İhracat Rakamları Açıklandı
ÇANKIRI - Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, temmuz ayı ihracat rakamlarına ilişkin, "Cumhuriyet tarihinin bugüne kadar temmuz ayında gerçekleştirmiş olduğu en yüksek ihracat artışı" dedi.
Büyükekşi, kent merkezindeki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, ilk 7 ayda ihracatın yüzde 3,3 artışla 87 milyar 860 milyon dolara yükseldiğini belirterek, temmuzda, yılbaşından beri devam eden trendin de üzerinde, daha pozitif yönde, hemen hemen tüm sektörlerin ihracatında kuvvetli artış olduğunu söyledi.
Büyükekşi, son 12 aylık ihracatın yüzde 7,5 artışla 153 milyar 193 milyon dolara çıktığını kaydetti.
Temmuzda ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,3 artışla 12 milyar 629 milyon dolar olduğunu açıklayan Büyükekşi, "Burada özellikle iki önemli nokta var. Birincisi, bu yıl yapmış olduğumuz en yüksek ihracat artışı, ikincisi cumhuriyet tarihinin bugüne kadar temmuz ayında gerçekleştirmiş olduğu en yüksek ihracat artışı" diye konuştu.
Temmuzda en fazla ihracatın 1 milyar 964 milyon dolar ile otomotiv sektöründe gerçekleştiğine dikkati çeken Büyükekşi, şöyle konuştu:
"Bu sektörü hazır giyim ve kimyevi maddeler takip etti. İller bazında baktığımızda ilk 10 ilimiz arasında ihracatını en fazla artıran, yüzde 55 ile Sakarya oldu. Sakarya'yı yüzde 38 artışla Bursa ve yüzde 25 artışla Kocaeli takip etti. Temmuz ayında AB pazarındaki ihracat artışımız sürdü. AB'ye ihracatımız yüzde 23 arttı. Temmuz ayında Uzakdoğu ülkelerine yüzde 29, BDT ülkelerine yüzde 21, Afrika'ya yüzde 17, Ortadoğu ülkelerine yüzde 7 ihracat artışı yakaladık. Ülkeler bazında ise Malta'ya ihracatımız yüzde 211, Şili'ye yüzde 126, Japonya'ya yüzde 95, Macaristan'a yüzde 78, Arjantin ve Güney Afrika'ya yüzde 61, Portekiz'e yüzde 56, Türkmenistan'a yüzde 46 ve Çin'e yüzde 44 artış gösterdi.
Mısır'a ihracatımız siyasi sıkıntılara rağmen temmuzda yüzde 12 artış gösterdi, Suriye'ye ise yüzde 98 oranında ihracat artışı yakaladık. Bunun en büyük sebebi ise temmuz ayında Suriye'ye önemli oranda hububat sektörü ihracatı gerçekleştirmemiz oldu."
-"Büyüme ve istihdam önceliği ağırlık kazanmış durumda"
Büyükekşi, Türkiye'nin dünyadaki genel gidişata oranla parlak bir ekonomik performans sergilediğini vurguladı.
Küresel ekonomik toparlanmanın beklentilerin altında devam ettiğine dikkati çeken Büyükekşi, şunları dile getirdi:
"Dünya ekonomisinde 2013 büyüme beklentisi yüzde 2,6'dan yüzde 2,4'e, 2014 yılı büyüme öngörüsü ise yüzde 4'den yüzde 3,8'e düşürüldü. Dünya ticaretinin yüzde 80'ini gerçekleştiren G-20 ülkelerinde, çeyrek dönemler itibarıyla büyüme hızlarının yavaşladığını görüyoruz.
Moskova'da yapılan G-20 ekonomi ve maliye bakanları toplantısında, büyüme ve istihdam önceliğinin ağırlık kazandığını ve gelişmiş ülkelerin borç sorununu bir ölçüde arka plana atarak büyüme ve istihdam artışı hedefini ön plana almaya başladığını anlatan Büyükekşi, "Gelişmiş ülkelerde ciddi bir istihdam sorunu var. İstihdama yönelik büyüme desteğinin de iç talebe dayalı olabileceği öngörülüyor. Zira ülkeler gerek kur savaşları gerekse istihdama yarattığı baskı sebebiyle ithalatı kısıtlamak isterken, dolaylı olarak ihracatı da baskı altına alan bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu durum, korumacılık politikalarıyla da destekleniyor" ifadelerini kullandı.
