Sanko Sanat Galersinde Sergi
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Kılıç, Gaziantep’te sanatın ve sanatçının buluşma noktası haline gelen Sanko Sanat Galerisinde, “Mistik İzler” temalı kişisel resim sergisi açtı.
Serginin açılışına Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav, Sanko Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Halil Çiçek, Yürütme Kurulu Üyeleri Sevim Karakaş ve Murat Köylüoğlu, Sanko Sanat Galerisi Seçici Kurul Üyesi Aslı Özen, Sanko Park yöneticileri, sanatçılar ve sanatseverler katıldı.
Gaziantep’te sergi açmasına fırsat veren Sanko Ailesine teşekkür ederek konuşmasına başlayan Ressam Doç. Dr. Erol Kılıç, Selçuklu ve Osmanlı sanatının yüzyıllar içinde oluşturduğu mistik estetik dili, resimlerinde bir araya getirdiğini söyledi.
“Çağdaş sanatın kreatif özelliği ile yeniden hayat bulmasını sağladım. Resim bir anlam ifade etmesi için yapılan bir şey değildir” diyen Kılıç, “Sanat yapmak bir problemi çözme isteğidir. Bir probleminiz varsa bir rahatsızlığınız var demektir. Sanatçılarda rahatsızlığı gidermek için sanatını yapar. Bu rahatsızlık içsel rahatsızlıktır. Esinlendiğiniz ve etkilendiğiniz durumlar vardır. Bu esinlenme ve etkilenme sonucu harekete geçersiniz. Ne kadar sık etkilenme ve esinlenme olursa sanata yoğunlaşmanızda o kadar artar. Sanatta, insan olgunlaştığı zaman oluşturma heyecanını gidermek ister ve o kendiliğinden olan bir durumdur. O heyecan varsa üretebilirsiniz. Selçuklu ve Osmanlı’dan etkilenerek şimdiye kadar 300’e yakın eser ürettim. Beni etkileyen şeyler kültürel ve tarihsel süreçlerdir. Burada tarih vardır kültürel imgeler vardır. Yaşanmış değerlerin sembolik yansımaları vardır. Bunlar her an karşımıza çıkan şeylerdir. Taş, mermer ya da ahşap üzerine yapılmış kültürel imgelerin kalıntılarını her yerde görürüz. Bunlar zaman içerisinde eskimiş ve yıpranmıştır. Yıpranarak kendi plastizimini oluşturmuştur. Beni rahatsız eden bu tür objelerdir. Resimlerimde bunların yansımaları ve izleri görülür. Bunlar inançla da birleşince ‘Mistik İzler’e dönüşür” şeklinde konuştu.
’’Sanata yoğunlaştım’’
Ortaokuldan itibaren resme meraklı olduğuna dikkat çeken Kılıç, “2008 yılında doçent olduktan sonra radikal bir karar aldım ve üzerimde bulunan bütün idari görevleri bırakarak sadece sanatla uğraşmaya karar verdim. İçinde ev ve atölye bulunan bir yer satın aldım. Böylece zamanı tamamen sanata ve kendime ayırdım” dedi.
“Benim kullandığım teknik diğer sanatçılarımızın kullandığı teknikten farklı. Akrilik boya tekniği ama bu sadece boya değil diyen Kılıç, “Akriliğin imkanlarını zorlayarak, orada kalın boya tabakalarıyla, kaligrafik doku elde ediyorum. Neden kaligrafik doku? Çünkü gelenekle olan ilişkisini bulmak istiyorum. Bizim geleneğimizde yazı kültürü var. Benim resimlerimin de satır aralığına baktığınızda bu izleri görürsünüz. Yaşamla sanatçı arasında derin bir ilişki var. Sanatçı sıradan değildir. Sanatçılar sıradanlığı sevmezler. Çünkü sıradan olmak bir şeylerin farkında olmamaktır. Yaşamdaki derin izleri sanatımıza vermeye çalışıyorum. Aslında sanatçı dediğimiz kişi bu hayatın güzelliğinin sarhoşluğuna kapılandır” dedi.
Sanatçıyı kutlayan Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav ise Sanko Sanat Galerisinin kültür ve sanat alanında Gaziantep’te güzel çalışmalar yaptığını ve yapmaya da devam edeceğine inandığını kaydetti.
