Cem bugün mahkemeye çıkıyor

İlk duruşma öncesi NTV'ye konuk olan anne ve baba Karabulut, hislerini ve beklentilerini anlattılar.

Cem bugün mahkemeye çıkıyor
"Onun gözünün önünde bulunmak ve gözlerinin içine bakmak istiyorum. Ama bir şeyi de biliyorum ki, ne olursa olsun idam edilse bile hiçbir şey kızımı geri getirmeyecek. Bizim için en acı tarafı da bu."

Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu yarın ilk kez hakim karşısına çıkacak.

Münevver'in başını keserek öldürdüğü iddia edilen ve olaydan 197 gün sonra yakalanan Garipoğlu'nun yargılanması öncesi, acılı Karabulut ailesi NTV'ye konuştu.

Muhabir Özgür Yılmaz'ı konuk eden Karabulut ailesi, mahkeme sürecinden beklentilerini ve hislerini anlattılar. Özgür Yılmaz sordu aile şunları söyledi:

MAHKEMEYE GİDECEKLER Mİ?

Anne Nagihan Karabulut: "Biz katılmak istiyoruz ama avukatımız tersini düşünüyor. Yarın belli olacak.

Katılmak isteyişimizin nedeni 'Münevver sahipsiz bir çocuk değil' demek. Arkasında kimsesi yok diye başına neler geldi. Ama annesi, sevenleri, dostları var. Davanın sonuna kadar bu işin arkasında olacağımızı belirtmek için katılmak istiyoruz.

Gidersek o salonda ne olacağını bilmiyorum. Bizim söz söyleme hakkımız yok tabi ki sadece dinleyeceğiz. Zanlı ve zanlıların ceza alacaklarına inanıyorum. En ağır ceza verileceğine ve caydırıcı olacağına inanıyorum.

Zanlının, Münevver'in ailesinin orada olduğunu görmesini istiyorum. Kızım kötü bir şekilde gitti ama sonuna kadar davanın arkasında ve kızımızın yanında olduğumuzu hissettirmek istiyoruz."

"BİZİ GÖRÜRLERSE EZBERLERİ BOZULABİLİR ÜMİDİ"

Baba Süreyya Karabulut: "Şahsım adına yaradana sığındım. Hukuki süreçle ilgili konuşamam ama inanıyorum ki adalet tecelli edecek ve en ağır ceza verilecek. Ben rahatım. Zanlılar yakalandı ve çoğu da cezaevinde.

Yarın ilk mahkeme var ve süreç hakkında bir bilgim yok. Aile dostu da olan avukatlarımız davaya katılamamamız tavsiyesinde bulunuyorlar ama...

Zanlıların ifadelerinde hep ezber var. Anne, baba, Cem, amca hepsi... Bu ezber belki insanık adına, bizi gördükleri zaman bozulabilir ümide de taşıyorum. Orada sadece ailesini değil Münevver'i sevenleri de görecekler. Adliyenin önünde bir sürü insan olacak. Benim evladım gitti...

CEVAP ARADIKLARI SORULAR

Avukatlarımız aracılığıyla bazı sorulara cevap arayacağız. 197 gün kimler saklandı, nerede yaşadı, kimler yataklık ve yandaşlık yaptı... Bunları merak ediyor, görmek istiyorum. Avukatlarımız bu soruları soracak ve yanıt bekleyecek."

"GÖZLERİNİN İÇİNE BAKMAK İSTİYORUM"

Nagihan Karabulut: "Zanlıya soru soramam ama orada olmak ve onun gözünün önünde bulunmak, gözlerinin içine bakmak istiyorum. Olayın nasıl ve ne şekilde yapıldığını bilmek hakkım ve mahkeme sürecinde bunun ortaya çıkmasını istiyorum."

Süreyya Karabulut: "Cinayetin nedenini ve niçinini merak ediyoruz. Bu aile evladımızı neden katletti bilmek istiyoruz. Şu ana kadar bu cevabı alamadık ve inşallah adliye koridorlarında bunu başaracağız. Bu şekilde de rahatlarız..."

Nagihan Karabulut: "... Ama ne olura olsun, zanlı idam bile edilse ki idam yok, hiçbir şey kızımı geri getğirmeyecek. Bizim için en acı tarafı bu."

SAVCI BUGÜN NELER SÖYLEYECEK?

İstanbul Cumhuriyet savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk’ün hazırladığı iddianamede Cem Garipoğlu’nun, cinayeti tasarlayarak kendini savunamayacak olan Münevver Karabulut’u canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek öldürdüğü ileri sürüldü. Olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisten kurtulan Cem Garipoğlu için 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Cem Garipoğlu hakkındaki iddianame onaylanarak İstanbul 1. Çocuk Ağır Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme cinayetin işlendiği yer nedeniyle yetkisizlik kararı verdi ve dosyayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı kabul etti.

