2023'e Doğru Özel Ekonomi Bölgeleri Çalıştayı (1)
Ekonomi Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Serbest Bölgeler Meclisi tarafından düzenlenen `2023`e Doğru Özel Ekonomi Bölgeleri Çalıştayı` Gaziantep`te başladı.
Dedeman Otel`de gerçekleştirilen çalıştayın açılışında konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye`nin ekonomik gelişimini anlattı. Dünyanın içerisinde bulunduğu ekonomik ortamın eskisi gibi olmadığını kaydeden Çağlayan, rekabet yarışının gün geçtikçe daha zor hale geldiğini vurguladı. Pasta küçüldükçe paylaşan sayısının arttığına işaret eden Çağlayan, Türkiye`nin dünya ekonomisinde söz sahibi konumuna geldiğini, tüm dünyayı izleyen ve gözleyen bir yapıya ulaştığını vurgulayarak, artık ülkenin yenikonsept değişikliğine gittiğini ifade etti.
2023 için koydukları hedefleri hatırlatan Bakan Çağlayan, "Türkiye`nin dünya ekonomi sıralamasındaki yerini yükseltmek, demokratik hak ve kişisel özgürlüklerin en fazla yaygınlaştığı bir ortam oluşturmak, kişi başına düşen gelirin 25 bin dolar seviyesini geçtiği, insanca bir yaşam ortamı ve dünyanın ilk 10`da oynayan bir ülkesi olmak, ihracat odaklı büyüme stratejisi geliştirmek gibi iddialı hedefleri koyduk. Bunları bal gibi başarırız. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" dedi.
Küresel krizin dünyanın gelişmiş ülkelerinin rolünü ortaya çıkardığını, Rusya, Çin Hindistan, Brezilya ve Türkiye`nin artık dünya ekonomisinde söz sahibi olacağını anlatan Bakan Çağlayan, "Dünyanın ekonomi ekseni bu ülkelerden olacak. 700 milyondan fazla insan düşük gelir seviyesinden orta gelir seviyesine yükselecek. Kendimizi yeniden keşfetmeye başladık. Şimdi hedefi olan ve bu hedefe bilinçli şekilde yürüyen bir yol haritası ve stratejisi olan bir Türkiye var" dedi
Bakan Çağlayan, "Suriye, Mısır, Tunus gibi ülkelerde yaşanan sıkıntıya rağmen, Türk ihracatının yüzde 20 artması, son 12 aylık ihracatının 134 milyar dolar olması işte Türkiye`nin bu konudaki en büyük gücüdür. 88 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu rakamla tanıştı. 134 milyar doları inşallah bu yıl sonuna kadar 135 milyar dolara çıkartacağımızı ümit ediyorum" ifadelerini kullandı
"TÜRKİYE`YE HASTA DİYENLER, YATAĞA DÜŞTÜ" Türkiye`nin bankacılıkta bugün dünyanın bankacılık sisteminden 2 kat büyük değerlere sahip olduğunu ifade eden Bakan Çağlayan, şöyle devam etti: "Düne kadar Türkiye`ye hasta diyenler, şu anda yatağa düşmüş durumdalar. Allah onlara acil şifalar versin. Türkiye böylesi bir küresel krizden hükümetiyle, ekonomi koordinasyon kurulundaki çalışmalarıyla, işadamlarıyla, ihracatçısıyla bu başarıyı elde etti. Biz diyoruz ki bu yetmez. Daha ileriye gitmeliyiz. Türkiye artık rol model olmuştur. Bu başarı parmakla gösteriliyor. Her güzelin bir kusuru var, ne yapalım. Böylesine güzel Türkiye`mizin de bir kusuru cari açık meselesidir. Evelallah onun da belinikıracağız. Biz bunu yapacak akla, güce ve zekaya sahibiz." SURİYE KONUSU Suriye`nin kendi kendini zor duruma düşürdüğünü anlatan Bakan Çağlayan şöyle konuştu: "Bugün Suriye