Bülent Arınç Dil Bayramını Kutladı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Dilinde üstünlüğe erişememiş bir milletin kültür bakımından da gerçek bir üstünlüğe erişemeyeceğini hatırımızda tutmalıyız'' dedi.
Arınç, Bilkent Otel'de düzenlenen 7. Uluslararası Türk Dili Kurultayı'nın açılışında yaptığı konuşmaya, ilk Türk Dili Kurultayı'nın üzerinden 80 yıl geçtiğini hatırlatarak başladı.
Bugün toplanan kurultayın dünyada Türk dili üzerinde yapılan çalışmaların başında geldiğini ifade eden Arınç, Atatürk'ün dil çalışmalarının başarıya ulaşmasında önemli rol üstlendiğini, kurultayların ilk üçünü Dolmabahçe Sarayı'nda topladığını, hazırlıklarıyla ve kurultayın içeriğiyle yakından ilgilendiğini vurguladı.
Türk dili ve kültürünün ana damarını oluşturan eserlerin bu kurultaylarda verilen kararların ve ardından yürütülen kararlı çalışmaların sonucu olduğuna işaret eden Arınç, bu konuda siyasi iradenin kararlılığının çalışmaların neticelenmesinde büyük rol oynadığının altını çizdi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun yapısına ilişkin kanun hükmünde kararnamenin geçen yıl çıkarıldığını, gelen teklifler çerçevesinde bağlı kurumların yapısının yeniden düzenlendiğini hatırlatan Arınç, yönetmeliklerin oluşturulmasıyla akademik yönleri güçlendirilmiş, daha etkili ve daha verimli çalışma ortamları yaratıldığını söyledi.
Arınç, ''Beklentimiz bu kurultayda sunulacak çok değerli bildiriler ışığında hızla yol almaktır. Burada ortaya konulacak tespitlere sahip çıkılması ve kısa sürede ürüne dönüştürülmesi önemlidir. Kurumlarımıza güveniyoruz ve hükümet olarak da kararlılıkla gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum'' dedi.
469 başvuru arasından 206 bildiri
Kurultaya 469 başvuru yapılmasının Türkçe'nin dünya dilleri arasındaki yerini ve kurultayın bilim dünyasındaki itibarını gösterdiğini kaydeden Arınç, başvurular arasından 206 bildirinin seçilmesinin de kurultayın niteliği açısından ipuçları verdiğini ve ilmi açıdan beklentiyi yükselttiğini belirtti.
Türk Dili Kurultayı'nda sunulacak bildirilerin konu başlıklarında özellikle Türk İşaret Dili ve etimoloji konularının konuşulacak olmasına memnun olduğunu ancak programı incelendiğinde Türk İşaret Dili üzerinde iki bildiri gördüğünü, bundan da üzüntü duyduğunu bildiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir oturum bile açılamamış. Öyle anlaşılıyor ki böyle hayati bir konu yeterli sayıda araştırmaya konu edilememiş. Hükümetimizin başlattığı çalışmalar sonucu kısa süre önce kurumlarımızın işbirliğiyle hazırlanan Türk İşaret Dili Sözlüğü içerik ve hazırlanış bakımından bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Ne kadar üzücü ki işitme engelli vatandaşlarımızın bu ihtiyacı bugüne kadar gözardı edilmiştir. Bugün bu ayıptan dönmemizi sağlayan Milli Eğitim Bakanlığımıza ve Türk Dil Kurumumuza teşekkür ediyorum. Şüphesiz ki bu alanda yapmamız gereken daha çok şey var.
Türkiye Türkçesi'nin kapsamlı bir köken bilgisi sözlüğünün halen hazırlanamamış olması da büyük bir eksikliktir. Ancak Türk Dil Kurumu'nun bu yöndeki çalışmalara hız verdiğini biliyorum. Bu nedenle bu iki konunun Kurultay bağlamında ele alınıp konuşulmasını önemsiyorum.''