Büyükekşi, büyük ekonomilerin büyüyemediğini, gelişmiş pazarlarda da önemli gelişmeler yaşandığını dile getirerek, dünyanın 3. büyük ithalatçısı Almanya, 6. büyük ithalatçısı Fransa ve diğer ana ithalatçı ülkelerin ithalatında yavaşlamanın oldukça dikkat çektiğini kaydetti.
Japonya, İngiltere ve Kanada gibi büyük ithalat pazarlarında da ekonomik durgunluğun sürdüğünü aktaran Büyükekşi, şöyle devam etti:
"Çin, Hindistan, Rusya, Meksika ve Güney Afrika'daki yavaşlama da dikkat çekici. Küçülme yok ama büyüme hızlarında düşüş var. Not edilmesi gereken bir gelişme ise şu, Çin'in mayıs ve haziran aylarında ihracatı düştü. Dünya ekonomileri böylesine bir türbülanstan geçiyor. Bu da dünya ticaretine olumsuz yansıyor. İlk 5 aylık rakamlara baktığımız zaman önemli bir rakam gözümüze çarpıyor. Çin hariç 69 büyük ekonominin ihracatı ilk 5 ayda yüzde 1,5 düştü. Bu dönemde Brezilya'nın ihracatı yüzde 2,5, Meksika'nın ihracatı yüzde 1,3 ve Çek Cumhuriyeti'nin ihracatı yüzde 3,4 geriledi. Halbuki Türkiye bu yılın ilk 5 ayında kesinleşen verilere göre ihracatını yüzde 2,9 artırmayı başardı.
İlk 5 aylık sonuçlara bakıldığında, Türkiye ilk 70 ekonomi arasında ihracatını en fazla artıran 7. ülke oldu."
-Türkiye'nin mal ihracatı yüzde 5,5 arttı
Büyükekşi, ihracatçıların temmuz ayını son derece başarılı geçirdiğini, ilk 7 ayda Türkiye'nin mal ihracatının yüzde 5,5 arttığını vurguladı.
Ana ihraç pazarlarında gerileme olmasına rağmen mal ihracatındaki artışın sürdüğünü belirten Büyükekşi, "Yakaladığımız bu ivmeyi daha iyi değerlendirmek için temkinli fakat iyimser hareket etmek zorundayız. Zira olumsuz şartlar, sadece büyüme ve talep anlamında değil, jeopolitik olarak da etkisini devam ettiriyor" diye konuştu.
Büyükekşi, Ortadoğu ülkelerindeki siyasi istikrarsızlık ve toplumsal olaylar nedeniyle Türkiye'nin bölge ve çevre ülkelerine ihracat konusunda oldukça olumsuz etkilendiğini vurgulayarak, "Özellikle ulaşım yollarında yaşanan sıkıntıların ihracatımıza olumsuz etkisi oluyor. Mısır'a yapılan Ro-Ro seferleriyle ilgili ve genel olarak ihracatımıza yönelik taşımacılığın minimum seviyede etkilenmesi için Ekonomi Bakanlığımız koordinasyonunda önlemler alınmaya devam ediliyor" dedi.
- "Rekabetçi kur, ithalatın frenlenmesi açısından denge unsuru olacaktır"
Merkez Bankasının tüm dünyadaki gelişmeler ışığında devreye girerek bazı önlemler almasının olumlu olduğunu savunan Büyükekşi, Merkez Bankasının faiz koridorunun üst bandında 75 baz puanlık artışa gittiğini hatırlattı.
Artışın kurlardaki oynaklığın dengelenmesi açısından olumlu katkı sağladığını vurgulayan Büyükekşi, şunları belirtti:
"Sürekli vurguladığımız gibi kurların volatilitesinin azalması mevcut durumda ihracatçımız için büyük önem arz ediyor. Alınan bu kararların piyasalardaki öngörülebilirliği daha da artırdığına ve belirsizlikleri kısa vadede ortadan kaldırdığına inanıyoruz. İhracatçılarımız için rekabetçi kur seviyelerinin korunması kadar, döviz kurlarında oynaklığın da azaltılması bilhassa fiyatlama ve maliyetlendirme denklemlerini etkilememesi açısından büyük önem taşıyor.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Merkez Bankasının ihracatçıların taleplerini dikkate almaya devam etmesini diliyoruz. Çeyrek bazda gerçekleştirdiğimiz eğilim anketinde ağırlıklı dolar kurunda 1,90, sepet kurda ise 2,20 seviyelerini rekabetçi kur seviyeleri olarak belirttik."