İddianamede Münevver'in babası Süreyya, annesi Nagihan ile kardeşi İbrahim Enver Karabulut şikayetçi olarak yer aldı. Ailenin avukatlığını Rezan Epözdemir yapacak. Cem'i ise Avukat Aytekin Kaya savunacak.

CEM'İN BİLGİSAYARINDAKİ DELİL

İddianameye göre Münevver, Cem’e karşı güven, sevgi ve arkadaşlık duygusu ile bağlıydı. Cem ise Münevver ile MSN üzerinden yaptığı yazışmaları kendi bilgisayarına "Zeytinburnu sürtüğü" adlı bir klasör içinde sakladı. Cem, 27 Şubat 2009’da MSN üzerinden yaptığı yazışmada Münevver’i bir sonraki gün için evine davet etti.

Cem, daveti kabul eden Münevver’e "Çok büyük planlar içindeyim, bu planların tarihin en büyüklerinden olacağım, duyunca ağzın açık kalacak, eve girerken güvenliğin görmemesi için arka bahçeden gireceğiz" diye yazdı. Kaçta eve varacakları, kaçta evden geri çıkacaklarına dair ayrıntılı bilgiler verdi. Böylece işleyeceği cinayete ilişkin önceden plan yaptığının adeta haberini verdi. Cem ile Münevver 3 Mart 2009 (Cinayet günü) saat 00.25 ve 01.03 arasında cep telefonu ile konuşup mesajlaştı. MSN üzerinden de yazıştı. Buluşmak için sözleştiler.

ÖNCE TESTERE ALDI

Cem saat 12.25'de çağırdığı taksi ile Bahçeşehir alışveriş merkezindeki Çağdaş Yapı Market’e gitti. Merkezin kameraları Cem’i görüntüledi. Cem, "Pala" denilen büyük boy testere satın aldı. Eve dönmek için başka bir taksi çağırdı. Eve döndü. Beklettiği bu taksi ile Münevver’in okulu Beşiktaş’taki lisesine gitti. Okulun çıkış kapısında Münevver ile buluştu. Buradan taksiyle ayrılan Cem ile Münevver, Garipoğlu Ailesi’nin Bahçeşehir’deki evlerine gitti.

Kameraların görmediği, villanın bahçesine giden alt yoldan eve doğru yürüdüler. Bahçıvan Refik İmamoğlu, onları gördü. Cem ile Münevver saat 14.55’te eve girdi. Münevver, annesine "Ben Beşiktaş’tayım, merak etmeyin" diye mesaj attı. Bu, Münevver’den alınan son haber oldu.

CANLIYKEN KAFASINI KESTİLER

Mehmet Nida Garipoğlu alt bahçe yolundan kameralara gözükmeden gizlice Cem’in daha önceden açtığı alt bahçe kapısından eve girdi. Mehmet Nida Garipoğlu da cinayete doğrudan doğruya katıldı. Baba-oğul, Münevver’i kesici aletle yaraladı. Vücudunda işkence mahiyetinde yaralar açtılar.

Yine otopsi raporlarından anlaşılacağı üzere henüz canlıyken testereyle kafasını kestikler. Münevver’in kafasını poşete koyarak gitar kutusuna yerleştirdiler. Başı olmayan cesedi ise bavula koydular. Yerde bulunan kan izlerini silmeye çalıştılar. Mehmet Nida Garipoğlu cinayet mahalli olan evinden çıkarak 5 kilometre uzaktaki Avcılar’daki ofisine 5-10 dakika gibi bir sürede en geç saat 17.21 civarında gitti.

Cem saat 18.36 sıralarında telefonla arayarak villaya taksi istedi. Gitar kutusundaki baş ve bavul içindeki cesedi alarak evden çıktı. Mehmet Ceyhan Benice’nin kullandığı korsan taksiye bindi. Etiler’deki Mutlu Sitesi’nin önüne geldiklerinde Cem, arka koltuktaki gitar kutusunu indirdi. Ardından Cem ile taksici birlikte bagajdaki bavulu indirdiler. Cem, bavul ile gitar kutusunu ilerideki çöp konteynerine attı.

ANNESİ KAN İZLERİNİ SİLDİ

Cem cesedi attığı sıralarda bütün gün evde bulunmayan annesi Tülay Makbule Garipoğlu ile iki kız kardeşi villaya döndü. Cem’in annesi bodrum katında bulunan kan izlerini silmeye çalıştı. Cesedi çöpe atan Cem Garipoğlu ise Akmerkez’e gitti. Burada karşılaştığı arkadaşı E.A. ile bir süre sohbet etti.

