GRAFİKLİ - Libya'da Yönetim Kaosu
Zengin yeraltı kaynaklarına sahip Libya'da ülkeyi 42 yıl yöneten Kaddafi'nin halk ayaklanmaları sonucu devrilmesinin ardından 6 yıl geçmesine rağmen ülkede istikrar sağlanamadı Adeta siyasi bir kaosun yaşandığı ülkede şu an fiili olarak üç ayrı hükümet yönetim iddiasında bulunurken ülkenin ekonomik kaynakları da bölünmüş durumda Ülkede, biri Trablus'ta UMH'ye, diğeri Beyda kentinde Tobruk Temsilciler Meclisine bağlı iki merkez bankası faaliyet gösteriyor. Bunun dışında Hafter'e bağlı güçler de ülkenin doğusundaki bazı petrol rafinerilerini elinde tutuyor
HAMDİ YILDIZ - Zengin yeraltı kaynaklarına sahip Libya'da ülkeyi 42 yıl yöneten Muammer Kaddafi'nin Şubat 2011'de başlayan halk ayaklanmaları sonucu devrilmesinin ardından 6 yıl geçmesine rağmen ülkede istikrar sağlanamadı.
6 milyondan fazla nüfusa sahip Libya'da yaklaşık 2,4 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor. Adeta siyasi bir kaosun yaşandığı ülkede şu an fiili olarak üç ayrı hükümet yönetim iddiasında bulunurken, ülkenin ekonomik kaynakları da bölünmüş durumda.
- Suheyrat görüşmeleri sonrası 'üç başlı' yönetim
Birleşmiş Milletlerin (BM) çabalarıyla yapılan Suheyrat görüşmelerinin ardından ülkede üç ayrı yönetim ortaya çıktı. Görüşmelerde, Muhammed Süveyhli'nin başkanlığını yürüttüğü Devlet Yüksek Konseyi, Trablus'ta Fayiz es-Serrac liderliğindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile başkanlığını Akile Salih'in üstlendiği Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nin meşruiyeti kabul edildi.
Ayrıca Halife Guveyl liderliğindeki Ulusal Kurtuluş Hükümeti Devlet Yüksek Konseyi'ne bağlılığıyla Trablus'ta yönetimde söz sahibi olmaya çalışıyor. Son günlerde ülke medyasına yansıyan haberlerde, Guveyl'e bağlı hareket eden Ulusal Muhafızlar adlı silahlı bir grubun Trablus'taki güç gösterisi, eleştirilere neden oldu.
- Ülkede kim kimi destekliyor?
Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinden sonra başlayan silahlı mücadele sırasında birçok silahlı grup ortaya çıktı.
23 ayrı grubun içinden çıkan silahlı grupların başını Trablus'taki Milli Genel Kongreyi destekleyen 'Fecr-i Libya' adıyla bilinen örgüt çekiyor. Söz konusu örgütle birlikte Trablus hükümetini 11 silahlı grubun desteklediği belirtiliyor. Buna karşılık Tobruk'taki Temsilciler Meclisini destekleyen silahlı grupların başında Emekli General Halife Hafter geliyor. Hafter, 'Onur Operasyonu' adıyla başlattığı başarısız darbe girişimiyle hatırlanıyor. General Hafter'e bağlı askeri güçler halihazırda ülkede 'terörle mücadele'yi gerekçe göstererek faaliyetlerini sürdürüyor.
Ülkenin doğusunda konuşlanan Tobruk hükümeti ve onun askeri kanadı sayılan Hafter'in; Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün tarafından desteklendiği iddia ediliyor. Ürdün ve Fransa'nın açık destek verdiği Hafter'e bağlı güçlere Mısır ve BAE'nin desteği ise resmi makamlar tarafından şu ana kadar doğrulanmadı.
Fransa Devlet Başkanı François Hollande'ın 20 Temmuz 2016'da Fransa'nın Libya'da istihbarat amacıyla asker bulundurduğunu açıklaması dikkati çekti.
O zamana kadar Libya'da herhangi bir gruba askeri destek verdiği iddialarını reddeden Fransa, Hafter'in 'Onur Operasyonu'nda görev yapan üç Fransız askerin cesetlerinin öldürüldükten sonra medyada yayınlanmasının ardından bu itirafı yapmaya mecbur kaldı.