yönetimi almış olduğu kararlarla resmen şu anda kendi ayağına sıkıyor. Hep bunu söyledim, söylüyorum. Keskin sirke küpüne zarar verir. Bugün Suriye Türkiye`den yapmış olduğu ithalatla, Gaziantep`ten yapmış olduğu ihracatla ara malı ihracatı yaparak Suriyeli sanayiciler imalat yapıyor. Ticarette konu olan malları alıp satıyorlar. Türkiye Suriye ekonomisinin can damarıdır, şah damarıdır. Bunu Suriye yönetiminin bilmesi gerek. Bizim Suriye`ye ihracatımız 1.5 milyar dolar. Suriye`nin bize yapmışolduğu ihracat bir önceki yıla oranla yüzde 55 artmıştır. Serbest Ticaret Anlaşması`nın tam nimetlerini Suriye yiyecekken kalktılar, Serbest Ticaret Anlaşması`nı askıya aldılar. Tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok. Şimdi burada alınan bu yanlış karar direk Suriye ekonomisine zarar verecektir. Suriye`nin maliyetlerini artıracaktır. Daha yüksek gümrükle o malların Suriye`ye gitmesi gibi kötü bir sonucu çıkaracaktır. Petrol ihracatı azalmış. Gelir kaynakları azalmış. Üzerinde Avrupa Birliği`nin ve ArapBirliği`nin yaptırımı bulunan Suriye bir taraftan maddi kaynaklarına ulaşmakta ve para bulmakta zorlanırken, bir taraftan da bunları daha pahalıya alacaktır." "BİZİM ELİMİZ DE BOŞ DEĞİL" Bakan Çağlayan Türk tarafının da kapıları kapatabileceğini, ancak bu noktada Suriye halkını göz ardı etmediklerini ifade ederek, "Bakın tekrar söylüyorum bizim elimiz boş değil, bir çok şeyi biz de yapabiliriz. Ama bunları yaparken Suriye vatandaşlarını, kardeşlerimizi ve oradaki işadamalarının bundan menfi etkilenmemesini istiyoruz. Bundan dolayı biz birazda işi ağırdan alıyoruz. Kapı kapatmaksa biz de kapı kapatmayı biliriz. Transit geçişi engellemekse biz de aynısını yaparız. Misliyle yaparız.Türkiye`nin Ortadoğu üzeriden Suriye`ye açılışı tek kapı değil ki. Ve bu alternatifleri biz aylardır yıllardır çalışıyoruz. Ama biz istedik ki Suriye kendi kendine yaptırım uygulamasın, şu anda Suriye kendi kendine yaptırım uygulamaya başladı. Serbest ticaret anlaşmasını askıya aldı" şeklinde konuştu
AİLE VE SOSYAL POLİTAKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de, 2001 yılında Türkiye`nin yaşadığı krizi Türkiye`nin yeni yaşadığını belirterek, "Bir zamanlar Avrupa`nın hasta adamı ayağa kalkıyor ve bütün Avrupa`ya, bütün Amerika`ya, tüm dünyaya örnek oluyor. Biz birlikte gücümüzü birleştirerek bunu başardık" dedi
Özel bölge kavramının çok önemli olduğunu, kendisinin de üretimin içinden geldiğini ifade eden Bakan Şahin, "Paradan para kazanmak kolay ama alın teriyle, milletin ekmeğini büyütmek için çıktığın yolculuk her zaman zordur, her zaman çukuru vardır, tümsekleri vardır, engelleri vardır. O yüzden yüreğinizde sevdanız varsa sanayicilik yapabilirsiniz, üretime katkıda bulunabilirsiniz, zoru tercih edebilirsiniz" şeklinde konuştu