Hurda ve kağıt toplama işi yapan Emin Delidolu, çöp konteynerinde Münevver’in cesedini buldu. Enver Karabulut, ablası Münevver’in Cem ile arkadaş olduğunu polise söyledi.

Polis Cem Garipoğlu’nun peşine düştü. Cem sonra da babası Mehmet Nida Garipoğlu eve geldi. Babası Cem’i alarak Beylikdüzü’ndeki lojmana götürdü ve şüpheliler Mehmet Karakayalı ile Habip Kurt’a teslim etti. Bir süre sonra Cem’in amcası Hayyam Garipoğlu, siyah Passat ile geldi. Nida Garipoğlu, Cem’i arkaya bindirdi ve araba Edirne istikametine doğru hareket etti. Nida Garipoğlu ise bir başka araçla başka yöne doğru ayrıldı. Polis, Bahçeşehir’deki eve geldi. Ancak Cem çoktan evden gitmişti. 197 günlük firarı başladı.

BABASI İLE BİRLİKTE ÖLDÜRMÜŞLER

Mehmet Nida Garipoğlu ile oğlu Cem birlikte suç işlemeye karar verdi. Eylemin oluşuna, niteliğine ve toplanan delillere göre olayın farklı şekilde gerçekleştiğinin başkaca izahı mümkün değildir. Cinayet saat 14.55 ile 18.36 arasında kısa bir sürede gerçekleşti. Münevver, vücudunda beşi öldürücü nitelikte olmak üzere birden fazla kesiyle yaralandı. Kafası vücudundan henüz canlıyken ayrılarak öldürüldü. Evin geniş bir alanına yayılan ve bulaşan kanın iki kişi tarafından kısa sürede temizlenmesi mümkün olmadı. Cem ile Mehmet Nida’nın evi terk etmelerinden sonra eve döndüğü anlaşılan Tülay Garipoğlu evdeki suçun iz ve emarelerini silip temizleyerek büyük oranda delillerin ortadan kaldırılmasını sağladı.

Mehmet Nida Garipoğlu’na ait olduğu belirtilen bir içlik ve bir gömlekteki kan izleri üzerinde inceleme yapıldı. Kan izlerinin silme ile oluşmadığı sıçrama, dokunma ya da değme suretiyle oluşabileceği tespit edildi. Oysa Cem Garipoğlu, ifadelerinde babasına ait giysileri kirli sepetinden alarak, yerleri sildiğini iddia etmişti.

ŞAKA YAPMIŞ

Kırmızı bültenle aranırken 197 gün sonra polise teslim olan Cem Garipoğlu, Gülhane’deki İstanbul Çocuk Mahkemesi’nde verdiği ifadesinde Münevver Karabulut ile Bahçeşehir’deki evlerine geldiklerini, Münevver mutfaktayken cep telefonundaki mesajlarına baktığını, gördüğü mesajlar üzerine de tartışmaya başladıklarını anlattı. Cem Garipoğlu mutfaktan aldığı bıçakla Münevver Karabulut’u bıçakladığını söyledi. Testereyle ilgili sorular üzerine ise gerisini hatırlamadığını, valize sığmadığı için testereyle kestiğini ifade etti. Cem Garipoğlu, cesedi attıktan sonra tekrar eve döndüğünü, annesinin yerdeki lekeleri sorması üzerine kusmuk olduğunu söyleyip birlikte temizlediklerini anlattı. Cem firardayken nerede kaldığıyla ilgili soruları da olaydan sonra tanımadığı biri tarafından üç-dört saat süren bir yolculuk sonunda bir eve götürüldüğünü, yemekleri de kendisini götüren bu kişinin 15 günde bir getirdiği şeklinde yanıtladı.

Cem Garipoğlu MSN kayıtlarında "Önce sana sarılırım. Başlarım sıkmaya boğana kadar" yazışmaları için "Şaka yaptım" dedi. Münevver ile ciddi bir ilişki içinde olduğunu belirten Cem, yaşananlar için de pişman olduğunu belirtti. Barlara girebilmek için nüfus cüzdanında yaşını büyüttüğünü anlatan Cem, uyuşturcu kullanmadığını, ailesinden uzak olmasının kendisinde herhangi bir olumsuzluk yaratmadığını, herhangi bir ruhsal bunalımı olmadığını, geçmişte herhangi bir cinsel istismara maruz kalmadığını anlattı. Daha önce neden teslim olmadığı şeklindeki soruya ise Cem, “Korktum” cevabını verdi.