''Geçmişin araçlarıyla geleceğe yürüyemeyiz''
Bilim adamlarına ''Hala geçmişin sorunlarını düşünen değil 10, 20 hatta 50 yıl sonra bilim dünyasının varacağı yeri görüp, öngörüler geliştirip, çalışma alanlarını belirlemek zorundayız. Geçmişin araçlarıyla geleceğe yürüyemeyeceğimiz açıktır. Burada sorumluluk sizlere düşmektedir'' diye seslenen Bülent Arınç, geleceğin teminatı öğrencilerin bu noktalar dikkate alınarak yetiştirilmesinin, yeni konulara yönlendirilmelerinin ve ders programlarının buna göre düzenlenmesinin önemine vurgu yaptı.
Üniversitelerin projeleriyle hükümeti ve YÖK'ü zorlamasını isteyen Arınç, Türk Dil Kurumu'nun ihtiyaç olduğu halde yeterli sayıda araştırmaya konu olamamış alanları belirlediğini ve bu konulara yönelen genç bilim adamlarına burs verdiğinin, bunun da önemli bir teşvik olduğunun altını çizdi.
Çalışmaların gerçek hayata yansıtılabilmesini ve bildirilerin ürüne dönüşmesinin önemini vurgulayan Arınç, ''Bilim dünyasına bu dört günde yapılacak katkılar, tartışmalar geliştirilsin, yeni çözüm önerileri ortaya konulsun. Kurumlar arası işbirlikleri de hayata geçirilsin. Bu işbirliklerinin sağlanmasında gerek kurumları bir araya getirmede gerekse taraflardan biri olarak Türk Dil Kurumu'nun faal rol üstleneceğine, sorumluluklar alacağına da eminim'' dedi.
Arınç, Dil Bayramı'nı kutladı
Kurultaydaki bildirilerin kısa süre içerisinde yayımlanacağını belirten Arınç, bilgilerin dolaşıma sokulması açısından yayınların önemli olduğunu ifade etti.
26 Eylül'de 80. yılı kutlanacak Dil Bayramı'nı ''Türkçe'nin gelişmesine yönelik gayretlerin bütün yurttaşların ortak şuur ve sorumluluğunda sürdürülmesi'' dileğiyle kutlayan Arınç, ''Dilinde üstünlüğe erişememiş bir milletin kültür bakımından da gerçek bir üstünlüğe erişemeyeceğini hatırımızda tutmalıyız'' dedi.
Arınç, konuşmasının sonunda, Atatürk'ün başlattığı kurultay geleneğini sürdüren ve bu kurultayın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Muhabir: Eda Ünlü Özen
Yayıncı: Tolga Özgenç
Kaynak: AA
Bugün toplanan kurultayın dünyada Türk dili üzerinde yapılan çalışmaların başında geldiğini ifade eden Arınç, Atatürk'ün dil çalışmalarının başarıya ulaşmasında önemli rol üstlendiğini, kurultayların ilk üçünü Dolmabahçe Sarayı'nda topladığını, hazırlıklarıyla ve kurultayın içeriğiyle yakından ilgilendiğini vurguladı.
Türk dili ve kültürünün ana damarını oluşturan eserlerin bu kurultaylarda verilen kararların ve ardından yürütülen kararlı çalışmaların sonucu olduğuna işaret eden Arınç, bu konuda siyasi iradenin kararlılığının çalışmaların neticelenmesinde büyük rol oynadığının altını çizdi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nun yapısına ilişkin kanun hükmünde kararnamenin geçen yıl çıkarıldığını, gelen teklifler çerçevesinde bağlı kurumların yapısının yeniden düzenlendiğini hatırlatan Arınç, yönetmeliklerin oluşturulmasıyla akademik yönleri güçlendirilmiş, daha etkili ve daha verimli çalışma ortamları yaratıldığını söyledi.
Arınç, ''Beklentimiz bu kurultayda sunulacak çok değerli bildiriler ışığında hızla yol almaktır. Burada ortaya konulacak tespitlere sahip çıkılması ve kısa sürede ürüne dönüştürülmesi önemlidir. Kurumlarımıza güveniyoruz ve hükümet olarak da kararlılıkla gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum'' dedi.
469 başvuru arasından 206 bildiri
Kurultaya 469 başvuru yapılmasının Türkçe'nin dünya dilleri arasındaki yerini ve kurultayın bilim dünyasındaki itibarını gösterdiğini kaydeden Arınç, başvurular arasından 206 bildirinin seçilmesinin de kurultayın niteliği açısından ipuçları verdiğini ve ilmi açıdan beklentiyi yükselttiğini belirtti.