Serbest bölgelerin cazibesinin korunması konusunda Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile görüşüp bir takım lokal yapılan yanlışların geneli kapsamaması için daha az zararla buradan çıkmanın gayreti içinde bulunduklarını kaydeden Bakan Şahin, serbest bölgenin cazibesinin korunmasının birinci derecede görevleri olduğunu, şimdi ise teknoloji, organizasyonu, teknoparkları katarak hepsini birleştirip Türkiye`ye ait bir model yapacaklarını dile getirdi. Bakan Şahin sözlerini şöyle tamamladı: "Sosyal politikalarla ekonomik politikalar birleştirilemezse, zenginle yoksul arasındaki fark kapatılamazsa bu başarılamaz. Biz sosyal devlet olarak üzerimize düşeni yapacağız. Sizler büyüyen pasta diliminden sosyal sorumluluk projesi olarak gerekli katkı ve katılımı sağlayacaksınız. 74 milyonun birinci sınıf vatandaş olduğu, herkesin huzurlu ve mutlu olduğu geleceğinden endişe duymadığı bir Türkiye`yi hep beraber kucaklayacağız. 2023 vizyonu, Cumhuriyet`in 100. yılı bu rakamları bunları yapabildiğimizzaman, erişilemez, yapılamaz denen rakamlar olmayacak, çünkü tarihimizden genetik mirasımızdan aldığımız birşey var, biz istersek yapabiliriz, biz istersek o bir hayal değildir." TOBB BAŞKANI RİFAT HİSARCIKLIOĞLU TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, 1980 sonrası Türkiye`nin dışa açık ekonomiye dönüştürülmesinde serbest bölgelerin önemini ortaya koyduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Türkiye`nin ekonomisine serbest bölgeler çok büyük katkılar sağlamıştır. 12 yıl sonrası için 2 trilyonu aşan bir ekonomi olmak dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek istiyoruz. Bunun için yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Son yıllarda ortaya konulan olumlu makro ekonomik gelişmelere rağmen halen yatırım ortamını geliştirmek durumundayız. Yatırım ortamını, yatırım iklimini rakiplerimizle eşit şartlara getirmemiz lazım. Sanayi ve ihracatımızın ağırlığı ortak teknolojiye dayalı durumda. En büyükekonomiler durumundayız ama ileri teknolojiler konusunda ilk 20`ye giremiyoruz. Rakamsal anlamda ekonomimizin büyümesiyle yetinmemeliyiz. Orta teknolojiden yüksek teknolojiye hep beraber bu geçişi sağlamalıyız. Bu noktada yeni bir serbest bölge anlayışına ihtiyacımız var. Yeni bölge kavramı hem serbest bölgelerin, hem OSB`lerin, hem de teknoparkların bir karışımı olmak durumundadır. Özel ekonomi bölgeleri mutlaka üretim şehirleri olarak tasarlanmalıdır. Artık herkes bu yeni özel ekonomi bölgeleri için yarışhalinde. Türkiye`nin geleceğinde herkes bu kilometre taşına katkı sağlayarak birer taş koyacak. Artık daha büyük düşünmek zorundayız." Toplantı sonunda TOBB Serbest Bölgeler Meclis Başkanı Mehmet Özmen tarafından Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu`na yöreye özgü bakır işi hediye edildi
Kaynak: İHA
2023 için koydukları hedefleri hatırlatan Bakan Çağlayan, "Türkiye`nin dünya ekonomi sıralamasındaki yerini yükseltmek, demokratik hak ve kişisel özgürlüklerin en fazla yaygınlaştığı bir ortam oluşturmak, kişi başına düşen gelirin 25 bin dolar seviyesini geçtiği, insanca bir yaşam ortamı ve dünyanın ilk 10`da oynayan bir ülkesi olmak, ihracat odaklı büyüme stratejisi geliştirmek gibi iddialı hedefleri koyduk. Bunları bal gibi başarırız. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" dedi.
