Aşkı Hatırlarken Sadakati Unutmak Mı?
Barış Arduç ve Hande Erçel'in başrollerini paylaştığı “Aşkı Hatırla”, romantizmiyle değil, sahneleriyle gündeme bomba gibi düştü. Öpüşmeler, sarılmalar, yatak sahneleri derken sosyal medya yandı, magazin sütunları alev aldı. Peki, bu kadar gerçekçiliğin bedeli ne?Dizideki yakınlaşma sahneleri kimine göre 'sanatın cesur anlatımı', kimine göreyse 'gereksiz teşhir.' Hande Erçel, “Her sahne senaryo gereği” dese de seyirciye yetmedi. Çünkü insanlar ekran başında sadece karakterleri değil, oyuncuların gerçek hayatlarını da izliyor sanki.
Ve işte kıyamet koptuğu yer: Barış Arduç'un eşi Gupse Özay'ın, bu sahnelerden rahatsızlık duyduğu iddia edildi. Hatta boşanma söylentileri bile magazin manşetlerine taşındı. Sette yaşananlar evde fırtına yaratıyorsa, bu artık sadece bir dizi meselesi değil. “Oyunculuk bu, yapacak bir şey yok” klişesi izleyiciyi ne kadar ikna eder?
Hollywood'da Brad Pitt – Angelina Jolie fırtınasından beri aşklar setlerde doğup ilişkileri yerle bir ederken; bizdeki versiyonları da geri kalmıyor. Hande Erçel – Kerem Bürsin hikâyesi hâlâ hafızalarda.
Ve sadece aşk değil, şiddet de tartışma konusu. Kan, bıçak, çırılçıplak gerçekçilik... Peki bu sahneler olmadan da anlatım mümkün değil mi? Elbette mümkün! Bir gölge, bir sessizlik, bir silüet… Anlatımın gücü dozunda saklı.
“Aşkı Hatırla” dizisi, yalnızca reyting değil; aynı zamanda sadakat, mahremiyet ve ekran sınırları üstüne büyük bir sınav. Sahi, biz gerçekten hikâyeyi mi izliyoruz yoksa oyuncuların hayatlarına mı tanıklık ediyoruz?
Yazarın Önceki Yazısı
Işıklar Altında Bir Sessiz Destek
Işıklar Altında Bir Sessiz Destek
Yazarın Sonraki Yazısı
Kiminin Derdi Porsche, Kimisinin Pazar Arabası…
Kiminin Derdi Porsche, Kimisinin Pazar Arabası…