Kış Kapıda, Serumu Unutun!
Prof. Dr. Oytun Erbaş | Hayatta Her Şey Var
Kış mevsimi yaklaştığında herkesin telaşı aynı: “Hocam grip olacağız, serum taktıralım mı?”, “Bağışıklık sistemi için atom karışımı içelim mi?”
Sanki her yıl aynı filmi tekrar tekrar izliyoruz.
İnsan bedeni öyle bir sistemdir ki, onu dinlemeyi bilirseniz zaten kendi ilacını üretir.
Ama biz, sabırsızlıkla her şeyi dışarıdan takviye etmeye çalışıyoruz.
Oysa çoğu zaman vücudu zorlayarak kendi savunmasını baltalıyoruz.
Benler: Vücudun Sessiz Habercileri
Ben deyince çoğumuzun aklına estetik gelir; kimisi için güzellik unsuru, kimisi için endişe kaynağı.
Ama ben, vücudun bir nevi “hücre haritasıdır.”
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla ortaya çıkar.
Bunların büyük çoğunluğu zararsızdır, ama bazıları “haberci” gibidir:
Hızla büyüyen, şekli bozulan, kenarları düzensizleşen, renk değiştiren benler varsa, bu cilt kanserinin habercisi olabilir.
Özellikle açık tenliler, güneşte çok kalanlar ve ailesinde cilt kanseri öyküsü olanlar daha dikkatli olmalı.
Her yıl bir kez dermatoloğa gidip vücuttaki benleri kontrol ettirmek, erken teşhisin en basit ama en etkili yoludur.
Virüsler ve Vücudun Savaş Mekanizması
Grip, nezle, influenza, RSV...
Havalar soğudu mu bu dörtlü hemen sahneye çıkar.
İlk gün hiçbir belirti yoktur, sadece halsizlik hissedersiniz.
Çünkü virüs vücuda yeni girmiştir ve bağışıklık sistemi onu henüz tanımıyordur.
İkinci gün savaş başlar.
Bağışıklık sistemi, virüsün protein yapılarını tanır, antikor üretmeye başlar.
Bu süreçte ateşiniz çıkar, kaslarınız ağrır, halsizlik baş gösterir.
Bu belirtiler aslında vücudun “savunma reaksiyonudur.”
Yani o sırada siz hasta değil, aslında “iyileşme sürecindesiniz.”
Ateş vücudu yakmaz, mikrobu yakar.
O yüzden her ateşte hemen “ateş düşürücü”ye sarılmak yerine, doktor kontrolünde vücudun bu doğal mücadelesine izin vermek gerekir.
Sarı Serum ve Vitamin Kokteyli Gerçeği
Son yılların modası: Damar yoluyla vitamin almak.
Kimisi adına “atom” diyor, kimisi “bağışıklık serumu.”
Gerçekte bu uygulamaların çoğunun bilimsel bir temeli yok.
Vücut, vitaminleri ağızdan alındığında bağırsaklar aracılığıyla emer.
Ne kadar ihtiyacı varsa o kadar depolar, fazlasını idrarla atar.
Ama siz doğrudan damardan yüksek doz vitamin verirseniz, bu dengeyi bozarsınız.
Bazı kişilerde bu serumlar ciddi alerjik reaksiyonlara, hatta anafilaksiye yol açabilir.
Üstelik kısa süreli bir enerji hissi yaratsa da, uzun vadede karaciğer ve böbrek yükünü artırır.
Benim tavsiyem çok basit:
Gerçek vitamin, gerçek besinden alınır.
Portakal, nar, mandalina, yeşil sebzeler, tam tahıllar…
Bunlar vücudun en doğal “atom”udur.
Unutmayın, insan vücudu milyonlarca yıldır kendi vitaminini üretmeyi biliyor.
Bizim tek yapmamız gereken şey ona fırsat vermek.
Bitkisel Karışımlar: Fayda mı, Zarar mı?
“Armudun sapı, üzümün çöpü” deyip geçmeyin.
Doğadaki her bitkinin bir görevi vardır.
Zencefil, antioksidandır. Tarçın kan şekerini düzenler. Karanfil mikrop kırıcıdır.