Küresel krizin dünyanın gelişmiş ülkelerinin rolünü ortaya çıkardığını, Rusya, Çin Hindistan, Brezilya ve Türkiye`nin artık dünya ekonomisinde söz sahibi olacağını anlatan Bakan Çağlayan, "Dünyanın ekonomi ekseni bu ülkelerden olacak. 700 milyondan fazla insan düşük gelir seviyesinden orta gelir seviyesine yükselecek. Kendimizi yeniden keşfetmeye başladık. Şimdi hedefi olan ve bu hedefe bilinçli şekilde yürüyen bir yol haritası ve stratejisi olan bir Türkiye var" dedi
Bakan Çağlayan, "Suriye, Mısır, Tunus gibi ülkelerde yaşanan sıkıntıya rağmen, Türk ihracatının yüzde 20 artması, son 12 aylık ihracatının 134 milyar dolar olması işte Türkiye`nin bu konudaki en büyük gücüdür. 88 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu rakamla tanıştı. 134 milyar doları inşallah bu yıl sonuna kadar 135 milyar dolara çıkartacağımızı ümit ediyorum" ifadelerini kullandı
"TÜRKİYE`YE HASTA DİYENLER, YATAĞA DÜŞTÜ" Türkiye`nin bankacılıkta bugün dünyanın bankacılık sisteminden 2 kat büyük değerlere sahip olduğunu ifade eden Bakan Çağlayan, şöyle devam etti: "Düne kadar Türkiye`ye hasta diyenler, şu anda yatağa düşmüş durumdalar. Allah onlara acil şifalar versin. Türkiye böylesi bir küresel krizden hükümetiyle, ekonomi koordinasyon kurulundaki çalışmalarıyla, işadamlarıyla, ihracatçısıyla bu başarıyı elde etti. Biz diyoruz ki bu yetmez. Daha ileriye gitmeliyiz. Türkiye artık rol model olmuştur. Bu başarı parmakla gösteriliyor. Her güzelin bir kusuru var, ne yapalım. Böylesine güzel Türkiye`mizin de bir kusuru cari açık meselesidir. Evelallah onun da belinikıracağız. Biz bunu yapacak akla, güce ve zekaya sahibiz." SURİYE KONUSU Suriye`nin kendi kendini zor duruma düşürdüğünü anlatan Bakan Çağlayan şöyle konuştu: "Bugün Suriye yönetimi almış olduğu kararlarla resmen şu anda kendi ayağına sıkıyor. Hep bunu söyledim, söylüyorum. Keskin sirke küpüne zarar verir. Bugün Suriye Türkiye`den yapmış olduğu ithalatla, Gaziantep`ten yapmış olduğu ihracatla ara malı ihracatı yaparak Suriyeli sanayiciler imalat yapıyor. Ticarette konu olan malları alıp satıyorlar. Türkiye Suriye ekonomisinin can damarıdır, şah damarıdır. Bunu Suriye yönetiminin bilmesi gerek. Bizim Suriye`ye ihracatımız 1.5 milyar dolar. Suriye`nin bize yapmışolduğu ihracat bir önceki yıla oranla yüzde 55 artmıştır. Serbest Ticaret Anlaşması`nın tam nimetlerini Suriye yiyecekken kalktılar, Serbest Ticaret Anlaşması`nı askıya aldılar. Tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok. Şimdi burada alınan bu yanlış karar direk Suriye ekonomisine zarar verecektir. Suriye`nin maliyetlerini artıracaktır. Daha yüksek gümrükle o malların Suriye`ye gitmesi gibi kötü bir sonucu çıkaracaktır. Petrol ihracatı azalmış. Gelir kaynakları azalmış. Üzerinde Avrupa Birliği`nin ve ArapBirliği`nin yaptırımı bulunan Suriye bir taraftan maddi kaynaklarına ulaşmakta ve para bulmakta zorlanırken, bir taraftan da bunları daha pahalıya alacaktır." "BİZİM ELİMİZ DE BOŞ DEĞİL" Bakan Çağlayan Türk tarafının da kapıları kapatabileceğini, ancak bu noktada Suriye halkını göz ardı etmediklerini ifade ederek, "Bakın tekrar söylüyorum bizim elimiz boş değil, bir çok şeyi biz de yapabiliriz. Ama bunları yaparken Suriye vatandaşlarını, kardeşlerimizi ve oradaki işadamalarının bundan menfi etkilenmemesini istiyoruz. Bundan dolayı biz birazda işi ağırdan alıyoruz. Kapı kapatmaksa biz de kapı kapatmayı biliriz. Transit geçişi engellemekse biz de aynısını yaparız. Misliyle yaparız.Türkiye`nin Ortadoğu üzeriden Suriye`ye açılışı tek kapı değil ki. Ve bu alternatifleri biz aylardır yıllardır çalışıyoruz. Ama biz istedik ki Suriye kendi kendine yaptırım uygulamasın, şu anda Suriye kendi kendine yaptırım uygulamaya başladı. Serbest ticaret anlaşmasını askıya aldı" şeklinde konuştu
