Bakanlar Kurulu Sona Erdi…
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Akil Adamlar Komisyonu için adı geçen bazı isimlerin işi magazinleştirmek için basında yer aldığını düşündüğünü söyledi.
Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Akil Adamlar noktasında birikimli isimler istediğine vurgu yaparak, "Sonunda da bir ihtimalle Türkiye'nin 7 bölgesine yönelik akil adamlar topluluğu veya tek başına akil adamlar topluluğu meydana gelebilecektir" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "PKK'nın çekilmesi konusunda 1999'da yaşananların tekrarlanmaması için güvenceyi hükümet mi verecek?" şeklindeki sorusu üzerine, "Çekilme süreci elbette bir düzen içerisinde gerçekleştirilecektir. Bu konuda Sayın Başbakanımızın 1999'da yaşanan olayların tekrarlanamayacağı konusunda da teminatı vardır" cevabını verdi
Bundan sonraki adım için "Silahların susması ve topraklarımız dışına çıkmadır" diyen Arınç, "Bu da çok ince bir çizgi içerisinde ve çok büyük dikkatlerle gerçekleştirilecektir. Nasıl gerçekleştirileceğini şimdi bana sormayın. Bugüne kadar yaptığımız gibi bu sürece kolay gelmedik. Ama bu sürece gelirken de çok güzel bir diplomasiyi veya çok güzel bir stratejiyi takip ettik. Bundan sonrası da böyle olacak" diye konuştu.
Arınç, İsrail'le ilişkilerin normale dönmesi için öngörülen bir takvim olup olmadığı sorusuna ise, "Cuma günkü gelişme fevkalade olumlu bir gelişmedir. Türkiye'de dış politika bakımından büyük bir başarıdır. Kararlılığımızın, inançlı ve samimi olmamızın kazandırdığı büyük bir başarıdır. Bundan dolayı 75 milyonun büyük bir gurur taşıdığını, büyük bir başarıyı paylaşmış olmanın haklı gururunu yaşadığına doğrusu çok samimi olarak inanıyorum" şeklinde yanıt verdi
İsrail'in özür dilemesiyle ilgili olarak Kılıçdaroğlu'ndan henüz bir açıklama gelmediğine de dikkat çeken Arınç konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bugün Sayın Loğoğlu'nun yazılı açıklamasından bahsettiler. Yani fıkralarla bu anlatılır da şimdi burada söylemem çok doğru değil. Yani bu sevinci paylaşamayanların, bu sevinci paylaşmak istemezken ortaya koydukları bir takım iddiaları ve düşünceleri doğrusu çok garipsiyorum. Şüphesiz CHP de bu milleti temsil eden bir parti olarak, İsrail'in tarihinde ilk defa, çok açık bir biçimde özür kelimesini de ifade ederek, yazılı beyanı ile de hükümet olarak desteklediği bir karar vermesi Türkiye'nin şüphesiz kararlı siyasetinin bir sonucuydu. Çünkü bugüne kadar ben de biliyorum ki, özür dışında her şeyi yapalım teklifleri gelmişti. 'Çok üzgünüz', 'Biz de feryat ediyoruz', 'Biz de ağlıyoruz'... Bunların hiçbiri kabul edilmedi. Diplomaside her kelimenin özel bir anlamı vardır. Ama 'apologies' dediğimiz zaman bunun resmen özür anlamına geldiğini ingilizce bilenler çok iyi bilirler."