Bilecik'te yaptıkları ihracat verileri basın toplantısında, o gün itibarıyla 2,07 olan sepet kurun kademeli olarak önce 2,10, sonra 2,20 seviyesine gelmesini önerdiklerini ifade eden Büyükekşi, "Gelişmeler bu paralelde seyretti ancak sepet kur bir üst seviye olan 2,25'e yükseldi. 2,20 seviyesinin korunmasının önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Unutmamalıyız ki rekabetçi kur, ithalatın frenlenmesi açısından da bir denge unsuru olacaktır" şeklinde konuştu.
-"İhracatçıya verilecek her türlü desteğin çok büyük anlamı var"
Türkiye'nin küresel para ve maliye politikalarının belirsizliğinden en az seviyede etkilenmesi amacıyla, Merkez Bankasının ihracatçılara Eximbank aracılığıyla sağlanan reeskont kredilerinin limitini 2 katına çıkaracağını aktaran Büyükekşi, bunun için gerekli kanunsal düzenlemelerin yapıldığını vurguladı.
Kredi limitinin 11 milyar dolara çıkarılması ile ihracatçıların daha uygun vadede kredili mal satma imkanına sahip olacağının altını çizen Büyükekşi, "Merkez Bankasının bunlara ek 120 gün olan vadeyi 1 yıla uzatmasını talep ediyoruz. Bu zorlu dönemde ihracatçıya verilecek her türlü desteğin çok büyük anlamı var. Bu paralelde ihracatın finansmanına yönelik destekler azami önem taşıyor" diye belirtti.
-"Doğrudan yabancı sermaye girişlerinin artması gerekiyor"
Büyükekşi, ekonomik göstergelerin iktisadi faaliyetlerde kademeli toparlanmaya işaret ettiğini kaydederek, nisanda işsizliğin yüzde 9,3'e gerilediğini, istihdamın 25,7 milyon kişi ile rekor seviyeye ulaştığını ve yıllık büyüme temposunun yüzde 3,5 seviyesinde olduğunu anımsattı.
Büyümeyi ilk çeyrek itibarıyla kamu harcamaları ve iç talepteki genişlemenin desteklediğini anlatan Büyükekşi, "Bunun yanında son birkaç yılda biraz tempo düşüren doğrudan yabancı sermaye girişlerinin artması gerekiyor. Kısa ve uzun vadeli sermaye akışının yavaşlamış olması sadece büyüme açısından değil, cari işlemler açığı tarafında da risk oluşturacaktır çünkü yalnızca yurt içi tasarruflar büyümeyi finanse etmek için yeterli değil, bu sebeple uzun vadeli yabancı yatırım olmazsa olmaz. Doğrudan yabancı yatırımların iç pazara yönelik değil, ihracata yönelik olması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Büyükekşi, aynı gelir seviyesindeki vatandaşların daha fazla tasarruf etmesinin bir dönem sonraki milli gelir seviyesini aşağı çekmesinin muhtemel olduğunu savundu.
İhracatta sadece hacimsel genişlemenin yeterli olmayacağına işaret eden Büyükekşi, "Önemli olan sürekliliği sağlayacak şekilde katma değeri yüksek ihracata yönelmektir. Bunun cari açığın panzehiri olacağına inanıyoruz. Önemli olan inovasyon, tasarım, Ar-Ge ve katma değere önem vererek, markalaşmak, markalar yaratmak ve hedef pazarlarda kalıcı olmaktır" dedi.
-"Para birimleri, dolar karşısında değer kaybetti"
Büyükekşi, FED açıklamaları sonrasında dünya ekonomilerinde yeni bir denge noktası arayışını gözlemlediklerini belirterek, FED'in 2014 yılından itibaren tahvil alımlarını yavaşlatabileceğini açıkladığını hatırlattı.
Gelişmeler neticesinde ilk olarak tüm dünyada faiz oranlarının arttığını ve finansman maliyetlerinin yükseldiğini dile getiren Büyükekşi, "Dolara talep artarken tüm gelişmekte olan ülkelerde para birimleri, dolar karşısında değer kaybetti. Bu süreçten dış kaynaklara daha çok bağımlı ve cari açığı daha yüksek olan, gelişen ülkeler daha fazla etkilenebilir" diye konuştu.
