Erdoğan Açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD’i ABD müttefiklerinin güçlendirdiği yönünde iddialarda bulunan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’a sert tepki gösterdi.
Erdoğan, “Biden bu tür ifadeler kullandıysa benim için tarih olur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazını Sultanahmet Camii’nde kıldı. Namaz öncesi cami ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Namazın ardından vatandaşlarla bayramlaşan Erdoğan, daha sonra gazetecilere açıklama yaptı. Bayramın barışa vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Tüm milletimin, İslam dünyasının, tüm insanlığın bayramını tebrik ediyor, barışa ve insanlığın şu anda içinde bulunduğu sıkıntıların aşılmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Özellikle son dönemlerde Suriye’de ve Irak’taki gelişmeler nedeniyle hassasiyetimiz ve bölgenin sıkıntıları çok açık net ortada. Bu vesileyle bu bayramı bayram gibi yaşamayı rabbimden niyaz ediyorum. Ne yazık ki İslam dünyası son yıllarda İslam’ın kendi asli kimliğiyle uyuşmayan bir tabloyu yaşıyor. Öldüren Müslüman, öldürülen Müslüman. Böyle bir tabloyu yaşıyor ve Allahu Ekber nidalarıyla insanların ölmesi ve öldürülmesi tahammül edilir, katlanılır bir şey değil ve bunun bizim dinimizde katiyen bir yeri de yok. Şu anda sınırlarımız adeta tehdit altında bunları görüyoruz. Şu anda Kobani’de olan yarın belki sınırımıza yakın farklı yerlerde olacak. Tüm bu gelişmelere karşı Türkiye Cumhuriyeti olarak tedbirlerimizi azami ölçüde almış bulunuyoruz. Bunlarla ilgili de atılması gereken adımları da ulusal ve uluslararası bazda da hazırlıklarımızı yaptık, yapıyoruz. En son Cumhurbaşkanlığı makamında da bir üst düzey ulusal güvenlik toplantımızı da yaptık ve buna göre yol haritasını takip ediyoruz” dedi.
“MEHMETÇİĞİN KILINA BİR ŞEY GELİRSE ATACAĞIMIZ ADIMLAR MALUMDUR”
Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye’nin sınırlarında olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Orada bizim şu anda 40 Mehmetçiğimiz var. Onların kılına herhangi bir şey gelmesi halinde Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere orada atacağımız adımlar malumdur. Orada herhangi bir şeyde asla tereddüt etmeyiz, edemeyiz. O andan itibaren her şey değişir” diye konuştu.
Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nde ve Genel Kurul’da yaptığı konuşmada “3 şey yerine gelmedikçe bu tür koalisyonun içerisinde yer almayız” dediğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Bunların birincisi uçuşa yasak bölge konusunun hallolması gerekir dedik ve bu konuda koalisyon güçleri olarak başta Amerika, sivil yaptığımız görüşlerde buna olumlu baktıklarını söylediler. İkincisi aynen onun paralelinde tampon bölge demiyorum, güvenli bölgenin tesis edilmesi. Çünkü biz şu ana kadar 1,5 milyonu aşmış mülteciyi kabul etmiş durumdayız. Tabii bunu nereye kadar kabul edeceğiz. Bu insanlara güvenli bölge tesis edilmesi lazım ve bu insanların kendi topraklarına dönmesini sağlamamız gerekiyor. Bu tabii güvenli bölge içerisindeki onlara uygun yerlerde bu iskanın temini gerekiyor. Güvenli bölge içerisinde aynı şekilde Süleyman Şah Saygı Karakolu da var. Üçüncüsü ise eğit-donat prensibi var. Bununla da gerek Irak, gerek Suriye’de kendi askerlerini hem eğitmek, hem donatmak noktasında da koalisyon güçleriyle mutabık kalınan bir maddedir bu. Burada zaten mutabakat var. Bunu da halletmek suretiyle bizim buradaki görünümümüz, etkinliğimiz çok daha farklı olacaktır. Bu işe muhalefet edenlerin yaklaşım tarzı çok önemli. Bir müddet önce Türkiye’nin Irak ve Suriye’ye niçin girmediğini söyleyenler bugün olumsuz bir yaklaşım sergiliyorlar. Akşam farklı, sabah farklı olmaz. Devlette idarecinin sorumluluğu çok çok farklıdır, anlamlıdır. Siz bir büyük devlet olarak eğer sınırlarınız tehdit altındayken bunlara göz yumarsanız, sessiz kalırsanız tarih sizi affetmez. Burada bir bedel ödemekle karşı karşıya kalacaksınız. Şu anda mesela Kobani’deki gelişmelerde bir taraftan gidip Kobani’yi ziyaret edeceksin, Kobani’den döneceksin ondan sonra diyeceksin ‘Kobani tehdit altında, Türkiye ses çıkarmıyor.’ Kobani’den gelenler şu anda nereye geliyor, nereye sığınıyor. Türkiye’ye sığınıyor. Tüm bunlar ortada olduğu halde Türkiye’de özellikle PKK terörünün içinde olanlar buna sahiplenme gayreti içindeler. Bizim bunlara olumlu bakmamız mümkün değil. Bizim için IŞİD neyse, PKK da odur. Bunları ayrı telakki etmek yanlıştır. Bunların dışında da oralarda terör örgütleri vardır. Tüm bunları bizim ortak ele almamız, ortak değerlendirmemiz, dünyanın da bunu aynı şekilde paylaşması lazım.”