Türk Dili Kurultayı'nda sunulacak bildirilerin konu başlıklarında özellikle Türk İşaret Dili ve etimoloji konularının konuşulacak olmasına memnun olduğunu ancak programı incelendiğinde Türk İşaret Dili üzerinde iki bildiri gördüğünü, bundan da üzüntü duyduğunu bildiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir oturum bile açılamamış. Öyle anlaşılıyor ki böyle hayati bir konu yeterli sayıda araştırmaya konu edilememiş. Hükümetimizin başlattığı çalışmalar sonucu kısa süre önce kurumlarımızın işbirliğiyle hazırlanan Türk İşaret Dili Sözlüğü içerik ve hazırlanış bakımından bir ilk olma özelliği taşımaktadır. Ne kadar üzücü ki işitme engelli vatandaşlarımızın bu ihtiyacı bugüne kadar gözardı edilmiştir. Bugün bu ayıptan dönmemizi sağlayan Milli Eğitim Bakanlığımıza ve Türk Dil Kurumumuza teşekkür ediyorum. Şüphesiz ki bu alanda yapmamız gereken daha çok şey var.
Türkiye Türkçesi'nin kapsamlı bir köken bilgisi sözlüğünün halen hazırlanamamış olması da büyük bir eksikliktir. Ancak Türk Dil Kurumu'nun bu yöndeki çalışmalara hız verdiğini biliyorum. Bu nedenle bu iki konunun Kurultay bağlamında ele alınıp konuşulmasını önemsiyorum.''
''Geçmişin araçlarıyla geleceğe yürüyemeyiz''
Bilim adamlarına ''Hala geçmişin sorunlarını düşünen değil 10, 20 hatta 50 yıl sonra bilim dünyasının varacağı yeri görüp, öngörüler geliştirip, çalışma alanlarını belirlemek zorundayız. Geçmişin araçlarıyla geleceğe yürüyemeyeceğimiz açıktır. Burada sorumluluk sizlere düşmektedir'' diye seslenen Bülent Arınç, geleceğin teminatı öğrencilerin bu noktalar dikkate alınarak yetiştirilmesinin, yeni konulara yönlendirilmelerinin ve ders programlarının buna göre düzenlenmesinin önemine vurgu yaptı.
Üniversitelerin projeleriyle hükümeti ve YÖK'ü zorlamasını isteyen Arınç, Türk Dil Kurumu'nun ihtiyaç olduğu halde yeterli sayıda araştırmaya konu olamamış alanları belirlediğini ve bu konulara yönelen genç bilim adamlarına burs verdiğinin, bunun da önemli bir teşvik olduğunun altını çizdi.
Çalışmaların gerçek hayata yansıtılabilmesini ve bildirilerin ürüne dönüşmesinin önemini vurgulayan Arınç, ''Bilim dünyasına bu dört günde yapılacak katkılar, tartışmalar geliştirilsin, yeni çözüm önerileri ortaya konulsun. Kurumlar arası işbirlikleri de hayata geçirilsin. Bu işbirliklerinin sağlanmasında gerek kurumları bir araya getirmede gerekse taraflardan biri olarak Türk Dil Kurumu'nun faal rol üstleneceğine, sorumluluklar alacağına da eminim'' dedi.
Arınç, Dil Bayramı'nı kutladı
Kurultaydaki bildirilerin kısa süre içerisinde yayımlanacağını belirten Arınç, bilgilerin dolaşıma sokulması açısından yayınların önemli olduğunu ifade etti.
26 Eylül'de 80. yılı kutlanacak Dil Bayramı'nı ''Türkçe'nin gelişmesine yönelik gayretlerin bütün yurttaşların ortak şuur ve sorumluluğunda sürdürülmesi'' dileğiyle kutlayan Arınç, ''Dilinde üstünlüğe erişememiş bir milletin kültür bakımından da gerçek bir üstünlüğe erişemeyeceğini hatırımızda tutmalıyız'' dedi.
Arınç, konuşmasının sonunda, Atatürk'ün başlattığı kurultay geleneğini sürdüren ve bu kurultayın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
Muhabir: Eda Ünlü Özen
Yayıncı: Tolga Özgenç