARININ ADAYLIĞI-
Kılıçdaroğlu, ‘‘Ergenekon‘‘ davası sanıkları olan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal‘ın milletvekili adayı olmalarına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine de bu isimlerin tamamen davadan bağımsız olarak, kişisel özelliklerinden dolayı aday gösterildiklerini ifade etti.
Bazı adayların Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel‘in tavsiyesiyle aday gösterilip gösterilmediğine yönelik soruya bunun doğru olmadığı cevabını veren Kılıçdaroğlu, ‘‘ Demirel eğer böyle bir şey deseydi de değerlendirirdik. Demirel sıradan bir insan değil. Ama hayır, öyle bir önerisi olmadı‘‘ dedi.
-‘‘BETON DÖKMEK MAFYANIN SÖYLEMİDİR‘‘-
Başbakan Erdoğan‘ın, ‘‘Ecevit‘i üzerine beton dökerek öldürmek istediler. Bu isimler Ecevit‘i tasfiye hareketinin içinde yer almıştır‘‘ yönünde sözlerine ilişkin de Kılıçdaroğlu, ‘‘Beton dökmek kimin söylemidir? Mafyanın söylemidir. Sayın Başbakan mafya mı? Bir insana beton neden dökülür, suya atacaksınız yüzeye çıkmasın diye. Böyle bir anlayışla yola çıkıp Ecevit‘i CHP‘yi eleştirmek onun haddi değildir. O haddini bilecek‘‘ diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, hem o dönemin yakın tanığı Emrehan Halıcı‘nın hem de Rahşan Ecevit‘in bu iddianın gerçekdışı olduğunu söylediklerini belirterek, ‘‘Hükümet sizsiniz bütün devletin arşivleri sizin elinizde, çıkarın ortaya. Dedikoduyla siyaset olur mu? Varsa öyle bir şey çıkarırsınız belgesini koyarsanız mesele biter. O söylemler bizim için ciddiye alınacak söylemler değil‘‘ dedi.
-BAŞÖRTÜSÜ-
Başörtüsüyle ilgili CHP‘nin net tavrının ne olduğu sorusuna da Kılıçdaroğlu, üniversitelerde başörtüsü konusunda konsensüs sağlayanın CHP olduğunu ancak kamunun kendi kuralları bulunduğunu, o kurallara herkesin uyması gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu,‘‘Askerin, polisin, devlet memurunun bir kıyafeti vardır. Sonuçta devletin kuralları vardır, bu kurallara herkesin uyması gerekir. Eğer uymazsak bu kaosu kendimiz yaratmış oluruz. Türkiye‘de artık yasaklarla bir yere gitmek mümkün değil‘‘ dedi.
Türbanlı milletvekili adayı konusunda da Kılıçdaroğlu, ‘‘Türbanlı aday olabilir, bir engel yok aday olmasında ama parlamentoya girerken o kurallara uyacak. Kadın milletvekili de parlamentoya pantolonla giremez.‘‘ dedi.
Terör konusunun hatırlatılması üzerine, Kastamonu‘da konvoydaki polis otosuna yapılan saldırıyı kınadıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, terör sorununun aşılması için uzlaşı gerektiğini anlattı.
‘‘Biz sizin bakış açınızı merak ediyoruz bu konuda, nasıl çözeceksiniz?‘‘ sorusuna da Kılıçdaroğlu, ‘‘Önce yüzde 10 barajı kalkacak. İkincisi bölgeye fabrikalar, okullar, bunları sağlayacağız. Eğer kimliğinden kaynaklanan sorun varsa onu da çözeceğiz‘‘ dedi.
