Gülaltay, Mehmet Eymür İlişkilerinin Mercek Altına Alınmasını İstedi

Ergenekon ana davası sanıklarından Semih Tufan Gülaltay, Danıştay dosyası kapsamında tanık olarak dinlenen Tarkan Toper, Ertaç Giray ve Sinan Berberoğlu‘nun Mehmet Eymür ekseninle irtibatlı olduklarını öne sürerek, bu kişilerin ilişkilerinin mercek altına alınması ile Danıştay davası ve Hırant Dink davası dahil bir çok konunun rahatlıkla çözülebileceği iddiasında bulundu.

Ergenekon ana davası sanıklarından Semih Tufan Gülaltay, Danıştay dosyası kapsamında tanık olarak dinlenen Tarkan Toper, Ertaç Giray ve Sinan Berberoğlu‘nun Mehmet Eymür ekseninle irtibatlı olduklarını öne sürerek, bu kişilerin ilişkilerinin mercek altına alınması ile Danıştay davası ve Hırant Dink davası dahil bir çok konunun rahatlıkla çözülebileceği iddiasında bulundu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen Ergenekon ana davasında tanık sıfatıyla dinlenen Abdulkadir Erdil, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese‘nin soruları üzerine yazıhanesine yardım istemek için gelen iş adamı Erol Şahin‘in alacağı para konusunda açıklamada bulundu. Tanık Erdil, "İsviçre bankasından başka bir iş adamı kredi almış. Bahsettiğim 500 bin TL, bu kredinin iş adamına ulaştırılması konusunda yardım ettiği için kendisine öngörülen komisyon ücretiymiş. Aslında alınan kredi çok daha yüksek bir meblağ. Ancak ben bu kredinin tam ne kadar olduğunu bilmiyorum." dedi. Tutuklu sanık Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız da, ifadesinin ardından, kendisinin Danıştay davasının tanığı olduğunu iddia ederek, yeni açıklamalarda bulunacağını söyledi. Ankara’daki Danıştay dosyasında, Alparslan Arslan’ın saldırıda kullandığı silah ve mermilerin balistik incelemesinin olup olmadığını soran Yıldız, "Silahın balistik raporu Adli Tıp Kurumu’ndan neden gelmedi? Danıştay davasıyla ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan gelmeyen malzemelerin listesi yapılsın." dedi. Sanık Alparslan Arslan’ı Danıştay binasında yakalayan kişinin polis olmadığını, ikinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli albay Mustafa Levent Göktaş olduğunu ileri süren İsmail Yıldız, "Mustafa Levent Göktaş, TSK subayı değildir. YAŞ tarafından ihraç edildi" iddiasında bulundu. Saldırıda ölen Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in nerede öldürüldüğünün ortaya çıkarılması gerektiğini savunan Yıldız, "Özbilgin, Danıştay Başkanı Nuri Alan’ın odasında öldürüldü. Nuri Alan’ı dinleyiniz. Engin Alan, Nuri Alan’ın kardeşidir. Özel Kuvvetler’de ağırlığı vardır. Özbilgin’in otopsi raporuna bakılsın. Özbilgin, vücudunun neresinden vurularak öldürülmüştür? Araştırılsın." ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından sözlerini bitirmesi istenmesine rağmen iddialarını sürdürmesi üzerine İsmail Yıldız, jandarma görevlileri tarafından dışarı çıkarıldı. Tanık Abdulkadir Erdil‘e yöneltilen soruların ardından tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek, sanık Alparslan Arslan‘ın Danıştay saldırısından bir gün önce 16 Mayıs 2006 akşamı Ankara‘da Gaziosmanpaşa’daki bir restoranda avukat Tarkan Toper’i ile birlikte Koray Yılmaz ve Gonca isimli bir kadın ile görüştüklerini hatırlattı. Bunun üzerine Başkan Özese, sanık Alparslan Arslan‘dan, bu görüşmenin ayrıntılarını anlatmasını istedi. Sanık Arslan da Önce Danıştay 2. Dairesi Başkanı‘nın odasına kadar çıktığını, kapısında Mustafa Birden yazdığını, görüşmek istediğini ancak araya birilerini koyarak görüşmenin uygun olacağını düşünerek görüşmediğini söyledi. Arslan, arkadaşı Tarkan Toper‘in tanıdığı ve devlet görevlisi olduğunu bildiği Koray Yıldırım isimli kişiden kendisini Mustafa Birden ile görüştürmesi konusunda aracılık yapmasını istemek için görüşmeye gittiklerini söyledi. Gittikleri yerde Koray Yıldırım‘ın yanında bir kadının da bulunduğunu ve onu tanımadığını belirten Arslan, tutumlarından böyle bir konuya aracılık yapmayacaklarını anladığını belirterek 5-10 dakika kadar yanlarında kaldıktan sonra Tarkan Toper‘e söyleyerek oradan ayrıldıklarını