Erol Kılıç’ı 1998 yılından bu yana tanıdığını anlatan Prof. Dr. Sınav, “Kendisi renk tınısını Türkiye’de en iyi kullanan sanatçılarımızdandır. Böyle bir sanatçının burada olması çok güzel bir isabet olmuş. Her bir eserini saatlerce keyif alarak izleyebilirim. Gönül ister ki bütün eserleri burada kalsın” diye konuştu.
Konuşmalardan sonra, Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav, SANKO Holding tarafından bastırılan ve Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin bilimsel yayını olan “Belkıs Zeugma ve Mozaikleri” isimli bilimsel yayını sanatçıya takdim etti.
Sanatçı Kılıç’ın 28 eserinin yer aldığı sergi, Sanko Sanat Galerisinde 29 Aralık’a kadar her gün 10.00-22.00 saatleri arasında gezilebilecek.
Sanatçı
Kayseri’de 1961 yılında doğan sanatçı, 1985’te Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünden mezun oldu. 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim Üyesi olarak göreve başlayan sanatçı, 2000’de doktorasını tamamladı.
2003 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesinde göreve başlayan sanatçı, aynı yıl Antalya–Nürnberg kardeş şehir anlaşması kapsamında sanatçı değişim programı ile Almanya’nın Nürnberg kentinde araştırma ve inceleme yapmak üzere görevlendirildi.
1996- 2004 yılları arasında başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde müzeleri ziyaret ederek incelemelerde bulunan ve 2008’de doçent olan sanatçı, Akdeniz Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesinde görevine devam ediyor.
Zaman içerisinde oluşmuş geleneksel sanatların görsel dilini dünyaya taşıma gayreti içinde olan ve son yıllarda çıkış yapan önemli çağdaş sanatçılarımızdan birisi olan Kılıç, kültürel imgelerle kurguladığı resimlerinde, özgün bir boya plastizmi ile bazen minyatürlü bir elyazmasında yorumladığı silsilenamelerle ön plana çıkarırken, bazen de 15 ve 16. yüzyılın özelliği olan Kâbe tasvirli çinilerle bizi karşılıyor.
Sanatçı mistik deneyimlerin görünmeyen imgelerini resimsel ifadede görünür kılmakta, mistik dille ilgili görsel bir başlangıç yapmaktadır. Erol Kılıç’ın geleneksel kültürün esinleriyle içselleştirdiği yapıtları, Türk sanatçılarına yeni bir yol açmakta ve dünya sanatına farklı bir boyut sunmaktadır.
Kaynak: İHA
Gaziantep’te sergi açmasına fırsat veren Sanko Ailesine teşekkür ederek konuşmasına başlayan Ressam Doç. Dr. Erol Kılıç, Selçuklu ve Osmanlı sanatının yüzyıllar içinde oluşturduğu mistik estetik dili, resimlerinde bir araya getirdiğini söyledi.
“Çağdaş sanatın kreatif özelliği ile yeniden hayat bulmasını sağladım. Resim bir anlam ifade etmesi için yapılan bir şey değildir” diyen Kılıç, “Sanat yapmak bir problemi çözme isteğidir. Bir probleminiz varsa bir rahatsızlığınız var demektir. Sanatçılarda rahatsızlığı gidermek için sanatını yapar. Bu rahatsızlık içsel rahatsızlıktır. Esinlendiğiniz ve etkilendiğiniz durumlar vardır. Bu esinlenme ve etkilenme sonucu harekete geçersiniz. Ne kadar sık etkilenme ve esinlenme olursa sanata yoğunlaşmanızda o kadar artar. Sanatta, insan olgunlaştığı zaman oluşturma heyecanını gidermek ister ve o kendiliğinden olan bir durumdur. O heyecan varsa üretebilirsiniz. Selçuklu ve Osmanlı’dan etkilenerek şimdiye kadar 300’e yakın eser ürettim. Beni etkileyen şeyler kültürel ve tarihsel süreçlerdir. Burada tarih vardır kültürel imgeler vardır. Yaşanmış değerlerin sembolik yansımaları vardır. Bunlar her an karşımıza çıkan şeylerdir. Taş, mermer ya da ahşap üzerine yapılmış kültürel imgelerin kalıntılarını her yerde görürüz. Bunlar zaman içerisinde eskimiş ve yıpranmıştır. Yıpranarak kendi plastizimini oluşturmuştur. Beni rahatsız eden bu tür objelerdir. Resimlerimde bunların yansımaları ve izleri görülür. Bunlar inançla da birleşince ‘Mistik İzler’e dönüşür” şeklinde konuştu.
