Ak Parti'li İçten’den Açıklamalar

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, son günlerde yaşanan olaylar, 17 Aralık Darbe girişimi ve cemaat içindeki örgüt yapısına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Ak Parti'li İçten’den Açıklamalar

Yaşanan gelişmelerin ardından ‘Dini cemaat değiliz' açıklaması yapanlara tepki gösteren AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, “17 Aralık’tan bu yana bize darbe yapmaya çalışan cemaat içindeki örgüt yapısıyla ilgili birkaç şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Çünkü artık böyle bir açıklamaya ihtiyaç olduğuna yürekten inanmaktayım. Şunu hemen ifade edeyim ki sözüm, biz dini cemaat değiliz diyenlere. Peki o halde neden her konuşmanızda yüce Allah’tan kutsal kitabımızdan ve daha birçok maneviyattan bahsedip, milletten Allah ve din adına cennetler vaad ederek kendinizi ayrıcalıklı gösterip zekatlar, hayırlar, burslar, topladınız? Madem o kadar şeffaf, her kesime açıktınız ve bir şeyde gözünüz yoktu, neden hangi cemaatin mensubu olduğunuzu ifade etmediniz? Siz de haklısınız. Çünkü siz dini bir cemaat değilsiniz. Siz, devlet içinde bir makam sahibi olmak, devleti yönetmek için bir araya gelmiş, menfaat ve para ilişkisi kurmuş, dünyevi ve nefsi arzular peşinde koşan, mezun olduktan sonra bir iş bulmak ümidi taşıyan insanları kendinize gebe bırakan, aynı zamanda samimi insanların emeklerini paralarını kullanan cemaat içindeki bir örgütsünüz. Evet, dini bir cemaat değilsiniz; çünkü hiçbir dini cemaat Müslümanların helal kazançlarından, cemaate inanmış gönül vermiş samimi insanlardan, zekat, hayır, sadaka toplayarak; paralı özel kolejler, dershaneler, faiz veren bankalar, finans kurumları, holdingler açıp; bunlardan milyarlarca dolar para kazanarak işgalci ve terörist İsral’in vakfına para hibe etmez. Evet, siz dini bir cemaat değilsiniz ve olamazsınız da. Çünkü hiçbir dini cemaat, işgalci ve terörist İsrail her gün kadınları, çocukları, tüm dünyanın gözü önünde katlederken insanlık adına buna sessiz kalamaz. Biz siyasiler bile İsrail’e işgalci ve terörist derken dini söylemlerde bulunan bir lider, bir alim, bir hoca bunu nasıl diyemez? Yoksa dedirtmezler mi? Mavi Marmara gemisinde insanlık onuru için yardım götüren ve şehit olanlara, bir emekli vaiz ‘İsrail otoritesine saygı gösterilmeliydi’ der miydi? Siz, bal gibi cemaatin içerisinde örgütlenmiş bir yapısınız ve bu cemaate inanan insanları kullanıyorsunuz. Sizden olan ve olmayan ayrımı yapıyor ve sizden olmayanlara hayat hakkı tanımıyorsunuz. İnsanlar fişlendi, dinlendi ve diğer cemaatler ötekileştirildi. Yani birileri ‘Aslan payı bana’ dedi.

Tüm dini ve İslami cemaatleri kendinize düşman gördünüz. Soruyorum işte. Dini söylemleri, manevi tavırları olanların, biz dini cemaat değiliz diyerek, ülke yönetimine talip olması neden? Samimi olan cemaat mensupları haricinde, cemaat içindeki örgütün devlete çökme arzusu neden? Ses kasetlerinde holding patronu olan bir emekli vaiz kimlere emirler yağdırıp, kimlere rant dağıtıyor? Cemaatlerin asli görevleri insan eğitmek, nefisleri ıslah etmek ve manevi duygulara hitap etmek değil mi? 11 Eylül saldırıları ile Amerika’da Müslümanlar ötekileştirildi ve kafatasçılar Müslüman avına çıktı. Yıllarca hangi ülke vatandaşı olursa olsun gerek Amerika’da gerek AB’de İslama fobi oluştu ve her yerde Müslüman avına çıkıldı. Peki nasıl oldu da Amerika dini söylemleri olan, din alimi olan, sözde hocalara kucak açtı ve kendi içinde barındırdı? Yetmedi, 248 Amerikan devlet okulunun işletmesi nasıl verildi? 28 Şubat askeri darbesini yapanlara gözyaşı döküp, "Elimde olsa hepsini serbest bırakırdım” diyen, ertesi gün de kalkıp Ergenekon için sevinenler kimler” dedi.

“BİRİLERİ KEDİ YÜREĞİYLE ASLAN POSTUNA BÜRÜNDÜ”
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, birilerinin kedi yüreği ile aslan postuna bürünerek değişik çalışmalar içerisinde olduğunu söyledi.

