'Yağmur gibi mermi yağıyordu'
7 askerin şehit edildiği noktaya ilk ulaşan iki şoför tarafından kurtarılan asker dehşet anını anlattı.
Hain pusuda yaralanan 3 askerin, saldırının hemen ardından bölgeden geçen Şişli Belediyesi’nde görevli şoför Aziz Ayna tarafından hastaneye yetiştirildiği ortaya çıktı. Ayna’nın anlattıkları tüyler ürpertti;
“Tokat’a cenaze götürdüm. Sisten 2 metre önümü zor görüyordum. Delik deşik olmuş üzerinden dumanlar çıkan askeri aracı görünce durdum. Bir an ne olduğunu anlayamadım. Tatbikat sandm. Yerde yatan askerleri görünce durdum. Saldırıdan kurtulmuş bir asker ’Arkadaşlarım öldü. Her yerden mermi yağıyordu. Kurtarın onları’ diye bağırıyordu. O an sanki bütün vücudum buz kesti. Hemen otobüsten indik. Her yer kan gölüydü. Yerlerde boş mermi kovanları vardı. Bir uzman çavuş, kanlar içinde askeri aracın şoför koltuğuna doğru uzanmıştı. Şoför yerde, bir asker arkada, bir asker arabanın altında, üç tane de sivil vardı. Bir iki tanesi de yolda kanlar içindeydi”
"SİLAH ARKADAŞLARIM ÖLDÜ"
“Kurtulan asker sürekli ağlıyor, ’Arkadaşlarım öldü’ diye bağırıyordu. Şok halindeydi. Yüzüne su attım, uzun süre kendine gelemedi. Şokun etkisiyle sürekli dehşet anını anlatıyordu: ’Her yerden mermiler yağıyordu. Önce şöforü vurdular. Sonra her yerden mermiler yağdı. Biz araçtan aşağı atlamaya çalıştık. Arkadaşlarım atlayamadı. Vuruldular. Ben dereye doğru kaçmaya başladım. Dere yatağındaki kanala saklandım. Silah sesleri hiç susmuyordu. Arkadaşlarımın bağırtılarını duyuyordum.’
Ağır yaralı sivil askerlerden bir tanesi de, elinde telefonla yardım çağırmaya çalışıyordu. Bana, ağır yaralı haldeyken ’155’i arar mısın’ diyordu. ’Ne olur ağabey çabuk ara, çok kan kaybediyorum’ diyordu. Göğsünden kanlar akıyordu. Biz hemen telefon ettik. Kısa süre sonra, jandarma iki zırhlı araçla olay yerine geldi. Saldırıya uğrayan askerlerimizi, gelen jandarmalarla birlikte, onların araçlarına taşıdık. Jandarma araçları dolunca, dört yaralı bir de yara almayan askerimizi bizim aracımıza aldık. Götürdüğümüz dört kişiden üçünün şehit düştüğünü duyduk.” Ayna, çok önemli bir ayrıntıya da dikkat çekti: “Biz baskın yerine yaklaşırken, o taraftan gelen kiremit renkli bir Renault 12 hızla yanımızdan geçip gitti. Olay yerinden geçtiği için saldırıya uğrayan aracı görmemesi imkansızdı.” 2’nci şoför Şerafettin Contay da olaydan çok etkilendiği anlattı: “Biz yaralıları alarak hızla hastaneye hareket ettik. Diğer askerler de saldırganların peşine düştü.”
TÜRKİYE AYAKTA
Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit olduğu, 3 askerin yaralandığı terörist saldırıyla ilgili tüm yurttan tepkiler yükseldi. Ünversiteler, sivil toplum örgütleri, sendikalar peş peşe kınama mesajları yayınladı, birçok ilde vatandaşlar sokağa döküldü. Hükümetin Kürt açılımına da tepkiler yağdı. Sivas Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mustafa Hızal, “Türk milleti olarak bizler daha fazla acı ve gözyaşı istemiyoruz. Kürt kardeşlerimizle birlikte bu çakal sürüleriyle mücadelemiz devam edecektir” dedi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Senatosu tarafından yapılan açıklamada, “Ülkemizi kaosa ve istikrarsızlığa sürüklemeye çalışan bu hain saldırıları düzenleyenleri, yurt içi ve yurt dışı destekçilerini lanetliyoruz” denildi. Erciyes Üniversitesi öğrencileri, de saldırıyı protesto etti. Öğrenci Konseyi Başkanı Mustafa Karakuş, “Artık konuşma zamanı değil haykırma zamanıdır. Haykıralım ki vatanımızda hain eller yok olsun” dedi.