’’Sanata yoğunlaştım’’
Ortaokuldan itibaren resme meraklı olduğuna dikkat çeken Kılıç, “2008 yılında doçent olduktan sonra radikal bir karar aldım ve üzerimde bulunan bütün idari görevleri bırakarak sadece sanatla uğraşmaya karar verdim. İçinde ev ve atölye bulunan bir yer satın aldım. Böylece zamanı tamamen sanata ve kendime ayırdım” dedi.
“Benim kullandığım teknik diğer sanatçılarımızın kullandığı teknikten farklı. Akrilik boya tekniği ama bu sadece boya değil diyen Kılıç, “Akriliğin imkanlarını zorlayarak, orada kalın boya tabakalarıyla, kaligrafik doku elde ediyorum. Neden kaligrafik doku? Çünkü gelenekle olan ilişkisini bulmak istiyorum. Bizim geleneğimizde yazı kültürü var. Benim resimlerimin de satır aralığına baktığınızda bu izleri görürsünüz. Yaşamla sanatçı arasında derin bir ilişki var. Sanatçı sıradan değildir. Sanatçılar sıradanlığı sevmezler. Çünkü sıradan olmak bir şeylerin farkında olmamaktır. Yaşamdaki derin izleri sanatımıza vermeye çalışıyorum. Aslında sanatçı dediğimiz kişi bu hayatın güzelliğinin sarhoşluğuna kapılandır” dedi.
Sanatçıyı kutlayan Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav ise Sanko Sanat Galerisinin kültür ve sanat alanında Gaziantep’te güzel çalışmalar yaptığını ve yapmaya da devam edeceğine inandığını kaydetti.
Erol Kılıç’ı 1998 yılından bu yana tanıdığını anlatan Prof. Dr. Sınav, “Kendisi renk tınısını Türkiye’de en iyi kullanan sanatçılarımızdandır. Böyle bir sanatçının burada olması çok güzel bir isabet olmuş. Her bir eserini saatlerce keyif alarak izleyebilirim. Gönül ister ki bütün eserleri burada kalsın” diye konuştu.
Konuşmalardan sonra, Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav, SANKO Holding tarafından bastırılan ve Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin bilimsel yayını olan “Belkıs Zeugma ve Mozaikleri” isimli bilimsel yayını sanatçıya takdim etti.
Sanatçı Kılıç’ın 28 eserinin yer aldığı sergi, Sanko Sanat Galerisinde 29 Aralık’a kadar her gün 10.00-22.00 saatleri arasında gezilebilecek.
Sanatçı
Kayseri’de 1961 yılında doğan sanatçı, 1985’te Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünden mezun oldu. 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim Üyesi olarak göreve başlayan sanatçı, 2000’de doktorasını tamamladı.
2003 yılında Akdeniz Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesinde göreve başlayan sanatçı, aynı yıl Antalya–Nürnberg kardeş şehir anlaşması kapsamında sanatçı değişim programı ile Almanya’nın Nürnberg kentinde araştırma ve inceleme yapmak üzere görevlendirildi.
1996- 2004 yılları arasında başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde müzeleri ziyaret ederek incelemelerde bulunan ve 2008’de doçent olan sanatçı, Akdeniz Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesinde görevine devam ediyor.
Zaman içerisinde oluşmuş geleneksel sanatların görsel dilini dünyaya taşıma gayreti içinde olan ve son yıllarda çıkış yapan önemli çağdaş sanatçılarımızdan birisi olan Kılıç, kültürel imgelerle kurguladığı resimlerinde, özgün bir boya plastizmi ile bazen minyatürlü bir elyazmasında yorumladığı silsilenamelerle ön plana çıkarırken, bazen de 15 ve 16. yüzyılın özelliği olan Kâbe tasvirli çinilerle bizi karşılıyor.
Sanatçı mistik deneyimlerin görünmeyen imgelerini resimsel ifadede görünür kılmakta, mistik dille ilgili görsel bir başlangıç yapmaktadır. Erol Kılıç’ın geleneksel kültürün esinleriyle içselleştirdiği yapıtları, Türk sanatçılarına yeni bir yol açmakta ve dünya sanatına farklı bir boyut sunmaktadır.