“Karşı güçleri, düşmanı teşhiste eğer yanlış yapılırsa ki yığınaktaki yanlış zaferi olumsuz etkiler” diyen Erdoğan, onun için bunu baştan sağlam yapmak, doğru teşhis yapmak ve doğru teşhisle beraber de burada atılacak adımları ona göre atmanın önem arz ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda bu konuda ilgili bakan ve ilgili kurumlarımız başta Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere, istihbarat teşkilatımız olmak üzere Dışişleri Bakanlığımız koordinatör olarak bu işin üzerinde hassasiyetle duruyorlar” dedi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİ SONA ERDİRMEYE ÇALIŞANLAR BEDELİNİ AĞIR ÖDER”
HDP’den gelen çözüm süreciyle ilgili açıklamalara tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O onların sorunu. Bizim için çözüm sürecinin sona ermesi diye bir şey yok. O onların sorunu. Çözüm sürecini sona erdirme gayreti içerisinde olanlar onun bedelini ağır öderler. Kobani sizin için çok önemli de bu ülkenin Güneydoğu Anadolu’su, Doğu Anadolu’su önemli değil mi? Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’ni bu kadar sıkıntı içine sokanlar bunlar değil mi? Kendi halkını, vatandaşını dağlara kaçıranlar bunlar değil mi? Bunları artık dillendirmek gerekiyor. Artık benim cumhurbaşkanı olarak bu noktada çok daha objektif olarak bunları konuşma imkanım var, hakkım var ve konuşacağım. Çünkü ben dağlara kaçırılan gençleri kendi başına bırakamam. Hükümet zaten bu konuyla ilgili her türlü adımı atıyor. O da atmaya devam edecektir. Ama çözüm sürecini engellemek isteyenler bunun bedelini ödeyecektir. Bu ülkede yatırım yapan müteahhit firmaların iş makinelerini yakacaksınız yıkacaksınız, yatırımları engelleyeceksiniz. Güneydoğu’da bu kadar havalimanı yaptık, kime karşı? Bunlara karşı çok enteresan. Bunlar yakıyorlar, yıkıyorlar, biz onları ısrarla yapmaya çalışıyoruz. Hakkari’de hala biz havalimanını bitiremiyoruz. Bunlarla olan mücadeleden dolayı. Bir müteahhit işe başlıyor onu tehdit ediyorlar, başkası geliyor onu tehdit ediyorlar. Bunlar Kobani’yi bu kadar ısrarla savunuyorlar da buraları niye savunmuyorlar? Buralarla ilgili hassasiyetleri nerede? Bu bölgenin milletvekili olan HDP’liler nerede? O illerin milletvekili olduğu halde o illerdeki yatırımlara bile sahip çıkmıyorlar. Bunlardan birinci derecede onlar istifade edecek” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Suriye’de yaşananlar ortadayken diğer tarafta Suruç’ta, Şırnak’ta molotoflarla, el bombalarıyla saldırılar olduğunu ifade ederek, “Bunlarla ne elde edecekler. Bunlara karşı gerek hükümet olarak, gerekse cumhurbaşkanlığı olarak bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Bizim milletvekilimizi taşlayan bir milletvekilinin, bir zihniyetin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bunu bir kenara koymak mümkün değil ve bunlara karşı da hiçbir şey bir intikam hırsıyla değil, bir durum tespitidir” dedi.
