Çanakkale Savaşları, İtilaf Devletleri'ne 'Ders' Oldu
Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bıyıklı, Gelibolu Yarımadası'nda 100 yıl önce yaşanan Çanakkale Savaşları'ndan ders çıkaran İtilaf Devletleri'nin, İkinci Dünya Savaşı'nda buna göre stratejilerini belirlediğini söyledi.
Bıyıklı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birinci Dünya Harbi içinde yer alan Çanakkale Savaşları'nın milletler arası ve müttefik muharebeleri olduğunu söyledi.
Çanakkale Savaşları ile bugünkü Ortadoğu sorunlarının temelinde, İngilizlerin Birinci Dünya Harbi ve öncesinde yaptığı gizli diplomasinin ve Osmanlı'ya ihanetinin yattığını vurgulayan Bıyıklı, "Çanakkale Savaşları hem modern silahların, tekniklerin kullanıldığı hem de klasik yoğun bir siper savaşıdır. Çanakkale Deniz Zaferi'nde Cevat Paşa'nın savunmayı iyi biçimlendirmesinin rolü önemlidir ve büyüktür. Çanakkale Savaşları'nda pek çok Türk ve Alman general ile yüzlerce kıdemli subay, vatan savunması için görev almıştır" diye konuştu.
- "Çanakkale çıkarmasından ders alıp Normandiya'da başarılı oldular"
Bıyıklı, İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Savaşları'ndan önemli dersler çıkardığına işaret etti.
Hatalı haritalar, yanlış istihbarat, etkin propaganda ve savaşların sonuçlarının daha sonraki muharebelerin karakteri, yöntemi ve olgusunu önemli ölçüde etkilediğine değinen Bıyıklı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çanakkale Savaşları'ndan sonra, savaşların karakteri ve yöntemleri değişmiştir. İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Savaşları'ndan çıkardığı dersler, İkinci Dünya Savaşı'nda işe yaramıştır. Mesela, bu savaşı, Avrupa'yı istila eden Almanların aleyhine, Hitler'in yenilgisine ve müttefiklerin lehine çeviren, tarihin en büyük deniz çıkarması olan Normandiya'nın büyük başarısı, tarihin ilk büyük deniz çıkarması olan Çanakkale Savaşları'ndan alınan derslere bağlıdır. Çanakkale Savaşları'nda kesin ve doğru istihbaratın önemi anlaşılmış, zemin, hava şartları, coğrafi şartlar daha önemli seviyede dikkate alınmaya başlanmıştır. Benzer şekilde aynı tecrübe Avusturyalıların Huon Peninsula Harekatı başarısında da görülmektedir."
- "Milli Mücadele, Çanakkale'de başlamıştır"
Doç. Dr. Mustafa Bıyıklı, hiçbir silahın, topun, tankın, vatan sevgisinden daha etkili olmadığını dile getirdi.
Türk askerinin Çanakkale'deki başarısına değinen Bıyıklı, şunları söyledi:
"Seyit Onbaşı'nın gücü ile sembolleşen kahraman Mehmetçikteki vatan sevgisi, inanç, kazandığı manevi güç, yüksek irade, üstün yetenek ve yüksek moral değerleri karşısında, İngiliz ve Fransızların 45 senede yoğun bir yarışla oluşturdukları, gurur duydukları modern donanmaları, silahları ve askerleriyle Çanakkale Boğazı'na gömülmüştür. Türk-İslam düşmanlığıyla maruf İngiliz William Ewart Gladstone'un, İslam'ı ve Türkleri yok etme hedefleri, İngilizlerin İstanbul'u, boğazları ve dünyanın en stratejik yeri olarak gördüğü Gelibolu Yarımadası'nı işgal edip üs yapma hayalleri Çanakkale'de suya düşmüştür. 1914-1922 yıllarındaki büyük vatan müdafaasını bir bütünlük ve devamlılık içinde değerlendirmek gerekir. Milli Mücadele, Çanakkale'de başlamıştır. Milli ruh, Çanakkale'de yeniden filizlenmiştir. Milli irade burada güç kazanmıştır. Büyük bir dram yaşanmıştır. Orada ortaya çıkan ruh ve yeniden diriliş halen devam etmektedir. Bugün bu ruha her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır."
- "Bu zavallı insanlar..."
Bıyıklı, Çanakkale Savaşları'nda Müslüman Türklerle cephede karşılaşan, tanışan, niçin, nerede ve kim için savaştıklarını bilmeden mücadele eden, sömürgeci devletler tarafından kimlikleri ve ruhları yok edilmiş insanların adeta insan olduklarının farkına vardığını belirtti.
