KAPLAN Ve PARS TSK'ya Teslim Edildi
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı ve FNSS Savunma Sistemleri arasında imzalanan sözleşme kapsamında üretimi tamamlanan iki adet KAPLAN STA aracı Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı ve FNSS Savunma Sistemleri arasında 27 Haziran 2016 tarihinde imzalanan sözleşme kapsamında üretimi tamamlanan ilk iki adet KAPLAN STA, Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi.
FNSS Savunma Sistemleri Gölbaşı Tesislerinde gerçekleştirilen "Silah Taşıyıcı Araçlar Projesi İlk Araç Teslim Töreni", Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in himayelerinde, Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve savunma sektörü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, "Savunma Sanayii Başkanlığı olarak, savunma sanayindeki tüm stratejik ihtiyaçlarımızı kendimiz tasarlayabilir, geliştirebilir, üretebilir ve bunların ihracatını yapabilir hale gelme yolunda durup dinlenmeden daima ileriye bakarak ve tüm vatandaşlarımızın desteğini arkamızda hissederek çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Bunu sektör olarak bir ideal ve çalışma azmi olarak ortaya koymuş durumdayız. Başkanlığımızın kurulduğu dönemdeki en büyük hedeflerinden biri, Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın zırhlı muharebe aracı ihtiyacının ortak üretim yolu ile karşılanmasıydı. İşte o günlerde tam da üzerinde bulunduğumuz topraklarda ekilen tohum, yıllar içerisinde gelişti" ifadelerini kullandı.
Özellikle son on beş yılda yaptıkları büyük atılımlar sayesinde tohumların meyvelerini vermeye başladığını aktaran Demir, "Bu süreçte, mayına karşı korumalı aracımız ’Kirpi’, zırhlı personel taşıyıcı araçlarımız Ejder Yalçın, Vuran ve Kobra, Fırtına obüslerimiz, seyyar yüzücü hücum köprümüz Samur, zırhlı istihkam makinemiz Kunduz, taktik tekerlekli araçlarımız, akaryakıt tankerlerimiz, tank taşıyıcı araçlarımız, gizli zırhlı araç ve midibüslerimiz gibi birçok aracımızı gittikçe yükselen yerlilik oranları ile tasarladık geliştirdik, ürettik ve TSK envanterine kazandırdık. Bunların yanı sıra, Leopard 1 tankımızın atış kontrol sistemini yerlileştirdik, M60 tanklarımızın modernizasyonunu gerçekleştirdik. Altay ana muharebe tankımızın prototip geliştirme ve kalifikasyon faaliyetlerini tamamladık ve seri üretim dönemine geçiş yaptık. Başkanlığımız projelerinin yanı sıra devletimiz ve özel sektörümüzün girişimleri ile gerçekleştirilen zırhlı personel taşıyıcı, 6x6, 8x8 ve hafif tank gibi araçların ihracatları ise geldiğimiz noktayı gösteren en önemli işaretlerden biridir" diye konuştu.
Türkiye’nin ihracat pazarında şu anda en aktif olduğu sektörlerden birisinin zırhlı personel taşıyıcı ve muharebe araçlar olduğunu kaydeden Demir, "İşte bu gelişmeler sayesinde yurt dışı kaynağa ihtiyaç duymadan, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatı gibi terör örgütlerini çökertmeye yönelik faaliyetleri kendi imkânlarımızla gerçekleştirebildik. Bütün bu projelerde gittikçe artan tecrübemiz, yeteneğimiz ve çalışma azmimizle geleceğe daha umutla bakıyor ve kararlı adımlarla ilerliyoruz. Bu minvalde, özellikle kara araçları sektöründe yerlilik oranının daha da yukarılara çıkarılabilmesi için çalışmalarımıza devam edecek ve konvansiyonel harp araçlarının yanında teknolojiye ayak uydurabilmek hatta öncülük edebilmek adına yeni alanlarda da çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Yerli zırh çeliği üretebilme anlamında özel sektörün girişimleri ile büyük yol katettiklerini ve yakın zamanda araçları yerli zırh çeliği ile üretebileceklerini vurgulayan Demir şunları kaydetti:
"Bunun yanında araçlarımızın kalbi olan motor ve transmisyon geliştirme projelerimiz, modernizasyon projelerimiz ve yeni nesil araç projelerimiz de kararlı bir şekilde devam etmektedir. Son dönemde hızlı bir şekilde giriş yaptığımız ve yakın geleceğin teknolojisi olarak gördüğümüz insansız kara araçlarında ise, hafif, orta ve ağır sınıf olmak üzere üç farklı kategoride geliştirme faaliyetlerine başladık ve hatta hafif sınıfta ürün teslimatları da gerçekleştirdik. Bugün ise burada, yoğun çabamızın bir meyvesi olan KORNET ve yerli üretim orta menzilli tanksavar füzemiz OMTAS’ları taşıyacak Kaplan ve Pars Silah Taşıyıcı araçlarımızı envantere teslim etmenin haklı gururunu yaşamaktayız."
