8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nde Terör Örgütünde "Aşk" İnfazı
Yolsuzluk, zimmete para geçirme, cinsel taciz, hissi ilişki, örgütün paralarıyla kaçma, çeteleşme ve kaçışların önüne geçemeyen terör örgütü PKK‘da, son yıllarda örgütte yasak olan "aşk" ve "evlilik" bahanesiyle öldürülen kadınların sayısında artış yaşandı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nün kutlandığı gün, terör örgütünün Irak‘ın kuzeyindeki Zap Kampı‘nda örgüt sorumlularından "İrfan" kod adlı Mehmet Tahir Kılıç ile aşk yaşadığı dedikoduları nedeniyle Kandil‘de sorgulanan "Eylem" kod adlı Arzu Kılıç isimli kadın örgüt mensubunun "aşk" kurbanı oldu.
"Eylem" kod adlı Arzu Kılıç ile aşk yaşayan "İrfan" kod adlı Mehmet Tahir Kılıç‘ın ise, özel bir görevle Suriye‘ye gönderildiği öğrenildi. Arzu Kılıç‘ın ailesinin ve örgüt kadrolarının tepkisinden çekinen Kandil yönetiminin, geçmişteki cinayetlerde olduğu gibi bu defa da infazın gerçek nedenini gizlediği ve bu cinayeti de kamuoyuna "çatışmada öldü" diye duyurdu.
Arzu Kılıç‘ın ailesinin, PKK yönetiminden kızlarının cenazesini istedikleri, ancak cinayetin ortaya çıkmasından endişe eden örgüt yönetiminin, ailenin bu talebini kabul etmediği ve Arzu Kılıç‘ın "çatışmada öldüğünü" söyleyerek, taziye çadırı açılması için girişimde bulunduğu, ancak bu girişimin aile tarafından kabul edilmediği söylendi.
Terör örgütünün, gerçekten çatışmalarda ölen örgüt kadrolarının cenazelerini ailelerine verdiği ve cenazeleri propaganda malzemesi olarak kullandığı belirtiliyor.
Geçen yıldan itibaren örgüt sorumlularının cinsel tacizine uğrayan; Almanya‘da "Canan" kod adlı Özlem A., İngiltere‘de "Zelal" kod adlı Arzu P., İsviçre‘de "Zekiye" kod adlı Fatma O., Belçika‘da "Berivan" kod adlı Nigar K., İtalya‘da "Nujin" kod adlı Zeynep T., İran‘da "Amina" kod adlı Ayşe A., Irak‘ta "Cudi" kod adlı Gurbet İ., Fransa‘da "Amara" kod adlı Ayten Ö. ve "Hevindar" kod adlı Gülseren K., Yunanistan‘da "Dilda" kod adlı Elif Ü., Irak‘ta "Sterk" kod adlı Sümbül P., İsviçre‘de "Leyla" kod adlı
Meryem D. ve "Zilan" kod adlı Sakine B., Irak‘ta "Selma" kod adlı Selamet A., Belçika‘da "Rozerin" kod adlı Songül S., İsviçre‘de "Bediye" kod Hilal Kılıç isimli kadın kadrolardan bazılarının yasak "aşk" yaşadıkları gerekçesiyle öldürüldüğü, bazılarının ise örgütten kaçmayı başardığı bildiriliyor.
Öte yandan, PKK yönetiminin, aileler ve kamuoyundan gelecek tepkilerden çekindiği için infazları "çatışmada öldü, kayadan düştü, selde boğuldu, intihar etti, kalp krizi geçirdi, kaza kurşunu, mayına bastı" gibi gerçek dışı bahanelerle duyurduğu belirtiliyor.
Terör örgütü PKK içerisinde "aşk" ve "evlilik" yasak olmasına ve "yoz ilişki" olarak nitelendirilmesine rağmen, bugüne kadar örgütte çok sayıda infaz ve kaçış yaşanırken, örgüt üst düzey sorumlularının ve erkek kadroların bu yasaktan muaf tutulduğu ve sadece kadın kadroların infazla cezalandırıldığı biliniyor.
Terör örgütünün kadın kollarından sorumlu üyesi Ronahi Serhat, Kandil‘den örgütün yayın organlarına yaptığı açıklamada, örgüt içerisinde kadınların şiddet gördüğüne işaret ederek, "Kadınlarımız örgütsel mücadelede fazlasıyla taciz ve tecavüzle karşılaştı. Ne yazık ki sorumluları da çok az bir cezayla serbest kaldılar. Bunun hesabını soracak bir irade henüz oluşturamadık. Ancak konu bugün örgüt içerisinde en acil ve teşhir olmuş durumdadır. Kadınlar erkek egemenliğine karşı bilinçlenmektedirler. Ancak bu
yeterli değildir. Kadının savunmasını ve güvenliğini artık hiç kimsenin inisiyatifine bırakmayacağız" dediği öğrenildi.