Seçimde kendileri için başarı kriterinin ne olduğu sorusuna, ‘‘İktidar olmak‘‘ cevabını veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
‘‘Neden istediğimizi de söyleyeyim, özgürlüğü ve demokrasiyi getirmek. AKP‘yle bu gelmez. Basılmamış kitaba yasak getiren anlayış hangi ülkelerde var? Bir ülkenin başbakanı çıksın yasadışı kasetleri kendi siyasi malzemesi olarak kullansın hem de ahlaktan bahsetsin böyle bir ahlak anlayışı olabilir mi. Yasa dışı yollardan elde edilen deliller de delil sayılmaz. Bir başbakan bu noktaya geldiyse o ülkede demokrasi olamaz. Onun için diyorum iktidar olmak durumundayız. Bu ülkenin CHP iktidarına ihtiyacı var. Medya üzerindeki baskıları, otosansürü en iyi siz bilirsiniz. Dün akşam karikatüristlerle yemek yedim. Onlar da kendi üzerlerindeki baskıdan bahsediyorlar. Hangi çağda yaşıyoruz? Bunu yıkacağız. Ben kararlıyım, bunu yıkacağız ki demokrasi diyenlerin maskesini ortaya çıkaralım.‘‘
Kılıçdaroğlu, ‘‘Sosyal devlet giderek yok oluyor. Bunu ayağa kaldıracak politikalar üretmeliyiz, ciddi bir yoksul sayımız var. Dört çocuktan biri aç yatıyorsa bu soruna çözüm üretmeliyiz‘‘ diye konuştu.
Aile sigortası konusuna da vurgu yapan Kılıçdaroğlu, ‘‘Aile sigortası, dokuz sigorta dalından biridir, sekizi uygulanıyor ama birisi uygulanmıyor. Yani aile sigortası. Biz kırk yıldır uygulanmayan bir kararı uygulayacağız‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu, aile sigortasının bu güne kadar uygulanmamasının nedeninin yoksulluğun sömürülmesi olduğunu, halka bunun yerine beyaz eşya ve yiyecek verildiğini belirterek, CHP‘nin bu sömürü sistemini değiştireceğini anlattı.
Emekliler için intibak yasası çıkaracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, ‘‘Yüksek prim ödeyenler az aylık alıyor. Bu adaletsizliği önleyeceğiz. ‘Milli gelirden emekliler yararlanamaz‘ dediler. Bu haksızlıktır, bu bir ayrışmadır. Milli gelirden emekliye hak vereceğiz‘‘ dedi.
Kılıçdaroğlu askerlik uygulaması konusuna ilişkin ise, ‘‘Bu konuyu emekli askerlerle de tartıştık. Dünyada uygulamalara baktık. Biz ordumuzun daha aktif olmasını isteriz. On beş ay uzun bir süre, dokuz ayda da aynı eğitimi verebilirsiniz. Her projenin maddi boyutu da düşünüldü. Gençler kısa dönem askerlik istiyorlar. Bedelliyi bir kez getireceğiz ama elde ettiğimiz geliri milli eğitime aktaracağız ve yurt yapacağız‘‘ diye konuştu.
-YSG VE ÖSYM‘DEKİ SÜRPRİZ-
YGS ve ÖSYM konusunda önemli bir sürprizin olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
‘‘Savcı benim bildiğim bir sürprizi açıklarsa Türkiye için de çok önemli bir sürpriz açıklanmış olacak. Ama önce sayın savcı açıklasın. Ben yargıya müdahale etmeyeyim. Polis silinen bilgileri öğrendiğinde bazı maillere rastladı. Sürpriz o maillerle ilgili. Üniversiteye yerleştirmeyle ilgisi var. Sayın savcının bu bilgileri saklamaya hakkı yok. 1 milyon 700 bin kişinin hakkını yiyenin o koltukta oturması Başbakan‘ı rahatsız etmiyorsa o çocukların günahı onun boynunadır. Şifre varsa kopya vardır.‘‘
Kılıçdaroğlu hedeflerinin tek başına iktidar olmak olduğunu belirterek, ülkenin sorunlarının çözümünün CHP‘nin tek başına iktidarında olduğunu söyledi.
-USAME BİN LADİN-
Kılıçdaroğlu, Usame Bin Ladin‘nin öldürülmesi konusuna da değinerek, ‘‘Silahsız bir insanın öldürülmesi doğru değil. Tutuklarsınız, yargılarsınız. Silahsız bir insanı öldürülmesini doğru bulmuyoruz. Demokrasi bunu gerektiriyor‘‘ dedi.