"BAŞBAKAN YURT DIŞINDA GEZİYOR"
Cengiz Sarıbaş’ın cenaze törenine katılan binlerce kişi Kocasinan’daki evden camiye kadar yaklaşık 6 kilometre “Türkiye uyuma, şehidine sahip çık” sloganı atarak yürüdü. Şehiden ablası Gülcan Yanaşma, Erdoğan’ın taziyelerini bildiren Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu’ya “Başbakan yurtdışında geziyor. Askere sahip çıksaydı, kardeşim yaşıyor olurdu” siteminde bulundu. Anne Gülyaz Sarıbaş da, “Benim bir oğlum daha var. Gerekirse onu da şehit veririm. Ama Başbakan bu açılımdan vazgeçsin” dedi.
ŞEHİT BABASINDAN KÜRTÇE İSYAN
Şehit Yakup Mutlu, Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Örenkent köyünde toprağa verildi. Şehidin babası Kazım Mutlu, Türkçe’yi iyi bilmediği için derdini yetkililere Kürtçe anlattı: “Acım büyük, başka Yakuplar ölmesin. Bu savaşı durdursunlar. Yarın öbür gün başkasının oğlu da ölse aynıdır, farketmez. Bu Yakup’tur, öbür Yakup da aynıdır. Bunu durdurmak istiyoruz. Erdoğan’ın, Bahçeli’nin, Baykal’ın oğlu yok onların içinde. Mehmetciğin ne günahı var? Allah kabul etmesin. Ben istiyorum ki kan dökülmesin. Barış ve özgürlük istiyoruz” diye konuştu.
2 ŞÜPHELİ ARAÇ ARANIYOR
Tokat’ta saldırganları arama çalışmaları yoğunlaştırıldı. Olay günü bölgeden geçen araçlar güvenlik kamerası kayıtlarından incelemeye alındı. Bir akaryakıt istasyonundaki kayıtlar incelendi. Bir minibüsün olay günü 3 kez aynı bölgeden geçiş yapması dikkat çekti. Bir başka araç ise 34 plakalı Renault Megane marka bir otomobil oldu. Aracın plakasının sahte olduğu ortaya çıktı.
ŞEHİT ÇOCUKLARINDAN BABAYA SON ÖPÜCÜK
Uzman Çavuş Harun Arslanbay için memleketi Adana’nın Yumurtalık ilçesinde tören düzenlendi. Yumurtalık Merkez Camisi önünde toplanan ve ellerinde Türk bayrakları bulunan çok sayıda vatandaş, “Kahrolsun PKK”, “Askere uzanan eller kırılsın”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” şeklinde sloganlar atarak terörü kınadı. Tören alanında, fenalık geçiren şehidin eşi Demet Arslanbay, “Bir asker ölür, bin asker gelir” diyerek ağıt yaktı. Baba Hamdi Arslanbay, oğlunun fotoğrafını tutarak, “Sakın ağlamayın, ağlayıp da teröristleri sevindirmeyin” diye konuştu. Şehidin iki yaşındaki kızı Zehra Döndü ile altı aylık bebeği Zeynep Sevim de babalarının tabutuna dokunup, fotoğrafını öptü.
ŞEHİT BABASI: AÇILIM MAÇILIM İSTEMİYORUM
Fatih Yonca’nın cenaze töreninde ‘Demokratik açılım’a tepki vardı. Şehidin babası Bülent Yonca, “Açılım maçılım istemiyorum” diye bağırınca gerilim yükseldi. Kalabalıktan bir kişi de Başbakan Erdoğan’ın çelengindeki adını yırtıp yere attı. Polisler de yırtılan yazıyı parça parça toplayıp yapıştırıp tekrar çelenge iliştirdi. Bu arada Mustafa Kemal Üniversitesi, İskenderun Meslek Yüksekokulu’ndan mezunu olan şehit Fatih Yonca’nın adının okulun laboratuvarına verildiğini açıkladı.