Demir, ileride yapılacak projelerde yerlilik oranını artırarak, milli tasarımlarla, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayan ve ihracat pazarında zırhlı personel taşıyıcı ve muharip araçlar konusunda Türkiye’nin artık dünyada söz sahibi bir ülke olduğunu ilan edeceklerini ve bu ürünlerle dünyaya Türk gücünü gösterecek aşamaya geldiklerini görmek istediğinin altını çizdi.
Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) projesi çerçevesinde geliştirilen KAPLAN STA, FNSS’nin yeni nesil zırhlı muharebe aracı olarak tanımlanıyor. Otomatik şanzımana ve ana muharebe tankları ile ortak hareket yeteneğine sahip olan KAPLAN, farklı alt sistemlerin entegre edilmesi suretiyle geniş yelpazedeki görevleri yerine getirebiliyor. Mayın ve zırh koruması bulunan araç, düşük ağırlığa sahip gövde yapısı ve 5 yol tekeri sayesinde, farklı coğrafi şartlarda yüksek mobilite imkanı sunuyor. Soğuk ve sıcak iklim koşullarında, çamurlu ve engebeli arazilerde, asfalt veya stabilize yollarda yüksek hızlı hareket yeteneğine sahip olan aracın gelişmiş süspansiyonlu palet sistemi, araçta oluşan titreşimi azaltmaya ve yol tutuşunu arttırmaya yönelik olarak tasarlandı.
Amfibi bir araç olan KAPLAN STA kendi sınıfında bu kabiliyete sahip az sayıdaki araçlardan birisi, arka tarafından yer alan suda itki sistemi sayesinde kullanıcısının derin ve akıntılı sularda hazırlıksız olarak operasyon yapmasını olanaklı hale getiren KAPLAN STA’nın gövdesi, balistik malzemelerden, balistik kaynak tekniği ile birleştirilerek imal edildi. Güç grubu kabini ile genişletilmiş sürücü bölmesinin ön tarafta yer aldığı aracın nişancı ve komuta mahalleri ise orta kısımda bulunuyor. Aracın arka kısmında ise nişancı yardımcısı ve ilave personel bölümü yer alıyor.
KAPLAN STA’nın vurucu gücünü ise modern atış ve komuta kontrol yeteneklerine sahip olacak şekilde FNSS tarafından geliştirilen Uzaktan Komutalı Tanksavar Kulesi oluşturuyor.