Libya'da nüfuz mücadelesi veren Rusya da Tobruk Hükümeti'nin silahlı gücü ve iki yıldır Trablus yönetimine karşı silahlı mücadele veren Hafter ile yakın ilişkilere sahip.
Hafter geçen yıl Rusya'ya iki kez ziyarette bulundu. Son olarak 11 Ocak'ta Libya açıklarında demir atan Rus savaş gemisini ziyaret eden General Hafter, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüntülü görüşme gerçekleştirdi. Rus yetkililer, Hafter'i Libya'daki en etkin kişiler arasında kabul ederek, destekliyor.
BM'nin destek verdiği Serrac'ın kurduğu Ulusal Birlik Hükümeti ise uluslararası alanda en çok desteklenen yönetim olarak ülkede varlığını sürdürüyor. Buna rağmen UMH'nin ülkede tarafları çatısı altına alma konusundaki başarısızlığı da gün geçtikçe derinleşiyor.
- Ülkenin ekonomik kaynakları bölündü
Serrac'ın başkanlığındaki UMH göreve başladıktan ve Trablus'a gelmesinin ardından, Libya Merkez Bankası ve Libya Petrol Şirketi UMH'ye bağlı olduklarını ilan etti.
Ülkede, biri Trablus'ta UMH'ye, diğeri Beyda kentinde Tobruk Temsilciler Meclisine bağlı iki merkez bankası faaliyet gösteriyor. Bunun dışında Hafter'e bağlı güçler de ülkenin doğusundaki bazı petrol rafinerilerini elinde tutuyor.
- Ekonomideki çöküş
Zengin yer altı kaynaklarına sahip Libya'nın ekonomisi de ülkede yaşanan yönetim kaosundan dolayı günden güne kötüleşiyor.
BM Libya Özel Temsilcisi Martin Kobler, ülkede ekonomik durumun hızla kötüleştiği uyarısında bulundu. Kobler, 2011-2015 yılları arasında Libya Merkez Bankası gelirlerinin 280 milyar dolardan 60 milyar dolara düştüğünü bu rakamın sıfıra ulaşmasının dahi mümkün olduğunu belirterek, Libya ekonomisi için tehlike çanlarının çaldığını söyledi.
Kobler, ülkedeki insani durumla ilgili ise '6 milyon nüfuslu petrol zengini ülkede 2,4 milyon kişinin insani yardıma, 1,3 milyonun da gıda yardımına ihtiyacı var.' diyerek, ülkenin trajik durumuna dikkati çekti.
- Sürece nasıl gelindi?
Tunus'ta 14 Ocak 2011'de devrik lider Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeden ayrılmasıyla başlayan Arap Baharı rüzgarı bölge ülkelerine de esti. Mısır'da 25 Ocak'ta patlak veren halk ayaklanması ve Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle de hız kazandı.
Mısır'ın ardından Arap Baharı'nın ateşi Libya'ya sıçradı. Libya'da ilk olarak 7 Şubat 2011'de Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'ye karşı 'barışçıl' gösteriler düzenlendi. Barışçıl gösteriler daha sonra Kaddafi yönetiminin göstericilere karşı 'orantısız güç' kullanmasıyla farklı bir boyuta evrildi. Gösterileri bastırmak amacıyla ağır silahlar kullanılmasına karşı çıkan bazı güvenlik güçlerinin göstericilere katılması sonrasında 'barışçıl' gösteriler silahlı mücadeleye dönüştü.
Fransa'nın başkenti Paris'te 19 Mart'ta düzenlenen uluslararası toplantıdan, sivillerin güvenliğini sağlamak için Libya'ya uluslararası müdahale açıklamaları çıkarken aynı gün içinde Fransız uçakları Kaddafi güçlerini bombalamaya başladı.
Saldırıların başlamasından sonra Kaddafi kendi memleketi Sirte'ye çekildi. 20 Ekim'de Trablus güçleri tarafından ele geçirilen Kaddafi'nin Sirte'de öldürüldüğüne ilişkin görüntüler yayınlandı.
