CHP'li Öztrak'tan Bahçeli'ye yanıt
CHP sözcü Faik Öztrak, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından İstanbul'daki son durumla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Öztrak, MHP'lideri Bahçeli'nin sonuçlarla ilgili 'Pirus Zaferi' benzetmesine "Bir gerçek var bundan önceki yerel seçimlerde ülkemizin yüzde 25'inde belediye hizmeti veren CHP'ye milletimiz şimdi nüfusun yüzde 45'ini emanet etmiştir. Bizim belediye başkanlarımızı çalıştırmayacaklarını söylüyorlar. Hiç merak etmeyin millet onlara cezayı keser" diye yanıt verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, 'Mesele artık İmamoğlu veya CHP, Millet İttifakı meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye seçimle gelenlerin seçimle gittiği bir demokrasi midir yoksa koltuğa oturanların bir daha kalkmadığı totaliter bir rejim midir?' YSK yargıçları şimdi bunun kararını verecektir.' dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 'Türk Futbolunun Sinyoru' kabul edilen Can Bartu'ya Allah'tan rahmet, ailesine ve Fenerbahçe camiasına başsağlığı diledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 24 Nisan'ı 'Ermeni soykırımını anma günü' ilan etmesine tepki gösteren Öztrak, 'Bu kabul edilebilir bir husus değildir. Tarihçilerin karar vermesi gereken, yine Fransa'daki hukuk camiasının da bizim görüşümüzü paylaştığı ortamda, Fransa Cumhurbaşkanı'nın hukuku bir kenara iterek böyle bir girişimde bulunmasını kınıyoruz.' diye konuştu.
Öztrak, 31 Mart'taki yerel seçime ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. '3 Nisan'da Dolmabahçe'de düğmesine basılan seçimleri çalma operasyonu tüm hızıyla devam ediyor.' ifadelerini kullanan Öztrak, şöyle devam etti:
'İktidar partisinin Büyükçekmece'de seçimlerin iptalini istemesiyle başlayan kumpas, devletin mülkiye müfettişleri, polislerine toplatılan malzemelerle, tutanaklarla ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor. Büyükçekmece'den gelen son haberlere göre 'Toplayamıyorsanız yeterli sayıda delili, delil üretin' denmiş. Yani masa başında tutanak üreteceklermiş. Hedef, Büyükçekmece'de kesinleşmiş seçmen listelerini kullanarak İstanbul'da seçimleri iptal ettirmek. Seçmen listeleri, kanuna göre seçimden önce askıya çıkmış, itiraz süreci sonunda da YSK tarafından kesinleştirilmiştir. YSK, tüm partilere ve vatandaşlara seçime geçmeden önce 'Bu listelere itirazınız var mı yok mu?' diye sormuştur.'
İktidarın ayrıca kesinleşmiş sandık kurulları üzerinden de yeni bir İstanbul itirazına hazırlandığını duyduklarını aktaran Öztrak, burada da devlet memurlarının kullanıldığını söyledi.
YSK'nin sandık kurullarına da 'İtiraz var mı yok mu?' diye sorduğunu hatırlatan Öztrak, 'Burada da yapılacak itirazlar artık yasal değildir. Nikahtan sonra yapılacak olan itirazlar oyun bozanlıktır, mızıkçılıktır.' dedi.
Öztrak, YSK'nin seçim takvimine göre sürecin 1 Ocak'ta başladığını ve 31 Mart'ta bittiğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
'İktidarın memurlarının kumpas dosyasına koydukları usulsüzlükleri 3 ayda tespit edememişken, 5-6 günde bunları nasıl tespit edebildiği önemli bir husustur. 3 ayda bulamamışsın, bir haftadan az bir sürede bunu tespit ediyorsun. Anlaşılan birilerinin seçimi çalmak için daha önce döşediği mayınlar o gün elde kalınca, bugün kumpas malzemesi olarak kullanılmak istenmektedir. Unutulmasın, seçimlerde hileyi elinde güç olanlar yapar. Nikahtan önce yapılmayan itirazın, nikahtan sonra yapılması hukuksuzluktur.'
YSK'nin geçmiş kararlarının ortada olduğuna dikkati çeken Öztrak, 2014'de Iğdır seçimlerinde aldığı kararın tam da bunu söylediğini ileri sürdü.
