Çocuk Vakfi, Dünya Çocuk Günü Için Türkiye Bildirisi Yayimladi
Bildiriyi kaleme alan sair Ismail Karakurt: 'Milyonlarca çocugun son çeyrek yüzyilda Afrika, Asya, Çin, Filistin, BosnaHersek, Dogu Türkistan, Irak, Suriye, Afganistan, Hindistan, Myanmar, Ruanda ve Güney Amerika'daki çaresizliklerine karsi da sessiz kaldi dünya! Ve kapiya dayanan kuraklik, yakilan ormanlar, çöllesen topraklar, buzullarin erimeye baslamasiyla birlikte iklim degisikligi kaygilarimizi daha da derinlestirdi. Buna ragmen büyük bir soruya ve soruna dönüsen dünyayi umut yolculuguna çikarmak bizim elimizde. Yeter ki önce çocuktan yana taraf olalim'
Çocuk Vakfi, Dünya Çocuk Günü nedeniyle Türkiye bildirisi yayinladi.
Vakiftan yapilan açiklamaya göre, her yil ekim ayinin ilk pazartesi kutlanan Dünya Çocuk Günü nedeniyle sairlerin yazdigi bildiriler yayinlaniyor.
Bu yilin Türkiye bildirisini, Simurg kitabiyla TYB 1992 Siir Ödülüne layik görülen sair Ismail Karakurt kaleme aldi.
Karakurt bildiride, çocuklarin gözünden dünyada olan bitene bakildiginda neler görülecegine dikkati çekerek, "Onlar ölüm tuzagina dönüsmüs göçebeligi, dünyayi kusatan korona virüs salginini, okula gidemeyenleri ve açliktan ölenler için yasadiklari çaresizligi konusurken bizler ne düsünüyoruz bu çocuk gerçegi karsisinda?" diye sordu.
Tüm bu olumsuzluklardan dünyada en çok etkilenenlerin kadinlar ve çocuklar olduguna deginen Karakurt, dünyada ilk kez çocuklarin bu kadar uzun süre egitimden mahrum kaldiklarini ifade etti.
Karakurt, çocuklari çok etkileyen göçlerin de trajik sarmallara dönüstügünü vurgulayarak, çocuklarin birçogunun çiktiklari göç yolunda, denizlerde, nehirlerde bogularak dogrudan ölümle tanistigini; hayattan, ailelerinden ve dünyadan koptuklarini dile getirdi.
Dünyanin bütün insan çiçegi çocuklarini kutlayan Karakurt, bildirisinde sunlari kaydetti:
"Milyonlarca çocugun son çeyrek yüzyilda Afrika, Asya, Çin, Filistin, Bosna-Hersek, Dogu Türkistan, Irak, Suriye, Afganistan, Hindistan, Myanmar, Ruanda ve Güney Amerika'daki çaresizliklerine karsi da sessiz kaldi dünya! Ve kapiya dayanan kuraklik, yakilan ormanlar, çöllesen topraklar, buzullarin erimeye baslamasiyla birlikte iklim degisikligi kaygilarimizi daha da derinlestirdi. Buna ragmen büyük bir soruya ve soruna dönüsen dünyayi umut yolculuguna çikarmak bizim elimizde. Yeter ki önce çocuktan yana taraf olalim."
Karakurt, hizli ve hormonlu dijital bir çagdan geçildigini ifade ederek, "Bu süreçte aile ve çocuk sorunlari da katlanarak büyüyor. Bir de ebeveynin yasayamadiklarini çocuklar üzerinde deneme yanlisligi yok mu? Çocuklarin yaristan çok, dogal safliga, dogal hallerine birakilmaya her zamankinden daha çok ihtiyaçlari var. Çocuklarin uygun aile, ev, oda, sokak, tabiat... içinde çocukluklarini yasamasi ise biz yetiskinlerin asli görevi oldugu gibi bu çagri, aklin, vicdanin, adaletin ve çocuga sayginin da geregidir." tespitlerini okurla paylasti.
Kaynak: AA
Vakiftan yapilan açiklamaya göre, her yil ekim ayinin ilk pazartesi kutlanan Dünya Çocuk Günü nedeniyle sairlerin yazdigi bildiriler yayinlaniyor.
Bu yilin Türkiye bildirisini, Simurg kitabiyla TYB 1992 Siir Ödülüne layik görülen sair Ismail Karakurt kaleme aldi.
Karakurt bildiride, çocuklarin gözünden dünyada olan bitene bakildiginda neler görülecegine dikkati çekerek, "Onlar ölüm tuzagina dönüsmüs göçebeligi, dünyayi kusatan korona virüs salginini, okula gidemeyenleri ve açliktan ölenler için yasadiklari çaresizligi konusurken bizler ne düsünüyoruz bu çocuk gerçegi karsisinda?" diye sordu.
Tüm bu olumsuzluklardan dünyada en çok etkilenenlerin kadinlar ve çocuklar olduguna deginen Karakurt, dünyada ilk kez çocuklarin bu kadar uzun süre egitimden mahrum kaldiklarini ifade etti.
Karakurt, çocuklari çok etkileyen göçlerin de trajik sarmallara dönüstügünü vurgulayarak, çocuklarin birçogunun çiktiklari göç yolunda, denizlerde, nehirlerde bogularak dogrudan ölümle tanistigini; hayattan, ailelerinden ve dünyadan koptuklarini dile getirdi.
Dünyanin bütün insan çiçegi çocuklarini kutlayan Karakurt, bildirisinde sunlari kaydetti:
"Milyonlarca çocugun son çeyrek yüzyilda Afrika, Asya, Çin, Filistin, Bosna-Hersek, Dogu Türkistan, Irak, Suriye, Afganistan, Hindistan, Myanmar, Ruanda ve Güney Amerika'daki çaresizliklerine karsi da sessiz kaldi dünya! Ve kapiya dayanan kuraklik, yakilan ormanlar, çöllesen topraklar, buzullarin erimeye baslamasiyla birlikte iklim degisikligi kaygilarimizi daha da derinlestirdi. Buna ragmen büyük bir soruya ve soruna dönüsen dünyayi umut yolculuguna çikarmak bizim elimizde. Yeter ki önce çocuktan yana taraf olalim."
Karakurt, hizli ve hormonlu dijital bir çagdan geçildigini ifade ederek, "Bu süreçte aile ve çocuk sorunlari da katlanarak büyüyor. Bir de ebeveynin yasayamadiklarini çocuklar üzerinde deneme yanlisligi yok mu? Çocuklarin yaristan çok, dogal safliga, dogal hallerine birakilmaya her zamankinden daha çok ihtiyaçlari var. Çocuklarin uygun aile, ev, oda, sokak, tabiat... içinde çocukluklarini yasamasi ise biz yetiskinlerin asli görevi oldugu gibi bu çagri, aklin, vicdanin, adaletin ve çocuga sayginin da geregidir." tespitlerini okurla paylasti.