“Tokat’a cenaze götürdüm. Sisten 2 metre önümü zor görüyordum. Delik deşik olmuş üzerinden dumanlar çıkan askeri aracı görünce durdum. Bir an ne olduğunu anlayamadım. Tatbikat sandm. Yerde yatan askerleri görünce durdum. Saldırıdan kurtulmuş bir asker ’Arkadaşlarım öldü. Her yerden mermi yağıyordu. Kurtarın onları’ diye bağırıyordu. O an sanki bütün vücudum buz kesti. Hemen otobüsten indik. Her yer kan gölüydü. Yerlerde boş mermi kovanları vardı. Bir uzman çavuş, kanlar içinde askeri aracın şoför koltuğuna doğru uzanmıştı. Şoför yerde, bir asker arkada, bir asker arabanın altında, üç tane de sivil vardı. Bir iki tanesi de yolda kanlar içindeydi”
"SİLAH ARKADAŞLARIM ÖLDÜ"
“Kurtulan asker sürekli ağlıyor, ’Arkadaşlarım öldü’ diye bağırıyordu. Şok halindeydi. Yüzüne su attım, uzun süre kendine gelemedi. Şokun etkisiyle sürekli dehşet anını anlatıyordu: ’Her yerden mermiler yağıyordu. Önce şöforü vurdular. Sonra her yerden mermiler yağdı. Biz araçtan aşağı atlamaya çalıştık. Arkadaşlarım atlayamadı. Vuruldular. Ben dereye doğru kaçmaya başladım. Dere yatağındaki kanala saklandım. Silah sesleri hiç susmuyordu. Arkadaşlarımın bağırtılarını duyuyordum.’
Ağır yaralı sivil askerlerden bir tanesi de, elinde telefonla yardım çağırmaya çalışıyordu. Bana, ağır yaralı haldeyken ’155’i arar mısın’ diyordu. ’Ne olur ağabey çabuk ara, çok kan kaybediyorum’ diyordu. Göğsünden kanlar akıyordu. Biz hemen telefon ettik. Kısa süre sonra, jandarma iki zırhlı araçla olay yerine geldi. Saldırıya uğrayan askerlerimizi, gelen jandarmalarla birlikte, onların araçlarına taşıdık. Jandarma araçları dolunca, dört yaralı bir de yara almayan askerimizi bizim aracımıza aldık. Götürdüğümüz dört kişiden üçünün şehit düştüğünü duyduk.” Ayna, çok önemli bir ayrıntıya da dikkat çekti: “Biz baskın yerine yaklaşırken, o taraftan gelen kiremit renkli bir Renault 12 hızla yanımızdan geçip gitti. Olay yerinden geçtiği için saldırıya uğrayan aracı görmemesi imkansızdı.” 2’nci şoför Şerafettin Contay da olaydan çok etkilendiği anlattı: “Biz yaralıları alarak hızla hastaneye hareket ettik. Diğer askerler de saldırganların peşine düştü.”
TÜRKİYE AYAKTA
Tokat’ın Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit olduğu, 3 askerin yaralandığı terörist saldırıyla ilgili tüm yurttan tepkiler yükseldi. Ünversiteler, sivil toplum örgütleri, sendikalar peş peşe kınama mesajları yayınladı, birçok ilde vatandaşlar sokağa döküldü. Hükümetin Kürt açılımına da tepkiler yağdı. Sivas Şehit Aileleri Derneği Başkanı Mustafa Hızal, “Türk milleti olarak bizler daha fazla acı ve gözyaşı istemiyoruz. Kürt kardeşlerimizle birlikte bu çakal sürüleriyle mücadelemiz devam edecektir” dedi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Senatosu tarafından yapılan açıklamada, “Ülkemizi kaosa ve istikrarsızlığa sürüklemeye çalışan bu hain saldırıları düzenleyenleri, yurt içi ve yurt dışı destekçilerini lanetliyoruz” denildi. Erciyes Üniversitesi öğrencileri, de saldırıyı protesto etti. Öğrenci Konseyi Başkanı Mustafa Karakuş, “Artık konuşma zamanı değil haykırma zamanıdır. Haykıralım ki vatanımızda hain eller yok olsun” dedi.
