Has Parti İl Başkanı Mustafa Alkayış:
Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Adıyaman İl Başkanı Mustafa Alkayış, siyasetçilere yönelik yumurtalı protestolarla ilgili, "Bırakalım herkes istediği kadar konuşsun, istediği şekilde yazabilsin
Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Adıyaman İl Başkanı Mustafa Alkayış, siyasetçilere yönelik yumurtalı protestolarla ilgili, "Bırakalım herkes istediği kadar konuşsun, istediği şekilde yazabilsin. Burada tek sınırlama, gösterinin silahsız ve saldırısız olmasıdır" dedi.
Başkan Alkayış, parti binasında yaptığı açıklamada, "Geçen Pazar günü önce Sayın Başbakan'a karşı İstanbul'da, daha sonra CHP'li Süheyl Batum ve AKP'li Burhan Kuzu'ya karşı yapılan protestolar, şu an sıcak gündemin ilk maddesidir. HAS Parti olarak izlediğimiz görüntülerin 2010 Türkiye'sine hiç yakışmadığını belirtmek isteriz. Demokrasi ile yönetilen bir ülke değil de, sanki üçüncü dünya ülkesinde yaşanan olaylar yaşanıyormuş gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Bu süreci başta Başbakan olmak üzere AKP'li
sözcülerin, daha sonra da ana muhalefet CHP'nin iyi idare edemediği sonuçlardan görülmektedir" dedi.
"Öncelikle yasaklardan, parti kapatmalardan, düşünce özgürlüğü kısıtlamalarından çok çekmiş olarak bugüne gelen AKP'li siyasilerin protestolar karşısındaki tutumları hiç doğru bir yaklaşım değildir" diye devam eden Başkan Alkayış, "Basın açıklaması yapmak, gösteri yapmak için izin alınması gerektiği, yasaların olduğu, herkesin istediği gibi gösteride bulunamayacağı, bu gösteride yer alanların belli bir grup olduğu şeklindeki yaklaşım tam bir statüko anlayışıdır. Gösteri yapmak için hiçbir yerden izin
alınmak zorunda değildir. Devlet bırakın izin istemeyi, tam tersine yapılan gösteriyi vatandaş tam olarak yapabilsin diye yardımcı olmak zorundadır. Sayın Başbakan seçimle başa gelmiş bir insandır. Bir partinin AK Parti'nin Genel Başkanıdır. Sayın Başbakanın sevenleri, icraatlarını beğenenleri olduğu gibi, sevmeyenleri, icraatlarını tasvip etmeyenler de vardır. Bu işin doğası gereğidir. Demokrasinin bir gereği olarak herkes özgürdür, hürdür. Sayıları 100'ü geçmeyen protestocuların bu gösterilerini de bu
şekilde algılamak gerekir. Bunun ötesine giderek gerilimi tırmandırmak, kutuplaştırmak ülkeye sadece zarar verir. Bırakalım herkes istediği kadar konuşsun, istediği şekilde yazabilsin. Burada tek sınırlama gösterinin silahsız ve saldırısız olmasıdır. Türkiye, muz cumhuriyeti değildir. Olgun olmak, hakaret etmemek kaydı ile görüşler özgürce yansıtılmalıdır. Bunu temin etmesi gereken de bizatihi hükümettir. CHP'nin tavrının da AKP'den farkı yoktur. Bir yerde hükümet protesto mu edildi; 'acaba bundan nasıl
bir siyasi malzeme sağlarım' gibi bir yaklaşım, gerginlikleri tırmandırmakta ve halkımızı kutuplaştırmaktadır. Halkın Sesi Partisi olarak tam da dediğimiz gibi bir üslup ve tarz değişimine ihtiyaç vardır. Gerginlikler, karşıtlıklar üzerinden değil, projeler üzerinden siyaset yapalım. Özgür bir ülkeyi hep birlikte inşa edelim" ifadelerini kullandı.
Başkan Alkayış, parti binasında yaptığı açıklamada, "Geçen Pazar günü önce Sayın Başbakan'a karşı İstanbul'da, daha sonra CHP'li Süheyl Batum ve AKP'li Burhan Kuzu'ya karşı yapılan protestolar, şu an sıcak gündemin ilk maddesidir. HAS Parti olarak izlediğimiz görüntülerin 2010 Türkiye'sine hiç yakışmadığını belirtmek isteriz. Demokrasi ile yönetilen bir ülke değil de, sanki üçüncü dünya ülkesinde yaşanan olaylar yaşanıyormuş gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Bu süreci başta Başbakan olmak üzere AKP'li
sözcülerin, daha sonra da ana muhalefet CHP'nin iyi idare edemediği sonuçlardan görülmektedir" dedi.
"Öncelikle yasaklardan, parti kapatmalardan, düşünce özgürlüğü kısıtlamalarından çok çekmiş olarak bugüne gelen AKP'li siyasilerin protestolar karşısındaki tutumları hiç doğru bir yaklaşım değildir" diye devam eden Başkan Alkayış, "Basın açıklaması yapmak, gösteri yapmak için izin alınması gerektiği, yasaların olduğu, herkesin istediği gibi gösteride bulunamayacağı, bu gösteride yer alanların belli bir grup olduğu şeklindeki yaklaşım tam bir statüko anlayışıdır. Gösteri yapmak için hiçbir yerden izin
alınmak zorunda değildir. Devlet bırakın izin istemeyi, tam tersine yapılan gösteriyi vatandaş tam olarak yapabilsin diye yardımcı olmak zorundadır. Sayın Başbakan seçimle başa gelmiş bir insandır. Bir partinin AK Parti'nin Genel Başkanıdır. Sayın Başbakanın sevenleri, icraatlarını beğenenleri olduğu gibi, sevmeyenleri, icraatlarını tasvip etmeyenler de vardır. Bu işin doğası gereğidir. Demokrasinin bir gereği olarak herkes özgürdür, hürdür. Sayıları 100'ü geçmeyen protestocuların bu gösterilerini de bu
şekilde algılamak gerekir. Bunun ötesine giderek gerilimi tırmandırmak, kutuplaştırmak ülkeye sadece zarar verir. Bırakalım herkes istediği kadar konuşsun, istediği şekilde yazabilsin. Burada tek sınırlama gösterinin silahsız ve saldırısız olmasıdır. Türkiye, muz cumhuriyeti değildir. Olgun olmak, hakaret etmemek kaydı ile görüşler özgürce yansıtılmalıdır. Bunu temin etmesi gereken de bizatihi hükümettir. CHP'nin tavrının da AKP'den farkı yoktur. Bir yerde hükümet protesto mu edildi; 'acaba bundan nasıl
bir siyasi malzeme sağlarım' gibi bir yaklaşım, gerginlikleri tırmandırmakta ve halkımızı kutuplaştırmaktadır. Halkın Sesi Partisi olarak tam da dediğimiz gibi bir üslup ve tarz değişimine ihtiyaç vardır. Gerginlikler, karşıtlıklar üzerinden değil, projeler üzerinden siyaset yapalım. Özgür bir ülkeyi hep birlikte inşa edelim" ifadelerini kullandı.