Başbakan Davutoğlu Açıklaması (2)

' Bizim bu açık ve insani teklifimiz hala masadadır. Bugün ve yarın AB Zirvesi'nde yaşanacak gelişmeleri birlikte izleyeceğiz. Eğer bu teklifimiz paket olarak kabul görürse, Türkiye Ege Denizi'nden aldığı her mülteci karşılığında bir mülteciyi kamplardan Avrupa'ya gönderecek. Dolayısıyla Türkiye hiçbir şekilde bazı muhalefet partilerinin iddia ettiği gibi 'bir göçmen deposu haline gelecek' gibi tabirler kullanıyorlar. Bu söz konusu bile olmayacak' 'Meşru yollarla Avrupa'ya iltica etmek isteyenlerin önünü açacağız. Bu insanların hayatları üzerinden para kazanarak yapılan illegal geçişleri de tümüyle engellemeye yönelik bir tedbir. Dolayısıyla bu tedbirin nihai hedefi insani boyutudur ancak bu gerçekleşirken ortaya çıkan maliyetleri de AB ile birlikte karşılamamız lazım. Ayrıca böylece geri kabul anlaşmasını öncelikli olarak uygulamaya başladığımız için de vizesiz muafiyetin haziran ayına alınması içinde ciddi bir girişimimiz var'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Bizim bu açık ve insani teklifimiz hala masadadır. Bugün ve yarın AB Zirvesi'nde yaşanacak gelişmeleri birlikte izleyeceğiz. Eğer bu teklifimiz paket olarak kabul görürse Türkiye Ege Denizi’nden aldığı her mülteci karşılığında bir mülteciyi kamplardan Avrupa’ya gönderecek. Dolayısıyla Türkiye hiçbir şekilde bazı muhalefet partilerinin iddia ettiği gibi 'bir göçmen deposu haline gelecek' gibi tabirler kullanıyorlar. Bu söz konusu bile olmayacak' dedi.

Davutoğlu, Brüksel’e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında, 29 Kasım ve 7 Mart’ta düzenlenen zirvelerden sonra Avrupa Birliği (AB) ile yarın üçüncü zirveyi yapacaklarını söyledi.

Zirvelerin Türkiye-AB ilişkilerinin geldiği yer bakımında çok önemli olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Bütün bu gelişmeler gösterdi ki Türkiye ile AB'nin kaderinin birbirinden ayrılması mümkün değildir. AB’den Türkiye'ye uzun yıllar şüpheli bir tavırla yaklaşan isimler bile bugün Türkiye'nin AB’ye katılım sürecinin taşıdığı önemi daha yakından fark ediyorlar. Bu uluslararası konjonktür Türkiye ile Avrupa ilişkilerinin yeni bir çerçevede güçlendirilmesi, derinleştirilmesi ve kapsamının genişletilmesi bağlamında bize önemli imkanlar sunuyor. Tabii ciddi meydan okumalar da var. Mülteci sorunu başta olmak üzere' dedi.

AB ile bir araya gelindiğinde bir sinerji oluşturma imkanın ortaya çıktığına işaret eden Davutoğlu, 29 Kasım'da AB ile bir ortak eylem planında mutabık kaldıklarını anımsattı.

Özellikle göçmenler konusunda ve külfet paylaşımı konusunda bir konsensus oluşturulmaya çalışıldığını anlatan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

'Mülteciler sorununun özellikle Rusya'nın müdahalesinden sonra artan bir hızla ivme kazanmış olması bütün dünyada olduğu gibi Türkiye-AB ilişkilerinde de ek tedbir almayı gerektiriyor. Her şeyden önce bütün vatandaşlarımızın bilmesi gereken bir husus olarak ifade etmek isterim ki Türkiye çok önemli coğrafi kesişim hattı üzerinde olmak ve bu hattın olumlu yönlerini, ticaret ve enerji hatlarını kullanmanın yanında olumsuz anlamda mülteci hattını, insan kaçakçılığı için kullanmak isteyenler de var. Biz buna karşı gerekli tedbirleri alıyoruz. Gerekli adımları atıyoruz. Öte yandan insan kaçakçılığının tümüyle durdurulabilmesi için diplomatik yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Geçen 7 Mart Zirvesi'ne giderken AB’ye yaptığımız teklif bu insan kaçakçılığını durdurmak suretiyle Türkiye'nin bir transit ülke olmasını engellemek ve Türkiye üzerinden geçmek isteyenlerin ümitlerini kesin bir şekilde kırarak Türkiye'nin böyle bir insan kaçakçılığı zemini olarak istismar edilmesine izin vermemek için insani bir politika takip ediyoruz. Mültecilere ve mazlumlara kucağımızı açıyoruz ama bizim bu tavrımız herhangi bir şekilde bazı insan kaçakçıları tarafından da istismar edilmemesi lazım.'

Davutoğlu AB'ye açık, net, dürüst ve cesur bir teklifte bulunduklarını, AB'nin geçen zirveden bu yana bu teklifi kendi içinde değerlendirdiğini aktardı.

Geçen zirvede yaklaşık 15-16 saat süren müzakereler olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

'Tüm bu müzakereler neticesinde belli bir çerçeveye doğru gelişmeler seyrediyor. Bu teklifimiz elan geçerlidir. O günden bugüne AB içinde de yoğun tartışmalar yaşanıyor. Geçen gün AB Konseyi Başkanı Tusk buradaydı. Bizim bu açık ve insani teklifimiz hala masadadır. Bugün ve yarın AB Zirvesi'nde yaşanacak gelişmeleri birlikte izleyeceğiz. Eğer bu teklifimiz paket olarak kabul görürse Türkiye Ege Denizi’nden aldığı her mülteci karşılığında bir mülteciyi kamplardan Avrupa'ya gönderecek. Dolayısıyla Türkiye hiçbir şekilde bazı muhalefet partilerinin iddia ettiği gibi 'bir göçmen deposu haline gelecek' gibi tabirler kullanıyorlar, bu söz konusu bile olmayacak. Meşru yollarla Avrupa'ya iltica etmek isteyenlerin önünü açacağız. Bu, insanların hayatları üzerinden para kazanarak yapılan illegal geçişleri de tümüyle engellemeye yönelik bir tedbir. Dolayısıyla bu tedbirin nihai hedefi insani boyutudur ancak bu gerçekleşirken ortaya çıkan maliyetleri de AB ile birlikte karşılamamız lazım. Ayrıca böylece geri kabul anlaşmasını öncelikli olarak uygulamaya başladığımız için de vizesiz muafiyetin haziran ayına alınması için de ciddi bir girişimimiz var. Onun için de gerekli adımların atılması büyük bir önem taşıyor. Özellikle yasal düzenlemeler bağlamında da yoğun bir çaba içinde olacağız.'

Davutoğlu zirve vesilesiyle ikili temaslarda bulunacağını, Fransa Cunhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel başta olmak üzere birçok lider ile görüşmelerde bulunacağını dile getirdi.

Görüşmelerde ikili ilişkiler ve başta Suriye olmak üzere Cenevre'de devam eden görüşmenin ele alınacağını aktaran Davutoğlu, temaslarının ardından yarın akşam İstanbul'a döneceğini aktardı.

(Sürecek)
Kaynak: AA