“BIDEN BENİM İÇİN TARİH OLUR”
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in ABD müttefiklerinin IŞİD’e yardım ettiği iddialarıyla ilgili de konuşan Erdoğan, “Bu konuda Biden’ın bu tür ifadeler kullandıysa benim için tarih olur. Asla benden böyle bir ifade sadır olmamıştır. İkincisi başta IŞİD olmak üzere hiçbir terör örgütüne bizim en ufak bir yardımımız olmamıştır. Bunu kimse ispatlayamaz. Yabancı savaşçılar asla bizim ülkemizden Suriye’ye girmemiştir. Turist pasaportuyla gelip, Suriye’ye geçer. Ama silahlı olarak geçtiğini kimse söyleyemez ve bu konuda hassasiyetimiz aynen devam etmektedir. Biz şu ana kadar 6 bin kişinin Türkiye’ye girişini yasakladık. Bunları bildikleri halde Fransa diyor ki ‘benden bin tane savaşçı orada.’ İngiltere açıklama yapıyor ‘benden 600 savaşçı orada’ diyor. Bunları kendileri söylüyor. Bunları kendileri söyledikleri halde Türkiye’yi bu tür suçlamayla karşı karşıya bırakmak çok yanlış bir şey. Esefle karşıladım ve en son gittiğimde yaptığım görüşmede de asla kendilerinden bu noktada ‘biz yanlış yaptık, bizim böyle bir duruşumuz’ oldu gibi bir şey olmadı. Sayın Biden böyle bir şey söylediyse bizden özür dilemesi lazım. Böyle ufak tefek, çevresinden dolaşarak yapılacak açıklamalar bizim kabulümüz değildir” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin soruları üzerine bayramı İstanbul’da geçireceğini vurgulayan Erdoğan, daha sonra camiden ayrılarak Kısıklı’daki konutuna geçti.
Kaynak: İHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazını Sultanahmet Camii’nde kıldı. Namaz öncesi cami ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Namazın ardından vatandaşlarla bayramlaşan Erdoğan, daha sonra gazetecilere açıklama yaptı. Bayramın barışa vesile olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Tüm milletimin, İslam dünyasının, tüm insanlığın bayramını tebrik ediyor, barışa ve insanlığın şu anda içinde bulunduğu sıkıntıların aşılmasına vesile olmasını temenni ediyorum. Özellikle son dönemlerde Suriye’de ve Irak’taki gelişmeler nedeniyle hassasiyetimiz ve bölgenin sıkıntıları çok açık net ortada. Bu vesileyle bu bayramı bayram gibi yaşamayı rabbimden niyaz ediyorum. Ne yazık ki İslam dünyası son yıllarda İslam’ın kendi asli kimliğiyle uyuşmayan bir tabloyu yaşıyor. Öldüren Müslüman, öldürülen Müslüman. Böyle bir tabloyu yaşıyor ve Allahu Ekber nidalarıyla insanların ölmesi ve öldürülmesi tahammül edilir, katlanılır bir şey değil ve bunun bizim dinimizde katiyen bir yeri de yok. Şu anda sınırlarımız adeta tehdit altında bunları görüyoruz. Şu anda Kobani’de olan yarın belki sınırımıza yakın farklı yerlerde olacak. Tüm bu gelişmelere karşı Türkiye Cumhuriyeti olarak tedbirlerimizi azami ölçüde almış bulunuyoruz. Bunlarla ilgili de atılması gereken adımları da ulusal ve uluslararası bazda da hazırlıklarımızı yaptık, yapıyoruz. En son Cumhurbaşkanlığı makamında da bir üst düzey ulusal güvenlik toplantımızı da yaptık ve buna göre yol haritasını takip ediyoruz” dedi.