"LOĞOĞLU CİĞERE UZANAMAYAN BİR PSİKOLOJİ İÇERİSİNDE"
Faruk Loğoğlu için "Yıllarca Türkiye'yi büyükelçi olarak temsil etmiş bir insanın bu sevinci paylaşmış olmasını temenni ederdik" diyen Arınç, "Ama ciğere uzanamayan bir psikoloji içerisinde. Bunu kötülemek amacıyla ve hiç üşenmeden, sıkılmadan da 5 sayfalık bir yazı yazmış. Bu bir başarıdır. Bu başarıda elbette Sayın Başbakanımız, dışişleri bakanımız, hükümetimizin büyük bir payı vardır. Türk milleti bunu biliyor ve buna inanıyor" diye konuştu
Arınç, İsrail'in özrüyle ilgili olarak, "Özrün bir anlamı da şudur; 'Bu bir haksız fiildir. Bu haksız fiilin sahibi de biziz. Yani açık sularda sizin geminize ben askerlerimi gönderdim. Müdahale ettiler. Ölümlere, yaralanmalara yol açtılar. Sizden özür diliyoruz'. İkinci aşaması tazminat. Tazminat konusunda her iki taraf hükümetlerinden görevlendirdikleri kişiler çalışma yapacaklardır. Bunun bugün startı da verilmiştir. Sayın dışişleri bakanımız karşı tarafla görüşmeler yapmış ve süratle tazminat konusunun çözümlenmesi gerektiğini ifade etmiştir" şeklinde konuştu.
"AKİL ADAMLAR İÇİN İSİM ÜZERİNDE GÖRÜŞMEMİZ OLMADI"
Arınç, Akil Adamlar Komisyonu'nda hangi isimlerin yer alacağına ilişkin toplantıda bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı sorusuna ise, "İsimler üzerinde hiçbir görüşmemiz olmadı. Ama Bülent Arınç olarak şahsi fikrimi söyleyeyim; gazetelerde yer alan isimlerin bir kısmını magazinleştirmek olarak görüyorum" dedi
Arınç komisyonla ilgili olarak, "Akil adamlar heyeti veya akil adamlar topluluğu diyebileceğimiz bir konu üzerinde Sayın Başbakanımız da bir havuz içerisinde bu konuda etkili olabilecek, birikimi olan ve karşısındaki kitleye elbette bir düşünce açıklayabilecek insanların bulunmasını arzu etmektedir. Bu konuda her kesimden isim alınacak veya istenecektir. Sonunda da bir ihtimalle Türkiye'nin 7 bölgesine yönelik akil adamlar topluluğu veya tek başına akil adamlar topluluğu meydana gelebilecektir" diye konuştu.
Akil adamlar konusunda Kılıçdaroğlu'nun tavrını da eleştiren Arınç, "Burada akil adamlar komisyonunun da Meclis'te kurulmasını arzu ediyor. Meclisin iç tüzüğü bilmemektir" dedi.
Arınç, Özgür Suriye Ordusu kurucularından Riyad Esad'ın yaralandığına dair haberler olduğu hatırlatılması üzerine ise, "Bizde bu kadar duyduk. Sanırım aracında bir patlama sonucu ayaklarından yaralanmış. Son gelişmeler nedir bilemiyorum. Kendisine acil şifalar diliyorum" şeklinde konuştu.
"SPEKÜLASYONLARA CEVAP VERİLMEZ, GÜLÜP GEÇİLİR"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, başka bir gazetecinin "Türkiye'nin İsrail ile gizli bir anlaşma yaptığı şeklinde spekülasyonlar var" hatırlatması üzerine, "Spekülasyonlara cevap verilmez, gülüp geçilir. Elinin tersiyle itilir. Bunlar saçma sapan şeylerdir" cevabını verdi
Türkiye'nin İsrail'e karşı şart koştuğu üç koşuldan hepsinin yerine gelmesi gerektiğine vurgu yapan Arınç şunları kaydetti: "Zaman içerisinde bize bunlardan ikisinin kabul edilebileceği, bir tanesi için de farklı şekilde özür anlamına gelebilecek sözlerin kullanılabileceği veya sadece bunun üzerinde durulabileceği teklifleri geldi. Bunların hepsi elimizin tersiyle itildi. Üçü olmazsa kesinlikle Türkiye kabul etmeyecek. Bunun üzerine de bildiğiniz gibi büyükelçilerimiz çekildi. En düşük düzeyde bir kişi bırakıldı. O da üçüncü katip seviyesinde bir arkadaşımızdır. Onlar da aynı şeyi bizim talebimiz üzerine yaptılar. Yani bizim İsrail ile bugüne kadar arka planında bir başka şekilde anlaşma var ve bunun için de böyle bir noktaya gelmemiz gerektiğini düşünseydik bize yapılan tekliflerin hepsini... Bunlar sadece İsrail tarafından değil, İsrail'in araya koyduğu, devreye koyduğu pek çok kişi, kurum, kuruluş tarafından İsrail adına talep edildi. Türkiye bunların hepsine hayır cevabını verdi ve sonunda konjonktürde müsait hale geldi. Türkiye'ye karşı açıkça özür dilendi. Bunun arkasında ne spekülasyon olacak. Yani burada 75 milyon insandan başka, insanın içerisinde hiç kimse burada bir spekülasyon vardır demez ama Oktay Vural gene bir şeyler bulabilir."