AİLE VE SOSYAL POLİTAKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de, 2001 yılında Türkiye`nin yaşadığı krizi Türkiye`nin yeni yaşadığını belirterek, "Bir zamanlar Avrupa`nın hasta adamı ayağa kalkıyor ve bütün Avrupa`ya, bütün Amerika`ya, tüm dünyaya örnek oluyor. Biz birlikte gücümüzü birleştirerek bunu başardık" dedi
Özel bölge kavramının çok önemli olduğunu, kendisinin de üretimin içinden geldiğini ifade eden Bakan Şahin, "Paradan para kazanmak kolay ama alın teriyle, milletin ekmeğini büyütmek için çıktığın yolculuk her zaman zordur, her zaman çukuru vardır, tümsekleri vardır, engelleri vardır. O yüzden yüreğinizde sevdanız varsa sanayicilik yapabilirsiniz, üretime katkıda bulunabilirsiniz, zoru tercih edebilirsiniz" şeklinde konuştu
Serbest bölgelerin cazibesinin korunması konusunda Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile görüşüp bir takım lokal yapılan yanlışların geneli kapsamaması için daha az zararla buradan çıkmanın gayreti içinde bulunduklarını kaydeden Bakan Şahin, serbest bölgenin cazibesinin korunmasının birinci derecede görevleri olduğunu, şimdi ise teknoloji, organizasyonu, teknoparkları katarak hepsini birleştirip Türkiye`ye ait bir model yapacaklarını dile getirdi. Bakan Şahin sözlerini şöyle tamamladı: "Sosyal politikalarla ekonomik politikalar birleştirilemezse, zenginle yoksul arasındaki fark kapatılamazsa bu başarılamaz. Biz sosyal devlet olarak üzerimize düşeni yapacağız. Sizler büyüyen pasta diliminden sosyal sorumluluk projesi olarak gerekli katkı ve katılımı sağlayacaksınız. 74 milyonun birinci sınıf vatandaş olduğu, herkesin huzurlu ve mutlu olduğu geleceğinden endişe duymadığı bir Türkiye`yi hep beraber kucaklayacağız. 2023 vizyonu, Cumhuriyet`in 100. yılı bu rakamları bunları yapabildiğimizzaman, erişilemez, yapılamaz denen rakamlar olmayacak, çünkü tarihimizden genetik mirasımızdan aldığımız birşey var, biz istersek yapabiliriz, biz istersek o bir hayal değildir." TOBB BAŞKANI RİFAT HİSARCIKLIOĞLU TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, 1980 sonrası Türkiye`nin dışa açık ekonomiye dönüştürülmesinde serbest bölgelerin önemini ortaya koyduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Türkiye`nin ekonomisine serbest bölgeler çok büyük katkılar sağlamıştır. 12 yıl sonrası için 2 trilyonu aşan bir ekonomi olmak dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek istiyoruz. Bunun için yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Son yıllarda ortaya konulan olumlu makro ekonomik gelişmelere rağmen halen yatırım ortamını geliştirmek durumundayız. Yatırım ortamını, yatırım iklimini rakiplerimizle eşit şartlara getirmemiz lazım. Sanayi ve ihracatımızın ağırlığı ortak teknolojiye dayalı durumda. En büyükekonomiler durumundayız ama ileri teknolojiler konusunda ilk 20`ye giremiyoruz. Rakamsal anlamda ekonomimizin büyümesiyle yetinmemeliyiz. Orta teknolojiden yüksek teknolojiye hep beraber bu geçişi sağlamalıyız. Bu noktada yeni bir serbest bölge anlayışına ihtiyacımız var. Yeni bölge kavramı hem serbest bölgelerin, hem OSB`lerin, hem de teknoparkların bir karışımı olmak durumundadır. Özel ekonomi bölgeleri mutlaka üretim şehirleri olarak tasarlanmalıdır. Artık herkes bu yeni özel ekonomi bölgeleri için yarışhalinde. Türkiye`nin geleceğinde herkes bu kilometre taşına katkı sağlayarak birer taş koyacak. Artık daha büyük düşünmek zorundayız." Toplantı sonunda TOBB Serbest Bölgeler Meclis Başkanı Mehmet Özmen tarafından Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu`na yöreye özgü bakır işi hediye edildi