ifade etti. Mahkeme Başkanının, "Oradan nereye gittiniz ve saat kaçtı?" sorusuna ise Arslan, "Gece saat 23.00-24.00 sıralarıydı. Ulusta bir yere gittik." cevabını verdi. Bu cevap üzerine sanık Doğu Perinçek tekrar söz alarak Alparslan Arslan‘ın tarif ettiği yerin Ulus Çankırı Caddesi olduğunu öne sürüp, görüştükleri Koray Yıldırım‘ın yanındaki kadının adının da Gonca ya da Jowica adlı bir kadın olduğunu iddia etti. Perinçek, bu kadının telefonunun da aynı saatlerde Çankırı Caddesini kapsayan baz istasyonundan sinyal verdiğini ileri sürdü. Perinçek‘in açıklaması üzerine Başkan Özese, "Toplantıdan Gonca isimli kadın ile birlikte mi çıktınız? Çankırı Caddesine de bu kadın ile birlikte mi gittiniz?" diye sordu. Toplantıdan önce Tarkan Toper ile birlikte çıktıkları için arkalarında bıraktıkları iki kişinin ne zaman oradan ayrıldıklarını bilmediğini belirten Arslan, "Onların da aynı yere gelip gelmediklerini ben bilmiyorum." diye konuştu. Kaya Toper‘i neden araya koymayı düşündüğü sorulan Arslan, mahkeme heyetine hitaben "Yaşlı başlı adam. Sizin gibi yaşlı insanlar. Şimdi Doğu Perinçek 80 yaşında adam. Onunla direk bağlantı kuramazsınız. Araya birini koymak gerekir. Ben de bu kişi ile direk görüşürsem hakaret edebilir, küçük düşürür, tersler diye araya birini koymak istedim. Görüşmelerde bir sonuç alınabilmesi için araya birini koymak gerekir." dedi. Özese‘nin "Mustafa Birden‘in telefonunu elde etmişsin, arayabilirdin" sözleri üzerine Arslan, "Kapısına kadar gittim Şimdi kendime soruyorum, gidip konuşsam ne olurdu diye? Birden ile konuşsam ne olurdu? Aşağılasa ne olurdu." diye konuştu. Sanık Semih Tufan Gülaltay da söz alarak, "Avukat Abdülkadir Erdil’in, hakkında haber yapan Gazeteci Ecevit Kılıç tarafından bir oldu-bittiye getirildiği duyumu vardı. Ecevit Kılıç’ın Mehmet Eymür’ün adamı olduğunu herkes bilir. Danıştay olayının istikametini değiştirmek için istihbarat operasyonudur." şeklinde iddiada bulundu. Gülaltay, davada tanık olarak da dinlenen eski Ankara Ülkü Ocakları Başkanı Tarkan Toper ile ilgili de şu iddialarda bulundu: "Tarkan Toper bu davanın kilit adamıdır. Toper, Ertaç Giray ilişkisi araştırılmalıdır. Eymür, Ertaç Giray, Gonca ve Sinan Berberoğlu ilişkileri araştırılmalıdır. Alparslan Arslan’ın bu ilişkiler çerçevesinde yönlendirildiği açıktır. Bu ilişkiler net bir şekilde ortaya konulmadıkça bu dava akamete uğrayacaktır. Mehmet Eymür, Tarkan Toper, Sinan Berberoğlu ekseninde ilişkiler ortaya çıkarıldığında Hrant Dink meselesi de net olarak ortaya çıkacak." Başka suçtan tutuklu sanık Semih Tufan Gülaltay, sanık Alparslan Arslan‘ın arkadaş grubundan olan davanın tanıklarından Tarkan Toper‘in ifadesinin hiçbir zaman tam olarak alınamadığını iddia etti. Tarkan Toper ile Ertaç Giray‘ın birebir bağlantılı olduğunu ve ilişkilerinin Mehmet Eymür ekseninde olduğunu ileri süren Gülaltay, "Davada ismi geçen Sinan Berberoğlu da Tarkan Toper gibi Danıştay dosyasının kilit isimlerindendir. Bu ilişkiler net bir şekilde ortaya konulmadıkça bu dava akamete uğrayacaktır. Hatta Tarkan Toper‘in bilgileri ve ilişkileri mercek altına alınırsa Danıştay davasının tam olarak çözümleneceği gibi Hırant Dink olayı dahil birçok konu çözülecektir." iddiasında bulundu. Duruşmaya ara verildiği sırada sanık Alparslan Arslan‘ın annesi Porsor Hatice Arslan, "Oğlum kafayı yemiş. Acayip acayip konuşuyor. Neden hastaneye sevk etmiyorsunuz? Onu hastaneye gönderin. Gerçek katili ortaya çıkarın. İzin verin oğlum ile konuşmak istiyorum." diye bağırdı. Anne Arslan‘ın sesini yükseltmesi üzerine güvenlik amacıyla duruşma salonunda bulunan jandarma subayları, kendisini teselli etmeye çalıştı. Bir süre sakinleşmeyen Arslan, oğlu Alparslan Arslan‘ın duruşma salonundan çıkarılmasının ardından kendi isteği ile salondan dışarı çıktı. Tanık Abdulkadir Erdil‘e sorulacak soruların tamamlanmasının ardından mahkeme başkanı Özese, duruşmayı 08 Mart 2011 günü saat 09.00‘a ertelediklerini açıkladı. Duruşmanın 175‘inci duruşmasında da Danıştay dava dosyasına ilişkin tanık ifadelerinin alınmasına devam edilecek.