"ERGENEKON BAĞLANTISI OLUP OLMADIĞINI SORUŞTURMA SONA ERDİĞİNDE GÖREBİLECEĞİZ"
Bülent Arınç, bir gazetecinin AK Parti ve Adalet Bakanlığı'na gerçekleştirilen saldırılarla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'ın Ergenekon'u işaret ettiği hatırlatarak, "DHKP-C saldırılarının Ergenekon bağlantılı olduğuna dair elinizde bizimle paylaşabileceğiniz somut bilgiler var mı?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Her iki olayın failleri de ismen ve eşkal olarak belirlenmiştir, aranmaktadırlar. Bugün dahi Ankara'da bazı baskınlar ve gözaltılar gerçekleşmiştir. Daha önce de bildiğiniz gibi yine bazı gözaltılar vardı. Tahkikat devam ediyor, soruşturma devam ediyor. Şüphesiz örgüt kendisi de kabul etmekle, bu olayın sahibi olduğunu artık rahatlıkla görebiliyoruz. Ancak Sayın Başbakanımızın söylediği, 'bu işin içerisinde de bir Ergenekon bağlantısı vardır veya olabilir' şeklindeki sözlerini ancak soruşturmanın geldiği son noktada görebileceğiz. "
Kaynak: İHA
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin "PKK'nın çekilmesi konusunda 1999'da yaşananların tekrarlanmaması için güvenceyi hükümet mi verecek?" şeklindeki sorusu üzerine, "Çekilme süreci elbette bir düzen içerisinde gerçekleştirilecektir. Bu konuda Sayın Başbakanımızın 1999'da yaşanan olayların tekrarlanamayacağı konusunda da teminatı vardır" cevabını verdi
Bundan sonraki adım için "Silahların susması ve topraklarımız dışına çıkmadır" diyen Arınç, "Bu da çok ince bir çizgi içerisinde ve çok büyük dikkatlerle gerçekleştirilecektir. Nasıl gerçekleştirileceğini şimdi bana sormayın. Bugüne kadar yaptığımız gibi bu sürece kolay gelmedik. Ama bu sürece gelirken de çok güzel bir diplomasiyi veya çok güzel bir stratejiyi takip ettik. Bundan sonrası da böyle olacak" diye konuştu.