PARS 4X4 STA ise, düşük bir silüete ve amfibi özelliğe sahip. İçerisinde dört kişilik mürettebatı bulunan araç, hiçbir ön hazırlık gerektirmeden derin ve akıntılı suda operasyon yapabiliyor. Aracın sudaki arttırılmış manevra kabiliyeti, arkasında konumlandırılan iki adet pervane/uskur ile sağlanıyor. PARS 4X4 STA, yere yakın ağırlık merkezi, tam bağımsız süspansiyon sistemi, ABS destekli hidrolik disk frenleri, düşük yer basıncı, arttırılmış yaklaşma ve uzaklaşma açıları, azaltılmış kırılma açısı ile her türlü zorlu arazide hareket edebiliyor. Yüzde 70 dik eğim tırmanabilen , yüzde 40 yan eğimde tutunabilen PARS 4X4, 40 santimetre dik engelleride kolaylıkla geçebiliyor. Aracın önünde yer alan hidrolik kurtarma vinci sayesinde PARS, ihtiyaç halinde kendini kurtarabiliyor. PARS’ın hareket kabiliyeti, merkezi lastik şişirme sistemi ile arttırılmış olup, lastik içi katı disk sistemi sayesinde "Patlak Gider” (Run Flat) özelliğine de sahip, asfaltta 110 kilometre azami hız ve 700 kilometre menzile sahip. Gevşek ve kaygan zeminde aks kilidi bulunan PARS 4X4, otomatik bir şanzımana sahip, balistik gereksinimlere uygun olarak tasarlanan korumalı camlar, aynı zamanda sürücü ve araç içeresindeki tüm personele geniş bir görüş açısı sağlıyor.
PARS, entegre gece ve gündüz kameraları sayesinde karanlık ortamlarda dahi sürücü ve komutana kullanım kolaylığı sağlıyor. Sürücü, komutan ve nişancı için özel olarak geliştirilen kumanda ve ikaz panelleri ile yükseklik ayarlı mayın koruma koltukları; farklı ölçü ve donanımlardaki askeri personelin ihtiyaçlarına göre tasarlandı. Mayınlara ve el yapımı patlayıcılara karşı korumalı olan aracın gövdesi, balistik malzemeden üretildi. Farklı görev ve kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik ekipmanların araç içerisinde kullanılması veya taşınması göz önünde tutularak tasarlanan PARS, yük taşıma kapasitesi ve açık mimari özellikleri ile de dikkat çekiyor. PARS’ın ateş gücünü FNSS tarafından geliştirilen Uzaktan Komutalı Tanksavar Kulesi oluşturuyor. Kulenin muadilleriyle karşılaştırıldığında en ayrıştırıcı özelliği, KORNET ve OMTAS gibi iki farklı güdümlü tanksavar roketlerini ateşleyebilen konfigürasyonlarının mevcut olması.
Kaynak: İHA
FNSS Savunma Sistemleri Gölbaşı Tesislerinde gerçekleştirilen "Silah Taşıyıcı Araçlar Projesi İlk Araç Teslim Töreni", Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’in himayelerinde, Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve savunma sektörü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, "Savunma Sanayii Başkanlığı olarak, savunma sanayindeki tüm stratejik ihtiyaçlarımızı kendimiz tasarlayabilir, geliştirebilir, üretebilir ve bunların ihracatını yapabilir hale gelme yolunda durup dinlenmeden daima ileriye bakarak ve tüm vatandaşlarımızın desteğini arkamızda hissederek çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Bunu sektör olarak bir ideal ve çalışma azmi olarak ortaya koymuş durumdayız. Başkanlığımızın kurulduğu dönemdeki en büyük hedeflerinden biri, Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın zırhlı muharebe aracı ihtiyacının ortak üretim yolu ile karşılanmasıydı. İşte o günlerde tam da üzerinde bulunduğumuz topraklarda ekilen tohum, yıllar içerisinde gelişti" ifadelerini kullandı.