Kaynak: İHA
"Eylem" kod adlı Arzu Kılıç ile aşk yaşayan "İrfan" kod adlı Mehmet Tahir Kılıç‘ın ise, özel bir görevle Suriye‘ye gönderildiği öğrenildi. Arzu Kılıç‘ın ailesinin ve örgüt kadrolarının tepkisinden çekinen Kandil yönetiminin, geçmişteki cinayetlerde olduğu gibi bu defa da infazın gerçek nedenini gizlediği ve bu cinayeti de kamuoyuna "çatışmada öldü" diye duyurdu.
Arzu Kılıç‘ın ailesinin, PKK yönetiminden kızlarının cenazesini istedikleri, ancak cinayetin ortaya çıkmasından endişe eden örgüt yönetiminin, ailenin bu talebini kabul etmediği ve Arzu Kılıç‘ın "çatışmada öldüğünü" söyleyerek, taziye çadırı açılması için girişimde bulunduğu, ancak bu girişimin aile tarafından kabul edilmediği söylendi.
Terör örgütünün, gerçekten çatışmalarda ölen örgüt kadrolarının cenazelerini ailelerine verdiği ve cenazeleri propaganda malzemesi olarak kullandığı belirtiliyor.
Geçen yıldan itibaren örgüt sorumlularının cinsel tacizine uğrayan; Almanya‘da "Canan" kod adlı Özlem A., İngiltere‘de "Zelal" kod adlı Arzu P., İsviçre‘de "Zekiye" kod adlı Fatma O., Belçika‘da "Berivan" kod adlı Nigar K., İtalya‘da "Nujin" kod adlı Zeynep T., İran‘da "Amina" kod adlı Ayşe A., Irak‘ta "Cudi" kod adlı Gurbet İ., Fransa‘da "Amara" kod adlı Ayten Ö. ve "Hevindar" kod adlı Gülseren K., Yunanistan‘da "Dilda" kod adlı Elif Ü., Irak‘ta "Sterk" kod adlı Sümbül P., İsviçre‘de "Leyla" kod adlı
Meryem D. ve "Zilan" kod adlı Sakine B., Irak‘ta "Selma" kod adlı Selamet A., Belçika‘da "Rozerin" kod adlı Songül S., İsviçre‘de "Bediye" kod Hilal Kılıç isimli kadın kadrolardan bazılarının yasak "aşk" yaşadıkları gerekçesiyle öldürüldüğü, bazılarının ise örgütten kaçmayı başardığı bildiriliyor.
Öte yandan, PKK yönetiminin, aileler ve kamuoyundan gelecek tepkilerden çekindiği için infazları "çatışmada öldü, kayadan düştü, selde boğuldu, intihar etti, kalp krizi geçirdi, kaza kurşunu, mayına bastı" gibi gerçek dışı bahanelerle duyurduğu belirtiliyor.
Terör örgütü PKK içerisinde "aşk" ve "evlilik" yasak olmasına ve "yoz ilişki" olarak nitelendirilmesine rağmen, bugüne kadar örgütte çok sayıda infaz ve kaçış yaşanırken, örgüt üst düzey sorumlularının ve erkek kadroların bu yasaktan muaf tutulduğu ve sadece kadın kadroların infazla cezalandırıldığı biliniyor.
Terör örgütünün kadın kollarından sorumlu üyesi Ronahi Serhat, Kandil‘den örgütün yayın organlarına yaptığı açıklamada, örgüt içerisinde kadınların şiddet gördüğüne işaret ederek, "Kadınlarımız örgütsel mücadelede fazlasıyla taciz ve tecavüzle karşılaştı. Ne yazık ki sorumluları da çok az bir cezayla serbest kaldılar. Bunun hesabını soracak bir irade henüz oluşturamadık. Ancak konu bugün örgüt içerisinde en acil ve teşhir olmuş durumdadır. Kadınlar erkek egemenliğine karşı bilinçlenmektedirler. Ancak bu
yeterli değildir. Kadının savunmasını ve güvenliğini artık hiç kimsenin inisiyatifine bırakmayacağız" dediği öğrenildi.