DİSK Genel Başkanı Beko Açıklama Yaptı

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "Kıdem tazminatı sadece para gözüyle değerlendirilmemeli. Kıdem tazminatı aynı zamanda iş yerinde çalışan işçilerin iş güvencesi anlamına geliyor" dedi.

Beko, Çanakkale Belediye Başkan Vekili Muharrem Erkek'i ziyaretinde yaptığı açıklamada, birçok devlet işletmesinde, Milli Eğitim Bakanlığında, hastanelerde taşeron işçiler çalıştırılmaya başlandığını söyledi.

Bu işçilerin toplam sayısının belediyelerdekilerle birlikte 2 milyon 500 bini bulduğunu kaydeden Beko, "Bu taşeron işçilerin büyük bir bölümünün sigortası, sendikası ve iş güvencesi yok" dedi.

Beko, bunları desteklediğini öne sürdüğü 4857 Sayılı İş Kanunu'nun çıkarıldığı günden bu yana Türkiye genelinde kamu iktisadi teşekkülerinde ve belediyelerde 11 bine yakın işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini iddia ederek, şöyle konuştu:

"İş kazaları artık iş cinayetlerine dönüştü. Mutlaka işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili tedbirlerin alınması gerekir. Önümüzdeki süreçte biz bu insanları işçi cinayetlerinde kaybetmek istemiyorsak, başta sendikalar olarak bu konuyla ilgili demokratik taleplerimizi mutlaka hükümete bildirmemiz gerekir. Geçen hafta Sayın Bakan ile de yaptığımız görüşmede bunları anlatmıştık. Artık bu cinayetlere 'dur' diyelim. Hükümete 'bunu siz çıkardınız, siz kaldırın' diyoruz. Bizim ülkemize taşeron sistemi kesinlikle yakışmadı."

Kıdem tazminatı ile ilgili düzenleme konusunda görüşünü aktaran Beko, "Kıdem tazminatı sadece para gözüyle değerlendirilmemeli. Kıdem tazminatı aynı zamanda iş yerinde çalışan işçilerin iş güvencesi anlamına geliyor" ifadesini kullandı.

Beko, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun gelecek dönemde kaldırılmaması halinde 5 milyona yakın işçinin 2018 yılında sendikalı bile olsa kesinlikle toplu iş sözleşmesi yapacak sendika bulamayacağını savunarak, "Çünkü hala Türkiye'de iş kolu barajı var. İş yeri barajı ve grev yasakları var" şeklinde konuştu.

-Ortadoğu'daki gelişmeler

Kani Beko, Ortadoğu'daki gelişmelere de değindiği konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ortadoğu'da kan gövdeyi götürüyor. Irak ile başlayan, Libya, Tunus, Mısır, İran ve son olarak da Suriye'de devam eden savaş çığlıkları gerçekten Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdi. Milyonlarca insan öldü, sakat kaldı, milyonlarca insanın evi dağıldı. Yapılan araştırmalara göre en az 300 milyar doların üzerinde silah tüccarlarına para verilmiş. Ortadoğu'da saydığım ülkelerin petrol gelirleri silah tüccarlarına gitmiş. Bu paralarla bu silahlarla ne yaptı insanlar? Hep birbirlerini vurdu, birbirlerini öldürdü, kan gövdeyi götürdü. Eğer Ortadoğu'da bu paralar silahlara gitmemiş olsaydı, bu bölgedeki çocuklara binlerce kreş ve ilkokul açılsaydı, liseler, üniversiteler, hastaneler kurulsaydı, ihtiyacı olan yerlere elektrik, su götürülseydi, burada öyle bir kalıcı barış, öyle bir güçlü Ortadoğu olurdu ki. Bu Ortadoğu en azından bir ABD emperyalizmine kafa tutabilecek ve dik durabilecek bir konuma gelebilirdi."

Kaynak: AA