Konuşmanın ardından Çankırı'dan en fazla ihracat yapan firmalar ile Çankırı'ya hizmet eden kurumlara plaket verildi.
Çankırı Valisi Vahdettin Özcan, Büyükekşi'ye tuz lambası ve vazo hediye etti.
Kaynak: AA
Büyükekşi, son 12 aylık ihracatın yüzde 7,5 artışla 153 milyar 193 milyon dolara çıktığını kaydetti.
Temmuzda ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,3 artışla 12 milyar 629 milyon dolar olduğunu açıklayan Büyükekşi, "Burada özellikle iki önemli nokta var. Birincisi, bu yıl yapmış olduğumuz en yüksek ihracat artışı, ikincisi cumhuriyet tarihinin bugüne kadar temmuz ayında gerçekleştirmiş olduğu en yüksek ihracat artışı" diye konuştu.
Temmuzda en fazla ihracatın 1 milyar 964 milyon dolar ile otomotiv sektöründe gerçekleştiğine dikkati çeken Büyükekşi, şöyle konuştu:
"Bu sektörü hazır giyim ve kimyevi maddeler takip etti. İller bazında baktığımızda ilk 10 ilimiz arasında ihracatını en fazla artıran, yüzde 55 ile Sakarya oldu. Sakarya'yı yüzde 38 artışla Bursa ve yüzde 25 artışla Kocaeli takip etti. Temmuz ayında AB pazarındaki ihracat artışımız sürdü. AB'ye ihracatımız yüzde 23 arttı. Temmuz ayında Uzakdoğu ülkelerine yüzde 29, BDT ülkelerine yüzde 21, Afrika'ya yüzde 17, Ortadoğu ülkelerine yüzde 7 ihracat artışı yakaladık. Ülkeler bazında ise Malta'ya ihracatımız yüzde 211, Şili'ye yüzde 126, Japonya'ya yüzde 95, Macaristan'a yüzde 78, Arjantin ve Güney Afrika'ya yüzde 61, Portekiz'e yüzde 56, Türkmenistan'a yüzde 46 ve Çin'e yüzde 44 artış gösterdi.
Mısır'a ihracatımız siyasi sıkıntılara rağmen temmuzda yüzde 12 artış gösterdi, Suriye'ye ise yüzde 98 oranında ihracat artışı yakaladık. Bunun en büyük sebebi ise temmuz ayında Suriye'ye önemli oranda hububat sektörü ihracatı gerçekleştirmemiz oldu."
-"Büyüme ve istihdam önceliği ağırlık kazanmış durumda"
Büyükekşi, Türkiye'nin dünyadaki genel gidişata oranla parlak bir ekonomik performans sergilediğini vurguladı.
Küresel ekonomik toparlanmanın beklentilerin altında devam ettiğine dikkati çeken Büyükekşi, şunları dile getirdi:
"Dünya ekonomisinde 2013 büyüme beklentisi yüzde 2,6'dan yüzde 2,4'e, 2014 yılı büyüme öngörüsü ise yüzde 4'den yüzde 3,8'e düşürüldü. Dünya ticaretinin yüzde 80'ini gerçekleştiren G-20 ülkelerinde, çeyrek dönemler itibarıyla büyüme hızlarının yavaşladığını görüyoruz.
Moskova'da yapılan G-20 ekonomi ve maliye bakanları toplantısında, büyüme ve istihdam önceliğinin ağırlık kazandığını ve gelişmiş ülkelerin borç sorununu bir ölçüde arka plana atarak büyüme ve istihdam artışı hedefini ön plana almaya başladığını anlatan Büyükekşi, "Gelişmiş ülkelerde ciddi bir istihdam sorunu var. İstihdama yönelik büyüme desteğinin de iç talebe dayalı olabileceği öngörülüyor. Zira ülkeler gerek kur savaşları gerekse istihdama yarattığı baskı sebebiyle ithalatı kısıtlamak isterken, dolaylı olarak ihracatı da baskı altına alan bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu durum, korumacılık politikalarıyla da destekleniyor" ifadelerini kullandı.
Büyükekşi, büyük ekonomilerin büyüyemediğini, gelişmiş pazarlarda da önemli gelişmeler yaşandığını dile getirerek, dünyanın 3. büyük ithalatçısı Almanya, 6. büyük ithalatçısı Fransa ve diğer ana ithalatçı ülkelerin ithalatında yavaşlamanın oldukça dikkat çektiğini kaydetti.