Arınç, İsrail'le ilişkilerin normale dönmesi için öngörülen bir takvim olup olmadığı sorusuna ise, "Cuma günkü gelişme fevkalade olumlu bir gelişmedir. Türkiye'de dış politika bakımından büyük bir başarıdır. Kararlılığımızın, inançlı ve samimi olmamızın kazandırdığı büyük bir başarıdır. Bundan dolayı 75 milyonun büyük bir gurur taşıdığını, büyük bir başarıyı paylaşmış olmanın haklı gururunu yaşadığına doğrusu çok samimi olarak inanıyorum" şeklinde yanıt verdi
İsrail'in özür dilemesiyle ilgili olarak Kılıçdaroğlu'ndan henüz bir açıklama gelmediğine de dikkat çeken Arınç konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bugün Sayın Loğoğlu'nun yazılı açıklamasından bahsettiler. Yani fıkralarla bu anlatılır da şimdi burada söylemem çok doğru değil. Yani bu sevinci paylaşamayanların, bu sevinci paylaşmak istemezken ortaya koydukları bir takım iddiaları ve düşünceleri doğrusu çok garipsiyorum. Şüphesiz CHP de bu milleti temsil eden bir parti olarak, İsrail'in tarihinde ilk defa, çok açık bir biçimde özür kelimesini de ifade ederek, yazılı beyanı ile de hükümet olarak desteklediği bir karar vermesi Türkiye'nin şüphesiz kararlı siyasetinin bir sonucuydu. Çünkü bugüne kadar ben de biliyorum ki, özür dışında her şeyi yapalım teklifleri gelmişti. 'Çok üzgünüz', 'Biz de feryat ediyoruz', 'Biz de ağlıyoruz'... Bunların hiçbiri kabul edilmedi. Diplomaside her kelimenin özel bir anlamı vardır. Ama 'apologies' dediğimiz zaman bunun resmen özür anlamına geldiğini ingilizce bilenler çok iyi bilirler."
"LOĞOĞLU CİĞERE UZANAMAYAN BİR PSİKOLOJİ İÇERİSİNDE"
Faruk Loğoğlu için "Yıllarca Türkiye'yi büyükelçi olarak temsil etmiş bir insanın bu sevinci paylaşmış olmasını temenni ederdik" diyen Arınç, "Ama ciğere uzanamayan bir psikoloji içerisinde. Bunu kötülemek amacıyla ve hiç üşenmeden, sıkılmadan da 5 sayfalık bir yazı yazmış. Bu bir başarıdır. Bu başarıda elbette Sayın Başbakanımız, dışişleri bakanımız, hükümetimizin büyük bir payı vardır. Türk milleti bunu biliyor ve buna inanıyor" diye konuştu
Arınç, İsrail'in özrüyle ilgili olarak, "Özrün bir anlamı da şudur; 'Bu bir haksız fiildir. Bu haksız fiilin sahibi de biziz. Yani açık sularda sizin geminize ben askerlerimi gönderdim. Müdahale ettiler. Ölümlere, yaralanmalara yol açtılar. Sizden özür diliyoruz'. İkinci aşaması tazminat. Tazminat konusunda her iki taraf hükümetlerinden görevlendirdikleri kişiler çalışma yapacaklardır. Bunun bugün startı da verilmiştir. Sayın dışişleri bakanımız karşı tarafla görüşmeler yapmış ve süratle tazminat konusunun çözümlenmesi gerektiğini ifade etmiştir" şeklinde konuştu.
"AKİL ADAMLAR İÇİN İSİM ÜZERİNDE GÖRÜŞMEMİZ OLMADI"
Arınç, Akil Adamlar Komisyonu'nda hangi isimlerin yer alacağına ilişkin toplantıda bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı sorusuna ise, "İsimler üzerinde hiçbir görüşmemiz olmadı. Ama Bülent Arınç olarak şahsi fikrimi söyleyeyim; gazetelerde yer alan isimlerin bir kısmını magazinleştirmek olarak görüyorum" dedi
Arınç komisyonla ilgili olarak, "Akil adamlar heyeti veya akil adamlar topluluğu diyebileceğimiz bir konu üzerinde Sayın Başbakanımız da bir havuz içerisinde bu konuda etkili olabilecek, birikimi olan ve karşısındaki kitleye elbette bir düşünce açıklayabilecek insanların bulunmasını arzu etmektedir. Bu konuda her kesimden isim alınacak veya istenecektir. Sonunda da bir ihtimalle Türkiye'nin 7 bölgesine yönelik akil adamlar topluluğu veya tek başına akil adamlar topluluğu meydana gelebilecektir" diye konuştu.