"BAŞBAKAN YURT DIŞINDA GEZİYOR"
Cengiz Sarıbaş’ın cenaze törenine katılan binlerce kişi Kocasinan’daki evden camiye kadar yaklaşık 6 kilometre “Türkiye uyuma, şehidine sahip çık” sloganı atarak yürüdü. Şehiden ablası Gülcan Yanaşma, Erdoğan’ın taziyelerini bildiren Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu’ya “Başbakan yurtdışında geziyor. Askere sahip çıksaydı, kardeşim yaşıyor olurdu” siteminde bulundu. Anne Gülyaz Sarıbaş da, “Benim bir oğlum daha var. Gerekirse onu da şehit veririm. Ama Başbakan bu açılımdan vazgeçsin” dedi.
ŞEHİT BABASINDAN KÜRTÇE İSYAN
Şehit Yakup Mutlu, Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Örenkent köyünde toprağa verildi. Şehidin babası Kazım Mutlu, Türkçe’yi iyi bilmediği için derdini yetkililere Kürtçe anlattı: “Acım büyük, başka Yakuplar ölmesin. Bu savaşı durdursunlar. Yarın öbür gün başkasının oğlu da ölse aynıdır, farketmez. Bu Yakup’tur, öbür Yakup da aynıdır. Bunu durdurmak istiyoruz. Erdoğan’ın, Bahçeli’nin, Baykal’ın oğlu yok onların içinde. Mehmetciğin ne günahı var? Allah kabul etmesin. Ben istiyorum ki kan dökülmesin. Barış ve özgürlük istiyoruz” diye konuştu.
2 ŞÜPHELİ ARAÇ ARANIYOR
Tokat’ta saldırganları arama çalışmaları yoğunlaştırıldı. Olay günü bölgeden geçen araçlar güvenlik kamerası kayıtlarından incelemeye alındı. Bir akaryakıt istasyonundaki kayıtlar incelendi. Bir minibüsün olay günü 3 kez aynı bölgeden geçiş yapması dikkat çekti. Bir başka araç ise 34 plakalı Renault Megane marka bir otomobil oldu. Aracın plakasının sahte olduğu ortaya çıktı.
ŞEHİT ÇOCUKLARINDAN BABAYA SON ÖPÜCÜK
Uzman Çavuş Harun Arslanbay için memleketi Adana’nın Yumurtalık ilçesinde tören düzenlendi. Yumurtalık Merkez Camisi önünde toplanan ve ellerinde Türk bayrakları bulunan çok sayıda vatandaş, “Kahrolsun PKK”, “Askere uzanan eller kırılsın”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” şeklinde sloganlar atarak terörü kınadı. Tören alanında, fenalık geçiren şehidin eşi Demet Arslanbay, “Bir asker ölür, bin asker gelir” diyerek ağıt yaktı. Baba Hamdi Arslanbay, oğlunun fotoğrafını tutarak, “Sakın ağlamayın, ağlayıp da teröristleri sevindirmeyin” diye konuştu. Şehidin iki yaşındaki kızı Zehra Döndü ile altı aylık bebeği Zeynep Sevim de babalarının tabutuna dokunup, fotoğrafını öptü.
ŞEHİT BABASI: AÇILIM MAÇILIM İSTEMİYORUM
Fatih Yonca’nın cenaze töreninde ‘Demokratik açılım’a tepki vardı. Şehidin babası Bülent Yonca, “Açılım maçılım istemiyorum” diye bağırınca gerilim yükseldi. Kalabalıktan bir kişi de Başbakan Erdoğan’ın çelengindeki adını yırtıp yere attı. Polisler de yırtılan yazıyı parça parça toplayıp yapıştırıp tekrar çelenge iliştirdi. Bu arada Mustafa Kemal Üniversitesi, İskenderun Meslek Yüksekokulu’ndan mezunu olan şehit Fatih Yonca’nın adının okulun laboratuvarına verildiğini açıkladı.