Japonya, İngiltere ve Kanada gibi büyük ithalat pazarlarında da ekonomik durgunluğun sürdüğünü aktaran Büyükekşi, şöyle devam etti:
"Çin, Hindistan, Rusya, Meksika ve Güney Afrika'daki yavaşlama da dikkat çekici. Küçülme yok ama büyüme hızlarında düşüş var. Not edilmesi gereken bir gelişme ise şu, Çin'in mayıs ve haziran aylarında ihracatı düştü. Dünya ekonomileri böylesine bir türbülanstan geçiyor. Bu da dünya ticaretine olumsuz yansıyor. İlk 5 aylık rakamlara baktığımız zaman önemli bir rakam gözümüze çarpıyor. Çin hariç 69 büyük ekonominin ihracatı ilk 5 ayda yüzde 1,5 düştü. Bu dönemde Brezilya'nın ihracatı yüzde 2,5, Meksika'nın ihracatı yüzde 1,3 ve Çek Cumhuriyeti'nin ihracatı yüzde 3,4 geriledi. Halbuki Türkiye bu yılın ilk 5 ayında kesinleşen verilere göre ihracatını yüzde 2,9 artırmayı başardı.
İlk 5 aylık sonuçlara bakıldığında, Türkiye ilk 70 ekonomi arasında ihracatını en fazla artıran 7. ülke oldu."
-Türkiye'nin mal ihracatı yüzde 5,5 arttı
Büyükekşi, ihracatçıların temmuz ayını son derece başarılı geçirdiğini, ilk 7 ayda Türkiye'nin mal ihracatının yüzde 5,5 arttığını vurguladı.
Ana ihraç pazarlarında gerileme olmasına rağmen mal ihracatındaki artışın sürdüğünü belirten Büyükekşi, "Yakaladığımız bu ivmeyi daha iyi değerlendirmek için temkinli fakat iyimser hareket etmek zorundayız. Zira olumsuz şartlar, sadece büyüme ve talep anlamında değil, jeopolitik olarak da etkisini devam ettiriyor" diye konuştu.
Büyükekşi, Ortadoğu ülkelerindeki siyasi istikrarsızlık ve toplumsal olaylar nedeniyle Türkiye'nin bölge ve çevre ülkelerine ihracat konusunda oldukça olumsuz etkilendiğini vurgulayarak, "Özellikle ulaşım yollarında yaşanan sıkıntıların ihracatımıza olumsuz etkisi oluyor. Mısır'a yapılan Ro-Ro seferleriyle ilgili ve genel olarak ihracatımıza yönelik taşımacılığın minimum seviyede etkilenmesi için Ekonomi Bakanlığımız koordinasyonunda önlemler alınmaya devam ediliyor" dedi.
- "Rekabetçi kur, ithalatın frenlenmesi açısından denge unsuru olacaktır"
Merkez Bankasının tüm dünyadaki gelişmeler ışığında devreye girerek bazı önlemler almasının olumlu olduğunu savunan Büyükekşi, Merkez Bankasının faiz koridorunun üst bandında 75 baz puanlık artışa gittiğini hatırlattı.
Artışın kurlardaki oynaklığın dengelenmesi açısından olumlu katkı sağladığını vurgulayan Büyükekşi, şunları belirtti:
"Sürekli vurguladığımız gibi kurların volatilitesinin azalması mevcut durumda ihracatçımız için büyük önem arz ediyor. Alınan bu kararların piyasalardaki öngörülebilirliği daha da artırdığına ve belirsizlikleri kısa vadede ortadan kaldırdığına inanıyoruz. İhracatçılarımız için rekabetçi kur seviyelerinin korunması kadar, döviz kurlarında oynaklığın da azaltılması bilhassa fiyatlama ve maliyetlendirme denklemlerini etkilememesi açısından büyük önem taşıyor.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Merkez Bankasının ihracatçıların taleplerini dikkate almaya devam etmesini diliyoruz. Çeyrek bazda gerçekleştirdiğimiz eğilim anketinde ağırlıklı dolar kurunda 1,90, sepet kurda ise 2,20 seviyelerini rekabetçi kur seviyeleri olarak belirttik."