Özellikle son on beş yılda yaptıkları büyük atılımlar sayesinde tohumların meyvelerini vermeye başladığını aktaran Demir, "Bu süreçte, mayına karşı korumalı aracımız ’Kirpi’, zırhlı personel taşıyıcı araçlarımız Ejder Yalçın, Vuran ve Kobra, Fırtına obüslerimiz, seyyar yüzücü hücum köprümüz Samur, zırhlı istihkam makinemiz Kunduz, taktik tekerlekli araçlarımız, akaryakıt tankerlerimiz, tank taşıyıcı araçlarımız, gizli zırhlı araç ve midibüslerimiz gibi birçok aracımızı gittikçe yükselen yerlilik oranları ile tasarladık geliştirdik, ürettik ve TSK envanterine kazandırdık. Bunların yanı sıra, Leopard 1 tankımızın atış kontrol sistemini yerlileştirdik, M60 tanklarımızın modernizasyonunu gerçekleştirdik. Altay ana muharebe tankımızın prototip geliştirme ve kalifikasyon faaliyetlerini tamamladık ve seri üretim dönemine geçiş yaptık. Başkanlığımız projelerinin yanı sıra devletimiz ve özel sektörümüzün girişimleri ile gerçekleştirilen zırhlı personel taşıyıcı, 6x6, 8x8 ve hafif tank gibi araçların ihracatları ise geldiğimiz noktayı gösteren en önemli işaretlerden biridir" diye konuştu.
Türkiye’nin ihracat pazarında şu anda en aktif olduğu sektörlerden birisinin zırhlı personel taşıyıcı ve muharebe araçlar olduğunu kaydeden Demir, "İşte bu gelişmeler sayesinde yurt dışı kaynağa ihtiyaç duymadan, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatı gibi terör örgütlerini çökertmeye yönelik faaliyetleri kendi imkânlarımızla gerçekleştirebildik. Bütün bu projelerde gittikçe artan tecrübemiz, yeteneğimiz ve çalışma azmimizle geleceğe daha umutla bakıyor ve kararlı adımlarla ilerliyoruz. Bu minvalde, özellikle kara araçları sektöründe yerlilik oranının daha da yukarılara çıkarılabilmesi için çalışmalarımıza devam edecek ve konvansiyonel harp araçlarının yanında teknolojiye ayak uydurabilmek hatta öncülük edebilmek adına yeni alanlarda da çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.
Yerli zırh çeliği üretebilme anlamında özel sektörün girişimleri ile büyük yol katettiklerini ve yakın zamanda araçları yerli zırh çeliği ile üretebileceklerini vurgulayan Demir şunları kaydetti:
"Bunun yanında araçlarımızın kalbi olan motor ve transmisyon geliştirme projelerimiz, modernizasyon projelerimiz ve yeni nesil araç projelerimiz de kararlı bir şekilde devam etmektedir. Son dönemde hızlı bir şekilde giriş yaptığımız ve yakın geleceğin teknolojisi olarak gördüğümüz insansız kara araçlarında ise, hafif, orta ve ağır sınıf olmak üzere üç farklı kategoride geliştirme faaliyetlerine başladık ve hatta hafif sınıfta ürün teslimatları da gerçekleştirdik. Bugün ise burada, yoğun çabamızın bir meyvesi olan KORNET ve yerli üretim orta menzilli tanksavar füzemiz OMTAS’ları taşıyacak Kaplan ve Pars Silah Taşıyıcı araçlarımızı envantere teslim etmenin haklı gururunu yaşamaktayız."
Demir, ileride yapılacak projelerde yerlilik oranını artırarak, milli tasarımlarla, Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılayan ve ihracat pazarında zırhlı personel taşıyıcı ve muharip araçlar konusunda Türkiye’nin artık dünyada söz sahibi bir ülke olduğunu ilan edeceklerini ve bu ürünlerle dünyaya Türk gücünü gösterecek aşamaya geldiklerini görmek istediğinin altını çizdi.
Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) projesi çerçevesinde geliştirilen KAPLAN STA, FNSS’nin yeni nesil zırhlı muharebe aracı olarak tanımlanıyor. Otomatik şanzımana ve ana muharebe tankları ile ortak hareket yeteneğine sahip olan KAPLAN, farklı alt sistemlerin entegre edilmesi suretiyle geniş yelpazedeki görevleri yerine getirebiliyor. Mayın ve zırh koruması bulunan araç, düşük ağırlığa sahip gövde yapısı ve 5 yol tekeri sayesinde, farklı coğrafi şartlarda yüksek mobilite imkanı sunuyor. Soğuk ve sıcak iklim koşullarında, çamurlu ve engebeli arazilerde, asfalt veya stabilize yollarda yüksek hızlı hareket yeteneğine sahip olan aracın gelişmiş süspansiyonlu palet sistemi, araçta oluşan titreşimi azaltmaya ve yol tutuşunu arttırmaya yönelik olarak tasarlandı.