Akil adamlar konusunda Kılıçdaroğlu'nun tavrını da eleştiren Arınç, "Burada akil adamlar komisyonunun da Meclis'te kurulmasını arzu ediyor. Meclisin iç tüzüğü bilmemektir" dedi.
Arınç, Özgür Suriye Ordusu kurucularından Riyad Esad'ın yaralandığına dair haberler olduğu hatırlatılması üzerine ise, "Bizde bu kadar duyduk. Sanırım aracında bir patlama sonucu ayaklarından yaralanmış. Son gelişmeler nedir bilemiyorum. Kendisine acil şifalar diliyorum" şeklinde konuştu.
"SPEKÜLASYONLARA CEVAP VERİLMEZ, GÜLÜP GEÇİLİR"
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, başka bir gazetecinin "Türkiye'nin İsrail ile gizli bir anlaşma yaptığı şeklinde spekülasyonlar var" hatırlatması üzerine, "Spekülasyonlara cevap verilmez, gülüp geçilir. Elinin tersiyle itilir. Bunlar saçma sapan şeylerdir" cevabını verdi
Türkiye'nin İsrail'e karşı şart koştuğu üç koşuldan hepsinin yerine gelmesi gerektiğine vurgu yapan Arınç şunları kaydetti: "Zaman içerisinde bize bunlardan ikisinin kabul edilebileceği, bir tanesi için de farklı şekilde özür anlamına gelebilecek sözlerin kullanılabileceği veya sadece bunun üzerinde durulabileceği teklifleri geldi. Bunların hepsi elimizin tersiyle itildi. Üçü olmazsa kesinlikle Türkiye kabul etmeyecek. Bunun üzerine de bildiğiniz gibi büyükelçilerimiz çekildi. En düşük düzeyde bir kişi bırakıldı. O da üçüncü katip seviyesinde bir arkadaşımızdır. Onlar da aynı şeyi bizim talebimiz üzerine yaptılar. Yani bizim İsrail ile bugüne kadar arka planında bir başka şekilde anlaşma var ve bunun için de böyle bir noktaya gelmemiz gerektiğini düşünseydik bize yapılan tekliflerin hepsini... Bunlar sadece İsrail tarafından değil, İsrail'in araya koyduğu, devreye koyduğu pek çok kişi, kurum, kuruluş tarafından İsrail adına talep edildi. Türkiye bunların hepsine hayır cevabını verdi ve sonunda konjonktürde müsait hale geldi. Türkiye'ye karşı açıkça özür dilendi. Bunun arkasında ne spekülasyon olacak. Yani burada 75 milyon insandan başka, insanın içerisinde hiç kimse burada bir spekülasyon vardır demez ama Oktay Vural gene bir şeyler bulabilir."
"ERGENEKON BAĞLANTISI OLUP OLMADIĞINI SORUŞTURMA SONA ERDİĞİNDE GÖREBİLECEĞİZ"
Bülent Arınç, bir gazetecinin AK Parti ve Adalet Bakanlığı'na gerçekleştirilen saldırılarla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'ın Ergenekon'u işaret ettiği hatırlatarak, "DHKP-C saldırılarının Ergenekon bağlantılı olduğuna dair elinizde bizimle paylaşabileceğiniz somut bilgiler var mı?" sorusu üzerine şunları söyledi: "Her iki olayın failleri de ismen ve eşkal olarak belirlenmiştir, aranmaktadırlar. Bugün dahi Ankara'da bazı baskınlar ve gözaltılar gerçekleşmiştir. Daha önce de bildiğiniz gibi yine bazı gözaltılar vardı. Tahkikat devam ediyor, soruşturma devam ediyor. Şüphesiz örgüt kendisi de kabul etmekle, bu olayın sahibi olduğunu artık rahatlıkla görebiliyoruz. Ancak Sayın Başbakanımızın söylediği, 'bu işin içerisinde de bir Ergenekon bağlantısı vardır veya olabilir' şeklindeki sözlerini ancak soruşturmanın geldiği son noktada görebileceğiz. "