“MEHMETÇİĞİN KILINA BİR ŞEY GELİRSE ATACAĞIMIZ ADIMLAR MALUMDUR”
Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye’nin sınırlarında olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Orada bizim şu anda 40 Mehmetçiğimiz var. Onların kılına herhangi bir şey gelmesi halinde Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere orada atacağımız adımlar malumdur. Orada herhangi bir şeyde asla tereddüt etmeyiz, edemeyiz. O andan itibaren her şey değişir” diye konuştu.
Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nde ve Genel Kurul’da yaptığı konuşmada “3 şey yerine gelmedikçe bu tür koalisyonun içerisinde yer almayız” dediğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Bunların birincisi uçuşa yasak bölge konusunun hallolması gerekir dedik ve bu konuda koalisyon güçleri olarak başta Amerika, sivil yaptığımız görüşlerde buna olumlu baktıklarını söylediler. İkincisi aynen onun paralelinde tampon bölge demiyorum, güvenli bölgenin tesis edilmesi. Çünkü biz şu ana kadar 1,5 milyonu aşmış mülteciyi kabul etmiş durumdayız. Tabii bunu nereye kadar kabul edeceğiz. Bu insanlara güvenli bölge tesis edilmesi lazım ve bu insanların kendi topraklarına dönmesini sağlamamız gerekiyor. Bu tabii güvenli bölge içerisindeki onlara uygun yerlerde bu iskanın temini gerekiyor. Güvenli bölge içerisinde aynı şekilde Süleyman Şah Saygı Karakolu da var. Üçüncüsü ise eğit-donat prensibi var. Bununla da gerek Irak, gerek Suriye’de kendi askerlerini hem eğitmek, hem donatmak noktasında da koalisyon güçleriyle mutabık kalınan bir maddedir bu. Burada zaten mutabakat var. Bunu da halletmek suretiyle bizim buradaki görünümümüz, etkinliğimiz çok daha farklı olacaktır. Bu işe muhalefet edenlerin yaklaşım tarzı çok önemli. Bir müddet önce Türkiye’nin Irak ve Suriye’ye niçin girmediğini söyleyenler bugün olumsuz bir yaklaşım sergiliyorlar. Akşam farklı, sabah farklı olmaz. Devlette idarecinin sorumluluğu çok çok farklıdır, anlamlıdır. Siz bir büyük devlet olarak eğer sınırlarınız tehdit altındayken bunlara göz yumarsanız, sessiz kalırsanız tarih sizi affetmez. Burada bir bedel ödemekle karşı karşıya kalacaksınız. Şu anda mesela Kobani’deki gelişmelerde bir taraftan gidip Kobani’yi ziyaret edeceksin, Kobani’den döneceksin ondan sonra diyeceksin ‘Kobani tehdit altında, Türkiye ses çıkarmıyor.’ Kobani’den gelenler şu anda nereye geliyor, nereye sığınıyor. Türkiye’ye sığınıyor. Tüm bunlar ortada olduğu halde Türkiye’de özellikle PKK terörünün içinde olanlar buna sahiplenme gayreti içindeler. Bizim bunlara olumlu bakmamız mümkün değil. Bizim için IŞİD neyse, PKK da odur. Bunları ayrı telakki etmek yanlıştır. Bunların dışında da oralarda terör örgütleri vardır. Tüm bunları bizim ortak ele almamız, ortak değerlendirmemiz, dünyanın da bunu aynı şekilde paylaşması lazım.”