Amfibi bir araç olan KAPLAN STA kendi sınıfında bu kabiliyete sahip az sayıdaki araçlardan birisi, arka tarafından yer alan suda itki sistemi sayesinde kullanıcısının derin ve akıntılı sularda hazırlıksız olarak operasyon yapmasını olanaklı hale getiren KAPLAN STA’nın gövdesi, balistik malzemelerden, balistik kaynak tekniği ile birleştirilerek imal edildi. Güç grubu kabini ile genişletilmiş sürücü bölmesinin ön tarafta yer aldığı aracın nişancı ve komuta mahalleri ise orta kısımda bulunuyor. Aracın arka kısmında ise nişancı yardımcısı ve ilave personel bölümü yer alıyor.
KAPLAN STA’nın vurucu gücünü ise modern atış ve komuta kontrol yeteneklerine sahip olacak şekilde FNSS tarafından geliştirilen Uzaktan Komutalı Tanksavar Kulesi oluşturuyor.
PARS 4X4 STA ise, düşük bir silüete ve amfibi özelliğe sahip. İçerisinde dört kişilik mürettebatı bulunan araç, hiçbir ön hazırlık gerektirmeden derin ve akıntılı suda operasyon yapabiliyor. Aracın sudaki arttırılmış manevra kabiliyeti, arkasında konumlandırılan iki adet pervane/uskur ile sağlanıyor. PARS 4X4 STA, yere yakın ağırlık merkezi, tam bağımsız süspansiyon sistemi, ABS destekli hidrolik disk frenleri, düşük yer basıncı, arttırılmış yaklaşma ve uzaklaşma açıları, azaltılmış kırılma açısı ile her türlü zorlu arazide hareket edebiliyor. Yüzde 70 dik eğim tırmanabilen , yüzde 40 yan eğimde tutunabilen PARS 4X4, 40 santimetre dik engelleride kolaylıkla geçebiliyor. Aracın önünde yer alan hidrolik kurtarma vinci sayesinde PARS, ihtiyaç halinde kendini kurtarabiliyor. PARS’ın hareket kabiliyeti, merkezi lastik şişirme sistemi ile arttırılmış olup, lastik içi katı disk sistemi sayesinde "Patlak Gider” (Run Flat) özelliğine de sahip, asfaltta 110 kilometre azami hız ve 700 kilometre menzile sahip. Gevşek ve kaygan zeminde aks kilidi bulunan PARS 4X4, otomatik bir şanzımana sahip, balistik gereksinimlere uygun olarak tasarlanan korumalı camlar, aynı zamanda sürücü ve araç içeresindeki tüm personele geniş bir görüş açısı sağlıyor.
PARS, entegre gece ve gündüz kameraları sayesinde karanlık ortamlarda dahi sürücü ve komutana kullanım kolaylığı sağlıyor. Sürücü, komutan ve nişancı için özel olarak geliştirilen kumanda ve ikaz panelleri ile yükseklik ayarlı mayın koruma koltukları; farklı ölçü ve donanımlardaki askeri personelin ihtiyaçlarına göre tasarlandı. Mayınlara ve el yapımı patlayıcılara karşı korumalı olan aracın gövdesi, balistik malzemeden üretildi. Farklı görev ve kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik ekipmanların araç içerisinde kullanılması veya taşınması göz önünde tutularak tasarlanan PARS, yük taşıma kapasitesi ve açık mimari özellikleri ile de dikkat çekiyor. PARS’ın ateş gücünü FNSS tarafından geliştirilen Uzaktan Komutalı Tanksavar Kulesi oluşturuyor. Kulenin muadilleriyle karşılaştırıldığında en ayrıştırıcı özelliği, KORNET ve OMTAS gibi iki farklı güdümlü tanksavar roketlerini ateşleyebilen konfigürasyonlarının mevcut olması.