Bakanı Soylu'dan Çanakkale mesajı!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 106'ncı yılı hasebiyle bir mesaj yayınladı. Soylu, mesajında, "Gemilerin seyir defterlerinde her yer için “geçildi” yazılır, sadece Çanakkale Boğazı, “çıkıldı” veya “selamlandı” diye kaydedilir. Çünkü Çanakkale “Geçilmez”, bizde adet böyledir." ifadelerine yer verdi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 18 Mart Çanakkale Zaferi nedeniyle bir mesaj yayımladı. Soylu, "Gemilerin seyir defterlerinde her yer için "geçildi" yazılır, sadece Çanakkale Boğazı, "çıkıldı" veya "selamlandı" diye kaydedilir. Çünkü Çanakkale "Geçilmez", bizde adet böyledir..." ifadelerini kullandı.
"BİZDE ADET BÖYLEDİR"
Bakan Soylu'nun mesajı şöyle:
Bizde adet böyledir...
Geline, kurbanlık kuzuya, bir de Mehmetçik'e kına yakılır...
Gemilerin seyir defterlerinde heryer için "geçildi" yazılır, sadece Çanakkale Boğazı, "çıkıldı" veya "selamlandı" diye kaydedilir. Çünkü Çanakkale "Geçilmez", bizde adet böyledir..
18 Mart 1915 tarihinde Aziz milletimizin tarihe nakşettiği eşsiz kahramanlık destanlarından birisi olan Çanakkale Zaferi, dünya tarihi ve kendi medeniyet yolculuğumuz açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Öyle ki; bu zafer, hem Milli Mücedele'ye, hem de batı emperyalizmine karşı dünyada verilen tüm mücadelelere ilham kaynağı ve umut olmuştur.
"BOZGUNA UĞRADILAR"
Gerek asker sayısı gerekse de askeri araç-gereç bakımından mukayese dahi edilmeyecek bir güç dengesizliğini fırsat bilerek "hasta adam" diye nitelendirdikleri kadim medeniyetimize son darbeyi vurmak istediler. Ancak Seyid Onbaşı'nın, Mehmet Çavuş'un, Nezahat Onbaşı'nın inancı, milli şuuru ve maneviyatıyla bozguna uğradılar.
"GELECEĞİN TARİHİNİ YENİDEN YAZACAĞINA İNANIYORUM"
Bu maneviyat, inanç ve şuurun şekillendirmiş olduğu "Çanakkale Ruhu" dün olduğu gibi bugün de diridir, caridir ve bizlere ilham vermeye devam etmektedir. Seyid Onbaşı'ya, Nezahat Onbaşı'ya, Mehmet Çavuş'a ve daha nicelerine destan yazdıran bu manevi güç, 15 Temmuz gecesi bayrağı yere düşürmeme uğruna şehadete yürüyen Ömer Halisdemir ve 250 arkadaşında, gazilerimizde tezahür etmiştir. Nusrat Mayın Gemisi'nin ruhu, yerli üretim insanlı / insansız hava araçlarımızda, savunma sanayi ürünlerimizde ve onu gerçekleştiren işçilerimizde, mühendislerimizde; hemşire Safiye Hanım'ın, doktor Tarık Nusret'in ruhu, bugün Covid-19 salgınında mücadele eden sağlık ordumuzda; 106 yıl önce Çanakkale'de geçit vermeyen kahramanlarımızın ruhu, bugün dağlarda, şehirlerde, denizlerde teröristle, uğursuzla, kaçakçıyla mücadele eden polisimizde, jandarmamızda, Sahil Güvenlik leventlerimizde ve Aziz Milletimizin tüm fertlerinde tezahür etmiştir.
Aziz Milletimiz bu ruh ve inançla, kardeşliğinden, inancından ve medeniyet değerlerinden alacağı güçle, sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki kararlılık ve inançla, hem bölgesinin hem de dünya üzerindeki tüm mazlum milletlerin umudu olmaya devam edeceğine ve dün olduğu gibi geleceğin tarihini yeniden yazacağına inanıyorum.