Kaddafi'nin devrilmesiyle sonuçlanan süreçte 23 Şubat'ta kurulan Geçici Ulusal Konsey, Trablus'ta yönetime geldi. Ülkede ilk kez 7 Temmuz 2012'de meclis seçimleri gerçekleşti. Seçimler sonucunda Geçici Ulusal Konsey, yerini Milli Genel Kongreye devretti. Hükümeti kurmak için yönetime gelen kongrenin görevleri arasında referandumla onaylanacak yeni anayasayı hazırlamak da bulunuyordu.
Fas'ın Suheyrat kentindeki görüşmelerin ardından Milli Genel Kongrenin görevine son verilmiş, yerine Devlet Yüksek Konseyi kurulmuştu.
Kaynak: AA
6 milyondan fazla nüfusa sahip Libya'da yaklaşık 2,4 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor. Adeta siyasi bir kaosun yaşandığı ülkede şu an fiili olarak üç ayrı hükümet yönetim iddiasında bulunurken, ülkenin ekonomik kaynakları da bölünmüş durumda.
- Suheyrat görüşmeleri sonrası 'üç başlı' yönetim
Birleşmiş Milletlerin (BM) çabalarıyla yapılan Suheyrat görüşmelerinin ardından ülkede üç ayrı yönetim ortaya çıktı. Görüşmelerde, Muhammed Süveyhli'nin başkanlığını yürüttüğü Devlet Yüksek Konseyi, Trablus'ta Fayiz es-Serrac liderliğindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile başkanlığını Akile Salih'in üstlendiği Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi'nin meşruiyeti kabul edildi.
Ayrıca Halife Guveyl liderliğindeki Ulusal Kurtuluş Hükümeti Devlet Yüksek Konseyi'ne bağlılığıyla Trablus'ta yönetimde söz sahibi olmaya çalışıyor. Son günlerde ülke medyasına yansıyan haberlerde, Guveyl'e bağlı hareket eden Ulusal Muhafızlar adlı silahlı bir grubun Trablus'taki güç gösterisi, eleştirilere neden oldu.
- Ülkede kim kimi destekliyor?
Libya'da Kaddafi'nin devrilmesinden sonra başlayan silahlı mücadele sırasında birçok silahlı grup ortaya çıktı.
23 ayrı grubun içinden çıkan silahlı grupların başını Trablus'taki Milli Genel Kongreyi destekleyen 'Fecr-i Libya' adıyla bilinen örgüt çekiyor. Söz konusu örgütle birlikte Trablus hükümetini 11 silahlı grubun desteklediği belirtiliyor. Buna karşılık Tobruk'taki Temsilciler Meclisini destekleyen silahlı grupların başında Emekli General Halife Hafter geliyor. Hafter, 'Onur Operasyonu' adıyla başlattığı başarısız darbe girişimiyle hatırlanıyor. General Hafter'e bağlı askeri güçler halihazırda ülkede 'terörle mücadele'yi gerekçe göstererek faaliyetlerini sürdürüyor.
Ülkenin doğusunda konuşlanan Tobruk hükümeti ve onun askeri kanadı sayılan Hafter'in; Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün tarafından desteklendiği iddia ediliyor. Ürdün ve Fransa'nın açık destek verdiği Hafter'e bağlı güçlere Mısır ve BAE'nin desteği ise resmi makamlar tarafından şu ana kadar doğrulanmadı.
Fransa Devlet Başkanı François Hollande'ın 20 Temmuz 2016'da Fransa'nın Libya'da istihbarat amacıyla asker bulundurduğunu açıklaması dikkati çekti.
O zamana kadar Libya'da herhangi bir gruba askeri destek verdiği iddialarını reddeden Fransa, Hafter'in 'Onur Operasyonu'nda görev yapan üç Fransız askerin cesetlerinin öldürüldükten sonra medyada yayınlanmasının ardından bu itirafı yapmaya mecbur kaldı.
Libya'da nüfuz mücadelesi veren Rusya da Tobruk Hükümeti'nin silahlı gücü ve iki yıldır Trablus yönetimine karşı silahlı mücadele veren Hafter ile yakın ilişkilere sahip.
Hafter geçen yıl Rusya'ya iki kez ziyarette bulundu. Son olarak 11 Ocak'ta Libya açıklarında demir atan Rus savaş gemisini ziyaret eden General Hafter, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la görüntülü görüşme gerçekleştirdi. Rus yetkililer, Hafter'i Libya'daki en etkin kişiler arasında kabul ederek, destekliyor.
