İstanbul Merkezli Operasyon

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, İstanbul merkezli operasyona ilişkin, "Bugün kamuoyu yoklamalarının tamamında halkın yarıdan fazlası en kötümser ankette bile bu işin yolsuzluk operasyonu olmadığına inanıyor. Evet, bu yolsuzluk operasyonu değil" dedi.

İzmit ilçesindeki otelde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya gelen Işık, burada yaptığı konuşmada, 17 Aralık operasyonunun yolsuzluk perdesi altında siyaseti dizayn etme, hükümeti devirme operasyonu olduğunu vurguladı.
Operasyon nedeniyle kabine revizyonunun daha kapsamlı yapıldığına dikkati çeken Işık, "Sayın Nihat Ergün'den görevin bana tevdi edilmesinin 17 Aralık operasyonuyla uzaktan, yakından bir alakası yok. Bunu herkesin iyi bilmesi lazım. Sayın Başbakanımız bir takdir kullanmıştır ama çok iyi bildiğim birşey var k, ne yolsuzluk ne de cemaat boyutuyla Sayın Ergün'ün değiştirilmesinin ilişkisi, alakası yok. Bunu çok net söyleyeyim" diye konuştu.

Hükümetin 30 Mart'a kadar gideceği yönünde bazı açıklamalar yapıldığının hatırlatılması üzerine Işık, bu tür açıklamaları çok duyduklarını kaydederek, "25 Aralık'ta hükümetin düşmesine yönelik ciddi hazırlık yapıldığı söyleniyor, konuşuluyordu" dedi.

- "Türkiye demokrasisi açısından utanç verici şeyler"
Bazı ses kayıtlarının deşifre olduğunu, "Bundan sonra bakanları, milletvekillerini biz belirleyeceğiz. Tuzluk da koysak, seçilecek. Bundan sonra güç bize geçecek. Sevdiğimiz güneydeki ülkenin bize desteği çok fazla" söylemlerine işaret eden Işık, şunları dile getirdi:
"Şimdi bunlar Türkiye demokrasisi açısından utanç verici şeyler. Sizin insanınızın çok büyük bir kısmının reaksiyon gösterdiği, feci bir olayın yaşandığı ülkeden destek alarak, hükümeti dizayn etmeye çalışıyorsunuz. Bunu yaparken de bu kadar pervasızca hareket ediyorsunuz ama hesap edemedikleri bir şey var. O da şu, artık milletin demokratik olgunluğu, şu anda millet hele hele açık toplumda, kim ne yapıyor, kim hangi niyetle, hangi hareketin içinde bulunuyor, bunu çok net görüyor. 'Hükümeti düşüreceksiniz' diye en prestjli kamu bankalarından birini de bu operasyonun içinde haksız ve yersiz şekilde çekerseniz, bunu millete anlatma şansız yok. Bugün kamuoyu yoklamalarının tamamında halkın yarıdan fazlası en kötümser ankette bile, bu işin yolsuzluk operasyonu olmadığına inanıyor. Evet, bu yolsuzluk operasyonu değil."
- "Haram yiyenin 'burnundan fitil fitil gelsin' anlayışındayız"
Işık, yolsuzluğun bütün ülkelerin öncelikli mücadele etmesi gereken konu olduğunu, yolsuzluk yapan siyasetçilerin hukukun verdiği en ağır cezalarla hesap vermesini savunduklarını aktardı.
Işık, şöyle konuştu:
"Biz haram yiyenin 'burnundan fitil fitil gelsin' anlayışındayız ama başka bir anlayışımız daha var, hiç kimse suçlu olduğu, mahkeme, yargı tarafından tescil edilmeden, toplumun içine çıkamayacak derecede suçlu ilan edilmesinin de demokratik hukuk devletinde asla olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu, demokrasinin varlığı açısından da son derece önemlidir. Yargısız infazın kimseye yapılmasını asla ve asla istemeyiz ama yani siz 11 yıllık AK Parti iktidarı döneminde, 10,5 yılında hiç yolsuzluk yapılmamış modunda olur da son 6 ayda 'Türkiye, bir anda yolsuzluk batağına battı' derseniz, işte o zaman sizin niyetinizi sadece biz değil, bütün toplum sorgular. Bu açıdan bu söylemleri biz duyduk. 'İşte 25 Aralık'ta hükümet gidiyor.' Değerli arkadaşlar, demokrasilerde hükümeti götürme ve yerine bir başka hükümeti kurma görevi ve hakkı ve yetkisi sadece ve sadece millettedir."
- "Milletten yetki almayan hiçbir güç Türkiye'de hakimiyet kuramaz, kurmamalıdır"
Milletin bu konuda acı tecrübeleri olduğunu, geçmişte gazete ilanıyla hükümetlerin düşürüldüğünü vurgulayan ışık, sözlerini şöyle tamamladı:
"Doğrudan veya örtülü darbelerle hükümetlerin nasıl devrildiğini biliyoruz. Milletvekili transferleriyle hükümetlerin nasıl değiştirildiğini biliyoruz. Postmodern darbeleri biliyoruz. En son sokak eylemleriyle hükümet düşürme girişimlerini biliyoruz ama ilk defa görünmeyen bir yapının hükümet devirme girişimine şahit olduk. Görülmezliğin gizeminin arkasına sığınarak, hükümet düşüreceklerini, siyaseti tekrar dizayn edeceklerini zannettiler ama milletimiz oyunun arkasındaki esas aktörleri gördüğü için bu oyuna geçit vermedi. Şimdi zaten 30 Mart'ta da yapılacak seçimin bu noktada önemli bir fonksiyonu, işlevi olacak. Oylar bu noktada milletin de bu operasyona ne kadar destek verdiğini veya millete ve milli iradeye yönelik operasyona karşı çıktığını gösterecek. Sonuçta demokrasilerde halkın iradesi olmazsa olmazdır. Ben siyasette hep şu 2 prensibi kendime rehber edindim.
'Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir.' Milletten yetki almayan hiçbir güç Türkiye'de hakimiyet kuramaz, kurmamalıdır. İkincisi de 'adalet mülkün temelidir.' Elbette yolsuzlukla mücadele edeceğiz ama yolsuzlukla mücadele adı altında insanların onurunu, haysiyetini ayaklar altına alacak hiçbir şeyin içinde olmayacağız. Bu iki prensiple hareket edildiği sürece de eminim ki demokrasi, Türkiye'de sağlıklı şekilde yoluna devam eder. Bu açından bu konulardaki tartışmaları millete havale etmek en doğrusu."
Kaynak: AA