“Karşı güçleri, düşmanı teşhiste eğer yanlış yapılırsa ki yığınaktaki yanlış zaferi olumsuz etkiler” diyen Erdoğan, onun için bunu baştan sağlam yapmak, doğru teşhis yapmak ve doğru teşhisle beraber de burada atılacak adımları ona göre atmanın önem arz ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda bu konuda ilgili bakan ve ilgili kurumlarımız başta Silahlı Kuvvetlerimiz olmak üzere, istihbarat teşkilatımız olmak üzere Dışişleri Bakanlığımız koordinatör olarak bu işin üzerinde hassasiyetle duruyorlar” dedi.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİ SONA ERDİRMEYE ÇALIŞANLAR BEDELİNİ AĞIR ÖDER”
HDP’den gelen çözüm süreciyle ilgili açıklamalara tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O onların sorunu. Bizim için çözüm sürecinin sona ermesi diye bir şey yok. O onların sorunu. Çözüm sürecini sona erdirme gayreti içerisinde olanlar onun bedelini ağır öderler. Kobani sizin için çok önemli de bu ülkenin Güneydoğu Anadolu’su, Doğu Anadolu’su önemli değil mi? Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’ni bu kadar sıkıntı içine sokanlar bunlar değil mi? Kendi halkını, vatandaşını dağlara kaçıranlar bunlar değil mi? Bunları artık dillendirmek gerekiyor. Artık benim cumhurbaşkanı olarak bu noktada çok daha objektif olarak bunları konuşma imkanım var, hakkım var ve konuşacağım. Çünkü ben dağlara kaçırılan gençleri kendi başına bırakamam. Hükümet zaten bu konuyla ilgili her türlü adımı atıyor. O da atmaya devam edecektir. Ama çözüm sürecini engellemek isteyenler bunun bedelini ödeyecektir. Bu ülkede yatırım yapan müteahhit firmaların iş makinelerini yakacaksınız yıkacaksınız, yatırımları engelleyeceksiniz. Güneydoğu’da bu kadar havalimanı yaptık, kime karşı? Bunlara karşı çok enteresan. Bunlar yakıyorlar, yıkıyorlar, biz onları ısrarla yapmaya çalışıyoruz. Hakkari’de hala biz havalimanını bitiremiyoruz. Bunlarla olan mücadeleden dolayı. Bir müteahhit işe başlıyor onu tehdit ediyorlar, başkası geliyor onu tehdit ediyorlar. Bunlar Kobani’yi bu kadar ısrarla savunuyorlar da buraları niye savunmuyorlar? Buralarla ilgili hassasiyetleri nerede? Bu bölgenin milletvekili olan HDP’liler nerede? O illerin milletvekili olduğu halde o illerdeki yatırımlara bile sahip çıkmıyorlar. Bunlardan birinci derecede onlar istifade edecek” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Suriye’de yaşananlar ortadayken diğer tarafta Suruç’ta, Şırnak’ta molotoflarla, el bombalarıyla saldırılar olduğunu ifade ederek, “Bunlarla ne elde edecekler. Bunlara karşı gerek hükümet olarak, gerekse cumhurbaşkanlığı olarak bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Bizim milletvekilimizi taşlayan bir milletvekilinin, bir zihniyetin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bunu bir kenara koymak mümkün değil ve bunlara karşı da hiçbir şey bir intikam hırsıyla değil, bir durum tespitidir” dedi.
“BIDEN BENİM İÇİN TARİH OLUR”
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in ABD müttefiklerinin IŞİD’e yardım ettiği iddialarıyla ilgili de konuşan Erdoğan, “Bu konuda Biden’ın bu tür ifadeler kullandıysa benim için tarih olur. Asla benden böyle bir ifade sadır olmamıştır. İkincisi başta IŞİD olmak üzere hiçbir terör örgütüne bizim en ufak bir yardımımız olmamıştır. Bunu kimse ispatlayamaz. Yabancı savaşçılar asla bizim ülkemizden Suriye’ye girmemiştir. Turist pasaportuyla gelip, Suriye’ye geçer. Ama silahlı olarak geçtiğini kimse söyleyemez ve bu konuda hassasiyetimiz aynen devam etmektedir. Biz şu ana kadar 6 bin kişinin Türkiye’ye girişini yasakladık. Bunları bildikleri halde Fransa diyor ki ‘benden bin tane savaşçı orada.’ İngiltere açıklama yapıyor ‘benden 600 savaşçı orada’ diyor. Bunları kendileri söylüyor. Bunları kendileri söyledikleri halde Türkiye’yi bu tür suçlamayla karşı karşıya bırakmak çok yanlış bir şey. Esefle karşıladım ve en son gittiğimde yaptığım görüşmede de asla kendilerinden bu noktada ‘biz yanlış yaptık, bizim böyle bir duruşumuz’ oldu gibi bir şey olmadı. Sayın Biden böyle bir şey söylediyse bizden özür dilemesi lazım. Böyle ufak tefek, çevresinden dolaşarak yapılacak açıklamalar bizim kabulümüz değildir” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin soruları üzerine bayramı İstanbul’da geçireceğini vurgulayan Erdoğan, daha sonra camiden ayrılarak Kısıklı’daki konutuna geçti.