BM'nin destek verdiği Serrac'ın kurduğu Ulusal Birlik Hükümeti ise uluslararası alanda en çok desteklenen yönetim olarak ülkede varlığını sürdürüyor. Buna rağmen UMH'nin ülkede tarafları çatısı altına alma konusundaki başarısızlığı da gün geçtikçe derinleşiyor.
- Ülkenin ekonomik kaynakları bölündü
Serrac'ın başkanlığındaki UMH göreve başladıktan ve Trablus'a gelmesinin ardından, Libya Merkez Bankası ve Libya Petrol Şirketi UMH'ye bağlı olduklarını ilan etti.
Ülkede, biri Trablus'ta UMH'ye, diğeri Beyda kentinde Tobruk Temsilciler Meclisine bağlı iki merkez bankası faaliyet gösteriyor. Bunun dışında Hafter'e bağlı güçler de ülkenin doğusundaki bazı petrol rafinerilerini elinde tutuyor.
- Ekonomideki çöküş
Zengin yer altı kaynaklarına sahip Libya'nın ekonomisi de ülkede yaşanan yönetim kaosundan dolayı günden güne kötüleşiyor.
BM Libya Özel Temsilcisi Martin Kobler, ülkede ekonomik durumun hızla kötüleştiği uyarısında bulundu. Kobler, 2011-2015 yılları arasında Libya Merkez Bankası gelirlerinin 280 milyar dolardan 60 milyar dolara düştüğünü bu rakamın sıfıra ulaşmasının dahi mümkün olduğunu belirterek, Libya ekonomisi için tehlike çanlarının çaldığını söyledi.
Kobler, ülkedeki insani durumla ilgili ise '6 milyon nüfuslu petrol zengini ülkede 2,4 milyon kişinin insani yardıma, 1,3 milyonun da gıda yardımına ihtiyacı var.' diyerek, ülkenin trajik durumuna dikkati çekti.
- Sürece nasıl gelindi?
Tunus'ta 14 Ocak 2011'de devrik lider Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeden ayrılmasıyla başlayan Arap Baharı rüzgarı bölge ülkelerine de esti. Mısır'da 25 Ocak'ta patlak veren halk ayaklanması ve Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle de hız kazandı.
Mısır'ın ardından Arap Baharı'nın ateşi Libya'ya sıçradı. Libya'da ilk olarak 7 Şubat 2011'de Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'ye karşı 'barışçıl' gösteriler düzenlendi. Barışçıl gösteriler daha sonra Kaddafi yönetiminin göstericilere karşı 'orantısız güç' kullanmasıyla farklı bir boyuta evrildi. Gösterileri bastırmak amacıyla ağır silahlar kullanılmasına karşı çıkan bazı güvenlik güçlerinin göstericilere katılması sonrasında 'barışçıl' gösteriler silahlı mücadeleye dönüştü.
Fransa'nın başkenti Paris'te 19 Mart'ta düzenlenen uluslararası toplantıdan, sivillerin güvenliğini sağlamak için Libya'ya uluslararası müdahale açıklamaları çıkarken aynı gün içinde Fransız uçakları Kaddafi güçlerini bombalamaya başladı.
Saldırıların başlamasından sonra Kaddafi kendi memleketi Sirte'ye çekildi. 20 Ekim'de Trablus güçleri tarafından ele geçirilen Kaddafi'nin Sirte'de öldürüldüğüne ilişkin görüntüler yayınlandı.
Kaddafi'nin devrilmesiyle sonuçlanan süreçte 23 Şubat'ta kurulan Geçici Ulusal Konsey, Trablus'ta yönetime geldi. Ülkede ilk kez 7 Temmuz 2012'de meclis seçimleri gerçekleşti. Seçimler sonucunda Geçici Ulusal Konsey, yerini Milli Genel Kongreye devretti. Hükümeti kurmak için yönetime gelen kongrenin görevleri arasında referandumla onaylanacak yeni anayasayı hazırlamak da bulunuyordu.
Fas'ın Suheyrat kentindeki görüşmelerin ardından Milli Genel Kongrenin görevine son verilmiş, yerine Devlet Yüksek Konseyi kurulmuştu.