Dermal Dolgular İle Gençleşin
Dr. Metehan Özgür, dermal dolgular hakkında bilgi verdi.

Dr. Metehan Özgür, dolguların bir sınıflama çeşidi Biyo-çözünür olan yani zamanla kaybolan ve biyo-çözünür olmayan yani kalıcı dolgular olarak iki şekilde olduğunu belirterek,” Daha sağlıklı olduğunu düşündüğüm, bizim günümüzde daha sık olarak kullandığımız dolgular biyo-çözünür olan dolgulardır. Dolguların içeriğinde “hyalüronik asit” vardır. Hyalüronik Asit tüm vücut dokularında bulunan ve yaşamsal aktiviteleri gerçekleştiren bir bileşendir. Cildin yaşlanmasını engellemek için hyalüronik asit seviyesini düzende tutmak önemlidir. 30’lu yaşlarla birlikte cildin hyalüronik asit üretimi giderek yavaşlar, cildin kolajen yapısının bozulmasının ana sebebi, kolajeni destekleyen hyalüronik asit stokunun azalmasıdır. Yaşlanmaya bağlı olarak, çeşitli faktörler ile birlikte üst derideki hyalüronik asit seviyesi düşer ve neticede cilt yaşlanır, incelir. Bu incelme ile cildin nemi azalır, esnekliği ve gerginliği kaybolur. Yaşlanma etkilerinin geciktirilmesi, kırışıklık görünümünün azaltılması, ciltteki sarkmaların önlenmesi, güneş ve diğer çevresel olumsuzluklara karşı cildin korunması gibi önemli konularda hyalüronik asit büyük rol oynar” açıklamalarında bulundu.
Dr. Özgür, tamamen doğal olarak üretilen dolguların kalıcılığı, kişiden kişiye değişmekle beraber, ortalama bir buçuk sene olduğunu kaydederek, “Hastaların ihtiyaçlarına ve tıbbi teşhise yönelik algıları düşündüğümüzden çok daha farklıdır. Bunun bir önemli nedeni hastaların genellikle aynada karşı açıdan bakarken gözlemcilerin (doktor dahil) onlara değişik açılardan bakmasıdır. Pozisyon ve açılardaki farklılıklar hem hastalar hem de doktorlar için estetik ihtiyaçların öncelikle dirilmesinde farklılıklara yol açmaktadır. Her hasta özeldir bu yüzden, standart bir işlem yerine, kullanılacak dermal dolgunun çeşidi ve miktarı her hastanın ihtiyacına göre muayene sırasında özel olarak analiz edilmelidir. Bu muayene esnasında hastamızın ne istediğini anlayıp, hasta ile beraber karar veriyor, yol haritasını beraber çiziyoruz. Aynı yüzde farklı bölgelere farklı özellikle ve miktarda dolgularla kişiye özel çalışılması çok önemlidir. Bunun yanı sıra Botulinum Toksin ve Mezoterapi uygulamaları ile kombine tedavilerle daha verimli sonuçlar elde edilecektir. Dolayısıyla bize çok sorulan “Şu bölgeye ne kadar miktarda dolgu uygulanması gerekir?” sorusunun muayene edilmeden, görmeden, analiz edilmeden ezbere cevaplanması doğru değildir. Lütfen unutmayalım ki güzellik ve estetik algısı kesinlikle görecelidir, içinde yaşadığımız çağa, coğrafyaya ve bunların oluşturduğu kültürel yapıya ve de en önemlisi kişinin kendisine göre farklılık gösterir. İşte bu yüzden her insan özeldir. Yalnız unutulmaması gereken önemli bir nokta var ki ;Tüm medikal estetik uygulamaları, Tıp Fakültesi mezunu, anatomi bilen, kamu sağlığını koruma bilincine ve komplikasyon yönetimi becerisine sahip tıp doktorları tarafından yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