İçten, “Bakın, birileri, kedi yüreği ile aslan postuna bürünerek, usulsüz, esassız, üslupsuz davranışlar ile İslami değerleri yozlaştırma çabasındadır. Biz, üniversiteler dahi tüm sınavları kaldırmaktan ve ana sınıftan üniversiteye kadar herkesin ücretsiz eğitim almasını hedefledik ve bunu gerçekleştirmeye çalışmaktayız. Bu hedefimiz örgütü çok ama çok rahatsız etti. Demek ki birilerinin asıl amacı ücretsiz eğitimi engellemekmiş. Çıkarılan dershane krizinin altında yatan gerçek neden bu olsa gerek. Dinler arası diyalogdan bahsettiler. Oysa Bosna’da boynunda haç takılı askerler on binlerce kadına, çocuğa tecavüz etti ve vahşice katliamlar olurken dinler arası diyalog diyenlerin acaba neden sesi çıkmadı? İşgalci ve terörist devlet İsrail, Filistinli mazlumların kanını içerken, Suriye’de kan gövdeyi götürürken, Arakan’da, Niyanmar’da, Somali’de haçlı zihniyet Müslüman kanında yıkanırken, derin güçler Afganistan’da yeni silahlarını insanların üstünde denerken, Müslüman ülkelerdeki katliamlar canlı yayında verilirken nerdeydi dinler arası diyalog? Mısır’da askeri darbe yapılıp yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülkenin başına boynunda haç taşıyan birini oturttuklarında nerdeydi hizmet? Hizmet etmesi gereken yerde miydi acaba din adına, insanlık adına konuşması gerekenler? Ey dini cemaat olmayan yapı, ey örgüt, ey hoca nerdeydin? Neden sustun? Neden tek kelime bile etmedin? Neden bunun sebebi olanlara beddua etmedin? Siz bunları yapıp devleti ele geçirme çabasındayken, darbe peşindeyken biz ne yaptık? Biz, azınlıkta birileri bize oy verdi diye millet iradesini ipotek altına alınmasına müsaade etmedik ve etmeyiz de. Biz, yapılan tüm hizmetlerde cemaat ayrımına vakıf ayrımına girmedik girmeyiz de. Biz, tüm hizmetlerin önünü açtık ve topluma faydası olacak her projeye destek verdik vermeye de devam edeceğiz. Biz, açtığınız özel paralı okulların, paralı üniversitelerin arazilerini eğitim için tahsis ettik. Bu bir suç ise evet sizin suç ortağınız olduk. Biz, SODES projeleri ile okuma salonlarını finans ettik ve açtık. Bu bir suç ise evet, suça ortak olduk. Biz, onlar ve bizler demedik, kimseyi grupları, cemaatleri, vakıfları STK’ları birbirinden ayırmadık. Biz, 76 milyonu kucaklıyoruz hepsine sahip çıkıyoruz. Biz, din, dil, ırk, mezhep, etnik köken ayrımı yapmadık. Biz, dini bir cemaat değiliz, biz siyasi bir partiyiz ve 76 milyona hizmetle yükümlüyüz. Biz, sadece parası olan değil, her vatandaşa hizmet götürüyoruz. Biz, ülkeye hizmet eden, tüm STK’ların tüm cemiyetlerin, cemaatlerin, kanaat önderlerinin sendika ve odaların hizmetkarıyız. Bizim samimi insanlar ile bir derdimiz yok olamaz da. Bizim derdimiz, derin güçler ile gizli kirli ilişkiler içersinde olup samimi insanların üzerinden ülkeyi kaosa sürükleyenlerledir. Biz, sırtımızı insanlık onurunu ayaklar altına alan zihniyetlere dayamıyoruz. Biz, inandığımız değerler uğruna mücadele ediyor; kendimizi insanlığa, namusa, onura, demokrasiye ve milletimize teslim ediyoruz. Biz, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı millete anlatıp, seçime gidiyoruz. Sandıktan çıkıp milletin teveccühüyle hizmet sorumluluğunu üstleniyoruz. Siyaseti aleni, hiçbir kapının ardına sığınmadan hiç kimseden icazet almadan, dik ve onurlu bir mücadeleyle milletimizin gözü önünde yapıyoruz. Zaten siyaset böyle yapılır. Eğer devlette söz sahibi olmak, devlette yönetime ortak olmak ve varsa hizmet etmek niyetindeyseniz karanlık ilişkilerden sıyrılıp açık bir şekilde siyaset yapın. Bu işin adını koyun. Paralel, dikdörtgen ve eşkenar oyunları bırakın siyasi kimliğinizle milletin önünde açık ve net bir siyaset yapın. Milletin de beklediği budur. Hz.Yusuf gibi kuyuda kalamayanlar, Hz. İbrahim gibi ateşe girmeye cesaretleri olmayanlar, Bedüizaman Said-i Nursi yani Said-i Kürdi gibi zindanları medrese olarak göremeyenler, kendi ülkesine gelip kendi vatanında yaşayamayanlar, bizim bu ülke sevdamızı anlayamazlar. Kimse unutmasın ki: asiller makama şeref verir, gafiller makamdan şeref alır. Korkaklar makamdan, cesurlar ise milletten güç alırlar” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA