Diyarbakır Valiliği'ndeki Gerginlikte Başkan Baydemir, Polise Hakaret Etti
'Cezaevlerindeki açlık grevlerine destek' için Diyarbakır’da miting yapmak isteyen BDP'ye, Valilik tarafından izin verilmeyince BDP milletvekilleri önce Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ile görüşmeye gitti.
Vali ile görüşemeyen milletvekilleri ardından vilayet binasında açıklama yapmak istedi. Polis tarafından engellenen BDP'liler açıklama yapmakta ısrar edince, polisle BDP yöneticileri arasında arbede çıktı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir, arbede de bir partilinin burnunun kanaması üzerine polislere 'Allah belanızı versin, Allah sizi yok etsin, şerefsizler' diye hakaret etti.Diyarbakır Valiliği tarafından BDP’nin mitinginin yasaklanması şehirde olayların çıkmasına neden oldu. Emniyet, olayları önlemek için Batıkent ve Valilik binası çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Diyarbakır’da Konya ve Trabzon’dan takviye kuvvetler sevk edildi. Mitinge izin verilmemesinden ötürü BDP’li milletvekilleri Turgut Özal Caddesi’nin ortasında oturma eyleme gerçekleştirildi.
Trafiğin kısa süreli tıkanmasından sonra BDP’li milletvekillerinin yol kenarına geçmesi ile trafik yeniden normal akışına döndü. Burada açıklama yapılması beklenirken, BDP’li vekiller, otomobillerine binerek, Valilik binasına görüşmeye gitti. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri Altan Tan, Nursel Aydoğan, Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve ilçe belediye başkanlarının da içinde bulunduğu grup Diyarbakır Valiliği bahçesine girerek Vali Mustafa Toprak ile görüşmek istedi. Buna izin verilmeyince BDP’li milletvekillerinin, Valilik'in merdivenlerinde basın açıklaması yapmasına güvenlik güçleri izin vermeyince kısa süreli gerginlik yaşandı. BDP’liler ısrarla Valilik içkapısı önünde açıklama yapmak isteyince, gazetecilerde Valilik sınırları içine alınmadı. Bu esnada Valilik avlusunda polisler ile BDP yöneticilerinden Hüseyin Bardakçı arasında arbede çıktı. Bardakçı’nın burnundan yaralandığını gören Osman Baydemir, çılgına dönerek, polislere 'Allah belanızı versin, Allah sizi yok etsin, şerefsizler.' şeklinde hakarette bulundu. Yaşanan olaylar sonrasında Valilik avlusunda açıklama yapmaktan vazgeçen BDP’li vekiller, dışarıya çıkarak basın mensuplarına açıklamada bulundu. Diyarbakır Valiliği önünde toplanan BDP’li vekiller adına açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cezaevlerindeki açlık grevlerine çözüm aradıklarını söyledi.
Bunun için miting, yürüyüş yaptıklarını ifade eden Demirtaş, hükümet nezdinde görüşmeler yaptıklarını, ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini dile getirdi. Ölüm oruçlarının kötü sonuçlara ulaşmaması ve Kürt sorununun çözümü için herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini belirten Demirtaş, “Bir defa bu kadar gerimli bir ortama rağmen biz sağduyuyu elden bırakmamaya gayret ediyoruz. Bizim insanları kaybetme gibi bir lüksümüz olamaz. Kimliği, düşüncesi, üniforması ne olursa olsun biz bu ölümleri durdurmak zorundayız. Bizler siyasetçiler olarak çözüm noktasında atılacak her doğru adımı canı gönülden destekleyeceğiz.”şeklinde konuştu.
Atılacak pozitif adımlara karşın BDP’liler olarak kendilerinin de adım atacağını kaydeden Demirtaş, herkesin çözüme endekslenmesi gerektiğini dile getirerek, “Talepler konusunda hükümetin daha esnek olması lazım. Söz konusu talepler yasa dışı hukuk dışı talepler değil. Bunların hayata geçirilmesinin formülleri vardır. Bu formülleri hep birlikte tartışabiliriz. Hangi zamanda adımları birlikte nasıl atacağımızı kararlaştırabiliriz.” dedi.
Demirtaş, açlık grevleri ile ilgi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üslubunu değiştirmesi gerektiğinin altını çizdi.Ortada 100 yıllık bir sorunun olduğunu belirten Demirtaş, sorunları çözebilmenin yolunun ise müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu ifade etti.
Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ciddi bir sorun var. Bu sorunu çözebilmenin en etkili yolu olan müzakereler tıkandığı için bütün bu gerilimler bütün bu çatışmalar ölümler yaşanıyor. Bunu durdurabilmenin yolu yine tıkanmış olan müzakerelerin başlayabileceği zemini oluşturabilmek.”Cezaevlerinde açlık grevi yapan mahkumları ‘siyasetçi’ olarak nitelendiren Demirtaş, halkı açlık grevlerinin etrafından kenetlenmeye davet etti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in çabalarını gördüklerini ifade eden Demirtaş, “Adalet Bakanı çaba sarf ediyor. Çabalarını görmezlikten gelmiyoruz. Ama yeterli olmadığı ortada. Başbakanın ve kabinenin bir bütün olarak bu meseleye ciddi yaklaşması lazım. Kimse bizlerde dâhil hiçbirimiz bu meseleye siyasi istimrar meselesi olarak yaklaşmadık.”
Trafiğin kısa süreli tıkanmasından sonra BDP’li milletvekillerinin yol kenarına geçmesi ile trafik yeniden normal akışına döndü. Burada açıklama yapılması beklenirken, BDP’li vekiller, otomobillerine binerek, Valilik binasına görüşmeye gitti. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri Altan Tan, Nursel Aydoğan, Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve ilçe belediye başkanlarının da içinde bulunduğu grup Diyarbakır Valiliği bahçesine girerek Vali Mustafa Toprak ile görüşmek istedi. Buna izin verilmeyince BDP’li milletvekillerinin, Valilik'in merdivenlerinde basın açıklaması yapmasına güvenlik güçleri izin vermeyince kısa süreli gerginlik yaşandı. BDP’liler ısrarla Valilik içkapısı önünde açıklama yapmak isteyince, gazetecilerde Valilik sınırları içine alınmadı. Bu esnada Valilik avlusunda polisler ile BDP yöneticilerinden Hüseyin Bardakçı arasında arbede çıktı. Bardakçı’nın burnundan yaralandığını gören Osman Baydemir, çılgına dönerek, polislere 'Allah belanızı versin, Allah sizi yok etsin, şerefsizler.' şeklinde hakarette bulundu. Yaşanan olaylar sonrasında Valilik avlusunda açıklama yapmaktan vazgeçen BDP’li vekiller, dışarıya çıkarak basın mensuplarına açıklamada bulundu. Diyarbakır Valiliği önünde toplanan BDP’li vekiller adına açıklama yapan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, cezaevlerindeki açlık grevlerine çözüm aradıklarını söyledi.
Bunun için miting, yürüyüş yaptıklarını ifade eden Demirtaş, hükümet nezdinde görüşmeler yaptıklarını, ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini dile getirdi. Ölüm oruçlarının kötü sonuçlara ulaşmaması ve Kürt sorununun çözümü için herkesin elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini belirten Demirtaş, “Bir defa bu kadar gerimli bir ortama rağmen biz sağduyuyu elden bırakmamaya gayret ediyoruz. Bizim insanları kaybetme gibi bir lüksümüz olamaz. Kimliği, düşüncesi, üniforması ne olursa olsun biz bu ölümleri durdurmak zorundayız. Bizler siyasetçiler olarak çözüm noktasında atılacak her doğru adımı canı gönülden destekleyeceğiz.”şeklinde konuştu.
Atılacak pozitif adımlara karşın BDP’liler olarak kendilerinin de adım atacağını kaydeden Demirtaş, herkesin çözüme endekslenmesi gerektiğini dile getirerek, “Talepler konusunda hükümetin daha esnek olması lazım. Söz konusu talepler yasa dışı hukuk dışı talepler değil. Bunların hayata geçirilmesinin formülleri vardır. Bu formülleri hep birlikte tartışabiliriz. Hangi zamanda adımları birlikte nasıl atacağımızı kararlaştırabiliriz.” dedi.
Demirtaş, açlık grevleri ile ilgi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üslubunu değiştirmesi gerektiğinin altını çizdi.Ortada 100 yıllık bir sorunun olduğunu belirten Demirtaş, sorunları çözebilmenin yolunun ise müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu ifade etti.
Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ciddi bir sorun var. Bu sorunu çözebilmenin en etkili yolu olan müzakereler tıkandığı için bütün bu gerilimler bütün bu çatışmalar ölümler yaşanıyor. Bunu durdurabilmenin yolu yine tıkanmış olan müzakerelerin başlayabileceği zemini oluşturabilmek.”Cezaevlerinde açlık grevi yapan mahkumları ‘siyasetçi’ olarak nitelendiren Demirtaş, halkı açlık grevlerinin etrafından kenetlenmeye davet etti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in çabalarını gördüklerini ifade eden Demirtaş, “Adalet Bakanı çaba sarf ediyor. Çabalarını görmezlikten gelmiyoruz. Ama yeterli olmadığı ortada. Başbakanın ve kabinenin bir bütün olarak bu meseleye ciddi yaklaşması lazım. Kimse bizlerde dâhil hiçbirimiz bu meseleye siyasi istimrar meselesi olarak yaklaşmadık.”