Bakanlık tarih vererek duyurdu: 3 Kasım'da İstanbul'da...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2021 sonuna kadar 81 ilde de "il afet risk azaltma planları"nın tamamının oluşacağını açıkladı. Ayrıca Soylu, 3 Kasım'da İstanbul'da toplanma alanlarına ilişkin tahliye plan tatbikatı yapılacağını söyledi.

Bakanlık tarih vererek duyurdu: 3 Kasım'da İstanbul'da...
Bakanlık tarih vererek duyurdu: 3 Kasım'da İstanbul'da...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlenen Afet ve Acil Durum Kurulu 2020 Yılı 1. Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kurulun ülkeye, millete, afet anında ve sonrasında yapılacaklara katkı sağlamasını diledi.

Toplantının 23 Ekim 2011'de meydana gelen Van depreminin 9'uncu yılında yapıldığına işaret eden Soylu, 'Toplantımızı bugüne denk getirerek hem bir farkındalık oluşturmak hem kaybettiğimiz canları yad etmek, insanlarımızı anmak hem de kendimize ve toplumumuza bir mesaj vermek istedik. Bu vesileyle hem Van depreminde hem de ülkemizde bugüne kadar meydana gelen tüm afetlerde hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.' diye konuştu.

Soylu, kurulun adının önceden 'Afet ve Acil Durum Danışma Kurulu' olduğunu ve 13 Temmuz'da toplandığını hatırlatarak, şu bilgileri verdi:

'Burada uzman ve akademisyen ağırlıklı bir yapı söz konusuydu ancak bu kurulun etkinliğini artırmak, danışma ve politika önerisi yapmanın ötesinde uygulama elini de güçlendirmek maksadıyla, Cumhurbaşkanımızın yönlendirme ve talimatlarıyla danışma kurulu feshedilmiş, onun yerine bakan yardımcılarımızla takviye edilerek 'Afet ve Acil Durum Kurulu' adıyla yeni bir kurul oluşturulmuştur.'

Önceki kurulun teknik ve bilimsel yapısının bozulmamasına dikkat edildiğini vurgulayan Soylu, bu kapsamda, uzmanlar ve akademisyenlerin kurulda yer almaya devam ettiğini dile getirdi.

Soylu, afet konusunda milat kabul ettikleri 17 Ağustos 1999 depreminden bugüne kadar Türkiye'nin gerek afet müdahale kapasitesi gerekse afetin bütüncül yönetimi konusunda büyük mesafe katettiğini belirterek, şöyle devam etti:

'Bugünün Türkiyesi, afet yönetimini, afet öncesi, afet anı müdahale ve afet sonrası iyileştirme olarak ele alabilen, AFAD çatısı altında, müdahale ve teknik kapasitesini dünya standartlarına çıkarmış, Avrupa'nın en büyük ikinci deprem gözlem ağına sahip olmuş, ülkenin her yerinde lojistik depoları, müdahale ekipleri olan, afet yönetimiyle ilgili dijital altyapı sistemlerine sahip, hızlı müdahale imkan ve pratiğini elde etmiş, müdahale planlarına, strateji belgelerine sahip, risk azaltma plan ve çalışmalarını sürdüren, sadece ülke içinde değil, sınırlarımızın dışında da pek çok trajediye el uzatabilen bir noktaya evrilmiştir.'

Afet konusunda tehdit ve güvenlik arasındaki makasın her geçen gün biraz daha kapatıldığını söyleyen Soylu, 'Bunlardan birisi afetlere hazırlık durumudur. Bu amaçla geçtiğimiz yılın 6'ncı ayıyla bu yılın 6'ncı ayı arasını afetlere hazırlık yılı ilan etmiştik. Bu hazırlık hem toplumsal afet refleksi oluşturmayı kapsıyor hem de afet öncesinde yıkılmayan şehirler ve binalar üretmeyi, bunu bir zihniyet olarak yerleştirmeyi kapsıyor.' dedi.

Soylu, Şili'nin, 1960'ta yaşanan 9,5 şiddetindeki depremden sonra büyük bir dönüşümü başardığına ve adeta depremden yıkılmayan bir ülke inşa ettiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

'2010 yılında Şili ve Haiti'de depremler oldu. Şili'deki 8,8, Haiti'deki 7,4 şiddetindeydi ve Şili depremi, Haiti depreminden 15 kat daha büyüktü. Buna rağmen Şili'de can kaybı 800, Haiti'de ise 240 bin olarak gerçekleşti. Dolayısıyla tüm bu çalışmaların gelip yaslandığı noktalardan birisi, insanlarımızın afet davranışı yani afet refleksimiz, ikincisi de sağlam binalar, mekanlar inşa etmek, sağlam olmayanları da dönüştürebilmektir.'

'400'ÜN ÜZERİNDE TOPLANTI YAPILDI'
Elazığ depreminde yıkılan veya ağır hasar gören binaların yüzde 60'ı ile 2011'deki Van depreminde ağır hasar gören binaların yüzde 61'inin 1990-2000 yıllarında yapılanlar olduğunu kaydeden Soylu, binaların yaşının yanı sıra mühendislik kalitesinin de risk oluşturabildiğine işaret etti.

Soylu, Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde çalışma grupları oluşturulduğunu ve toplantılar düzenlendiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

'İstanbul'daki koordinasyon toplantılarına seri olarak bizzat katılıyorum. 400'ün üzerinde toplantı yapıldı, 26 çalışma grubunda. Ana toplantıların hepsine arkadaşlarımızla birlikte iştirak ettim. İki muradımız vardı. Birincisi çalışma gruplarının çalışmalarını yerinde dinlemek ve tespit etmek, ikincisi İstanbul ölçeğinde aldığımız tedbirlerin diğer illere yönelik uygulama pratiğini geliştirebilmek. Hem İstanbul pratiğini geliştiriyoruz hem de bunları diğer vilayetlere örnekleyerek yolumuza devam ediyoruz.'

Bu toplantıların kurumların iletişimi ve koordinasyonu noktasında büyük faydalarını gördüklerini dile getiren Soylu, 'Elazığ Malatya depreminde, Bingöl Karlıova depreminde, Giresun sel afetinde hep beraber bunların faydalarını gördük. Oluşturduğumuz masaların birbiriyle konuşması, eksiklerin anında giderilmesi, devletin her afette acil ve doğru müdahale kabiliyetini hep beraber yaşadık, milletimiz de bunu gördü.' ifadelerini kullandı.

Soylu, afet yönetimi, koordinasyon ve iletişim konusunda hiç kimseye kapılarının kapalı olmadığını vurgulayarak, 'Dolayısıyla bu toplantıların, gerek İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz koordinasyon toplantılarının gerek Türkiye çapında Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz toplantıların gerekse burada gerçekleştirmekte olduğumuz ve gelecekte yapacağımız Afet ve Acil Durum Kurulu toplantımızın ana çıktılarından birisi kurumlar arası iletişim ve koordinasyonu üst düzeyde tesis etmek, afet refleksini bireyler seviyesinde oluşturacağımız gibi kurumlar seviyesinde de oluşturmak olmalıdır.' dedi.

Afetlere hazırlık noktasında bina dönüşümleri sağlıklı yapıldığında, yıkım ve bunun getirdiği can kayıplarının en aza indirileceğine işaret eden Soylu, yaşanan yıkım sonrasındaki durumu yönetmenin de önemini vurguladı.

Bu toplantıların kurumların iletişimi ve koordinasyonu noktasında büyük faydalarını gördüklerini dile getiren Soylu, 'Elazığ Malatya depreminde, Bingöl Karlıova depreminde, Giresun sel afetinde hep beraber bunların faydalarını gördük. Oluşturduğumuz masaların birbiriyle konuşması, eksiklerin anında giderilmesi, devletin her afette acil ve doğru müdahale kabiliyetini hep beraber yaşadık, milletimiz de bunu gördü.' ifadelerini kullandı.

Soylu, afet yönetimi, koordinasyon ve iletişim konusunda hiç kimseye kapılarının kapalı olmadığını vurgulayarak, 'Dolayısıyla bu toplantıların, gerek İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz koordinasyon toplantılarının gerek Türkiye çapında Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz toplantıların gerekse burada gerçekleştirmekte olduğumuz ve gelecekte yapacağımız Afet ve Acil Durum Kurulu toplantımızın ana çıktılarından birisi kurumlar arası iletişim ve koordinasyonu üst düzeyde tesis etmek, afet refleksini bireyler seviyesinde oluşturacağımız gibi kurumlar seviyesinde de oluşturmak olmalıdır.' dedi.

Afetlere hazırlık noktasında bina dönüşümleri sağlıklı yapıldığında, yıkım ve bunun getirdiği can kayıplarının en aza indirileceğine işaret eden Soylu, yaşanan yıkım sonrasındaki durumu yönetmenin de önemini vurguladı.