Bu insanların, Çanakkale Savaşları'nın etkisiyle sömürüye, sömürgecilere, emperyalizme karşı tepki ve bir başkaldırı olarak yeniden doğuş ve kimlik kazanma sürecine girdiğine dikkati çeken Bıyıklı, "Sömürgecilik karşısındaki bu yeniden doğuş ve kimlik kazanma, genel anlamda onları bağımsızlıklarını kazanmaya kadar götürmüştür. Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar bunun en bariz örneğidir" ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Çanakkale Savaşları ile bugünkü Ortadoğu sorunlarının temelinde, İngilizlerin Birinci Dünya Harbi ve öncesinde yaptığı gizli diplomasinin ve Osmanlı'ya ihanetinin yattığını vurgulayan Bıyıklı, "Çanakkale Savaşları hem modern silahların, tekniklerin kullanıldığı hem de klasik yoğun bir siper savaşıdır. Çanakkale Deniz Zaferi'nde Cevat Paşa'nın savunmayı iyi biçimlendirmesinin rolü önemlidir ve büyüktür. Çanakkale Savaşları'nda pek çok Türk ve Alman general ile yüzlerce kıdemli subay, vatan savunması için görev almıştır" diye konuştu.
- "Çanakkale çıkarmasından ders alıp Normandiya'da başarılı oldular"
Bıyıklı, İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Savaşları'ndan önemli dersler çıkardığına işaret etti.
Hatalı haritalar, yanlış istihbarat, etkin propaganda ve savaşların sonuçlarının daha sonraki muharebelerin karakteri, yöntemi ve olgusunu önemli ölçüde etkilediğine değinen Bıyıklı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Çanakkale Savaşları'ndan sonra, savaşların karakteri ve yöntemleri değişmiştir. İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Savaşları'ndan çıkardığı dersler, İkinci Dünya Savaşı'nda işe yaramıştır. Mesela, bu savaşı, Avrupa'yı istila eden Almanların aleyhine, Hitler'in yenilgisine ve müttefiklerin lehine çeviren, tarihin en büyük deniz çıkarması olan Normandiya'nın büyük başarısı, tarihin ilk büyük deniz çıkarması olan Çanakkale Savaşları'ndan alınan derslere bağlıdır. Çanakkale Savaşları'nda kesin ve doğru istihbaratın önemi anlaşılmış, zemin, hava şartları, coğrafi şartlar daha önemli seviyede dikkate alınmaya başlanmıştır. Benzer şekilde aynı tecrübe Avusturyalıların Huon Peninsula Harekatı başarısında da görülmektedir."
- "Milli Mücadele, Çanakkale'de başlamıştır"
Doç. Dr. Mustafa Bıyıklı, hiçbir silahın, topun, tankın, vatan sevgisinden daha etkili olmadığını dile getirdi.
Türk askerinin Çanakkale'deki başarısına değinen Bıyıklı, şunları söyledi:
"Seyit Onbaşı'nın gücü ile sembolleşen kahraman Mehmetçikteki vatan sevgisi, inanç, kazandığı manevi güç, yüksek irade, üstün yetenek ve yüksek moral değerleri karşısında, İngiliz ve Fransızların 45 senede yoğun bir yarışla oluşturdukları, gurur duydukları modern donanmaları, silahları ve askerleriyle Çanakkale Boğazı'na gömülmüştür. Türk-İslam düşmanlığıyla maruf İngiliz William Ewart Gladstone'un, İslam'ı ve Türkleri yok etme hedefleri, İngilizlerin İstanbul'u, boğazları ve dünyanın en stratejik yeri olarak gördüğü Gelibolu Yarımadası'nı işgal edip üs yapma hayalleri Çanakkale'de suya düşmüştür. 1914-1922 yıllarındaki büyük vatan müdafaasını bir bütünlük ve devamlılık içinde değerlendirmek gerekir. Milli Mücadele, Çanakkale'de başlamıştır. Milli ruh, Çanakkale'de yeniden filizlenmiştir. Milli irade burada güç kazanmıştır. Büyük bir dram yaşanmıştır. Orada ortaya çıkan ruh ve yeniden diriliş halen devam etmektedir. Bugün bu ruha her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır."
- "Bu zavallı insanlar..."
Bıyıklı, Çanakkale Savaşları'nda Müslüman Türklerle cephede karşılaşan, tanışan, niçin, nerede ve kim için savaştıklarını bilmeden mücadele eden, sömürgeci devletler tarafından kimlikleri ve ruhları yok edilmiş insanların adeta insan olduklarının farkına vardığını belirtti.
Bu insanların, Çanakkale Savaşları'nın etkisiyle sömürüye, sömürgecilere, emperyalizme karşı tepki ve bir başkaldırı olarak yeniden doğuş ve kimlik kazanma sürecine girdiğine dikkati çeken Bıyıklı, "Sömürgecilik karşısındaki bu yeniden doğuş ve kimlik kazanma, genel anlamda onları bağımsızlıklarını kazanmaya kadar götürmüştür. Avustralyalılar ve Yeni Zelandalılar bunun en bariz örneğidir" ifadesini kullandı.