Bu vesileyle, başta bu büyük zaferin muzaffer komutanı, güzel Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Çanakkale Savaşı'nın ve Kurtuluş Savaşı'nın tüm şehit ve gazilerine Cenab-ı Hak'tan gani gani rahmet diliyor, bu büyük zaferin 106. Yıldönümünü kutluyorum.
"BİZDE ADET BÖYLEDİR"
Bakan Soylu'nun mesajı şöyle:
Bizde adet böyledir...
Geline, kurbanlık kuzuya, bir de Mehmetçik'e kına yakılır...
Gemilerin seyir defterlerinde heryer için "geçildi" yazılır, sadece Çanakkale Boğazı, "çıkıldı" veya "selamlandı" diye kaydedilir. Çünkü Çanakkale "Geçilmez", bizde adet böyledir..
18 Mart 1915 tarihinde Aziz milletimizin tarihe nakşettiği eşsiz kahramanlık destanlarından birisi olan Çanakkale Zaferi, dünya tarihi ve kendi medeniyet yolculuğumuz açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Öyle ki; bu zafer, hem Milli Mücedele'ye, hem de batı emperyalizmine karşı dünyada verilen tüm mücadelelere ilham kaynağı ve umut olmuştur.
"BOZGUNA UĞRADILAR"
Gerek asker sayısı gerekse de askeri araç-gereç bakımından mukayese dahi edilmeyecek bir güç dengesizliğini fırsat bilerek "hasta adam" diye nitelendirdikleri kadim medeniyetimize son darbeyi vurmak istediler. Ancak Seyid Onbaşı'nın, Mehmet Çavuş'un, Nezahat Onbaşı'nın inancı, milli şuuru ve maneviyatıyla bozguna uğradılar.
"GELECEĞİN TARİHİNİ YENİDEN YAZACAĞINA İNANIYORUM"
Bu maneviyat, inanç ve şuurun şekillendirmiş olduğu "Çanakkale Ruhu" dün olduğu gibi bugün de diridir, caridir ve bizlere ilham vermeye devam etmektedir. Seyid Onbaşı'ya, Nezahat Onbaşı'ya, Mehmet Çavuş'a ve daha nicelerine destan yazdıran bu manevi güç, 15 Temmuz gecesi bayrağı yere düşürmeme uğruna şehadete yürüyen Ömer Halisdemir ve 250 arkadaşında, gazilerimizde tezahür etmiştir. Nusrat Mayın Gemisi'nin ruhu, yerli üretim insanlı / insansız hava araçlarımızda, savunma sanayi ürünlerimizde ve onu gerçekleştiren işçilerimizde, mühendislerimizde; hemşire Safiye Hanım'ın, doktor Tarık Nusret'in ruhu, bugün Covid-19 salgınında mücadele eden sağlık ordumuzda; 106 yıl önce Çanakkale'de geçit vermeyen kahramanlarımızın ruhu, bugün dağlarda, şehirlerde, denizlerde teröristle, uğursuzla, kaçakçıyla mücadele eden polisimizde, jandarmamızda, Sahil Güvenlik leventlerimizde ve Aziz Milletimizin tüm fertlerinde tezahür etmiştir.
Aziz Milletimiz bu ruh ve inançla, kardeşliğinden, inancından ve medeniyet değerlerinden alacağı güçle, sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki kararlılık ve inançla, hem bölgesinin hem de dünya üzerindeki tüm mazlum milletlerin umudu olmaya devam edeceğine ve dün olduğu gibi geleceğin tarihini yeniden yazacağına inanıyorum.
Bu vesileyle, başta bu büyük zaferin muzaffer komutanı, güzel Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Çanakkale Savaşı'nın ve Kurtuluş Savaşı'nın tüm şehit ve gazilerine Cenab-ı Hak'tan gani gani rahmet diliyor, bu büyük zaferin 106. Yıldönümünü kutluyorum.