8 Eylül'de Ne Olacak?
CHP`de beklenen “mutlak butlan” kararının çıkmamasıyla birlikte tartışmalar yeni bir boyut kazandı. Mahkemenin 8 Eylül`e erteleme kararı vermesi, yalnızca süreci uzatmadı; aynı zamanda parti içi hesaplaşmaların da fitilini yeniden ateşledi. Dikkat çekici bir detay ise bu tarihin CHP`nin kuruluş yıl dönümünden yalnızca bir gün öncesine denk geliyor olması. Tesadüf mü, tevafuk mu bilinmez ama siyasette tarihler bazen sembolik anlamlar taşır.
Kılıçdaroğlu`nun geri dönüşü tartışılırken, partide yeni bir hava esmeye başladı. Mahkeme kararının gecikmesiyle birlikte bazı gazeteciler, artık bu gündemden çıkılması gerektiğini ve CHP`nin kendi politik gündemine dönmesi gerektiğini savunmaya başladı. Hatta Şaban Sevinç`in iddialarına göre, Kılıçdaroğlu`na yakın isimlerin partiden ihraç edilmesi bile gündemde. Eğer bu iddialar gerçek çıkarsa, CHP içinde çok daha sert bir iç hesaplaşmanın yaşanacağını söylemek zor değil.
Nefes Gazetesi`nin manşeti ise bu tartışmalara yeni bir boyut ekledi. “CHP sadece Ekrem İmamoğlu`nu konuşmaktan sıyrılmalı” şeklindeki çıkış, sanki doğrudan parti yönetimine bir mesaj niteliğindeydi. Üstelik bu manşet, Ekrem İmamoğlu`na yakın bir yayın organında yer aldı. Özgür Özel`in de fotoğrafıyla verilen haber, CHP tabanından gelen bir uyarı gibiydi: Gündem sadece liderlik yarışı olmamalı, gerçek politika üretimi başlamalı.

Gerçekten de muhalefetin sadece Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürümesi artık yetmiyor. Halk çözüm bekliyor. Ekonomi, dış politika, güvenlik… CHP bu alanlarda ne düşünüyor, ne öneriyor? Bilinmiyor. Sadece “iktidar kötü yönetiyor” demek yeterli değil. Bu noktada, CHP'nin artık “ne yapmalı” sorusuna somut yanıtlar vermesi gerekiyor. Aksi takdirde bu iç kısır döngü, seçmeni yormaya ve uzaklaştırmaya devam edecektir.
Kemal Kılıçdaroğlu cephesinde ise enteresan bir gelişme yaşandı. Kılıçdaroğlu`nun sosyal medya paylaşımında “bana hakaret eden gençlere hakkımı helal ediyorum” demesi, bir yandan nezaket örneği olarak görülse de, bir yandan da partisinden gördüğü vefasızlığı ima ediyor olabilir. 2023 seçimlerinde kendisine “pirom, dedem” diye hitap edenlerin bugün ev adresini paylaşacak noktaya gelmiş olması, CHP içindeki çelişkileri açıkça gözler önüne seriyor.

Tüm bu yaşananlar, 2018 seçimlerinde Muharrem İnce`ye yapılanlara benziyor. İnce önce parlatıldı, ardından linç edildi. Kılıçdaroğlu için de benzer bir döngü işliyor. Peki, aynı senaryo yarın Özgür Özel ya da Ekrem İmamoğlu için devreye girerse kim şaşırır?
Muharrem İnce meselesi de ayrı bir muamma. Eğer Eylül ayında “mutlak butlan” kararı çıkarsa ve Kılıçdaroğlu partiye dönerse, İnce hangi pozisyonda olacak? Yeniden CHP`ye mi katılacak, Kemal Bey`le mi hareket edecek yoksa Özgür Özel ve İmamoğlu ile Memleket Partisi`ni mi büyütecek? Bu sorular şu an cevapsız, ama bir gerçek var: Muharrem İnce artık “beni dışladılar” kartını oynayacak krediyi tüketmiş durumda.

CHP, bugün geldiği noktada artık iç çekişmeleri aşmak ve Türkiye'nin gerçek gündemine yönelmek zorundadır. Aksi takdirde, kendi tabanını da yitirecek, umut dağılacaktır.
Yazarın Önceki Yazısı
ODA TV DOSYASI BÖLÜM 1
ODA TV DOSYASI BÖLÜM 1
Yazarın Sonraki Yazısı
CHP’de Kaynayan Kazan, Sönmeyen Yangın
CHP’de Kaynayan Kazan, Sönmeyen Yangın