Iğdır kararının tutanağını gösteren Öztrak, kararda, 'Kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki yolsuzluklara dayanarak seçimin iptali istenemez' dendiğini bildirdi.
Bu karara rağmen YSK'nin önüne gelen 'kumpas dosyasını' görüşmeyi olağan dışı bir biçimde sürekli ertelemesinin soru işaretlerine neden olduğunu belirten Öztrak, YSK üzerinde iktidarın çok ciddi baskısı olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:
'İktidarın saltanat kayığı olan yandaş gazetelerde YSK üyelerinin boy boy resimleri teşhir edilmiştir. Ben bu medyayı uyarıyorum, en son bu iş yapıldığında Danıştay'da kan dökülmüştür. Bu yayınlarla kimler hedef tahtasına oturtulmak istenmektedir? Bu ne kepazeliktir. Biz bu tehditlerin şerefli Türk yargıçlarına etki yapmayacağına, onları korkutmayacağına inanmak istiyoruz. İktidarın devlet görevlilerine kağıt ürettirip, sandıktan çıkan sonucu itibarsızlaştırarak İstanbul'da kaybettiği seçimleri masa başında çalma operasyonuna hiçbir şekilde izin verilmemelidir. YSK önünde Türk demokrasisi ve hukuk devleti açısından tarihi bir sorumluluk vardır. Bu itiraz ve ertelemelerle Türkiye çok kıymetli vakti kaybetmektedir. Bu kaybın bedelini hep birlikte ödüyoruz.'
'Belirsizlikte yatırımcılara güven verilemez'
Öztrak, 'İstanbul seçimlerinin yılan hikayesine dönmesinin, ekonomisi durgunluğa giren, yurttaşları pahalılıkla boğuşan bir ülkede ciddi bir ekonomik programın açıklanmasının ertelenmesine de neden olduğunu' savundu. Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan programın ise bir ekonomik program olmadığını iddia etti.
Belirsizlikle yatırımcılara gereken güvenin verilemeyeceğine de değinen Öztrak, 'İstanbul seçimleri sadece demokrasi ve hukuk devleti açısından önemli değildir. İstanbul kararı vatandaşlarımızın aşını, işini ve geleceğini de etkileyecektir. Mesele artık İmamoğlu veya CHP, Millet İttifakı meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye seçimle gelenlerin seçimle gittiği bir demokrasi midir yoksa koltuğa oturanların bir daha kalkmadığı totaliter bir rejim midir? YSK yargıçları şimdi bunun kararını verecektir. Tarihi bir süreç yaşıyoruz, bu süreçte sorumluluk sahibi olan herkes, tarihe nasıl geçmek istiyorsa öyle davranmalıdır.' diye konuştu.
Kaynak: AA
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 'Türk Futbolunun Sinyoru' kabul edilen Can Bartu'ya Allah'tan rahmet, ailesine ve Fenerbahçe camiasına başsağlığı diledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 24 Nisan'ı 'Ermeni soykırımını anma günü' ilan etmesine tepki gösteren Öztrak, 'Bu kabul edilebilir bir husus değildir. Tarihçilerin karar vermesi gereken, yine Fransa'daki hukuk camiasının da bizim görüşümüzü paylaştığı ortamda, Fransa Cumhurbaşkanı'nın hukuku bir kenara iterek böyle bir girişimde bulunmasını kınıyoruz.' diye konuştu.
Öztrak, 31 Mart'taki yerel seçime ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. '3 Nisan'da Dolmabahçe'de düğmesine basılan seçimleri çalma operasyonu tüm hızıyla devam ediyor.' ifadelerini kullanan Öztrak, şöyle devam etti:
'İktidar partisinin Büyükçekmece'de seçimlerin iptalini istemesiyle başlayan kumpas, devletin mülkiye müfettişleri, polislerine toplatılan malzemelerle, tutanaklarla ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor. Büyükçekmece'den gelen son haberlere göre 'Toplayamıyorsanız yeterli sayıda delili, delil üretin' denmiş. Yani masa başında tutanak üreteceklermiş. Hedef, Büyükçekmece'de kesinleşmiş seçmen listelerini kullanarak İstanbul'da seçimleri iptal ettirmek. Seçmen listeleri, kanuna göre seçimden önce askıya çıkmış, itiraz süreci sonunda da YSK tarafından kesinleştirilmiştir. YSK, tüm partilere ve vatandaşlara seçime geçmeden önce 'Bu listelere itirazınız var mı yok mu?' diye sormuştur.'
İktidarın ayrıca kesinleşmiş sandık kurulları üzerinden de yeni bir İstanbul itirazına hazırlandığını duyduklarını aktaran Öztrak, burada da devlet memurlarının kullanıldığını söyledi.
YSK'nin sandık kurullarına da 'İtiraz var mı yok mu?' diye sorduğunu hatırlatan Öztrak, 'Burada da yapılacak itirazlar artık yasal değildir. Nikahtan sonra yapılacak olan itirazlar oyun bozanlıktır, mızıkçılıktır.' dedi.
Öztrak, YSK'nin seçim takvimine göre sürecin 1 Ocak'ta başladığını ve 31 Mart'ta bittiğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
'İktidarın memurlarının kumpas dosyasına koydukları usulsüzlükleri 3 ayda tespit edememişken, 5-6 günde bunları nasıl tespit edebildiği önemli bir husustur. 3 ayda bulamamışsın, bir haftadan az bir sürede bunu tespit ediyorsun. Anlaşılan birilerinin seçimi çalmak için daha önce döşediği mayınlar o gün elde kalınca, bugün kumpas malzemesi olarak kullanılmak istenmektedir. Unutulmasın, seçimlerde hileyi elinde güç olanlar yapar. Nikahtan önce yapılmayan itirazın, nikahtan sonra yapılması hukuksuzluktur.'
YSK'nin geçmiş kararlarının ortada olduğuna dikkati çeken Öztrak, 2014'de Iğdır seçimlerinde aldığı kararın tam da bunu söylediğini ileri sürdü.
Iğdır kararının tutanağını gösteren Öztrak, kararda, 'Kesinleşmiş seçmen kütüklerindeki yolsuzluklara dayanarak seçimin iptali istenemez' dendiğini bildirdi.
Bu karara rağmen YSK'nin önüne gelen 'kumpas dosyasını' görüşmeyi olağan dışı bir biçimde sürekli ertelemesinin soru işaretlerine neden olduğunu belirten Öztrak, YSK üzerinde iktidarın çok ciddi baskısı olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Öztrak, şu değerlendirmede bulundu:
'İktidarın saltanat kayığı olan yandaş gazetelerde YSK üyelerinin boy boy resimleri teşhir edilmiştir. Ben bu medyayı uyarıyorum, en son bu iş yapıldığında Danıştay'da kan dökülmüştür. Bu yayınlarla kimler hedef tahtasına oturtulmak istenmektedir? Bu ne kepazeliktir. Biz bu tehditlerin şerefli Türk yargıçlarına etki yapmayacağına, onları korkutmayacağına inanmak istiyoruz. İktidarın devlet görevlilerine kağıt ürettirip, sandıktan çıkan sonucu itibarsızlaştırarak İstanbul'da kaybettiği seçimleri masa başında çalma operasyonuna hiçbir şekilde izin verilmemelidir. YSK önünde Türk demokrasisi ve hukuk devleti açısından tarihi bir sorumluluk vardır. Bu itiraz ve ertelemelerle Türkiye çok kıymetli vakti kaybetmektedir. Bu kaybın bedelini hep birlikte ödüyoruz.'
'Belirsizlikte yatırımcılara güven verilemez'
Öztrak, 'İstanbul seçimlerinin yılan hikayesine dönmesinin, ekonomisi durgunluğa giren, yurttaşları pahalılıkla boğuşan bir ülkede ciddi bir ekonomik programın açıklanmasının ertelenmesine de neden olduğunu' savundu. Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan programın ise bir ekonomik program olmadığını iddia etti.
Belirsizlikle yatırımcılara gereken güvenin verilemeyeceğine de değinen Öztrak, 'İstanbul seçimleri sadece demokrasi ve hukuk devleti açısından önemli değildir. İstanbul kararı vatandaşlarımızın aşını, işini ve geleceğini de etkileyecektir. Mesele artık İmamoğlu veya CHP, Millet İttifakı meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye seçimle gelenlerin seçimle gittiği bir demokrasi midir yoksa koltuğa oturanların bir daha kalkmadığı totaliter bir rejim midir? YSK yargıçları şimdi bunun kararını verecektir. Tarihi bir süreç yaşıyoruz, bu süreçte sorumluluk sahibi olan herkes, tarihe nasıl geçmek istiyorsa öyle davranmalıdır.' diye konuştu.