Bilecik'te yaptıkları ihracat verileri basın toplantısında, o gün itibarıyla 2,07 olan sepet kurun kademeli olarak önce 2,10, sonra 2,20 seviyesine gelmesini önerdiklerini ifade eden Büyükekşi, "Gelişmeler bu paralelde seyretti ancak sepet kur bir üst seviye olan 2,25'e yükseldi. 2,20 seviyesinin korunmasının önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Unutmamalıyız ki rekabetçi kur, ithalatın frenlenmesi açısından da bir denge unsuru olacaktır" şeklinde konuştu.
-"İhracatçıya verilecek her türlü desteğin çok büyük anlamı var"
Türkiye'nin küresel para ve maliye politikalarının belirsizliğinden en az seviyede etkilenmesi amacıyla, Merkez Bankasının ihracatçılara Eximbank aracılığıyla sağlanan reeskont kredilerinin limitini 2 katına çıkaracağını aktaran Büyükekşi, bunun için gerekli kanunsal düzenlemelerin yapıldığını vurguladı.
Kredi limitinin 11 milyar dolara çıkarılması ile ihracatçıların daha uygun vadede kredili mal satma imkanına sahip olacağının altını çizen Büyükekşi, "Merkez Bankasının bunlara ek 120 gün olan vadeyi 1 yıla uzatmasını talep ediyoruz. Bu zorlu dönemde ihracatçıya verilecek her türlü desteğin çok büyük anlamı var. Bu paralelde ihracatın finansmanına yönelik destekler azami önem taşıyor" diye belirtti.
-"Doğrudan yabancı sermaye girişlerinin artması gerekiyor"
Büyükekşi, ekonomik göstergelerin iktisadi faaliyetlerde kademeli toparlanmaya işaret ettiğini kaydederek, nisanda işsizliğin yüzde 9,3'e gerilediğini, istihdamın 25,7 milyon kişi ile rekor seviyeye ulaştığını ve yıllık büyüme temposunun yüzde 3,5 seviyesinde olduğunu anımsattı.
Büyümeyi ilk çeyrek itibarıyla kamu harcamaları ve iç talepteki genişlemenin desteklediğini anlatan Büyükekşi, "Bunun yanında son birkaç yılda biraz tempo düşüren doğrudan yabancı sermaye girişlerinin artması gerekiyor. Kısa ve uzun vadeli sermaye akışının yavaşlamış olması sadece büyüme açısından değil, cari işlemler açığı tarafında da risk oluşturacaktır çünkü yalnızca yurt içi tasarruflar büyümeyi finanse etmek için yeterli değil, bu sebeple uzun vadeli yabancı yatırım olmazsa olmaz. Doğrudan yabancı yatırımların iç pazara yönelik değil, ihracata yönelik olması gerektiğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
Büyükekşi, aynı gelir seviyesindeki vatandaşların daha fazla tasarruf etmesinin bir dönem sonraki milli gelir seviyesini aşağı çekmesinin muhtemel olduğunu savundu.
İhracatta sadece hacimsel genişlemenin yeterli olmayacağına işaret eden Büyükekşi, "Önemli olan sürekliliği sağlayacak şekilde katma değeri yüksek ihracata yönelmektir. Bunun cari açığın panzehiri olacağına inanıyoruz. Önemli olan inovasyon, tasarım, Ar-Ge ve katma değere önem vererek, markalaşmak, markalar yaratmak ve hedef pazarlarda kalıcı olmaktır" dedi.
-"Para birimleri, dolar karşısında değer kaybetti"
Büyükekşi, FED açıklamaları sonrasında dünya ekonomilerinde yeni bir denge noktası arayışını gözlemlediklerini belirterek, FED'in 2014 yılından itibaren tahvil alımlarını yavaşlatabileceğini açıkladığını hatırlattı.
Gelişmeler neticesinde ilk olarak tüm dünyada faiz oranlarının arttığını ve finansman maliyetlerinin yükseldiğini dile getiren Büyükekşi, "Dolara talep artarken tüm gelişmekte olan ülkelerde para birimleri, dolar karşısında değer kaybetti. Bu süreçten dış kaynaklara daha çok bağımlı ve cari açığı daha yüksek olan, gelişen ülkeler daha fazla etkilenebilir" diye konuştu.
Konuşmanın ardından Çankırı'dan en fazla ihracat yapan firmalar ile Çankırı'ya hizmet eden kurumlara plaket verildi.
Çankırı Valisi Vahdettin Özcan, Büyükekşi'ye tuz lambası ve vazo hediye etti.