Ama bunların hepsini bir tencereye doldurup kaynatmak “doğallık” değil, “kimyasal bombardıman” olur.
Bitkiler de ilaç gibidir.
Dozunda alınmazsa, faydadan çok zarar verir.
Birçok karışım mide asidini artırır, bazıları da karaciğer enzimlerini bozar.
Benim tavsiyem:
Bir bitkiyi kullanacaksanız, tek başına ve kısa süreli kullanın.
“Fazla vitamin, fazla şifa” mantığı her zaman yanlış sonuç verir.
Elma Çekirdeği ve Siyanür Uyarısı
Evet, elma çekirdeğinde siyanür bulunur.
Bu bilgi ilk duyulduğunda herkes şaşırır, ama doğrudur.
Elma çekirdeğindeki amigdalin adlı madde, vücutta siyanüre dönüşür.
Bir iki çekirdek zararsızdır; ama onlarca elma çekirdeği yerseniz, vücutta siyanür birikir ve hücre solunumunu bozar.
Yani doğadaki her şey faydalıdır ama kararında.
Bunu unutursak, en doğal şey bile zarara dönüşür.
Kan Grupları: Kişilik ve Hastalık Eğilimi
Bilimsel olarak kan gruplarının sadece kan naklinde işe yaradığını düşünürüz.
Ama bazı genetik özelliklerle bağlantıları da vardır.
0 (Sıfır) Grubu: Genellikle dışa dönük, enerjik, lider ruhludur. Ancak mide asiditesi yüksektir, gastrite yatkındır.
A Grubu: Sakin, içe kapanık ve planlıdır. Fakat stresle başa çıkmakta zorlanır, mide-bağırsak sistemi hassastır.
B Grubu: Özgür ruhludur, yenilikçidir. Ancak enfeksiyonlara daha açık olabilir.
AB Grubu: İki grubun karışımıdır. Hem duygusal hem de mantıklıdır ama bağışıklık tepkileri karmaşık olabilir.
Yani kan grubunuz sadece kanınız değil, karakterinizin de bir parçasıdır.
Gripten Korunmanın Gerçek Yolu
Kış aylarında en büyük risk kalabalık ve kapalı ortamlardır.
Otobüs, metro, asansör gibi yerlerde virüsler kolayca yayılır.
Kendinizi korumanın yolu aslında basittir:
Kalabalıklardan mümkünse uzak durun.
Ellerinizle yüzünüze dokunmayın.
Gün içinde sık sık el yıkayın.
Bol su için, çünkü mukozaları nemli tutmak virüsün girişini zorlaştırır.
Yeterince uyuyun, çünkü bağışıklık uykuda güçlenir.
Ses tellerinizi koruyun; bağırarak konuşmak gırtlak zarını tahriş eder ve mikroplara kapı açar.
Tüm bunları yaparsanız, ne sarı serum ne atom karışımına ihtiyacınız kalır.
En Güçlü İlaç, Doğal Bağışıklık
İnsan bedeni, milyonlarca yıldır evrimleşen en gelişmiş savunma sistemidir.
Ona güvenmeyi, onunla iş birliği yapmayı öğrenmeliyiz.
Her ağrı, her ateş bir mesajdır.
O mesajı bastırmak değil, anlamak gerekir.
Kış boyunca en iyi ilaç; dengeli beslenme, kaliteli uyku, temiz hava ve moraldir.
Çünkü hiçbir serum, hiçbir tablet sağlıklı bir yaşam alışkanlığının yerini tutmaz.
Unutmayın:
“Vücudunuzun doktoru sizsiniz. Dinlemeyi bilirseniz, o zaten size neye ihtiyacı olduğunu söyler.”

Yasal Sorumluluk
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları ve yorumlar yazarların kendi görüşleridir.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Yazarın Önceki Yazısı
KAN GRUBUN KİMSİNİ ELE VERİYOR!
KAN GRUBUN KİMSİNİ ELE VERİYOR!
Yazarın Sonraki Yazısı
Evimizdeki Tehlike: Ağrı Kesici
Evimizdeki Tehlike: Ağrı Kesici

