Elimize bir fırsat geçsin bunu uygulamaya koymazsak namerdiz

Kayseri'de 1.5 yıl önce bayramda şeker toplarken kaybolan ve geçtiğimiz gün cesetleri bulunan 3 çocuğun hazin sonu BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu'yu isyan ettirdi.

Elimize bir fırsat geçsin bunu uygulamaya koymazsak namerdiz
21 Eylül 2009 Pazartesi günü yani Şeker Bayramı’nın ikinci günü ortadan kaybolan Türkan Ay, Ahmet Tuna Tekin ve kardeşi Dilruba Tekin’in cesetleri Yozgat'ın Çayıralan ilçesi yakınlarında gömülü halde bulundu. Bu vahşi cinayeti işleyen katil ise komşuları çıktı.  Komşularının “Çok sakin biri” diye tanımladığı U.V.G. cinayetleri itiraf etti. Caninin “Şeker için eve geldiler, Türkan Ay’a tecavüz ettim, sonra üçünü de öldürdüm, Yozgat’a köye götürüp gömdüm ” demesi ise insanın kanını durduracak türden....

Türkiye’nin bu menfur olayla ayağa kalktığı şu günlerde BBP Lideri Yalçın Topçu konu ile ilgili çok sert açıklamalarda bulundu. Bu yaşanana vahşet nedeniyle müthiş üzgün ve bir o kadar da öfkeli olan BBP Genel Başkanı Topçu, şu açıklamalarda bulundu: “Ben küçükken böyle vakaya şahit oldum. Şu an 54 yaşındayım ve bu olay hala gözümün önünden gitmiş değil. Şu Kayseri olayına bak, yaşanana bak!..Vatandaş beni arıyor; ‘Ey Genel Başkan bunu çok dillendirdiniz, haklı olduğunuz iyice ortaya çıktı. Bastır Başkan şu idam gelsin’ diyor…Ben nasıl isyan etmem, nasıl yanmam!..O tecavüze uğrayan, hunharca katledilen çocukların anne ve babalarına, yakınlarına, komşularına, hemşehrilerine, vatandaşlarına, dindaşlarına ne diyeceksiniz?.. 'Avrupa emretti idamı kaldırdık, Avrupa emretti zinanın suç olmasını kaldırdık, Avrupa’dan kanun ithal ettik; bu tür rezil suçları işleyenlere büyük kolaylıklar sağladık!..' Bunları mı diyeceksiniz?!..”

"TECAVÜZE UĞRAMIŞ BİR ÇOCUK…HİÇ DOKUNDUNUZ MU BÖYLE BİR ÇOCUĞA!.."


Topçu şöyle devam etti: “İdamın gelmesini istedik, birileri karşı çıktı. Onlara sormak isterim; şimdi ne düşünürler? Onlara sormak isterim; tecavüze uğramış bir çocuk…Hiç dokundular mı böyle bir çocuğa? Ben dokundum ve acıyı yüreğimde bütün şiddetiyle hissettim. Onlar, arzu etmem, Allah korusun böyle bir faciayla karşı karşıya kalsalar, çocuklarına tecavüz eden, katleden sapığın, İblis’in, müebbet denilen otuz altı yıl hapis ve sonra da afla dışarı çıkma ile mükafatlandırılmasına sessiz mi kalacaklar?..Ey yönetenler, ey Türkiye!..Milletin mukaddesatı ile Dini değerleri ile çatışan düzenlemeler iflas eder. İnsanlar, hiç arzu edilmese de hakkını kendi usulleri ile arama yoluna gider!!!”

SEN DEVLET, BENİM HAKKIMA TECAVÜZ EDENİ NASIL AFFEDERSİN!..


Topçu, “Orada yüreği yanık analar, babalar var. Akrabalar, dostlar, komşular var…” dedi ve ekledi: “Sen ey devlet; bu kişilerin haklarını nasıl görmezden gelirsin? Benim hakkıma tecavüz edilmiş, benim canım sökülmüş, hayatım karartılmış, dünyam yıkılmış, evlatlarım tecavüze uğramış hunharca katledilmiş…Ve sen tutup ‘idam yok, yaşasın’ diyorsun!!! Buna ne hakkın var!!!Ne hakkın var!..Ya bakın, konuşacak halde değilim…Bu olay beni çok etkiledi. İsyan ediyorum bütün ruhumla. Büyükannem ‘Şeytan ölmemiştir ve ölmeyecektir’ derdi..Bu çirkin, rezil adamlar… Hayır, idam gelmeli…Elimize bir fırsat geçsin, bunu uygulamaya koymazsak namerdiz!!!”

(Haberevet)

İDAM İSTİYORUM İDAM